Aşırı demokrasi ile ona karşı nefret arasında

Aşırı demokrasi ile ona karşı nefret arasında
TT

Aşırı demokrasi ile ona karşı nefret arasında

Aşırı demokrasi ile ona karşı nefret arasında

Husam İytani

Aşırı sağ. Popülizm. Güçlü adam. Bugün dünyayı kasıp kavuran ve başta Batı olmak üzere demokrasilerin evi sayılan bazı ülkelerde iktidar sistemlerinin doğasını değiştiren olgular.

Dünyadaki pek çok kişinin geçmişte kaldığını düşündüğü iktidar biçimlerinin ortaya çıkışını açıklamaya yönelik girişimlere kafa karışıklığı ve şaşkınlık hâkimdir. Özellikle liberal demokrasi ile Sovyetlerin çöküşü, liberal kapitalizmin çıkarına olan (daha sonra bir saflık olduğu ortaya çıkan) Tarihin Sonu duyurusundan sonra daha da kökleşen Batı modelinin en büyük zaferi olduğu söylenen İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, bu iktidar ve otorite biçimlerinin tarihe karıştığı düşünülmüştü.

İngiliz filozof ve (ünlü "Sahte Şafak" kitabının yazarı) John Gray ilerleme teorisinin başarısızlığından ve buna inanan Batılı toplumların, 1920'li ve 1930'lu yıllarda yaşadıklarını şimdi yeniden yaşadıklarından bahsediyor. Bu dönemde liberal ve sol güçlerin kendi aralarındaki çekişmelerle meşgul olmaları, faşistlerin ve Nazilerin nihilist modellerini yaymalarına, güç ve baskının yanı sıra kültür, hukuk ve eşitliği aşağılamanın en öne çıkan değerlerini oluşturduğu toplumlara geri dönüşe olanak tanımıştı.

Adil ve "insancıl" bir topluma doğru ilerleme, Aydınlanma ideolojilerinin 18’inci yüzyıldan bu yana müjdelediği gibi bir kader değildir. Toplumların şiddet, eşitsizlik ve en güçlünün kontrolü değerleri gibi eski toplumsal yapı biçimlerini yeniden canlandırması da söylendiği gibi imkânsız bir seçenek değildir. Latin Amerika'da uyuşturucu kartellerinin bazı ülkelerin tamamını kontrol etmesi, toplumların Orta Çağ'daki feodal toplumları hatırlatacak şekilde kartellerin liderlerinin otoritesi ile birlikte yaşamaları buna bir örnektir.

Dünyadaki pek çok kişinin, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra geçmişte kaldığını düşündüğü iktidar biçimlerinin ortaya çıkışını açıklamaya yönelik girişimlere kafa karışıklığı ve şaşkınlık hâkim.

Burada Jacques Rancière'in “Demokrasi Nefreti” adlı kitabında tartıştıklarını hatırlatmakta fayda var. Ranciére, üç önde gelen siyaset bilimci Samuel Huntington (“Medeniyetler Çatışması” kitabının ünlü yazarı) Michel Crozier ve Jōji Watanuki tarafından yaklaşık yarım yüzyıl önce hazırlanan ve Demokrasinin Krizi başlıklı bir rapora atıfta bulunuyor. Üç siyaset bilimci raporda demokrasinin birinci düşmanının aşırılık olduğunu söylüyorlar. Başka bir deyişle, demokrasi talebinin yoğunluğu, vatandaşların ve medya yetkililerinin, elitlerin ve yerleşik bürokrasilerin görüşlerine sürekli meydan okuması, nihayetinde Batı'nın 1960'larda ve 1970'lerde tanık olduğu türden bir kaosa yol açmaktadır. Üç siyaset bilimci, demokratik canlılıkla yüzleşmenin “çifte açmaza” yol açtığı sonucuna varıyorlar. Birinci açmaz, demokratik yaşam halkın kamu işlerine önemli ölçüde katılımı anlamına gelmektedir ki onlara göre bu “kötü bir şeydir.” İkinci açmaz, enerjileri bireysel tatmine yönlendiren bir toplumsal yaşam biçimi demektir (ki bu da kötüdür). Rancière'in aktardığı raporun yazarları, Batılı hükümetlerin yukarıda bahsedilen çıkmazdan çıkış yolu olarak benimsediği "ampirik pozitivizm" fikrini reddediyorlar. Çünkü onlara göre bu fikir, "aşırı demokrasi"nin tedavisini "demokrasiye nefret” ile özetliyor.

Rancière daha sonra Jean-Claude Milner'ın “Demokratik Avrupa'nın Suç Eğilimleri” adlı kitabında sunulan başka bir çelişkiye geçiş yapıyor. Bu kitapta yazar, Yahudilerin Nazi yönetimi tarafından ortadan kaldırılmasının, yaşlı kıtada İkinci Dünya Savaşı sonrası demokrasilerin kurulması için nasıl gerekli bir başlangıç ​​oluşturduğunu açıklıyor. Milner'a göre Batı, Ortadoğu'da barış çağrısında bulunarak da benzer bir politika uyguluyor ve bu politikanın sonucu, İsrail'in yok edilmesinden başka bir şey olmayacak. Çünkü soy ve mirasçılığı tanımayan bir demokrasi, ne Yahudi’nin ayrıcalığını ne de Yahudi devletini tanıyacaktır...

Burada Rancière'in "gereksiz halk" fikrinin yalnızca Avrupalı ​​Yahudiler ile sınırlı olmadığını hatırlatmak için eleştirdiği önermelere bir nokta koyabiliriz. Gerçek şu ki, İsrail devleti de bu terimi 1970'li ve 1980'li yıllarda Filistinlilere atıfta bulunmak için kullandı. 1975 ile 1990 yılları arasındaki iç savaş sırasında İsrail’in Lübnanlı müttefikleri de onu taklit ettiler; bunlardan bazıları, Filistinlilerin, devletlerini kurabilecekleri bir yer olmadığı için Ortadoğu'daki siyasi sahneden kaybolmaları gerektiğini düşünüyorlardı.

Burada, bir yandan yönetime demokratik katılım hakkının reddedilmesi, diğer yandan demokrasinin aradığı uyumu sağlamak için bütün bir halkı yok etmeye çalışmakla suçlanması arasındaki bağlantı çarpıcı görünüyor.

Batı demokrasisinin dünyadaki iktidar biçimlerinde köklü bir değişime yol açabilecek krizi, dünyanın birçok ülkesinde çok az etki yaratacak gibi görünüyor. Ancak bu, derinlerinde, gelecekteki toplumların genel yapısında insanın, yani bireyin konumunun yeniden tanımlanmasını da içeriyor



"Çarpık ve Müstehcen" Trump heykeli, yeniden ortaya çıktı

Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Donald Trump'a benzeyen 13 metre uzunluğundaki çıplak heykel, Las Vegas'ın kuzeyinde Interstate 15 yakınlarında çitlerle çevrili bir alanda sergileniyor (AFP)
Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Donald Trump'a benzeyen 13 metre uzunluğundaki çıplak heykel, Las Vegas'ın kuzeyinde Interstate 15 yakınlarında çitlerle çevrili bir alanda sergileniyor (AFP)
TT

"Çarpık ve Müstehcen" Trump heykeli, yeniden ortaya çıktı

Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Donald Trump'a benzeyen 13 metre uzunluğundaki çıplak heykel, Las Vegas'ın kuzeyinde Interstate 15 yakınlarında çitlerle çevrili bir alanda sergileniyor (AFP)
Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Donald Trump'a benzeyen 13 metre uzunluğundaki çıplak heykel, Las Vegas'ın kuzeyinde Interstate 15 yakınlarında çitlerle çevrili bir alanda sergileniyor (AFP)

Donald Trump'ın 13 metrelik çıplak heykelinin, geçen hafta Las Vegas yakınlarındaki bir otoyoldan kaybolduktan sonra Arizona'daki bir marihuana dispanserinin arkasında yeniden ortaya çıktığı bildirildi.

Heykel özel mülk üzerinde. Arazinin ana sahibi Tom Yarak, Axios'a bu eylemi siyasi bir duruş sergilemek için değil, ticari bir anlaşma çerçevesinde kabul ettiğini söyledi.

Yarak, basın kuruluşuna "Ben İsviçre gibiyim dostum" dedi.

"Çarpık ve Müstehcen" diye adlandırılan 2,7 tonluk heykel, ilk kez eylül sonlarında Interstate 15'in üzerinde yükselirken görüntülenmişti. 

Özel mülkte sergilenmesine rağmen yerel yetkililer eserin kaldırılmasını istemişti.
 

scdv
Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Donald Trump'a benzeyen 13 metre uzunluğundaki çıplak heykel, Las Vegas'ın kuzeyinde Interstate 15 yakınlarında çitlerle çevrili bir alanda sergileniyor (AFP)

Cumhuriyetçi Parti'nin Nevada'daki kolu, bu eylemi kınayarak "içler acısı" diye nitelemiş ve "anlamlı bir diyalogdansa şoka uğratma" amacıyla tasarlandığını söylemişti.

Parti, yaptığı açıklamada "Başkan Trump ve Cumhuriyetçiler enflasyonu düşürmek, sınırlarımızı güvence altına almak, iş imkanları yaratmak ve tüm Amerikalılar için daha parlak bir gelecek sağlamak gibi önemli sonuçlar elde etmekle ilgileniyor" demişti.

Öte yandan Demokratlar, özellikle de Kamala Harris, anlamdan ziyade şok unsuruna öncelik veriyor. Başkan Trump, bu yarışta Nevada'daki meslek sahibi erkek ve kadınların haklarını savunan tek aday.

Bu kukla girişiminde rol alanlar, halihazırda isimlerini saklı tutsa da The Wrap'e eserin "şeffaflık, kırılganlık ve siyasi figürlerin kamusal kişilikleri üzerine cesur bir ifade" olmayı, "siyasette şeffaflığa veya şeffaflık eksikliğine dair tartışmalara ilham vermeyi, görenleri siyasi etki üzerine eleştirel bir şekilde düşünmeye teşvik etmeyi" amaçladığını anlatmıştı.

Clark County'nin Las Vegas'ın dışına yerleştirilen Donald Trump heykeline ilişkin açıklaması.
"Sosyal medyada paylaşılan bilgiler doğru değil. Clark County, Trump'ın heykeline izin vermedi ve heykel özel mülkte sergilendi. Varlığından haberdar olduktan sonra Komisyon Üyesi Kirkpatrick, mülk sahibiyle iletişime geçti ve heykelin kaldırılmasını istedi. Bundan kısa süre sonra heykel kaldırıldı."

Serginin organizatörleri, Çarpık ve Müstehcen'i ülkenin farklı yerlerine turneye çıkarmayı planladıklarını da söylemişti.

Hem Nevada hem Arizona, 2024 seçimleri için önemli salıncak eyaletler olarak görülüyor.

The Independent'ın anket takibine göre Kamala Harris, Donald Trump'ın yaklaşık yüzde 3 puan önünde.

Bu üstünlük, salıncak eyaletlere de yansıyor ve Harris, Arizona'da 3 puanla, Nevada'da 7 puanla Trump'ın önünde yer alıyor.
Independent Türkçe