Batı Şeria'nın ‘sessizce’ İsrail'e ilhakının önünü açan idari uygulamalar

Smotrich, Batı Şeria’nın yönetim yetkilerini İsrail Savunma Bakanı'na bağlı Sivil İdare'den alınıp alt kadrolara verileceğini ve Savunma Bakanlığı'nda 26 üyeli hukuk danışmanlığı birimi oluşturulacağını açıkladı

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa’nın el-Halil şehrinin güneyindeki Masafer Yatta bölgesini ziyaretinden bir kare (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa’nın el-Halil şehrinin güneyindeki Masafer Yatta bölgesini ziyaretinden bir kare (WAFA)
TT

Batı Şeria'nın ‘sessizce’ İsrail'e ilhakının önünü açan idari uygulamalar

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa’nın el-Halil şehrinin güneyindeki Masafer Yatta bölgesini ziyaretinden bir kare (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa’nın el-Halil şehrinin güneyindeki Masafer Yatta bölgesini ziyaretinden bir kare (WAFA)

Halil Musa

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'nın fiilen İsrail'e ilhak edilmesinin önünü açan bazı idari uygulamaları duyurdu. Filistinliler "kararlılıklarının ve fedakarlıklarının tüm Yahudileştirme ve sömürgeleştirme projelerini başarısızlığa uğratacağını" söyleyerek bu uygulamalara karşı çıktılar.

Kalkaliye yakınlarındaki bir İsrail yerleşim biriminde partisinin üyeleriyle bir araya gelen Smotrich, Batı Şeria’nın İsrail’e ilhakına giden adımları açıkladı. Ancak bu adımlara dair resmi bir duyuru yapılmazken İsrail tarafından herhangi bir yasa da çıkarılmadı.

Söz konusu uygulamalar arasında, Batı Şeria'da yönetimin yetkilerini İsrail Savunma Bakanı'na bağlı Sivil İdare'den alınarak Smotrich'e bağlı sivil yetkililere verilmesi ve yerleşimcilere İsrail yasalarının uygulanması yer alıyor.

Smotrich, ‘İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu tarafından desteklendiğini’ söylediği politikasının genel amacının bir Filistin devletinin kurulmasını engellemek olduğunu belirterek, “Bu topraklara yerleşmek, onu inşa etmek ve bölünmesini önlemek için geldik” ifadelerini kullandı.

Smotrich’e göre bu politika ‘uzun soluklu yapısal değişiklikler’ öngörüyor.

Dini Siyonizm Partisi'nin lideri Smotrich, 9 Mart'ta parti içi düzenlenen bir kongrede yaptığı konuşmada ‘Sivil İdare’nin lağvedilmesi sürecinin sona erdiğini ve Savunma Bakanlığı bünyesinde yeni bir yapı oluşturulduğunu’ söylemişti.

Smotrich'in ofisinden dün yapılan açıklamada, “Gazze Şeridi’nden başlatılan 7 Ekim 2023 katliamı, İsrail bir bölgeden çekildiğinde boşluğu terörizmin doldurduğunu kanıtladı” denildi.

Yüksek sesle

İsrail merkezli Peace Now örgütü, ‘Batı Şeria'nın ilhakını aktif olarak takip ettiklerini’ belirterek Smotrich'in ‘Netanyahu'nun saklamaya çalıştıklarını yüksek sesle söylediğini’ vurguladı.

Peace Now, İsrail'in ‘Batı Şeria’nın yönetim yetkilerini ordudan alıp sivil bir oluşuma devrederek uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiğini’ kaydetti.

Peace Now’a göre yasadışı ilhak, şu an resmi olarak Filistinliler için ve İsrailli yerleşimciler için iki yasal sistemin işlediğini gösteriyor.

İsrailli bakanın konuşması sızdı

The New York Times (NYT) gazetesinin haberine göre Smotrich, sızdırılan konuşmasında Batı Şeria üzerinde İsrail'in sivil kontrolünü dayatmaya yönelik hükümet planını ifşa etti. Smotrich, 9 Haziran’da Batı Şeria’da partisinin düzenlediği toplantıda, İsrail hükümetinin, yasadışı İsrailli yerleşimcilere Batı Şeria’nın yönetilme şeklini değiştirmek ve resmi olarak ilhak ile suçlanmadan bölgedeki kontrolünü sağlamlaştırmak için gizli çabalar içinde olduğunu söyledi.

Smotrich, ses kaydının sızmasının ardından ‘planın sırlarını ifşa etmediğini, ne yaptığının açık olduğunu’ söylediği bir açıklama yaptı.

‘İsrail’e karşı bir Filistin devleti kurulması tehdidini engellemek için tüm gücüyle mücadele edeceği’ sözünü veren Smotrich, yetkileri sayesinde yerleşim yerlerini geliştirmeye ve güvenliği güçlendirmeye devam edeceğini kaydetti.

Smotrich, İsraillilerin ezici çoğunluğunun Batı Şeria'da bir Filistin devletinin kurulmasının İsrail’in bekasını tehlikeye atacağının farkında olduğunu öne sürdü.

Smotrich, yaklaşık bir ay önce Hillel Roth'u Sivil İdare'nin Başkan Yardımcısı olarak atamış, ona yerleşim yerleri inşa etme ve Filistinlilerin topraklarına el koyma yetkisi vermişti.

Smotrich'e göre Roth, emirleri imzalama, Yüksek Planlama Komitesi’ni toplamaya, devlet arazisi ilan etme, yol kamulaştırmalarını imzalama gibi tüm yetkiye sahip olacak.

Geniş kapsamlı yetkiler

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre göreve atanan Roth, aynı zamanda Savunma Bakanlığı'nda Smotrich için çalışıyor ve Batı Şeria üzerinde geniş yetkilere sahip.

Smotrich, bu adımın esasen Batı Şeria'daki sivil işlerle ilgili yetkilerin büyük bir kısmını Savunma Bakanlığı dışında faaliyet gösteren bir sivilin eline vermeyi amaçladığını da sözlerine ekledi.

İsrail Savunma Bakanlığı'ndan bir yetkili, hukuki konularla ilgili yaptığı açıklamada, tüm yerleşim birimleri ve arazi konularının Askeri Hukuk Danışmanlığı’ndan İsrail Savunma Bakanlığı'na devredileceğini söyledi.

Smotrich, İsrail Savunma Bakanlığı'nda 26 üyeli hukuk danışmanlığı birimi oluşturulacağını belirterek askeri hukuk danışmanı askeri özelliklere sahipken, Savunma Bakanlığı'ndaki hukuk danışmanlığı departmanının tamamen farklı bir görevi olduğunu kaydetti.

İsrailli bakan İsrail Savunma Bakanlığı'nda oluşturulması planlanan birime atıfla ‘ayrı bir sivil sistem kurulduğunu ve Savunma Bakanlığı bünyesinde olduğunu’ açıkladı.

Smotrich'in politikasının pratiğe geçirilmesinin bir işareti olarak Yerleşim Birimleri İdaresi, 63 yerleşim karakolunu yasallaştırmak amacıyla bir liste üzerinde çalışmaya başladı. Maliye Bakanı görevini yürüten Smotrich, bunun için gerekli bütçenin ayrıldığını belirtti.

Tarımsal yerleşim

Arazi korumanın en etkili yönetimi olarak tarımsal yerleşimden bahseden Smotrich, “Bir çiftçi ve bin inek alıyorsunuz ve 40 bin dönüm sizi koruyor. Yakında bu çiftliklerin yasallaştırılması için bir model oluşturacağız” diye konuştu.

Smotrich'e göre bu modelin uygulanması, hükümetin altyapıya yatırım yapmasının, su, elektrik ve yol sağlamasının önünü açacak ve bu büyük bir strateji.

Önümüzdeki beş yıl içinde Batı Şeria'daki yerleşim birimlerine giden ve bu yerleşim birimlerini İsrail’e bağlayan yolların geliştirilmesi için yaklaşık 2 milyar dolar tahsis eden Maliye Bakanı bu planın bir milyondan fazla İsrailliyi çekmeyi hedeflediğini belirtti.

Smotrich, yol ağının Batı Şeria’daki yerleşim birimlerinin İsrail şehirlerine bağlanmalarını hızlandırmayı amaçladığını söyledi.

Buna karşın Smotrich, özellikle Batı Şeria'nın yüzde 60'ını kapsayan C Bölgesi'nde Filistinlilere ait evlerin yıkım çalışmalarına hız verdi.

Özel birim

İsrail Maliye Bakanı, Savunma Bakanı Yoav Gallant ile bu konuda yeni bir mekanizma ve Filistinlilerin ‘kaçak’ olduğu öne sürülen evlerinin yıkımını gerçekleştirmek üzere İsrail ordusunda özel bir birimin kurulması üzerinde çalışıyor.

Smotrich, bu çabaları ‘jeopolitik, stratejik ve güvenlik’ meselesi olarak tanımladı.

Öte yandan Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, ‘Filistinlilerin topraklarında kalmaktaki kararlılıklarının ve fedakârlıklarının tüm Yahudileştirme ve yerleşim birimi inşa etme projelerini başarısızlığa uğratacağını’ vurguladı.

Batı Şeria’nın el-Halil şehrinin güneyindeki Masafer Yatta bölgesinde Filistinlileri ziyaret eden Mustafa burada yaptığı açıklamada " Bugün Masafer Yatta'da olmamız Smotrich ve diğerlerine verilecek en iyi cevaptır” dedi.

Filistin Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Smotrich'in bir programı varsa bizim de bir programımız var. O halkımızı buradan çıkarmak istiyor, bizse burayı istikrara kavuşturmak için çalışıyoruz. Yahudi devletinin sınırlarını nehirden denize kadar genişletmek istiyor, ama biz ona bunun olmayacağını söylüyoruz.

Yaşananlar ‘irade ve beka mücadelesinin bir başka tezahürü’ olarak nitelendiren Başbakan Mustafa, işgalci İsrail’in amacının halkımızı kontrol etmek ve ortadan kaldırmak olduğunu da sözlerine ekledi.

Filistin Başbakanı, İsrail’in projesi karşısında kararlılığın, amaç birliğinin, araçlara odaklanmanın ve işgalci İsrail’in yükümlülüğünü artırmanın yanı sıra makul düzeyde kendine güven, azim ve sıkı çalışmanın başarıya götüren en iyi yol olduğunu da sözlerine ekledi.

“Büyük İsrail”

İsrail uzmanı Muhammed Helse, Smotrich'in sızdırılan açıklamalarının, İsrail hükümetinin Filistin varlığını ortadan kaldırmaya ve Batı Şeria'yı ilhak etmeye yönelik uygulamaları ve hamleleriyle her gün pratiğe döküldüğünü söyledi.

Helse, Smotrich'in lideri olduğu Dini Siyonizm Partisi’nin tüzüğünün, merkezinde Batı Şeria'nın olduğu Büyük İsrail'in kurulması çağrısında bulunduğunu belirtti.

Smotrich'in Netanyahu'nun söz konusu uygulamaları desteklediğini söylemesini değerlendiren Helse, Netanyahu'nun hükümetteki taraflar arasında Batı Şeria'da kalma konusundaki görüş birliği çerçevesinde aşırı sağı yatıştırmaya çalıştığını ifade etti.

Helse, sözlerine şöyle devam etti:

“Netanyahu, Gazze Şeridi’ndeki savaşın sona ermesinin ardından Batı Şeria’yı ve buradaki Filistin varlığını tehdit etmesine rağmen aşırı sağa özgürlük tanıyacak gibi görünüyor” dedi.

Helse, İsrail sağının ‘Batı Şeria'daki eylemleri yasallaştırmak ve burayı resmen ve yasal olarak İsrail'e katmak için Knesset'te (İsrail parlamentosu) bir yasa tasarısı sunulduğunda bir karar anına gelmiş olacağını’ da sözlerine ekledi.

Netanyahu'nun desteği

İsrail uzmanı İsmet Mansur ise Smotrich'in eylemlerinin ‘Netanyahu hükümeti değişse ya da görevden ayrılsa bile geri alınması zor olacak büyük bir değişim teşkil ettiğini ve bir oldu-bitti dayattığını’ söyledi.

Bu önlemlerin Smotrich'in Batı Şeria'daki Filistin varlığını zayıflatma ve Filistin Yönetimi'nin altını oyma programıyla uyumlu olduğunu söyledi.

Smotrich'in açıklamasında şaşırtıcı olanın Netanyahu'nun bu uygulamaları ve ‘sessiz’ ilhakı desteklediğini beyan etmesi olduğunu söyleyen Mansur, İsrail’in ‘ABD ve dünyanın geri kalanının tepkisini çekmeden Batı Şeria'yı sessizce ve fiili bir şekilde ilhak etmeye çalıştığı’ yorumunda bulundu.



Rapor: İsrail, İran'a ‘rejimi devirecek’ saldırılar başlatmayı planlıyor

İsrail'in Demir Kubbe'si İran füzelerine karşı önleme yapıyor. (EPA)
İsrail'in Demir Kubbe'si İran füzelerine karşı önleme yapıyor. (EPA)
TT

Rapor: İsrail, İran'a ‘rejimi devirecek’ saldırılar başlatmayı planlıyor

İsrail'in Demir Kubbe'si İran füzelerine karşı önleme yapıyor. (EPA)
İsrail'in Demir Kubbe'si İran füzelerine karşı önleme yapıyor. (EPA)

İngiliz The Times gazetesine göre, İran'ın bu ayki füze saldırısına verilecek yanıt konusunda ABD ile istişarelerde bulunan İsrail, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile Besic hedeflerinin yanı sıra üçüncü bir dolaylı hedef belirledi: ‘Rejimi devirmek.’
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın füze saldırısından birkaç gün önce İran halkına sesleniş olarak sunulan bir video konuşmasında bunun ipuçlarını verdi.
Netanyahu söz konusu konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Küçük bir grup fanatik din adamının umutlarınızı ve hayallerinizi ezmesine izin vermeyin... İran halkı İsrail'in yanında olduğunu bilmeli. İran nihayet özgür olduğunda, ki o an insanların düşündüğünden çok daha erken gelecek, her şey farklı olacak.”
Eleştirmenler İngilizce yapılan konuşmanın Batılı ülkelere ve yurtdışında bulunan İran muhalefetine yönelik olabileceğini ifade etti.
Netanyahu, İsrail'in gelecekteki hava saldırılarının, iki rejim ayağı DMO ve Besic güçlerini zayıflatmaya yardımcı olacağını umuyor.
Batılı bir yetkili bu hafta yaptığı açıklamada, İsrail'in planıyla ilgili olarak “Onları sert bir şekilde vurmayı planlıyorlar” dedi ve bunun İran muhalefetini cesaretlendireceğini belirtti.
Gazeteye göre bir realist olan Netanyahu, bir ya da birkaç hava saldırısı dalgasının halk ayaklanmasını teşvik ederek rejimi devireceğine inanmıyor.
Ancak aralarında İran'a karşı sert önlemler alınmasından yana olan aşırı sağcı koalisyon bakanlarının da bulunduğu İsrail yönetimindeki bazı isimler, bunun bir yanda ABD ve İsrail, diğer yanda İran ve ‘direniş ekseni’ arasında sıkışmış hisseden bölgedeki güç dengesini değiştirebilecek belirleyici bir an olduğuna inanıyor.
Bu görüş, İran'ın İsrail'e karşı on yıllardır yetiştirdiği en güçlü vekili olan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın devrilmesiyle güçlendi.
Ortadoğu Enstitüsü (Middle East Institute) adlı düşünce kuruluşunda kıdemli araştırmacı olan Firas Maksad, konuyla alakalı olarak şunları söyledi: “Biden yönetimi ve İsrailliler, İsrail'in tepkisinin ilk aşamasının ordu, DMO ve Besic ile sınırlı kalacağı ve nükleer ve petrol tesislerinden uzak duracağı konusunda genel bir anlayışa vardılar. Bazılarının umduğu gibi Besic ve DMO'yu hedef almak halkla ilişkileri üzerindeki baskıyı artıracaktır.”
ABD, İran'daki rejimin bir halk devrimi tarafından hemen tehdit edileceğine inanmıyor olsa da, İsrail'i nükleer ve petrol tesislerini vurmamaya ikna etme fikrini düşünmüş olabilir.
ABD gerilimin artmasından korktuğu için bu tesislere saldırıdan kaçınmak istiyor: Tahran ya nükleer bomba için uranyum zenginleştirmeyi hızlandıracak ya da bölgedeki petrol sahalarına saldırarak önümüzdeki ay yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde fiyatları yükseltecek. Bu da Cumhuriyetçi aday Donald Trump'a kampanyası için daha fazla yakıt sağlayacak.
İsrail'in herhangi bir saldırısı da İran'ın daha fazla tepki göstermesine yol açabilir.
Maksad, “Bunu ilk atış olarak düşünmeliyiz. İran'ın bir yanıtı olacak ve bu da bizi ABD'deki seçimlerin ötesine taşıyacak. O noktada Netanyahu'nun daha geniş bir şekilde karşılık vermek için daha fazla esnekliği olacak” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı son dönemde elde ettiği başarılar, örgütün savaş gücünü azaltan saldırılar ve Nasrallah gibi kilit isimlerin öldürüldüğü hava saldırıları, Netanyahu'nun iktidar koalisyonundaki sertlik yanlılarını baş düşmanlarına karşı savaşı genişletme konusunda cesaretlendirebilir.
On yıllardır İran'ı inceleyen İsrail güvenlik ve istihbarat servisleri de askeri ya da gizli saldırıların Dini Lider Ali Hamaney'i devirebileceğine ikna olmayabilir.
Chatham House'un Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Direktörü Sanam Vakil, “Güvenlik güçlerinin buna hazırlıklı olması beni şaşırtır, İsrail'in bu düzeyde bir başarı elde etmesine imkân yok” dedi.
İran'ın baskıcı rejiminin muhalifleri muhafazakâr destekçilerinden daha fazla. Öyle ki bu yılki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılım tüm zamanların en düşük seviyesindeydi. Kadınlara yönelik muameleye karşı protestoların iki yıl boyunca bastırılmasının ardından seçimlere boykot çağrıları yapıldı.
Analistler, bu eğilimin İranlılar arasında reformun değil rejim değişikliğinin gerekli olduğuna dair yaygın bir inanca işaret edebileceğini, ancak çok az kişinin yabancı bir gücün emriyle bunu memnuniyetle karşılayacağını söylüyor.
Kendini tehdit altında hisseden İran, herhangi bir muhalefet belirtisine karşı önleyici baskılar uygulayabilir.