Latin Amerika'da aşırı sağ harekete geçiyor

Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesi bekleniyor

Eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei pazar günü Latin Amerika’daki aşırı sağcı partilerin konferansında (EPA)
Eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei pazar günü Latin Amerika’daki aşırı sağcı partilerin konferansında (EPA)
TT

Latin Amerika'da aşırı sağ harekete geçiyor

Eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei pazar günü Latin Amerika’daki aşırı sağcı partilerin konferansında (EPA)
Eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei pazar günü Latin Amerika’daki aşırı sağcı partilerin konferansında (EPA)

Brezilya'da geçen yılın başlarında yaşanan başarısız darbe girişimindeki rolü gibi kendisini bekleyen onlarca çetrefilli davaya ve Yüksek Mahkeme'nin iki yıl sonra yapılacak başkanlık seçimlerinde aday olamayacağına dair kararına rağmen, geçtiğimiz hafta sonu Brezilya'nın güneyindeki Camboriu'da düzenlenen Latin Amerika Aşırı Sağ Partiler Konferansı, Jair Bolsonaro'yu yaklaşan başkanlık seçimlerinde muhafazakâr kamp için tek seçenek olarak taçlandırmakta ısrar etti.

Konferansta konuşan Brezilya aşırı sağının yükselen yıldızı Nikolas Ferreira, “2026'da üç seçeneğimiz var: Jair, Jesus ve Bolsonaro” dedi. Binlerce katılımcı, aday olamaması halinde yerine geçmesi muhtemel olan Sao Paulo eyalet valisi Tarcisio Freitas ile birlikte oturan eski Brezilya Devlet Başkanı’nı alkışladı.

y56j56hh
Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei, pazar günü Latin Amerika'daki aşırı sağcı partilerin konferansına katıldı. (EPA)

Brezilya'daki siyasi ve sosyal çevreler, aşırı sağın Bolsonaro'nun adaylığına sarılma eğilimini artan bir endişeyle izliyor. Yüksek Mahkeme'nin Bolsonaro'yu diskalifiye etme kararını geri almaması ve adaylığında ısrar etmesi halinde, ülkenin geniş çaplı bir güvenlik kargaşasına veya Bolsonaro'nun halen saflarında geniş destek bulduğu silahlı kuvvetlerin müdahalesine maruz kalabileceğinden korkuyorlar. Bu endişe, temsilci Marcos Bolon'un konferansta “Brezilya'da sağ diye bir şey yok, Jair Bolsonaro var. Eğer bizimle birlikte yürümek istiyorsanız, onun liderliğini tanımak zorundasınız” dediği gibi aşırı sağcı liderler tarafından yapılan açıklamalardan kaynaklanıyor.

Bolsonaro konferansta yaptığı konuşmada bazı eski kesinliklere ve anekdotlara başvurmakla yetindi. Yeni Avrupa Parlamentosu'nda sağ partilerin yükselişini, İtalyan hükümetinin başkanı olarak Giorgia Meloni'yi, Fransa'da Marine Le Pen'in partisinin yükselişini hızlıca gözden geçirdikten sonra sözlerini “Trump Kasım'da gelecek” diyerek tamamladı. Tüm dikkatler Ekim ayındaki belediye seçimlerine ve 2026'daki başkanlık ve parlamento seçimlerine hazırlık olarak ‘sistemi’ yenmenin önemine odaklandı.

xsdefrgthy
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva dün (pazartesi) Paraguay'da düzenlenen MERCOSUR Zirvesi’ne katıldı. (Reuters)

Konferansta, son anketlerde bir sonraki başkanlık seçimlerini kazanması beklenen Şili Cumhuriyetçi Parti lideri Jose Antonio Kast'tan, ülkesinde son zamanlarda yaşananların başkanın konumunu ve sosyalist hareketin bir sonraki seçimlerdeki şansını güçlendirmek için düzenlenmiş bir darbe girişiminden başka bir şey olmadığını söyleyen Bolivyalı sağcı aktivist Annelina Suarez'e kadar Latin Amerika'daki tüm aşırı sağcı liderler hazır bulundu.

Konferansın ana oturumu pazar akşamı Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei'nin gelip alkışlar ve tezahüratlar arasında Bolsonaro'ya sarılması ve uzun bir konuşma yapmasıyla sona erdi.

dfergth
Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei'nin dün (pazartesi) katılmayı reddettiği Paraguay'daki MERCOSUR Zirvesi katılımcıları (EPA)

Alışılmadık bir şekilde 21’inci yüzyılda sosyalist sistemin eksiklikleri ve Arjantin'in yeniden inşası için önerdiği çözümler üzerine sakin bir konuşma yapmayı tercih eden Milei, Bolivya'daki darbenin ‘saçmalığı’ ve Venezüella'daki ‘kanlı diktatörlük’ konuları üzerinde durdu. Bu yılın başlarında iktidara geldiğinden beri Milei, Kolombiya, Bolivya, Venezüella ve Nikaragua başkanlarına yönelik kişisel eleştirileri ve son olarak Brezilya Başkanı Lula'ya saldırarak onu ‘küçük solcu’ olarak nitelendirmesi ve Lula'nın talep ettiği gibi özür dilemeyi reddetmesi nedeniyle giderek artan bir bölgesel izolasyonla karşı karşıya kaldı.

Konuşmasında geçen yıl Brezilya'da yaşanan başarısız darbe girişiminin ardından Arjantin'e kaçan ve Brezilya sağının siyasi tutuklu olarak gördüğü, Brezilya hükümetinin ise adalete teslim edilmelerini talep ettiği onlarca Bolsonaro destekçisine değinmedi. Milei konuşmasına başladığında Fransa seçimlerinin ikinci turunun ilk sonuçları çoktan açıklanmış olmasına rağmen şunları söyledi: “Dünyada değişim rüzgarları esiyor, insanları yoksullaştıran sosyalist fikirler başarısız oldu ve insanlar bunu biliyor. Onlar öldü ve nerede olurlarsa olsunlar onları kovacağız.”



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.