Sinvar'ı Hamas'ın lideri seçmek Tahran'ın kollarına atılmak anlamına mı geliyor?

İran Genelkurmay Başkanı ve Hizbullah bu seçimi memnuniyetle karşılarken, İsrail, Hamas hareketini ortadan kaldırmak için başka bir neden olarak gördü

Hareket için bir sonraki aşama, yok olmaktan kurtulmak için İran liderliğindeki direniş eksenini kazanmaya çalışmak olacak (Getty)
Hareket için bir sonraki aşama, yok olmaktan kurtulmak için İran liderliğindeki direniş eksenini kazanmaya çalışmak olacak (Getty)
TT

Sinvar'ı Hamas'ın lideri seçmek Tahran'ın kollarına atılmak anlamına mı geliyor?

Hareket için bir sonraki aşama, yok olmaktan kurtulmak için İran liderliğindeki direniş eksenini kazanmaya çalışmak olacak (Getty)
Hareket için bir sonraki aşama, yok olmaktan kurtulmak için İran liderliğindeki direniş eksenini kazanmaya çalışmak olacak (Getty)

İzzeddin Ebu Ayşe

Gözlemcilere göre Hamas, Yahya Sinvar'ı lider olarak seçerek İran eksenine bağlılığını teyit etti ve Filistin meselesinin çözümünde ılımlı bir üyenin tercih edilmesini reddetti.

Hamas, Sinvar'ın hareketin liderliğini üstlenmesinin uluslararası ve bölgesel sahneyi karmaşık hale getirebileceğinin ve bunun Gazze savaşının gidişatına yansımaları olacağının farkında. Nitekim Siyasi Büro Müdürü Musa Ebu Marzuk açıkça şöyle dedi: “Bir sonraki aşamanın doğasının farkındayız. Bu nedenle bu kişi Siyasi Büro başkanlığına seçildi.”

Sahnenin doğası gereği

İsrail açısından bundan sonraki aşamanın doğası, Gazze ve dışında Hamas hareketini tamamen ortadan kaldırmak olacak ve bu konuda ABD, İngiltere, Fransa ve diğer ülkelerin desteğini aldı. Ancak birçok kişiye göre hareket için bir sonraki aşamanın doğası, yok olmaktan kurtulmak için İran liderliğindeki “direniş eksenini” kazanmak için çabalamak olacak.

Sinvar'ın İsrail'den nefret ettiği biliniyor ve ne güvenlik ve siyasi çevreler ne de yerleşimciler ona olumlu bakmıyorlar. Dahası Sinvar, Tel Aviv, Washington ve diğerlerinin terör listelerinde yer alıyor.  7 Ekim 2023'teki saldırıyı planlayıp yönettikten sonra bölgenin en tehlikeli adamı olarak görülmeye başlandı.

Sinvar hakkında bilinenler sadece bununla sınırlı değil, aynı zamanda kendisi İran'a olan bağlılığıyla da ünlü olan, onunla yakın iş birliği içinde çalışan, Gazze Şeridi'ndeki planlarını hayata geçiren bir isim. Yeni Hamas lideri yakın zamanda; "Tahran'ın desteği olmasaydı askeri gücümüzü inşa edemez ve geliştiremezdik" demişti.

Hamas hareketini takip eden gözlemciler, hareketin dış politikasını değiştirebilecek olmasına rağmen, Sinvar'ı başkan seçerek, kendisini İran ekseninin bir parçası olarak konumlandırdığına inanıyorlar. Filistin Çalışma ve Araştırma Merkezi'nin siyasi ve askeri analiz departmanı başkanı Şükri Sukkar, "Bu seçim, hareketin liderleri üzerindeki büyük baskının ardından gelmiş olabilir" diyor ve şöyle açıklıyor; "Rahmetli Hamas lideri İsmail Heniyye, Gazze Şeridi'nde İran'ın politikalarını uyguluyordu ve Tahran'ı sık sık ziyaret ediyordu. İran ittifakına ve direniş eksenine dahil olması için harekete önderlik etti. İsrail ona suikast düzenleyerek, bu çevreden çıkması yönünde harekete zorla bir değişiklik dayatmaya çalıştı.”

Sukkar, "Heniyye'nin tasfiye edilmesinin Hamas'a, Arap toplumuna yakın olan ve hareketi yönetme konusunda daha ılımlı niteliklere sahip bir alternatif seçme fırsatı sunduğunu, ancak hareketin İran'ın kucağında kalmayı tercih ederek, Yahya Sinvar'ı başkan olarak seçtiğini” belirtiyor.

Sukkar, "Hamas, Halid Meşal'i veya Musa Ebu Marzuk'u lider olarak seçmiş olsaydı, direniş ekseninin çemberinden çıkar ve İran'ın diktalarından kurtulurdu. Bu iki ismin Arap ülkelerinin tarafında yer aldığı ve bölge liderleriyle iyi ilişkileri olduğu biliniyor. Bunlardan biri seçilseydi Hamas, savaşın durdurulması ve Gazze'nin akan kandan kurtarılması konusunda Araplardan büyük destek alırdı” değerlendirmesinde bulundu.

Aslında Halid Meşal, Suriye'deki devrimi destekledi ve ardından Hamas hareketiyle birlikte oradan ihraç edildi. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre o zamandan beri İran ile ilişkileri çok gergin veya neredeyse yok denecek kadar az, öyle ki, 2011'den bu yana Tahran'ı ziyaret etmedi. Bunun aksine birçok Arap başkenti arasında dolaşıyor ve bölge liderleriyle iyi ilişkileri var.

Sukkar, İran'ın Meşal'i yeni Cumhurbaşkanının göreve başlama ve yemin törenine katılması için davet etmediğine işaret ediyor. Lider olarak seçilseydi, Hamas’a bölgede kabul görme fırsatı sunacağına, Gazze'deki savaşı durdurmak için kendisine güçlü bir koruma sağlayacağına dikkat çekiyor.

Ancak Hamas'ın bu seçimi yapamadığına ve Sinvar'ı başkan olarak atamak zorunda kaldığına inandığını ifade ediyor. Hamas’a "ya savaşta destek bulmak ve Heniyye’nin intikamını almak için Tahran'a sadakat göstermesi ya da bu karmaşık aşamada İran’ın ondan tamamen vazgeçmesi" seçeneklerinin sunulduğunu söylüyor.

Direniş ekseni Sinvar’ın seçilmesini memnuniyetle karşılıyor, İsrail ise tehdit ediyor

İsrailli siyasi analist Yoni Ben Menachem, İsrail'in Yahya Sinvar'ın Hamas'ın lideri olarak seçilmesiyle ilgili görüşleri hakkında, “Bu, İran için bir zafer olarak değerlendiriliyor. Zira Tel Aviv'de Sinvar'ı lider olarak atayanların Hamas’ın kendisinin değil, Tahran liderleri olduğuna inanılıyor" diyor.

"Hareket İran'ın komutası altına girdi ​​ve ben Sinvar'ın seçimi konusunda Doha'daki siyasi kanat ile Gazze'deki askeri kanat arasında anlaşmazlıklar olduğuna inanıyorum. Yurt dışındaki Hamas liderleri radikallerden ziyade ılımlıları tercih ediyor” görüşünü dile getiriyor.

Ben Menachem; “Hamas’ın Heniyye tasfiye edildiğinde politikasını değiştirme fırsatı vardı. İsrail, Heniyye tasfiye edildiğinde Hamas’a ılımlı bir lider seçme yolu sundu. Tahran ekseni dışında bir lider seçebilirdi ama görünen o ki, hareket artık kararında bağımsız değil ve kendisini İran'ın emrine vermiş durumda” değerlendirmesinde bulundu.

Hamas'ın yeniden kendisini İran'ın kucağına teslim etmesinin, Tahran'ın bölgedeki planlarını hayata geçirmek için bir araç olduğu anlamına geldiğine inanıyor. Zira hareketin liderleri, İsrail'in Hamas’ı yok etme kararı ile birlikte Tahran'ın ve onun bölgeye yönelik proje ve planlarının, onu Gazze'deki varlığının sonlanmasından koruyabileceğine inanıyor.

Aslında Sinvar'ın Hamas'ın başına atanmasını memnuniyetle karşılayan tek taraf İran ve Hizbullah'tı. İran Genelkurmay Başkanı Abdurrahim Musevi, "Sinvar'ın seçilmesi, İsrail'in geleceğine dair hiçbir umudunun olmadığı anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.

Hizbullah, Sinvar'ın Hamas Siyasi Bürosunun başına getirilmesi kararının "Filistinli hareketin ana tercihlerinde kararlı olduğunu, birçok cephede kahramanca ve tarihi bir mücadele yürüten direniş ekseni yolunda diğer Filistinli örgütlerle birlikte ilerlemekte azimli olduğunu" kanıtladığı görüşünde.

Hareketin resmi düzeydeki açıklamalarına gelince, Siyasi Büro üyelerinden biri olan Musa Ebu Marzuk, Sinvar'ın Tel Aviv'e meydan okuması, karmaşık yerel, bölgesel ve uluslararası koşulların gölgesinde hassas aşamadaki planlarla yüzleşebilecek kapasitede olması nedeniyle seçildiğini vurguladı.

İsrail'de ise Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Yahya Sinvar'ın Hamas'ın liderliğine seçilmesini, onu ortadan kaldırmak ve hareketi yok etmek için bir başka neden olarak gördü.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Washington, Kabil'de kaçırılan vatandaşlarından biriyle ilgili bilgi için 5 milyon dolar teklif etti

Afgan vatandaşlığına da sahip olan ABD’li iş adamı Mahmud Şah Habibi, 10 Ağustos 2022 tarihinde Kabil'de şoförüyle birlikte kaçırıldı. (AP)
Afgan vatandaşlığına da sahip olan ABD’li iş adamı Mahmud Şah Habibi, 10 Ağustos 2022 tarihinde Kabil'de şoförüyle birlikte kaçırıldı. (AP)
TT

Washington, Kabil'de kaçırılan vatandaşlarından biriyle ilgili bilgi için 5 milyon dolar teklif etti

Afgan vatandaşlığına da sahip olan ABD’li iş adamı Mahmud Şah Habibi, 10 Ağustos 2022 tarihinde Kabil'de şoförüyle birlikte kaçırıldı. (AP)
Afgan vatandaşlığına da sahip olan ABD’li iş adamı Mahmud Şah Habibi, 10 Ağustos 2022 tarihinde Kabil'de şoförüyle birlikte kaçırıldı. (AP)

ABD, 2022 yılından bu yana Afganistan'da tutulan ABD’li bir iş adamının yerinin belirlenmesine yardımcı olacak bilgiler karşılığında 5 milyon dolarlık ödül teklif ettiğini açıkladı.

frgyu
Afganistan'ın Kabil kentinde nöbet tutan Taliban güçleri, 16 Ağustos 2021 (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce salı günü gazetecilere yaptığı açıklamada, Afgan vatandaşlığına da sahip olan ABD’li iş adamı Mahmud Şah Habibi'nin 10 Ağustos 2022 tarihinde Kabil'de şoförüyle birlikte kaçırıldığını ve Taliban tarafından alıkonulduğunu söyledi.

fbghyj

Habibi’nin olay sırasında Kabil’de faaliyet gösteren bir yerel telekomünikasyon şirketinde danışman olarak çalıştığını belirten Bruce, “İlk gözaltına alındığından bu yana hakkında hiçbir bilgi almadık… Taliban, nerede olduğu ya da sağlık durumu hakkında herhangi bir bilgi sunmadı” dedi.

Eski Sivil Havacılık Müdürü

ABD Adalet Bakanlığı, Mahmud Şah Habibi'nin yerini ve güvenli bir şekilde iadesini sağlayacak bilgi için 5 milyon dolara kadar ödül verileceğini açıkladı. ABD ve Afganistan çifte vatandaşlığına sahip olan Habibi, Afganistan Sivil Havacılık Kurumu'nun eski müdürüydü ve yaklaşık üç yıl önce Kabil'de kaçırıldı.

ABD Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Afganistan'ın eski Sivil Havacılık Müdürü Habibi, Kabil'deki evinin yakınlarında arabasındayken kaçırıldı ve Taliban'ın İstihbarat Genel Müdürlüğü tarafından şoförü ve Kabil merkezli bir telekomünikasyon şirketi olan Consultancy Asia'nın diğer 29 çalışanıyla birlikte gözaltına alındı” denildi.

Açıklamada, Habibi ve bir kişi dışında tüm tutukluların kısa bir süre sonra serbest bırakıldığı ve Habibi'nin gözaltına alınmasından bu yana kendisinden hiçbir iz bulunamadığı belirtildi.

Açıklamanın devamında, “Habibi'den gözaltına alınmasından bu yana haber alınamadı. Taliban hükümeti nerede olduğu ya da sağlık durumu hakkında herhangi bir bilgi vermedi” ifadeleri yer aldı.

ABD Adalet Bakanlığı'nın duyurusu, uluslararası suç ve terörizm davalarında önemli bilgiler sağlayan Rewards for Justice programının (Adalet İçin Ödül Programı) bir parçası olarak geldi.

Habibi ve şirket çalışanlarının gözaltına alınması, 31 Temmuz 2022'de Kabil'de El Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri'nin öldürüldüğü ABD saldırısından kısa bir süre sonra gerçekleşti.

Mahmud'un kardeşi Ahmed Habibi şunları söyledi: “Kardeşim masum. O sadece Afgan halkının hayatta kalmasına yardımcı olmak için havaalanının çalışmaya devam etmesini sağlamaya çalışıyordu. Zevahiri'yi hedef alan saldırıyla hiçbir ilgisi yoktu. Afganistan'da kardeşimin nerede tutulduğunu bilen iyi insanlar olduğunu biliyoruz ve ödülün birilerini bu bilgiyi ortaya çıkarmaya teşvik edeceğini umuyoruz. Taliban'ın kardeşim serbest bırakılmadan ABD ile ilişkilerin normalleşmeyeceğini anlaması gerekiyor ve bu ödül bunu açıkça ortaya koyuyor.”

Kâr amacı gütmeyen Global Reach kuruluşunun strateji başkanı ve Afganistan ve Pakistan üzerine çalışmış eski bir ABD Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi olan Eric Lipson, “Habibi'nin Taliban'ın gözaltında tutulduğu bin günden fazla süre boyunca eşi ya da küçük kızıyla iletişim kurmasına izin verilmedi” dedi.

scvfbgh
Kandahar'da eski bir telefon kullanan Taliban güvenlik mensubu, 17 Haziran 2025 (AFP)

Lipson, “Taliban farklı zamanlarda ABD yetkililerine onu tutmadıklarını, ondan haber almadıklarını, onu aradıklarını, bulamadıklarını ve ölmüş olabileceğini düşündüklerini söylediler. Ancak tutuklanmasına istihbarat merkezinde onunla birlikte gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılanlar da dahil olmak üzere birçok kişinin tanık olduğunu asla kabul etmediler” ifadelerini kullandı.

Lipson sözlerini şöyle sürdürdü: “Taliban, ABD ile ilişkileri normalleştirmek istiyorsa, Mahmud'u ailesine iade etmeli. Onu ellerinde tuttuklarını inkâr etmeleri -biz öyle olduğunu bildiğimiz halde- sadece Afgan halkına zarar veriyor. Şimdi Taliban'ın Mahmud Habibi'yi elinde tuttuğunu kabul etmesinin ve onu ailesine iade etmek için bir çözüm bulmasının zamanı.”

Taliban hükümeti ocak ayında, Katar'ın arabuluculuğunda yapılan bir takasın parçası olarak Ryan Corbett ve William McGinty adlı iki Amerikalıyı, ABD'deki bir Afgan tutuklunun serbest bırakılması karşılığında serbest bırakmıştı.

Taliban yetkilileri, hareketin ABD güçlerinin çekilmesinin ardından Ağustos 2021'de yeniden iktidara gelmesinden bu yana onlarca yabancıyı tutukladı.

cdfgtrh
ABD tarafından Taliban'ın elinde olduğuna inanılan ABD-Afganistan çifte vatandaşı Mahmud Şah Habibi (FBI)

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, 1984'teki başlangıcından bu yana Adalet için Ödül Programı, ABD ulusal güvenliğine yönelik tehditlerin çözülmesine yardımcı olan bilgiler için dünya çapında 125'ten fazla kişiye 250 milyon dolardan fazla ödeme yaptı.