İngiltere’de yeni hükümetinin dış politikası nasıl olacak?

İngiltere’nin yeni Başbakanı Keir Starmer Londra'daki Başbakanlık Ofisi 10 Numara önünde gazetecilere açıklama yaparken (DPA)
İngiltere’nin yeni Başbakanı Keir Starmer Londra'daki Başbakanlık Ofisi 10 Numara önünde gazetecilere açıklama yaparken (DPA)
TT

İngiltere’de yeni hükümetinin dış politikası nasıl olacak?

İngiltere’nin yeni Başbakanı Keir Starmer Londra'daki Başbakanlık Ofisi 10 Numara önünde gazetecilere açıklama yaparken (DPA)
İngiltere’nin yeni Başbakanı Keir Starmer Londra'daki Başbakanlık Ofisi 10 Numara önünde gazetecilere açıklama yaparken (DPA)

Keir Starmer'ın İngiltere Başbakanı olarak ilk ayı, başta ABD Başkanı Joe Biden ve Avrupalı liderlerle yapacağı görüşmeler olmak üzere uluslararası diplomatik etkinlikler açısından yoğun geçecek.

Fransız Haber Ajansı’na (AFP) göre İngiltere’nin yeni Başbakanı Starmer dünya sahnesine ilk adımını birkaç gün sonra salı günü başlayıp perşembe günü sona erecek olan Washington'da düzenlenecek, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) kuruluşunun 75’inci yıldönümü zirvesinde atacak.

Starmer daha sonra 18 Temmuz'da İngiltere'nin Oxford şehri yakınlarında bulunan Blenheim Sarayı'nda Avrupa Siyasi Grubu toplantısına ev sahipliği yapacak. Toplantıya Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanıi Olaf Scholz'un da katılması bekleniyor.

Dışişleri Bakanı David Lammy, İşçi Partisi'nin ‘olmasını istediğimiz gibi olmayan’ daha değişken bir dünyaya işaret etti ve ‘gerçekçi ve ilerici’ bir dış politika izleme sözü verdi.

İşçi Partisi, ayrıca Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılan İngiltere’nin kendi iktidarı döneminde geri dönmeyeceğini ve AB ile ‘iddialı’ bir güvenlik anlaşması yapılacağını açıkladı.

Starmer, geçtiğimiz yıl İngiltere’nin ticaret ve teknoloji gibi konularda Çin'i devre dışı bırakması gerektiğini söylemiş, iklim değişikliği ile mücadele gibi konularda ise iş birliği yapabilmenin önemini vurgulamıştı.

Burada İngiltere’nin ticari ve ekonomik çıkarları ile güvenlik konusundaki ihtiyaçlarını dengelemede bir zorluk söz konusu.

ABD’de kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerinden sonra Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesi ihtimali, durumu karmaşık hale getirebilir. Çünkü Trump’ın Pekin'e karşı daha sert olması için müttefikleri üzerindeki baskıyı arttırması bekleniyor.

İsrail-Filistin çatışması

İşçi Partisi, ‘iki devletli çözüme giden yenilenmiş barış sürecine katkıda bulunmak amacıyla’ Filistin devletini tanıma sözünü bir kez daha teyit etti.

Ancak parti bunun için herhangi bir takvim belirtmedi. İşçi Partisi’nin verdiği diğer sözler arasında acil ateşkes için baskı yapılması, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze'ye ulaşan yardım miktarının arttırılması da yer alıyor.

Avrupa

Starmer, Fransa’da iktidara gelmesi halinde aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisi ile birlikte çalışma sözü verdi.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Londra'daki Başbakanlık Ofisi’ne geldi (AP)İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Londra'daki Başbakanlık Ofisi’ne geldi (AP)

Starmer, yaptığı açıklamada “Göreve başladığımızda Avrupa'daki ve dünyadaki tüm hükümetlerle birlikte çalışacağım. Benim için ciddi hükümet bu demektir” ifadelerini kullandı.

Starmer, Fransa ile ikili anlaşmaların ve İngiltere’nin 2016 yılında yapılan oylamayla ayrılma kararı alarak kaotik bir çıkışa yol açtığı AB ile bir bütün olarak yapılan anlaşmaların, küçük teknelerle kanalı geçen göçmenler sorununu ele almak için önemli olduğunu vurguladı.

RN lideri Marine Le Pen'in AB genelini kapsayan anlaşmalar yerine ikili anlaşmaları tercih etmesine ilişkin bir soru üzerine Starmer, bu ikisinin birbirine zıt olmadığını vurguladı.

Fransa ile ‘özellikle de insanları teknelere bindirerek alçakça ticaret yapan çetelerin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak’ ikili anlaşmaların güçlendirilmesi ve iyileştirilmesi gerektiğini ifade eden Starmer, “Ancak AB’nin uygulamaları da var. İnsan kaçakçısı çetelerle mücadele konusunda AB ile istediğimiz güvenlik anlaşmasını yapmamız önemli” diye konuştu.

Ukrayna

Londra, Ukrayna’ya Rusya’nın işgalini püskürtmesine yardımcı olmak için para, silah ve eğitim birlikleri göndererek Kiev'in sadık bir destekçisi oldu.

İşçi Partisi, seçimleri kazanması halinde Ukrayna'yı desteklemeye devam edeceğini teyit ederken, Starmer'ın bu mesajı bizzat teyit etmek üzere yakında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşmesi bekleniyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşmenin şu anda masada olmadığını söyleyen Starmer, Putin’i ‘Ukrayna'daki saldırgan’ olarak tanımladı.

Starmer, "En önemli şey, Ukrayna'ya desteğimizin bu ülkede birleşik bir cephede olduğu konusunda kesinlikle net olmaktır" diye vurguladı.

Savunma harcamaları

Yeni hükümet ilk yılında, savunma harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 2,5'ine çıkarılmasına yönelik bir rota belirlemek üzere stratejik bir savunma incelemesi yapacak.



Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
TT

Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı düzenleme ihtimali Ortadoğu'da topyekun savaş endişelerini artırıyor. 

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in İran'daki nükleer tesislere saldırmasını desteklemeyeceklerini söylemişti. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Tel Aviv'in tesisleri vurmayacağına dair herhangi bir güvence vermediğini belirtiyor. 

Kimliğinin gizli tutulmasını isteyen yetkili, Amerikan medya kuruluşu CNN'e şunları söylüyor: 

Güç gösterisinin yanı sıra biraz da akıllıca davranılmasını bekliyoruz fakat buna dair herhangi bir garanti yok.

Yetkili, ayrıca İsrail'in Hamas'ın 7 Ekim saldırılarının yıldönümünü misilleme için kullanıp kullanmayacağını kestirmenin "gerçekten zor" olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: 

Sanırım 7 Ekim gününü kullanmaktan kaçınacaklar, tahminime göre misilleme olacaksa muhtemelen bu tarihten önce veya sonra gerçekleşecek.

Biden, cuma günkü açıklamasında Washington'ın Tel Aviv'le günde 12 saat iletişim halinde olduğunu ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini söylemişti. Başkan, İsrail'in nükleer tesislere saldırmak yerine başka bir misilleme planı yapması gerektiğini belirtmişti.

İsrail ordusunun Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı da Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran, aylardır beklenen misillemeyi 1 Ekim'de yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tahran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylemişti.

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), gerginliğin tırmandığı Ortadoğu'da Biden yönetiminin İsrail üzerindeki etkisini kaybettiğini yazıyor. 

Beyaz Saray yetkilileri, misilleme planlarında İran'daki muhtemel hedeflere karşı Tel Aviv'le koordinasyon halinde olduklarını fakat Netanyahu yönetimi tarafından "gafil avlandıklarını" söylüyor.

Donald Trump yönetiminde Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan David Schenke, Aksa Tufanı'nın her şeyi değiştirdiğini belirtiyor: 

7 Ekim her şeyi değiştirdi. ABD'nin hassasiyetlerini daha az dikkate alan ve kendi güvenlik hedeflerini ısrarla kovalayan yeni bir İsrail'le karşı karşıyayız.

Diğer yandan sadece ABD değil Avrupa Birliği (AB) de İsrail üzerindeki etkisinin zayıfladığından endişeleniyor. 

Britanya gazetesi Financial Times'a konuşan Avrupalı bir diplomat, Tel Aviv yönetiminden İran'daki nükleer tesislere saldırı düzenlememesini istediklerini fakat net bir yanıt alamadıklarını belirtiyor. Bir başka Avrupa diplomat da şu ifadeleri kullanıyor: 

Bu olaylar üzerinde ne kadar az etkimiz olduğunu görmek iç karartıcı. Tartışmalarımızı daha karamsar, daha kaderci bir hale getiriyor.

Independent Türkçe, CNN, Wall Street Journal, Financial Times, Times of Israel