Beşar Esed, Ana muhalefet lideri Özgür Özel’le Şam'da görüşmeyi kabul ettihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5039158-be%C5%9Far-esed-ana-muhalefet-lideri-%C3%B6zg%C3%BCr-%C3%B6zel%E2%80%99le-%C5%9Famda-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fmeyi-kabul-etti
Beşar Esed, Ana muhalefet lideri Özgür Özel’le Şam'da görüşmeyi kabul etti
Suriye'nin kuzeyindeki Halep kırsalında yer alan Ebin Seman'da Türk ordusuna ait bir gözlem noktasının yakınındaki Suriyeli protestocular (AFP)
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkileri normalleştirme çabalarını ilerletmek amacıyla Genel Başkan Özgür Özel'in Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile görüşme talebine olumlu yanıt aldıklarını açıkladı.
Partinin Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, “Özel'in Suriye'yi ziyaret etme ve Esed'le görüşme talebi Şam tarafından kabul edildi. Görüşmenin yapılmasına ilişkin niyet ifadesi karşılık buldu. Bundan sonra tartışılacak olan tek şey koşulların olgunlaştırılması, görüşmenin nerede ve hangi tarihte yapılacağıdır” ifadelerini kullandı.
Suriye'nin Halep kırsalındaki Afrin kentinde Türkiye karşıtı gösteriler sırasında çıkan olaylarda öldürülen Ebu Malik'in cenaze töreninden, 2 Temmuz 2024. (EPA)
Bulut dün (çarşamba) bir televizyon kanalında katıldığı programda, Özel'in bir çözüme ulaşmak için Suriye'ye gideceğini, zira Türk hükümetinin ülkede bir mülteci krizi yaratmaktan sorumlu olduğunu belirtti. Bulut, “Görüşme talebimizi ilettik ve Şam'dan olumlu yanıt aldık” dedi.
Özel temmuz ayı başında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed arasında arabuluculuk yapabileceğini şu sözlerle ifade etmişti: “Önce Esed Türkiye ile masaya oturmaya ikna edilmeli. Ben Esed'i masaya oturmaya ikna edebilirim. Yeter ki Erdoğan'ın böyle bir niyeti olsun. Erdoğan'ın son açıklamasından da görüyoruz ki bizim burada attığımız adımlar Erdoğan'ı da cesaretlendiriyor.”
Ana muhalefet lideri Özgür Özel (X)
‘Siyasi normalleşme’ sürecinin bir parçası olarak ülkenin sorunlarını görüşmek üzere Erdoğan ile yakın zamanda iki görüşme gerçekleştiren Özel, “Türkiye'nin en acil meselesi, bizim de öncelikli meselemiz olan mülteci meselesidir” diyerek Suriyeli mültecilerin Türkiye'de kalmaması ya da mevcut durumun sürdürülebilir hale gelmesi gerektiğini, bu nedenle önümüzdeki günlerde Suriye meselesinin çözümü konusunda inisiyatif almak üzere çok aktif hamleler yapacağını vurguladı.
Özel, “Türkiye ile Suriye arasındaki iletişim kanallarını yeniden açmak ve Suriyelilerin ülkelerine dönmelerini sağlamak için gerekirse Esed ile iş birliği yapacağız” ifadesini kullandı.
Siyasi farklılıklar
Özel'in açıklamaları, Esed'in Şam'ın, Suriye devletinin tüm toprakları üzerindeki egemenliği ve her türlü terörizm ve örgütleriyle mücadele temelinde Türkiye ile ilişkilerle ilgili tüm girişimlere açık olduğunu teyit etmesinin ardından geldi.
Erdoğan hükümetinin dış politikasını eleştiren CHP, bu hükümeti, yaklaşık 4 milyon mülteciyi kabul ederek Türkiye'yi mülteciler için bir depoya dönüştürmekten ve mülteci sorununun yanı sıra Suriye'deki durumun daha da kötüleşmesinden sorumlu tutuyor.
Geçtiğimiz Aralık ayında Suriye'nin kuzeyinde devriye gezen Türk kuvvetleri (T24 internet sitesi)
CHP, iktidara gelmesi halinde, Şam, Avrupa Birliği (AB) ve uluslararası toplumla koordinasyon içinde Suriye'de siyasi bir çözüme ulaşılmasını ve mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlayacak bir formülün parçası olarak Türk güçlerini Suriye'nin kuzeyinden çekmeye hazır.
DEM Parti’nin reddi
Özel'in Esed'le görüşmek istediğinin açıklanması ve Erdoğan'ın onu Ankara'ya davet edeceğini söylemesi, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve CHP’den sonra TBMM'nin üçüncü büyük partisi olan Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi'nin (DEM Parti) tepkisine yol açtı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Özel'e hitaben “Esed ile Erdoğan arasında arabuluculuk yaparak Erdoğan'la birlikte Kürt karşıtı bir politika mı örgütlemeye çalışıyorsunuz?” dedi.
Bakırhan, partisinin milletvekillerinin önünde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sayın Özel, Erdoğan ve Esed Kürt karşıtı bir ittifak oluşturmaya çalışıyor. Siz de bu arabuluculuk üzerinden Kürt karşıtı bir politika mı örgütlemeye çalışıyorsunuz? Bu ne sizin için ne bizim için ne de Türk halkı için iyi bir şey değil.”
Bakırhan ayrıca, Özel'in yapması gerekenin ‘Kuzeydoğu Suriye halkının kendi geleceğine karar verebilmesini sağlayacak bir dış politikayı savunmak’ olduğunu belirtti.
Avrupa Troykası, İran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyma tehdidinde bulunduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5165346-avrupa-troykas%C4%B1-i%CC%87rana-y%C3%B6nelik-bm-yapt%C4%B1r%C4%B1mlar%C4%B1n%C4%B1-yeniden-y%C3%BCr%C3%BCrl%C3%BC%C4%9Fe-koyma-tehdidinde
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
Avrupa Troykası, İran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyma tehdidinde bulundu
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot dün yaptığı açıklamada, Avrupa Troykası’nın (Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya), o tarihe kadar bir nükleer anlaşmaya varılamaması halinde ağustos ayı sonuna kadar İran'a yönelik Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının otomatik olarak geri getirilmesine yönelik ‘snapback’ mekanizmasını harekete geçireceğini söyledi.
Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Barrot, “Fransa ve ortakları, 10 yıl önce kaldırılan silahlar, bankalar ve nükleer ekipmanlar üzerindeki küresel yasağı yeniden uygulamaya koymakta haklılar. İran'dan güçlü, somut ve inandırıcı bir taahhüt gelmediği takdirde bunu en geç ağustos ayı sonuna kadar yapacağız” ifadelerini kullandı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ise dışişleri bakanları toplantısında ‘İran'ın ele alınacağını’ söyledi. Kallas, “Diplomatik yolu ve müzakereleri yeniden başlatmak bizim çıkarımıza” dedi.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Brüksel'de düzenlenen AB dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. (EPA)
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce tarafından yapılan açıklamaya göre, AB dışişleri bakanları toplantısı öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Avrupa Troykası'ndaki mevkidaşlarıyla Ortadoğu'da istikrarın desteklenmesi ve İran'ın nükleer silah geliştirememesinin sağlanması konularında telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
Avrupa ülkeleri, ekim ayında süresi dolacak olan 2231 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı kapsamında snapback mekanizmasını harekete geçirmekle tehdit ediyor. Bu mekanizma, karar kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Tahran'a yönelik BM yaptırımlarının yeniden uygulanmasına olanak sağlıyor.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi pazartesi günü yaptığı açıklamada, mekanizmayı harekete geçirmenin ‘yasal dayanaktan yoksun düşmanca bir tedbir’ olduğu uyarısında bulunarak, Avrupalıları taahhütlerini ihlal etmekle suçladı. Bekayi, Avrupalı güçlerin bu adımı atması halinde orantılı bir karşılık verileceği tehdidinde bulundu.
İran medyası, Tahran'ın Moskova ve Pekin'i nükleer anlaşmadan çekildiklerini duyurmaya ikna etmeye çalıştığını ve bu sayede BM Güvenlik Konseyi'nde yaptırımların yeniden uygulanmasına yönelik herhangi bir girişimi engellemek için yasal bir dayanak elde edeceğini belirtti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi bugün Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve Çinli mevkidaşı Wang Yi ile Avrupa Troykası’nın nükleer anlaşma kapsamında BM yaptırımlarına otomatik olarak geri dönüş anlamına gelen snapback mekanizmasını harekete geçirmesini engellemenin yolları üzerine istişarelerde bulundu.
Lavrov ve Wang Yi pazartesi günü Pekin'de bir araya gelerek Arakçi'nin Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dışişleri bakanları toplantısına katılmasından önce İran'ın nükleer dosyasını ele aldılar.
Arakçi bugün Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Mevcut durumda elbette Çin Dışişleri Bakanı ve Rusya Dışişleri Bakanı ile ikili görüşmeler yapacağız” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı pazar günü, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İran'ı Washington'un istediği uranyum zenginleştirmesine izin verilmeyecek bir nükleer anlaşmayı kabul etmeye çağırdığı yönündeki haberi ‘yalan’ olarak nitelendirdi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin bugün Pekin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)
ABD merkezli haber sitesi Axios'un dosyaya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre Putin, İran'a ABD ile uranyum zenginleştirmesini engelleyecek bir anlaşmayı kabul etmesi çağrısında bulundu. Rusya nükleer program konusunda yıllardır İran'ın başlıca diplomatik destekçisi konumunda.
Moskova, İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını kamuoyu önünde desteklemiş olsa da Putin, İsrail ile İran arasında 12 gün süren savaşın ardından özel oturumlarda daha sert bir tutum benimsedi.
İki kaynak Rusların İsrail hükümetine Putin'in İran'ın uranyum zenginleştirmesi konusundaki tutumu hakkında bilgi verdiğini söyledi. Üst düzey bir İsrailli yetkili, “Putin'in İranlılara bunu söylediğini biliyoruz” dedi. Putin bu tutumunu geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmelerde de dile getirdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde İran'a yönelik ABD yaptırımlarının yeniden uygulanmasından bu yana Tahran, 20 yıllık bir stratejik anlaşma yoluyla Moskova’yla ve İran'ın petrol ihracatının yüzde 90'ını satın alan Pekin’le bağlarını güçlendirdi.
Arakçi Telegram üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle yazdı: “ŞİÖ yavaş yavaş küresel arenaya açılıyor, yani bölgesel arenayı yavaş yavaş aşıyor… Gündeminde ekonomik, siyasi ve güvenlik alanları da dahil olmak üzere bir dizi farklı konu var.”
Diğer yandan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, hükümetinin ‘tüm ciddiyetiyle bu barışçıl yolu izleyeceğini’ söyledi ve ek ayrıntı vermeden ‘diplomasi penceresinin halen açık olduğunu’ vurguladı.
Pezeşkiyan, “Geleceğe doğru yeni ufuklar açmak için geçmişi eleştirel gözlerle gözden geçirmeliyiz. Bizi daha iyi bir yarına götürecek olan şey, umudu yeniden inşa etmek, öğrenme ve değişme isteği ile anlayış, empati ve rasyonaliteye dayalı yeni bir yoldur... Diplomasi penceresinin açık olduğuna inanmaya devam ediyoruz ve bu barışçıl yaklaşımı kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Pezeşkiyan sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaşın dayattığı büyük sınavda, psikolojik baskılara ve halkımızın karşılaştığı pek çok zorluğa rağmen, İran'ın çağdaş tarihinde halkın katılımının, uzlaşının ve toplumsal uyumun en dikkat çekici tezahürüne tanık olduk. Ülke içinde ve dışında, her eğilimden İranlılar saldırgan düşman karşısında tek vücut oldular.”
İran Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları, İran Genelkurmay Başkanı Abdurrahim Musevi'nin İsrail ile 12 gün süren savaş sırasında ülkesinin ‘varlığının ve toprak bütünlüğünün eşi benzeri görülmemiş şekilde tehdit edildiğini’ söylemesinin ardından geldi.
Pezeşkiyan hükümeti, muhafazakâr milletvekillerinin muhalefetine rağmen Batılı güçlerle müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduğunun sinyallerini verdi.
ABD ile İran arasında 19 Nisan'da ikinci tur görüşmelerin yapıldığı Roma'daki Umman Büyükelçiliği'nin girişinde bekleyen gazeteciler ve polis memurları (AP)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran ve ABD arasında altıncı tur müzakereler için ‘belirli bir tarih olmadığını’ söyledi. Bekayi, “Diplomasinin ve müzakere yolunun etkinliğini doğrulamadığımız sürece böyle bir yola girmeyeceğiz” dedi.
Arakçi ve ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff nisan ayından bu yana Umman arabuluculuğunda beş tur görüşme gerçekleştirdi. Daha sonra İsrail 13 Haziran'da İran'a saldırı başlattı ve ABD'nin İran'ın üç nükleer tesisini bombaladığı 12 günlük bir savaşı tetikledi.
Tahran ve Washington arasında yeni bir müzakere turunun 15 Haziran'da yapılması gerekiyordu, ancak savaş nedeniyle iptal edildi.
İran Dini Lideri Ali Hamaney’in uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti pazartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin uranyum zenginleştirmeyi durdurma şartına bağlanması halinde ABD ile nükleer müzakerelere yer olmadığını söyledi ve böyle bir şartı Tahran'ın bağlı olduğu ‘kırmızı çizgilere’ aykırı olarak niteledi.
Şarku’l Avsat’ın İran medyasından aktardığına göre Velayeti, Pakistan İçişleri Bakanı Muhsin Nakvi ile gerçekleştirdiği görüşmede, “Müzakereler zenginleştirmenin durdurulması şartına bağlanırsa kesinlikle gerçekleşmeyecek” dedi.