Rus diplomat Şarku'l Avsat'a konuştu: Esed-Erdoğan zirvesi yıl sonundan önce yapılacak

Kremlin: Suriye-Türkiye temasları gündemimizde

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 2010 yılında Şam'da dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 2010 yılında Şam'da dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte (AFP)
TT

Rus diplomat Şarku'l Avsat'a konuştu: Esed-Erdoğan zirvesi yıl sonundan önce yapılacak

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 2010 yılında Şam'da dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 2010 yılında Şam'da dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte (AFP)

Bir Rus diplomat, Moskova'nın Şam ile Ankara'yı yakınlaştırmak ve iki tarafı mevcut meseleler üzerinde uzlaşmaya zorlamak için yoğun çaba sarf etmeye devam ettiğini doğruladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan diplomat, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yapılacak zirvenin yeri ve tarihinin taraflarca ‘henüz görüşülmediğini’ belirtti. Rus diplomat, ‘tartışmalı dosyaların çözümü için olumlu gelişmelerin hızlandığını’ ifade ederek, zirvenin ‘bu yıl sonundan önce yapılmasını’ beklediklerini söyledi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Türk basınında çıkan ‘cumhurbaşkanlığı düzeyinde bir görüşmenin yakında yapılacağına ilişkin haberler’ hakkında yorum yapmaktan kaçınarak, Moskova'nın Şam ve Ankara'yı yakınlaştırmak için yoğun çaba sarf ettiğini bildirdi. Peskov, dün (salı) gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya'nın ‘Türkiye ile Suriye arasında temasların başlatılması için uygun koşullar yaratmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Gazetecilerin Moskova'nın Türkiye ile Suriye liderleri arasında bir toplantı düzenlemeye hazırlanıp hazırlanmadığına ilişkin sorusu üzerine Peskov, “Türk ve Suriyeli yetkililer arasında çeşitli düzeylerde belirli temasların düzenlenmesi konusu gündemimizde yer alıyor” dedi.

gbthnyjm
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 11 Haziran'da Moskova'da bir araya geldi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

‘Rusya’nın da diğer ülkeler gibi Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgilendiğini’ belirten Peskov, “Bölgede önemli rol oynayan pek çok ülke ve elbette Rusya, iki ülkenin ilişkilerini geliştirmesine yardımcı olmakla ilgileniyor. Bu sadece siyasi çözümü zorlamak için değil, aynı zamanda tüm bölgenin istikrarı için de çok önemli” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de iktidara yakın Daily Sabah gazetesi kaynaklara dayanarak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye ve Türkiye devlet başkanlarını ağırlayabileceğini ve müzakerelerde arabuluculuk yapabileceğini yazdı. Bir Türk diplomatik kaynak da görüşmenin önümüzdeki ay yapılmasının planlandığı haberlerini yalanladı.

dfvr
Suriye, Türkiye, İran ve Rusya savunma bakanları düzeyinde 25 Nisan 2023 tarihinde Moskova'da bir toplantı gerçekleşti. (Rusya Savunma Bakanlığı - AFP)

Şarku’l Avsat’ın TASS haber ajansından aktardığına göre bir Rus uzman, “Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin ilerleme süreci geri döndürülemez hale geldi” dedi ve ABD'yi ‘bu yöndeki çabalara müdahale etmeye çalışmakla’ suçladı.

Uzman, “Washington, Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini normalleştirme çabalarını desteklemediği için, Ankara'nın normalleşme yönünde siyasi bir iradenin varlığından söz ettiği koşullarda, ABD'nin bu sürece müdahale etmeye çalıştığı açık. Ancak Suriye ve Türkiye tarafları arasındaki buzlar çoktan kırıldı” değerlendirmesinde bulundu.

drfbr
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Astana'daki Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinin oturum aralarında bir araya geldi. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Öte yandan Suriye-Türkiye diyalogunun başlatılması için düzenlenen turlara katılan bir Rus diplomat, ‘Şam ile Ankara arasında ilişkilerin normalleşmesinden söz edilmediğini’ bildirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan diplomat, Suriye ile Türkiye'nin ilişkileri normalleştirmeye hazır olmadığını, ancak ‘her iki taraf için de çok önemli olan konuların çözüme kavuşturulması için Türkiye-Suriye temaslarının başlatılmasına acil ve çok gerekli bir ihtiyaç olduğunu’ söyledi.

Sınır kontrolü ve mültecilerin geri dönüşü

Son zamanlarda bu yolda ilerlemek için büyük bir heves gösteren Ankara için öncelik iki ana unsur üzerinde yoğunlaşıyor: ‘Mülteci sorunu ve 900 kilometrelik ortak sınırın kontrol edilmesi ihtiyacı.’

Rus diplomat, “Sınır bölgelerinde gerçek bir istikrar ancak merkezi makamların bölge üzerindeki kontrolünün güçlendirilmesiyle sağlanabilir” şeklinde konuştu.

sdfve
Türkiye ile Suriye arasındaki sınır bölgesinde devriye gezen iki Türk askeri (Milli Savunma Bakanlığı)

Rus diplomat, ‘Türkiye'nin uygun koşullar sağlandığında Suriye topraklarından çekilmeye ve yetkililerin sınır bölgesi üzerindeki kontrolünü genişletmeye tamamen hazır olduğunu’ ifade etti.

Aynı zamanda, ‘1998 yılında imzalanan ve Türkiye'nin sınır şeridindeki bölgelere güvenlik gerekçesiyle girmesine izin veren Adana Anlaşması'nı kimsenin iptal etmediğini’ kaydeden diplomat, Suriye hükümetinin tonunun nihayet değişmeye başladığını ve artık ‘Türk işgali’ değil ‘yabancı işgali’ gibi genel ifadelere odaklandığını belirtti.

Bu ifadenin Türk varlığı için değil, ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı için geçerli olduğunu, zira ‘bazı bölgelerdeki Türk varlığının yasal bir dayanağı olduğunu ve bazı alanlarda ihlallere rağmen, bu durumun Türkiye'nin koşullar sağlandığında çekilmeye hazır olduğu yönündeki ana kanaati değiştirmediğini’ vurguladı.

derfvge
Haseke'de Türkiye sınırı yakınlarında Türk-Rus ortak askeri devriyesini gösteren bir arşiv fotoğrafı (AFP)

Rus diplomat ülkesinin ‘Ankara ile yakın çalıştığını, birçok alanda kapsamlı güvenlik koordinasyonu olduğunu ve çeşitli bölgelerde ortak devriyeler gerçekleştirildiğini’ vurguladı.

Rusya'nın Türkiye-Suriye temaslarının ilerletilmesindeki önceliğinin ‘Suriye'deki iç faktörler olgunlaşıp ülkede nihai siyasi çözüme ulaşana kadar Suriye'deki gerilimi azaltma sürecinin sürdürülmesi’ olduğunu söyledi.

İran bir yardımcı unsur

Rus diplomat, “Tahran ile koordinasyon en üst düzeyde gerçekleşiyor. İran yardımcı bir unsur ve söz konusu çabaları engellemiyor, aksine bizimle tam bir koordinasyon içinde çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Rus diplomat, Erdoğan ile Esed arasında yapılacak zirveyle ilgili bir soruya cevaben, böyle bir zirve için koşulların yaratılmasıyla ilgili görüşmelerin bir buçuk yıldır devam ettiğini söyledi. Diplomat, “Ancak henüz belirli bir tarih ya da yer konuşulmadı” dedi.

Devam eden toplantılar düzeyinde ortaya konan görüşlerden bazılarının, söz konusu toplantının ya iki komşu ülkeden birinin topraklarında ya da bir sınır bölgesinde yapılması ihtiyacına dayandığını açıkladı.

Irak'ın ev sahipliği yaptığı diyalog turlarına atıfta bulunan diplomat, Irak'ta düzenlenmekte olan toplantıların ‘bakan yardımcıları ya da bakanlar düzeyinde olabileceği gibi güvenlik kurumları başkanları düzeyinde de olabileceğini’ söyledi.

Suriye Anayasa Komitesi Irak'a mı?

Irak'ın Suriye konulu toplantılara ev sahipliği yapma olasılığından bahseden Rus diplomat, Rusya'da Suriye Anayasa Komitesi'nin yaklaşan toplantılarının Irak'a taşınması olasılığı hakkında dolaşan fikirlere de değindi. Tüm taraflara yakın olan bu komşu ülkenin, Suriye ve Türkiye'nin yanı sıra Suriyeli muhaliflerin kontrolündeki bölgelere kolay erişimi nedeniyle Anayasa Komitesi toplantılarının yapılması için uygun ve önemli bir platform olduğunu belirtti.

Moskova'nın Esed ve Erdoğan arasında cumhurbaşkanlığı düzeyinde bir zirve beklentisi konusunda ise diplomat, zirvenin ‘bu yıl bitmeden’ gerçekleşeceğine inandığını ifade etti.

Diplomat, “Görüşme kesinlikle yıl sonundan önce gerçekleşecek. Türk ve Suriyeli tarafların gündemindeki birçok önemli konu önümüzdeki dönemde çözüme kavuşturulacak” dedi.



Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi ve yeni bir gerçekliği dayatan cesur strateji

ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
TT

Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi ve yeni bir gerçekliği dayatan cesur strateji

ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)

Zaman aleyhimize işliyor. Onlarca yıldır bölgenin istikrarını bozan İran artık eli kolu bağlı durumda. Şu an Ortadoğu'nun yeni haritasını kalıcı bir gerçeklik olarak çizmek için tarihi fırsat var. Ancak İsrail'in İran’a karşı ezici askeri üstünlüğü, Hizbullah’ı zayıflatması, Hamas'ı yok etmesi, Husileri köşeye sıkıştırması ve Suriye'yi stratejik müttefik olarak geri çekmesi, İran liderliğini nükleer silaha sahip olmanın İsrail ile askeri dengeyi yeniden sağlamak için kaçınılmaz bir seçenek olduğunu kabul etmeye itti. Bu yüzden İran rejiminin şu anda Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Kudüs Gücü ve vekillerini yeniden yapılandırmaya çalıştığına ve çökmüş nükleer programını yeniden inşa etmek için gizlice uranyum zenginleştirmeye başlayacağına dair büyük beklentiler olduğu sonucuna varılmalı.

Arap (Basra) Körfezi sularının ötesinde, bugün Arap ülkeleri için 7 Ekim 2023 tarihinden önce söz konusu olmayan olağanüstü bir fırsat söz konusu. İran, son on yılların en zayıf stratejik dönemini yaşıyor. İran rejimi iktidarı elinde tutsa da ‘İsrail'in ajanlarını takip etme’ bahanesiyle içeride takiplerle ve muhalif sesleri bastırmakla meşgul. Körfez Arap ülkeleri, uzun süredir çözülemeyen iki bölgesel sorunu kökten çözerek bu tarihi anı değerlendirmeli. Bunlardan birincisi, Gazze'deki İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmek üzere kapsamlı vizyon oluşturmak için kararlı bir liderlik gerekiyor. ABD, İsrail'i askeri operasyonları durdurmaya ikna etme gücüne sahip olsa da en büyük zorluk, İsrail'in ateşkes sonrası döneme ilişkin net bir vizyonunun olmaması. Filistin meselesine kapsamlı bir siyasi çözümün gecikmesi, İran destekli milislerin yeniden canlanmasına yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda ikinci stratejik hedefin gerçekleştirilmesini de engelleyecek.

u7
İsrail savaş uçaklarının Tahran’a düzenlediği bombardıman sonrası arka planda alevler ve dumanlar yükselirken, bir petrol tesisinde dalgalanan İran bayrakları, 15 Haziran 2025 (Reuters)

İkinci olarak ise Körfez Arap ülkelerinin İran'ın olası tehditlerine karşı koyabilecek entegre bir Arap caydırıcılığı oluşturmak amacıyla, mevcut askeri sistemlerin yeniden yapılandırılmasına dayanan kapsamlı ve cesur bir savunma stratejisi benimsemeleri gerekiyor. Bu strateji, İsrail'in 2023 yılında Gazze Şeridi’ne karşı başlattığı savaşta hedeflerine ulaşmasından çıkarılan derin derslerin yanında, Ukrayna deneyiminde etkinliği kanıtlanmış yenilikçi taktiklere de dayanmalı.

Sadece bu iki yolu ciddiyetle ve tam bir kararlılıkla uygulayarak, Körfez Arap ülkeleri İran'ın bölgesel hakimiyetini yeniden kazanma girişimlerini engelleyebilirler.

Bu noktaya nasıl geldik?

7 Ekim 2023’ten sonra yaşanan gelişmeler Ortadoğu’nun görünümünü kökünden değiştirdi ve güç dengesinde büyük bir değişime yol açarak, İran ve onun ‘direniş ekseni’ olarak bilinen müttefiklerinden uzaklaşmaya neden oldu. İsrail, Hamas’ın askeri yeteneklerini tamamen etkisiz hale getirerek herhangi bir tehdit teşkil etmesini engelledi. Ayrıca Hizbullah’ın komuta yapısına da ağır bir darbe indirerek, gelişmiş füze cephaneliğini kullanılmadan etkisiz hale getirdi.

İsrail’in askeri operasyonları, Hizbullah saflarında daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir istihbarat sızıntısı ile öne çıktı. İsrail, Hizbullah’ın lojistik ağlarını ve iletişim sistemlerini hedef alan hassas saldırılar düzenledi. Bu saldırılar, Hizbullah'ın üst düzey liderlerinin ortadan kaldırılmasına yol açarken, İsrail istihbaratının komuta ve kontrol ağına ne kadar sızdığını ortaya koydu. Sonuç olarak, Hizbullah, İran ile on iki gün süren savaş boyunca İsrail'e tek bir füze bile fırlatamadı.

Arap Körfezi ülkeleri, mevcut askeri sistemlerin yeniden yapılandırılmasına dayanan kapsamlı ve cesur bir savunma stratejisi benimsemeli ve İran'ın olası tehditlerine karşı koyabilecek entegre bir Arap caydırıcılık gücü oluşturmalı.

Öte yandan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve Suriyeli muhalif gruplar, Beşşar Esed rejimini deviren ani bir saldırı düzenleyerek, 50 yıllık aile yönetimine son verdi. Yemen'de ise ABD, Husilerin Kızıldeniz'deki deniz trafiğine yönelik saldırılarını durdurmak için birkaç ay süren bir askeri harekat düzenledi. Harekat, Husilerin saldırı kapasitesinin zayıflatılması ve bazı komutanlarının öldürülmesinin ardından ateşkes anlaşmasıyla sona erdi.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre İran cephesinde ise 12 gün süren eşit olmayan savaş sonucu, İran'ın topyekûn bir yenilgiye uğramasıyla birlikte belirleyici bir dönüşüm yaşandı. İsrail istihbaratı, gelişmiş askeri teknolojiler ve hassas istihbarat araçları kullanarak, İran ordusunun komuta ve kontrol sistemlerini benzeri görülmemiş bir şekilde ele geçirmeyi başardı. Bu operasyonlar, İran'ın hava savunma sistemlerinin insansız hava araçlarıyla gerçekleştirilen saldırılarla yok edilmesiyle sonuçlandı. Saldırılar, Mossad birimleri tarafından İran topraklarının derinliklerinden yönetildi ve İsrail'e hayati stratejik koridorlar üzerinde, hızlı bir hava üstünlüğü sağladı.

fru7
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da İran ile nükleer anlaşmadan çekildiğini açıkladı, 8 Mayıs 2018 (AFP)

İsrail bu üstünlüğünü, DMO ve Kudüs Tugayları liderlerine, nükleer bilim adamlarına ve nükleer programın önde gelen yetkililerine yönelik yoğun saldırılar düzenlemek için kullandı. Aynı zamanda bu saldırılar, İran’ın balistik füzeler ve İHA’larla saldırı düzenleme imkanlarını, komuta merkezlerini, askeri üretim tesislerini ve gerekli ikmal hatlarını hedef alarak felce uğrattı.

İran'ın nükleer programı da bazı bilim insanlarının tasfiyesi, uranyum zenginleştirme tesislerinin ve bileşen üretim fabrikalarının imha edilmesi ve programın dayandığı tedarik ağlarının devre dışı bırakılmasıyla ağır bir darbe aldı. Önemli bir gelişme olarak İsrail, Washington'un sahip olduğu gelişmiş silahları kullanarak, Fordo Nükleer Tesisi’ne yönelik stratejik bir saldırı gerçekleştirmek için ABD'den doğrudan destek aldı.

Bu saldırıların etkilerinin kapsamlı değerlendirmesi halen devam etse de kesin veriler nükleer programın altyapısının neredeyse tamamen tahrip edildiğini ve sadece marjinal unsurların kaldığını gösteriyor.

Arap ülkeleri için riskler daha büyük

7 Ekim 2023’ten çıkarılan dersine iyi çalışan İsrail, ikinci bir ani saldırıya izin vermeyecektir. İsrail, İran'ın nükleer programını yeniden inşa etmeye çalıştığına dair herhangi bir işaret görürse hemen harekete geçmeye hazır olsa da Arap ülkeleri risklerle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.

İsrail ile İran arasında 12 gün süren savaş, İran'ın İsrail'e ulaşabilecek füzelerini yok etmede başarılı olsa da İran halen Arap Körfezi ülkelerini hedef alabilecek binlerce füzeye ve İHA’ya sahip. Olaylar, İran'ın son birkaç yıl içinde, doğrudan veya vekilleri aracılığıyla, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Irak ve Suriye olmak üzere beş Arap ülkesine balistik füzeler fırlattığını gösteriyor.

İran tarafından fırlatılan balistik füzelerin bir kısmı önlenirken, diğerlerinin hedeflerine ulaşmayı başarması ve İran'ın bu saldırılar karşısında herhangi bir askeri sonuç veya caydırıcı tepkiyle karşılaşmaması dikkati çekti.

İran'ın tehditlerine karşı caydırıcılık sağlamak, bölgedeki ekonomik büyüme için temel bir koşul ve bunun için İran'ın Körfez ülkelerindeki hedeflere karşı herhangi bir askeri harekât gerçekleştiremeyeceğinin garanti edilmesi gerekiyor.

Gazze'deki Filistinlilerin geleceği için net bir yol haritası çizilmesi, özellikle İsrail'in bu konuda net bir vizyona sahip olmaması nedeniyle acil bir ihtiyaç haline geldi.

Gazze'deki Filistinlilerin geleceği için net bir yol haritası çizilmesi, özellikle İsrail'in bu konuda net bir vizyona sahip olmaması nedeniyle acil bir ihtiyaç haline geldi. Önerilen çözümlerin belirsizliğine rağmen, Suudi Arabistan ve BAE’nin liderlik rolü, bu çatışmayı çözmek için herhangi bir yolun çizilmesi ve uygulanmasında belirleyici olmaya devam ediyor.

Gazze’nin istikrarlı ve güvenli bir geleceğe kavuşması, Arap ülkelerinin İsrail'in İran üzerindeki üstünlüğünü kendi lehlerine kullanmalarını, Arap caydırıcılık sisteminin inşasını hızlandırmalarını ve bölgedeki stratejik konumlarını güçlendirmelerini sağlayacağı da bir gerçek.

Ukrayna ve İsrail'in son çatışmalarda edindikleri deneyimler, yapay zeka (AI), otonom sistemler, uzay ve istihbarat alanlarının entegrasyonu, caydırıcı ve etkili bir askeri güç oluşturmak için gereken zamanı ve maliyeti önemli ölçüde azaltabileceğini kanıtladı. Zafer artık en büyük veya en kalabalık orduya sahip olanların tekelinde değil, teknolojik ve dijital üstünlük belirleyici rol oynuyor.

gthyu
Suriye'nin Halep kırsalındaki Şii köyü Nebel'deki bir benzin istasyonunda Suriye’nin eski devlet başkanları Hafız ve Beşşar Esed, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney'in bir arada olduğu yırtık bir fotoğraf (Reuters)

Örneğin Ukrayna, kayda değer bir deniz filosuna sahip olmamasına rağmen, yapay zeka teknolojilerini ve akıllı sistemleri yenilikçi bir şekilde kullanarak Karadeniz'deki Rus filosunun büyük bir bölümünü yok etmeyi başardı. İsrail ise yapay zeka sistemleri ile siber savaşı, gelişmiş istihbarat ağlarını, yüksek eğitimli hava kuvvetlerini ve gelişmiş füze savunma sistemlerini stratejik olarak birleştirerek askeri üstünlüğünü sağladı.

Suudi Arabistan ve BAE, tüm bunlardan ders çıkararak savunma reformlarını yeniden yapılandırmak ve gelecekte olası bir İran saldırısına karşı etkili  caydırıcılık sistemi ve entegre hava-füze savunma sistemi oluşturmak için ortak bir Arap çabasına öncülük etmek için kullanabilirler.

Bu çaba, etkinliği kanıtlanmış yeni savaş modeline dayanmalı ve İsrail'in İran karşısında sahip olduğu açık üstünlüğünden yararlanmalı.

Tüm bunlar aynı zamanda Suudi Arabistan ve BAE’nin yapay zeka, otonom sistemler ve uzay alanlarında gerçekleştirdiği büyük ticari ve savunma yatırımlarıyla tamamen uyumlu.

Kısacası Körfez Arap ülkeleri için İran'ın artık bölgedeki baskın güç olmaması nedeniyle, yeni Ortadoğu'nun özelliklerini belirme konsunda eşsiz ama geçici bir fırsat var. Ancak zaman çok önemli faktör, çünkü İran kaybettiği şeyleri hızla yeniden inşa etmeye çalışacak ve sırlarını daha iyi korumak için şüpheci bir yaklaşım benimseyecek.

İyi haber ise bu sürecin zaman alacağı ve Suudi Arabistan ve BAE başta olmak üzere Körfez Arap ülkeleri bu süreyi, Gazze'deki savaşı sona erdirmek için hızlı bir Arap planı uygulamak için kullanabilirler. Bunun yanında bazı Körfez Arap ülkeleri savunma reformu girişimlerini yeniden şekillendirmekte ve İran'ın Arap ülkeleri aleyhine gelecekte herhangi bir saldırı girişimini engelleyecek etkili bir caydırıcı güç oluşturmakta öncülük edebilirler.

Bu çaba, etkinliği kanıtlanmış yeni savaş modeline dayanmalı ve İsrail'in İran karşısında sahip olduğu açık üstünlüğünden yararlanmalı. Daha da önemlisi, mevcut imkanlar ve teknolojilerle, bunların entegrasyonunu güçlendirerek, eğitimi iyileştirerek ve yapay zekadan yararlanarak, kara, hava ve deniz kuvvetlerinin yeteneklerini artırmak için uzun vadeli operasyonlara gerek kalmadan, güvenilir bir caydırıcı güç oluşturulabilir.