Pezeşkiyan: İran mevcut şekilde yönetilemez

İran Cumhurbaşkanı, zor kararlar alınması gerektiğini söyledi

İran'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın çarşamba günü din adamlarıyla yaptığı toplantıdan bir kare
İran'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın çarşamba günü din adamlarıyla yaptığı toplantıdan bir kare
TT

Pezeşkiyan: İran mevcut şekilde yönetilemez

İran'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın çarşamba günü din adamlarıyla yaptığı toplantıdan bir kare
İran'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın çarşamba günü din adamlarıyla yaptığı toplantıdan bir kare

İran'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ülkeyi mevcut şekilde yönetmenin ‘mümkün olmadığını’ söyleyerek ‘zor kararlar’ alınması gerektiğini vurguladı.

İran merkezli haber siteleri, Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanlığı görevine başlamak için yemin etmek üzere İran Şura Meclisi’ne gitmeden önce İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney tarafından onaylanması ve seçilmiş cumhurbaşkanına teslim edilmesi planlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hazırlanışını gösteren bir fotoğraf yayınladı.

Pezeşkiyan dün, İran’ın tüm illerinden valilerinin hazır bulunduğu bir toplantıya katılmak üzere İçişleri Bakanlığı’na gitti. İran Cumhurbaşkanı, burada İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'e, geçtiğimiz pazar günü İranlı milletvekillerine yaptığı ve İran hükümetiyle iş birliği yapılması gerektiğini vurguladığı konuşması da dahil olmak üzere tüm destek mesajları için teşekkür etti.

Pezeşkiyan, şunları söyledi:

Elbette bu zafer, iş birliği, uyum, dayanışma ve halkın ihtiyaç ve arzularına yanıt vermeyi gerektiriyor. Bu, seçimlerde elde ettiğimiz birliği ve uyumu gerçekleştirmemizi sağlayan umut ışığıdır.

Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ı eleştirenler, ilk turu yaklaşık yüzde 40 ile İran seçim tarihindeki en düşük katılım oranının kaydedildiği ve ikinci turda katılımın oranının yaklaşık yüzde 9 yükseldiği erken cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasının üzerinden yaklaşık üç hafta geçmesine rağmen ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukları ele almak için net bir hükümet programı bile sunmadığını söylüyor.

İran Cumhurbaşkanı, “Münazaralarda söylediklerim, inandığım ilkeler, hakikat ve adaletle ilgiliydi. Özel bir şey vaat etmedim. Ama söylediklerim insanların haklarının gerçekleştirilmesi içindi. Herkesin haklarını almasını sağlamak istiyoruz” diye konuştu.

Sağlık alanındaki 4 ilkeden bahseden Pezeşkiyan, bunları ‘adalet, halkın katılımı, sektörler arası ilişkiler ve uygun teknoloji’ olarak sıralayarak “Katılım olduğunda her türlü sorunu yolumuzdan kaldırabiliriz” dedi.

Pezeşkiyan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ana fikir şu ki, eğer insanlara ve onların katılımına inanırsak, hiçbir sıkıntı yaşamayız. Sorun biz yetkililerde, bizim davranışlarımızda, insanlarla diyalog şeklimizde. Eğer insanlara yardım edersek, önümüzde hiçbir engel kalmaz. Yeter ki onlar bizim onlar için onlara hizmet etmek için burada olduğumuza inansınlar. Biz onların vasisi değiliz, hizmetkarıyız.

Bu hafta, seçimleri boykot çağrılarına rağmen milletvekillerine seçimlere katılanları hayal kırıklığına uğratmamaları çağrısında bulunduktan sonra çokça eleştirilen Pezeşkiyan, “Onlar yurtiçinde ve yurtdışında seçimleri boykot çağrısı yapanların ağızlarına birer yumruk indirdiler” şeklinde konuştu.

Pezeşkiyan’ı destekleyen çevreler de onun açıklamalarıyla aralarına mesafe koymaya çalışırken siyasi aktivistler, Pezeşkiyan’dan özür dilemesini istediler. Salı günü Cebhe-yi Islahat (Reform Cephesi) üyeleriyle yaptığı bir toplantıda sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyleyerek eleştirileri bastırmaya çalışan Pezeşkiyan, “Şura Meclisi’nde söylediklerin bazıları tarafından çarpıtıldı” dedi.

Salı günü yaptığı açıklamada ülkesinin iyi bir durumda olmadığını, çünkü içerideki anlaşmazlıkların kaynağı olduğunu söylediği ağır yaptırımlar altında olduğunu belirten İran Cumhurbaşkanı, ‘düşmanların ağzına yumruk indirmek’ için birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.

Dün yaptığı açıklamada ise içeride anlaşmazlıkları yorumlayan Pezeşkiyan “Kavga etmiyoruz, birbirimizi terk etmiyoruz, eskiden olduğu gibi anlaşamıyoruz ama birkaç kelime yüzünden birbirimize düşman kesiliyoruz” ifadelerini kullandı.

Pezeşkiyan, şunları söyledi:

Bugün yaptırımlar altındayız, sorunlarımız var, seçimlerde rakamlarla herhangi bir vaatte bulunmadım, ancak halka yalan söylemeyeceğimi söyledim. Onlara karşı dürüst olacağım ve böyle olacağıma söz veriyorum. Bu ülkede adalet ve hakkaniyetin sağlanması için elimden geleni yapacağım. Bu ise ancak halkın katılımıyla mümkün olabilir.

Herkes tarafından kabul edilebilir bir hükümet oluşumuna ulaşmak amacıyla çeşitli partilerle istişarelerde bulunmak için zamana karşı yarışan Pezeşkiyan, bir ‘ulusal uzlaşı hükümeti’ kurma sözü verdi.

İran Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti:

Atamak istediğim yöneticilere, tüm yöneticilerden beklentimin halkın memnuniyetinin öncelenmesi ilkesine bağlı kalmaları olduğunu söyledim. Biz onların hizmetkârıyız ve onları memnun etmek zorundayız.

İnsanlara adil davranılması çağrısında bulunan Pezeşkiyan, “Birbirimize yardım etmeliyiz. Çünkü ülke mevcut şekilde yönetilemez, zor kararlar alınması gerekiyor ve bu kararlarda dezavantajlıların ve yoksulların ayaklarımızın altında ezilmesine izin vermemeliyiz. Kalkınmada sadece ekonomik büyümeyi değil, insanları da görmeliyiz, ne pahasına olursa olsun ekonomik büyümeyi zorlayamam, bu ülkede yaşayan insanların sorunlarla karşılaşmasına izin veremem” diye konuştu.

İranlı kaynaklar, Pezeşkiyan’ın Joe Biden’ın başkanlığının son aylarında nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmayı amaçlayan müzakereler başlatmayı planladığını belirttiler.

Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında nükleer anlaşmayı yeniden canlandırarak yaptırımların kaldırılmasını sağlama sözü veren Pezeşkiyan, Biden'ın başkanlık döneminin ilk aylarında İran'ın uranyum zenginleştirme oranını önce yüzde 20’ye ardından yüzde 60'a çıkardığı Stratejik Adım Yasası’nı değiştirmek için parlamentoda konuşacağını vurguladı.

Pezeşkiyan’ın yakın müttefiki ve danışmanı Muhammed Cevad Zarif, söz konusu yasanın Biden'ın çabalarını engellediğini söyledi.

Hamaney, bu haftaki konuşmasında İran’ın nükleer programıyla ilgili yasaya bağlı olduklarını bir kez daha vurgulayarak, milletvekillerini dış politikada aktif rol oynamaya çağırdı.

Bunun üzerine Zarif, yasaya yönelik eleştirilerinden geri adım atarak müzakereleri ülkenin yasaları çerçevesinde ve 2015 tarihli nükleer anlaşma temelinde yürütme sözü verdi.

Reformist çizgideki internet siteleri, Pezeşkiyan’ın, eski Başmüzakereci Abbas Arakçi döneminde eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümeti tarafından 2021 yılı haziranında ulaşılan, ancak İran’ın nükleer müzakere ekibinin değişmesi nedeniyle aylarca dondurulan nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerini yeniden başlatma girişiminde bulunacağını öne sürdü.

Reuters’ın geçtiğimiz hafta Hamaney'in yakın çevresinden iki kişinin de aralarında bulunduğu İranlı beş yetkiliye dayandırdığı habere göre Hamaney, İranlıların yüzde 13'ünün seçimlere katılacağını öngören bir istihbarat raporunu gördükten sonra, katı muhafazakarların hakim olduğu seçim yarışında silik, ama güvenilir bir ılımlı isim olan Mesud Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanlığına yükselmesinin önünü açtı.

Reuters’ın kaynakları, Pezeşkiyan’ın ılımlı kimliğinin hoşnutsuz İranlıları yatıştıracağını, artan dış baskılar karşısında iç istikrarı ve Hamaney'e nihai halefini seçerken güvenilir bir müttefik sağlayacağını söylediler.



Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
TT

Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)

Rabia Abdusselam

Cezayir'in 1954 yılında Fransa’nın sömürgeciliğine karşı başlattığı Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümü kutlamaları sıradan bir etkinlik değildi. Ülke, 132 savaş uçağı ve insansız hava aracı (İHA), yüzlerce tank ve Rus yapımı İskender-E mobil kısa menzilli balistik sistemi gibi benzeri görülmemiş yeni silahların tanıtıldığı devasa bir askeri geçit törenine tanık oldu.

Cezayir bu büyüklükte bir askeri geçit törenini ilk kez düzenlemiyor. Bundan iki yıl önce, bağımsızlığının 60’ıncı yıldönümünde yetkililer, Cezayir hükümetinin 30 milyon euro (32 milyon dolar) ayırdığı büyük bir askeri geçit törenini düzenledi. Bu durum, askeri gücü göstermesinin arkasında yatan sebepler ve bu askeri geçit törenlerinin verdiği mesajlar hakkında soru işaretleri yarattı.

Askeri geçit töreninde, medya tarafından ‘Cezayir'in uyuyan canavarı’ olarak anılan Rus ordusunun envanterindeki versiyonu 500 kilometre, dışarıya ihraç edilen versiyonu 280 kilometre menzile sahip olan Rus yapımı İskender-E balistik füze sisteminin tanıtılması heyecan yarattı. Törende, yüksek savaş kabiliyetine sahip etkili bir silah olan BM-30 Smerç çok namlulu roketatar sistemi, çok sayıda hedefi tespit ve takip edebilen ve balistik füzeleri ve çeşitli uçakları püskürtme ve imha etmede üstün yeteneklere sahip olan S-300 karadan havaya füze savunma sistemi ve D-30 obüslerinin yanı sıra hareket halindeki düşman hedefleri hassas bir şekilde imha edebilen BARQ lazer güdümlü anti tank füze sistemleri başta olmak üzere savunma ve saldırı silahları ile modern füze sistemlerinden oluşan bir cephanelik de sergilendi.

Ordunun silahlarının modernizasyonu

Törende Hava Kuvvetlerinin sahip olduğu silahlar da vardı. S-90 ve P-350 nakliye uçakları, S-130 taktik nakliye uçağı ve Ilyushin Il-76 havada yakıt ikmal uçağının yanında Suhoy-24 ve Suhoy-30 savaş uçakları uçuş yaptı. Cezayir Donanması da Akdeniz sularında Cercera, el-Hakkar ve Ouarsenis denizaltıları ve düşman topraklarının derinliklerindeki kara hedeflerini uzun mesafelerden yok etmek için derin denizden karaya kanatlı füzeler fırlatan ve gemileri ve denizaltıları yok etmek için torpido ve uzun menzilli füzeler kullanabilen Varshavyanka sınıfı denizaltısı gibi etkileyici gösterilerle geçit törenine katıldı.

Cezayir'in 2025 yılı genel bütçesi, Cezayir ordusu ve Savunma Bakanlığı bütçesinde 2024 bütçesine kıyasla ve 2018 yılından bu yana tahmini üç milyar dolarlık bir artışla 25 milyar doların üzerinde kayda değer ve kesintisiz bir artış olduğunu ortaya koyarken, askeri geçit töreni Cezayir'in savunma sektörüne her yıl harcadığı paranın büyüklüğünü gösterdi. Cezayir’in Savunma Bakanlığı ve ordu bütçeleri, yetkililerin ordunun teçhizat ve silahlarını yenileme ve modernize etme ve hatta gelişmiş silah sistemleri edinme arzusu nedeniyle rekor bir artışa tanık oldu. 2023 yılında 18 milyar dolar olan savunma bütçesi, 2024 yılında 22 milyar dolara yükselirken 2025 bütçesinde ise 25,1 milyar dolara ulaştı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, terörizm, Sahel bölgesindeki huzursuzluk, suç oranları, gizli göç ve insan kaçakçılığı ile ilgili artan güvenlik sorunları ve Cezayir'in etrafının Mali, Nijer ve Libya gibi güvenlik ve siyaset alanında zayıflıklarla boğuşan bir grup ülkeyle çevrili olması gerçeği göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar. Kasaba Merbah Ouargla Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü ve uluslararası ilişkiler uzmanı olan Dr. Mebruk Kahi, Al-Majalla'ya yaptığı değerlendirmede, askeri geçit törenlerinin özellikle zamanlaması açısından iktidarın hem yurt içine hem de yurt dışına göndermek istediği siyasi mesajı ve hedefleri olduğunu söyledi.

Ordu ve halk arasındaki kutsal bağ

Bu mesajların hem yurt içinde hem de yurt dışındaki meselelerle ilgili olduğunu söyleyen Dr. Kahi, “Bunlar askeri düzeyde elde edilen başarıları tanıtmak ve Cezayir ordusunun vatanı savunmak ve korumak için tamamen hazır olduğuna dair bir güven mesajı göndermenin yanı sıra ordunun halkla olan ve Cezayir'in birliğini baltalamak niyetiyle kurulan pek çok komployu boşa çıkaran ilişkisini güçlendirmeyi amaçlayan bir girişim” ifadelerini kullandı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, artan güvenlik sorunları göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar.

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı habere göre Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, ordunun kara, hava ve deniz kuvvetleri ile jandarma, polis, sivil savunma ve sınır güçlerinin seçkin mensuplarının katıldığı bu geçit töreninin açılış konuşmasında çeşitli mesajlar verdi. Kısacası yetkililer, askeri geçit töreninin Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümünün boyutlarına ve temsil ettiklerine uygun olmasını sağlamaya ve emaneti koruyanların fedakarlıklarının karşılığını vermeye istekliydiler. Bu tören, halk ile onun kalbinde yer alan Cezayir ordusunun yüksek bir vatanseverlik duygusu, sarsılmaz bir bağlılık ve saf bir vatanseverlikle çalışan mensupları arasındaki kutsal bağın gücünü ifade ediyor.

ASCDvfg
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Cezayir Devrimi'nin 70’inci yıldönümü vesilesiyle düzenlenen askeri geçit töreni sırasında askeri bir aracın üzerinden törene katılanları selamlarken, 1 Kasım 2024 (AP)

Törende yaptığı konuşmada ordunun savunma doktrinini ve ülkenin güvenliğinin ve istikrarının korunması ilkesini yineleyen Cumhurbaşkanı Tebbun, Cezayir ordusunun misyonu sınırları savunmak olan bir barış, güvenlik ve konsantrasyon gücü olarak görülmesine dayanan sabit savaş doktrinini teyit eden bir mesaj verdi. Tebbun, bu mesajda “Cezayir Halk Ulusal Ordusu'nun doktrini bir savunma doktrinidir ve silahları sadece ulusal egemenliği korumanın yanı sıra ülkemizin uluslararası ve bölgesel taahhütleri ve anayasal ilkelerimiz ve kurallarımız çerçevesinde uluslararası hukuka saygı doğrultusunda uluslararası barış ve güvenliğe katkıda bulunmaya yöneliktir” dedi.

Cezayir ayrıca, Mağrip bloğu projesine yönelik mevcut yönelimi yansıtan birden fazla anlamı olan bir imajı vurgulamak istiyordu.

Tebbun, gözden geçirme faaliyetlerinin hedeflerini anlamak için bölgesel riskler ve zorluklarla ilgili dikkate değer önemli mesajlar da verdi. Mebruk Kahi, “Mali ve Nijer gibi ülkelerdeki siyasi yapının kırılganlığı ve yönetimin zayıflığı nedeniyle Sahel bölgesinde yaşananlar ve Sahra meselesindeki gelişmeler nedeniyle mesaj açık. Cezayir barışçıl çözümlere olan bağlılığını vurguluyor, ama bu onun zayıf olduğu anlamına gelmiyor. Aksine Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinin güvenliğinin garantörü olacak güce sahip olduğunu göstermeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Fransa'ya gönderilen mesajlar

Cezayir ayrıca, Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliği konusundaki son tutumu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçtiğimiz hafta Fas parlamentosunda yaptığı konuşmada teyit ettiği görüşlerinin ardından Fransa'ya doğrudan bir mesaj göndermeye çalışıyor. Macron, konuşmasında Sahra'nın geleceğinin ‘sadece Fas'ın egemenliği altında ve özerklik önerisi çerçevesinde olabileceğini’ vurguladı. Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Nurussabah Aknuş, “Bu görüntü, özerklik seçeneğine meseleyi çarpıtarak ve BM'nin meşru çerçevesinden çıkarıp yerleşim mantığına çekerek tamamen tasfiye etme eğiliminde olan ya da olabilecek Fransa ve diğer ülkelere bir cevap niteliğindedir” diye konuştu.