Türkiye Suriye ile ilişkilerin yeniden kurulmasında ısrar ederken ABD karşı çıkıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batılı müttefiklerinin Kürt silahlı gruplara verdiği desteği eleştirdi

Erdoğan bölgedeki durumun yeni dış politika denklemleri gerektirdiğini vurguladı (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı)
Erdoğan bölgedeki durumun yeni dış politika denklemleri gerektirdiğini vurguladı (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı)
TT

Türkiye Suriye ile ilişkilerin yeniden kurulmasında ısrar ederken ABD karşı çıkıyor

Erdoğan bölgedeki durumun yeni dış politika denklemleri gerektirdiğini vurguladı (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı)
Erdoğan bölgedeki durumun yeni dış politika denklemleri gerektirdiğini vurguladı (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı)

Türkiye, Suriye'nin şu anda yerine getirilmesi zor görünen bir koşul olarak askerlerini çekmesi ve (Suriyeli yetkililerin iddiasıyla) ‘terörist gruplara’ desteklemeyi bırakması yönündeki ısrarına rağmen bu ülkeyle ilişkilerini normalleştirme çabalarına devam edeceği yönünde yeni mesajlar verdi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, son haftalarda Suriye’nin talebini yerine getirmenin ‘ülkesinin çıkarına olup olmadığına’ konusundaki açıklamalarını yoğunlaştıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye karşı çıkmayacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise ülkesinin dostlarının sayısını arttırmaya büyük önem verdiğini vurguladı.

Normalleşme ile ilerleme

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin sürekli diken üstünde olduğu bir dönemde, dış siyasette yeni denklemler kurmanın Türkiye için tercihten öte ihtiyaç olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salıyı çarşambaya bağlayan gece Ankara'da başkanlığını yaptığı kabine toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında “Bu açılımlara komşularımızla birlikte diğer ülkelerin de muhtaç olduğunu görüyoruz” dedi.

sdcfghy
Türkiye-Suriye sınırındaki tel örgülü bölgede devriye gezen iki Türk askeri (Milli Savunma Bakanlığı)

Farklılıkların müzakere masasında ve karşılıklı diyalog yoluyla çözüleceğini umduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin, bölgesel iş birliği ve dayanışma ne kadar artırılırsa giderek büyüyen tehditler karşısında o derece mukavemet kazanılacağının farkına varması gerektiğini belirterek, “Diğer türlü, bir asır önceki gibi coğrafyamızın sınırlarının yeniden kanla ve gözyaşıyla çizilmesine engel olamayız” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Batılı müttefiklerine ve onların Suriye'de PKK ve Kürt Halk Koruma Birlikleri'ne (YPG) verdikleri desteğe yönelik tepkilerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müttefiklerimiz tarafından ülkemize adeta bin bir nazla verilen silahlar, bakıyorsunuz, bölücü terör örgütünün sığınaklarından çıkıyor” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin DEAŞ’la mücadelede YPG’ye verdiği desteğe atıfla “DEAŞ’la mücadele kisvesi altında PKK’nın Suriye uzantılarına gönderilen binlerce tır dolusu silah ve mühimmatı saymıyorum bile” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz ne batı için doğuya sırtımızı döneriz, ne doğu için batıyı ihmal ederiz. Ülkemizin çıkarları doğrultusunda, komşularımızdan başlayarak herkesle münasebetlerimizi ilerletiriz. Bölgemizin sürekli diken üstünde olduğu bir dönemde, dış siyasette yeni denklemler kurmamız, Türkiye için tercihten öte ihtiyaçtır. Bu açılımlara sadece bizim değil, komşularımızla birlikte diğer ülkelerin de muhtaç olduğunu görüyoruz. Bunun için sıkılı yumrukların açılmasında fayda olduğuna inanıyoruz.”

PKK

Öte yandan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de Türkiye'nin kimsenin toprağında ya da egemenlik haklarında gözü olmadığını ve Türkiye'nin mücadelesinin bölgenin huzur ve refahına zarar veren terör örgütleriyle olduğunu vurguladı.

Güler, TSK Komuta Kademesi, Bakan Yardımcıları ve Türkiye'nin Irak ve Suriye sınırında görevli Birlik Komutanlarının da hazır bulunduğu video telekonferans toplantısında bölgenin gerçek sahiplerinin bu toprakların geleceğinde yeri olmayan terör örgütüne (PKK ve uzantıları) son vereceğini ve bu durumun bölgedeki istikrarsız ortamdan nemalanan bazı kesimleri kaygılandırdığını söyledi.

zxscdfvg

Güler, geçtiğimiz ayın sonlarında Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yönelik şiddet olaylarına ve ardından Suriye'nin kuzeyinde Türk güçleri ve müttefik grupların kontrolündeki bölgelerde meydana gelen protestolara atıfla “İyi komşuluk ilişkilerimize yönelik attığımız her adımda barış ve huzur ortamını bozmayı hedefleyen odakların niyetlerinin farkındayız. Ancak, nifak tohumlarının bu topraklarda yeşeremeyeceğini tüm kesimlerin çok iyi bilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Milli Savunma Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suriye’deki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Suriye’nin kaderini, kederinden memnuniyet duyanların değil, kendi halkının belirleyeceğini hatırlatmak istiyorum.”

ABD karşı çıktı

Rusya'nın Erdoğan-Esed görüşmesini desteklemesinin ardından Ankara'nın Şam ile ilişkileri yeniden tesis etmeye yönelik mesajları artarken, ABD, ‘Türkiye'nin Esed ile ilişkileri normalleştirme çabalarını desteklemediğini ve bu tür girişimlerin sonuç vermeyeceğini’ açıkladı.

Türk basınında dün yer alan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün açıklamasına göre ABD, Suriye krizine siyasi bir çözüm bulunması yönünde ciddi adımlar atılmadan Esed hükümetiyle ilişkilerin normalleştirilmesini kabul etmeyeceğine dair tutumunun açık olduğunu vurguladı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Türkiye ile Suriye arasında normalleşme olacağına dair bilgilendirmeler görüyoruz. ABD bu normalleşme çabalarını desteklemiyor” dedi.



Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
TT

Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)

İsrail gazetesi Yediot Aharonot’un internet sitesi Ynet, dün yayımladığı haberinde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in görevine başladıktan sonraki ilk resmi ziyaretini İsrail’e gerçekleştireceğini bildirdi.

Habere göre Merz, bugün (pazar) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelecek.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, X platformundaki paylaşımında Almanya’yı İsrail için ‘önemli bir ortak’ olarak niteledi. Saar, iki ülke ilişkilerinin sürekli geliştiğini belirterek Merz’in ziyaretinin bu ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

Saar ayrıca, Almanya’nın geçen hafta ilk kez kendi topraklarında İsrail’e ait Arrow balistik füze savunma sistemi bataryası konuşlandırdığını hatırlattı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in İsrail’e yaptığı ilk ziyarette, Berlin’in Gazze Şeridi’ndeki İsrail saldırılarına ve işgal altındaki Batı Şeria’daki şiddete yönelik son dönemdeki itirazlarına rağmen iki ülke arasındaki ‘özel’ ilişkiyi güçlendirmeyi hedeflediği bildirildi.

Merz, Ürdün’ün Akabe kentinde Kral 2. Abdullah ile yaptığı iki saatlik kısa görüşmenin ardından İsrail’e geçti. Şansölyenin bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi planlanıyor.

Ziyaret, Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasından bu yana iki yılı aşkın süredir uluslararası alanda yalnızlık yaşayan Netanyahu açısından dikkate değer bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Savaşa ve yarattığı sonuçlara rağmen Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille cuma günü yaptığı açıklamada, ‘Almanya-İsrail ilişkilerinin sağlam, yakın ve güvene dayalı’ olduğunu vurguladı.

Almanya, İsrail’e güçlü destek veriyor ve bunu Nazi dönemindeki Yahudi soykırımı nedeniyle taşıdığı tarihi sorumlulukla açıklıyor. Merz’in bugün, Nazi Almanya’sı tarafından öldürülen Yahudi kurbanların anısını yaşatan Yad Vashem Anma Merkezi’ni ziyaret etmesi bekleniyor.

Bununla birlikte Berlin, Gazze Şeridi’ndeki insani durumun ağırlaşmasıyla birlikte son aylarda İsrail’e yönelik söylemini sertleştirdi.

Geçtiğimiz ağustos ayında Merz, İsrail’in kuşatma altındaki ve büyük ölçüde yıkıma uğramış Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasına tepki olarak, Almanya’nın İsrail’e silah ihracatına kısmi kısıtlama getirme kararı almış ve bu adım ülkede siyasi tartışmaya yol açmıştı.

‘Söylem farklılığı’

Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille, iki ülke arasındaki ‘söylem farklılığına’ dikkat çekti.

Şansölye ile İsrail Başbakanı’nın bugün Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki ay önce yürürlüğe giren ateşkesin ikinci aşamasına geçiş için yürütülen çabaları ele alması bekleniyor.

Bu anlaşma, İsrail ile Hamas’ın neredeyse her gün karşılıklı ihlal suçlamaları yöneltmesi nedeniyle hâlâ kırılgan. Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump’ın savaşın sona erdirilmesi ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını öngören planının tam olarak uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin soru işaretlerini artırıyor.

Hille cuma günü, ‘yerleşimci şiddetinde büyük artış’ yaşandığını belirterek, bu durumu tekrardan kınadı ve İsrail hükümetine ‘yerleşim inşasını durdurma’ çağrısını yineledi.

Geçtiğimiz ağustos ayında açıklanan silah ihracatı kısıtlaması, Netanyahu hükümetinden sert tepki çekmişti. İsrail yönetimi, geleneksel müttefiki Almanya’yı bu adımla ‘Hamas terörünü ödüllendirmekle’ suçlamıştı.

Şansölye Merz’in, kararını İsrail Başbakanı’na telefonla bildirmesi sırasında ‘tartışmanın alevlendiği’ bildirildi.

Ancak Alman solunun radikal kanadındaki Die Linke partisine bağlı Rosa Luxemburg Vakfı’nın Tel Aviv Ofisi Direktörü Gil Shohat, AFP’ye yaptığı değerlendirmede, bunun iki lider arasındaki ‘söylemsel bir ayrışmadan’ öteye gitmediğini söyledi.

Öte yandan Alman ordusunun çarşamba günü İsrail dışında ilk kez konuşlandırılan Arrow füze savunma sisteminin ilk bölümünü faaliyete geçirmesi, Almanya’nın uzun vadeli güvenliği açısından İsrail’e duyduğu bağımlılığın boyutunu ortaya koydu.

Berlin ayrıca son dönemde, insansız hava araçlarına (İHA) karşı savunmasını güçlendirmesi konusunda İsrail’den aldığı desteğe dikkat çekti.

Yüksek beklentiler

Almanya’nın Eurovision Şarkı Yarışması’na İsrail’in katılımına onay vermesi, perşembe günü alınan kararla ülkede geniş destek görürken, bazı diğer ülkelerde boykot çağrılarını tetikledi.

Gil Shohat, Almanya Şansölyesi’nin Gazze’de savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediği şüphesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan Binyamin Netanyahu’yu ziyaret etmesini, ‘normalleşmemesi gereken bir durumda olumsuz bir normalleşme işareti’ olarak değerlendirdi.

Friedrich Merz, şubat ayı sonunda parlamentoyu kazandıktan hemen sonra yaptığı açıklamada, UCM’nin hakkındaki yakalama kararına rağmen Netanyahu’nun Almanya’yı ziyaret edebileceğini söylemişti.

Ancak Şansölyelik makamı daha sonra bu meselenin ‘şu anda gündemde olmadığını’ bildirdi.

Konrad Adenauer Vakfı’nın Kudüs Ofisi Direktörü Michael Rimmel ise AFP’ye yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun Berlin’den ‘sürekli bir destek işareti’ beklediğini ve kendisinin şu anda ‘yüksek beklentilere’ sahip olduğunu söyledi.

Öte yandan Rimmel’e göre Berlin’in son aylarda yaptığı çağrılar, Donald Trump’ın ‘daha güçlü etkisi’ karşısında sınırlı kalıyor. Rimmel, Trump’ın Gazze’de ateşkes sağlanması için İsrail’i baskı altına alabilen ‘tek aktör’ olduğunu belirtti.


ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, dün akşamı yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer silahlar ve bunların fırlatma sistemleri üzerinde "tıpkı herkes gibi" testler yapacağını duyurdu; bu açıklama açıkça Rusya'ya atıfta bulunuyordu.

Kaliforniya'daki bir savunma forumunda konuşan Hegseth, ABD'nin Tayvan ile ilgili mevcut durumu değiştirmeye çalışmadığını da belirtti.

Bakanlığının, Başkan Donald Trump'ın Pasifik bölgesinde güçlü bir konumdan müzakere edebilmesini sağlamak için çalışacağını belirten Hegseth, ABD yönetiminin Hint-Pasifik bölgesindeki müttefiklerinin savunma bütçelerini artırmaları konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

ABD Savunma Bakanı, İsrail, Güney Kore, Polonya ve Almanya'yı "ideal müttefikler" arasında sayarken, kolektif savunma konusunda harekete geçmeyen müttefiklerin vahim sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.


İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
TT

İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yolsuzluk davasında affedilmesi gerektiği yönündeki görüşüne saygı duyduğunu söyledi, ancak "İsrail egemen bir devlettir" diyerek ülkenin hukuk sistemine saygı duyduğunu vurguladı.

Herzog, Politico haber sitesine verdiği demeçte, "Herkes, önleyici bir affın davanın esasına göre değerlendirilmesi gerektiğini anlıyor" dedi.

Şarku'l Avsat'ın The Times of Israel'den aktardığına göre şöyle devam etti: "İncelenmesi gereken birçok konu var. Bir yandan kanun önünde tam eşitlik, diğer yandan her bir davanın kendine özgü koşulları."

Trump'ın Netanyahu için tekrar tekrar yaptığı af çağrılarına atıfta bulunarak, "Başkan Trump'ın dostluğuna ve görüşüne saygı duyuyorum" ifadesini kullandı.

Sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü Gazze'deki rehinelerimizi geri getirmesini istediğimiz ve bu rehineleri geri getirmek ve BM Güvenlik Konseyi kararını geçirmek için cesurca muazzam bir adım atan aynı Başkan Trump'tır. Ancak İsrail elbette egemen bir devlettir ve İsrail hukuk sistemine ve gerekliliklerine tam saygı duyuyoruz."

Trump, ekim ayında İsrail'e yaptığı ziyarette, Kudüs'teki parlamentoda yaptığı konuşmada Herzog'u başbakanı affetmeye çağırdı. Netanyahu, 2019'dan beri iş adamlarından yaklaşık 700 bin şekel (211.832 dolar) değerinde hediye aldığı iddiaları da dahil olmak üzere, üç davayla karşı karşıya. İsrail cumhurbaşkanının büyük ölçüde törensel bir rol üstlenmesine rağmen, Herzog istisnai durumlarda cezai suçlardan hüküm giymiş kişileri affetme yetkisine sahip.

2020'de başlayan Netanyahu'nun davası hâlâ devam ediyor ve tüm suçlamalardan masum olduğunu savunuyor. Başbakan davayı, sol tarafından demokratik olarak seçilmiş bir sağcı lideri devirmek için düzenlenen siyasi amaçlı cadı avı olarak nitelendirdi.

Netanyahu geçtiğimiz ayın sonunda, yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talep etti ve cezai sürecin İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve af talebinin, ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

Ülkenin kuruluşundan bu yana İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan Netanyahu, uzun süredir rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını reddediyor.