Florida'da din görevlilerini okula çağıran programa Satanistler gönüllü oldu

Din görevlilerinin rehber öğretmen olmasına izin veren program tartışma yaratmıştı

8 Ekim 2019'da, Salem Massachusett'te "Cehennem Evi" etkinliğinin gerçekleştirildiği Satanist Tapınağı'nın din değiştirme odasındaki Baphomet Heykeli (AFP)
8 Ekim 2019'da, Salem Massachusett'te "Cehennem Evi" etkinliğinin gerçekleştirildiği Satanist Tapınağı'nın din değiştirme odasındaki Baphomet Heykeli (AFP)
TT

Florida'da din görevlilerini okula çağıran programa Satanistler gönüllü oldu

8 Ekim 2019'da, Salem Massachusett'te "Cehennem Evi" etkinliğinin gerçekleştirildiği Satanist Tapınağı'nın din değiştirme odasındaki Baphomet Heykeli (AFP)
8 Ekim 2019'da, Salem Massachusett'te "Cehennem Evi" etkinliğinin gerçekleştirildiği Satanist Tapınağı'nın din değiştirme odasındaki Baphomet Heykeli (AFP)

Ron DeSantis eğitimde daha fazla dini teşvik eden yeni bir yasa imzaladıktan sonra Satanistler Florida okullarındaki açıkları doldurmak için gönüllü oluyor.

Eleman eksikliğini kapamak için dini gruplar da dahil dış organizasyonlardan, "öğrencilere rehberlik ve destek takviyesi" alınmasına izin veren eyalet yasası geçen hafta yürürlüğe girdi.

Daha fazla eyalet, Hristiyanlığın devlet okulu ortamlarında yer bulmasını hedeflerken Florida'daki girişim, din görevlilerinin devlet okullarında rehber öğretmen olarak hizmet vermelerine müsaade ediyor.

Sıkı Katolik bir ailede yetişen DeSantis, yasa olmadan "temelde Tanrı'nın [okul kampüsünde] yeri olmadığını söylüyorsunuz" dedi ve "Bu yanlış" diye ekledi.

Satanist Tapınağı dini grupların okullarda faaliyet göstermesine izin veren ABD eyaletlerinde Okul Sonrası Şeytan kulüplerinin kurulması da dahil olmak üzere, devlet okullarında din özgürlüğü için eyleme geçmişti.

Örgüt, Tanrı'ya veya şeytana inanmadığını söylüyor. Kendisini "nonteistik" diye tanımlıyor ve dinin kamusal hayata müdahale etmesine karşı kampanya yürütüyor.

"Hedefinin din değiştirme olmadığını" savunarak "Program bilime, eleştirel düşünmeye ve yaratıcı sanatlara odaklanıyor ve "çocukları Satanizm'e çekmekle hiç ilgilenmiyor" diye ekliyor.

Satanist Tapınağı kurucu ortağı ve sözcüsü Lucien Greaves The Guardian'a, üyelerinin Florida'daki 67 county'de (sözcük anlamı kontluk; ABD ve BK’de yer alan Türkiye’de karşılığı olmayan idari birim -çn.) açık rehberlik rollerini doldurmaya hazır olduğunu söylemişti.

Pazartesi The Hill'e konuşan Greaves şöyle dedi: 

Bir okul bölgesi din görevlileri bulundurmayı seçiyorsa Satanistlerin de katılmasına hazırlıklı olmalı.

Satanist Tapınağı, ABD hükümeti tarafından resmen bir din olarak tanınıyor.

DeSantis, Satanizm'in "bir din olmadığını" savunarak takipçilerinin programda yer almasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

Yasa nisanda imzalanırken "Nedense bazıları okulda din görevlilerine yönelik bir program yaparsak okullarımızda satanistlerin dolaşacağını söylüyor. Florida'da böyle oyunlar oynamıyoruz. Bundan endişe duymanıza gerek yok" demişti.

Greaves, valinin "halka açıkça yalan söylediğini" düşünerek onu sertçe eleştirdi. DeSantis'in Hristiyanlığa haklar tanırken başkalarının "dini kimliğini" inkar edemeyeceğini öne sürdü.

Tapınağın lideri Florida, Satanistlerin okullara erişimini engellemeye çalışmaya devam ettiği takdirde yasal işlemlere başvurmaya hazır olduğunu söyledi.

Independent Türkçe



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”