İsrail ordusu ‘şafak katliamının’ ardından Hamas'a yönelik askeri operasyonlara hazırlık amacıyla Han Yunus'ta tahliye emri yayınladı

Gazze'nin ed-Derac mahallesindeki et-Tabiin okulunun bombalanmasının ardından Filistinli bir kadın (EPA)
Gazze'nin ed-Derac mahallesindeki et-Tabiin okulunun bombalanmasının ardından Filistinli bir kadın (EPA)
TT

İsrail ordusu ‘şafak katliamının’ ardından Hamas'a yönelik askeri operasyonlara hazırlık amacıyla Han Yunus'ta tahliye emri yayınladı

Gazze'nin ed-Derac mahallesindeki et-Tabiin okulunun bombalanmasının ardından Filistinli bir kadın (EPA)
Gazze'nin ed-Derac mahallesindeki et-Tabiin okulunun bombalanmasının ardından Filistinli bir kadın (EPA)

İsrail ordusu bu sabah (pazar) Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta yaşayan Filistinlilerin bazı bölgeleri boşaltması için tahliye emri yayınladı. İnsani bölgenin sınırlarını değiştiren İsrail, on binlerce yerinden edilmiş Filistinliyi patlamalar arasında karanlıkta bölgeyi terk etmeye zorladı.

İsrail ordusu yaptığı açıklamada, Han Yunus'taki el-Celaa bölgesinin artık ‘insani bölge’ olarak adlandırılan alan içinde olmadığını belirterek, kuvvetlerinin bu bölgede Hamas'a karşı askeri operasyonlar düzenleyeceğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre ordu, ‘insani bölge’ sınırlarının değiştirilmesinin ‘Hamas'ın bölgede terörist bir yapı kurduğuna dair doğru istihbarat bilgileri nedeniyle’ yapıldığını açıkladı.

Gazze Şeridi'ndeki Filistin Sivil Savunma Kurumu’na göre İsrail'in dün (cumartesi) Gazze'de yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı bir okula düzenlediği hava saldırısında en az 90 kişi hayatını kaybetti. Söz konusu saldırı uluslararası tepkiye yol açtı.

İsrail ordusu, Hamas ve İslami Cihad'a ait bir komuta merkezini bombaladığını ve 19 militanın öldüğünü açıkladı.

Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta tahliye emirleri merkezdeki, doğudaki ve batıdaki mahalleleri de kapsadı. 10 ayı aşkın süredir devam eden çatışmalarda en geniş tahliye emirlerinden biri olan bu karar, tankların şehrin doğusuna dönmesinden iki gün sonra geldi.

Tahliye emirleri X platformu üzerinden ve bölge sakinlerinin cep telefonlarına gönderilen mesajlarla duyuruldu: “Güvenliğiniz için derhal oluşturulan insani yardım bölgesine tahliye olmalısınız... Bulunduğunuz bölge tehlikeli bir savaş bölgesidir.”

İsrail ordusu son 24 saat içinde aralarında askeri altyapı, tanksavar füze fırlatma alanları ve silah depolama tesislerinin de bulunduğu 30 kadar Hamas askeri hedefini vurduğunu açıkladı.

“Ölümden ölüme kaçıyoruz”

Birleşmiş Milletler (BM), Gazze Şeridi'nin 2,3 milyon sakininin çoğunun evlerinden edildiğini ve küçük kıyı şeridinin harabe ve moloz yığınına dönüştüğünü söylüyor.

Filistinli yetkililer ve BM, Gazze Şeridi'nde güvenli bölge olmadığını söylüyor. Zira İsrail güçleri, Han Yunus'un batısındaki el-Mevasi gibi insani yardım bölgesi olarak belirlenen bölgeleri defalarca bombaladı.

On binlerce kişi gece yarısı evlerini ve sığındıkları yerleri terk ederek, batıya (el-Mevasi'ye) ve kuzeye (zaten yüz binlerce yerinden edilmiş insanla dolup taşan Deyr el-Balah'a) yöneldi.

Han Yunus'un batısında yaşayan 28 yaşındaki Zeki Muhammed, “Yorulduk… Ailem ve ben onuncu kez sığındığımız yerden çıkarılıyoruz. İnsanlar eşyalarını, çocuklarını, hayallerini ve korkularını yanlarına alıp bilinmeyene doğru koştular. Çünkü güvenli bir yer yok. Ölümden ölüme koşuyoruz” ifadelerini kullandı.

Gazze Şeridi’nde devam eden savaş, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail yerleşimlerine benzeri görülmemiş bir saldırı başlatarak bin 198 kişinin ölümüne yol açmasının ardından patlak verdi.

İsrail ordusuna göre saldırganlar 251 kişiyi esir aldı. Bunlardan 111'i halen Gazze Şeridi'nde tutuluyor ve İsrail ordusu 39'unun öldüğünü söylüyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail, söz konusu saldırıya, 10 aydan fazla bir süredir, çoğunluğu sivil, kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 40 bin kişinin ölümüne yol açan yıkıcı bombalama ve kara operasyonlarıyla karşılık veriyor.



Netanyahu... Başarısız bir liderden İsraillilerin gözünde ulusal bir kahramana

Dün şafak vakti gerçekleşen İsrail saldırısının ardından Tahran'ın güneyindeki bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar (AFP)
Dün şafak vakti gerçekleşen İsrail saldırısının ardından Tahran'ın güneyindeki bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Netanyahu... Başarısız bir liderden İsraillilerin gözünde ulusal bir kahramana

Dün şafak vakti gerçekleşen İsrail saldırısının ardından Tahran'ın güneyindeki bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar (AFP)
Dün şafak vakti gerçekleşen İsrail saldırısının ardından Tahran'ın güneyindeki bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar (AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi’nin İran'a karşı savaş hedeflerini genişletme kararı, birçok analist ve gözlemciye göre Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ‘Daha fazlası var mı?’ şeklindeki doktriner yaklaşımıyla uyumlu.

Netanyahu bir zafer kazandığında, kendisini takip eden bir askeri liderliğin varlığının da yardımıyla yeni bir zafer arayışına giriyor.

Hizbullah liderlerini ortadan kaldırmayı başardığında bu oldu. Bu yüzden savaşı genişletmeye ve ateşkes yapmak zorunda kalana kadar Lübnan'daki işgalini güçlendirmeye karar verdi. Aynı şey Suriye'de de oldu; Beşşar Esed rejiminin devrilmesini fırsat bilerek Golan Tepeleri'nin doğusundaki toprakları ve Şam'ın büyük bir bölümüne hâkim olan Hermon Dağı'nın zirvelerini işgal etti.Bugün İran'a olan da bu.

Netanyahu, geçen yıl İran'a yönelik saldırıları, savunma kapasitesinin zayıflığını gösteren ‘büyük bir başarı’ olarak görmüş ve nükleer projesini ve füze kapasitesini vurmak için değerli bir fırsat olarak değerlendirmişti. Ancak ABD Başkanı Donald Trump yönetimi buna karşı çıktı ve Netanyahu yönetimi ABD’yi ikna etmek için lobi faaliyetlerine başladı.

scvf
Dün Tahran'ın merkezinde İsrail saldırılarının ardından meydana gelen patlamanın dumanları arasında İranlılar (Reuters)

Netanyahu, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Michael Kurilla tarafından da teyit edilen istihbarat verilerini ABD yönetimine sundu ve İran'ı zayıflatacak ve yeni, ‘daha iyi’ bir nükleer anlaşma için müzakerelere uygun hale getirecek yıkıcı bir darbe indirmek için bir fırsat penceresi olduğuna ikna etti.

Trump İran'ı yanlış yönlendirmeyi kabul edip ona katılınca, Netanyahu ve ordusu şimdi ABD'yi İran'ın nükleer tesislerini yok etmeye sürükleme ya da en azından rejimi zayıflatmak ve tamamen altını oymak umuduyla İran ekonomisine darbe vurmak da dahil olmak üzere daha fazla suikast ve can kaybı elde etmek için savaşı sürdürmesine izin verme hırsına kapıldı.

Stratejik hesaplar mı yoksa kişisel hesaplar mı?

Uzaktan bakan bir gözlemci Netanyahu'nun gerçekten de bu hedeflere ulaşmak için çalıştığını düşünebilir. Ancak son yıllardaki politikalarını takip edenler stratejik hesapların Netanyahu'nun aklındaki en son şey olduğunun farkındadır. Netanyahu'nun ilk ve ana hedefi kendi iç, kişisel ve partizan savaşıyla ilgilidir.

O, her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak istiyor. Uzmanlara göre bugün bunu başarmanın tek yolu savaş.

sdfgthy
İsrail'in dün Tahran'ın merkezine düzenlediği hava saldırısında yaralanan İranlılar (EPA)

İsrail halkının büyük çoğunluğu, muhalefetin tamamı, basın ve medyanın büyük çoğunluğu ve sokakların bu savaşa karşı gösterilerle dolduğu Gazze savaşı ağır bir yük haline gelmişken, Netanyahu İran'a karşı savaşın başka bir adım olduğunu düşünüyor.

İsraillilerin çoğunluğu İran'dan nefret ediyor, liderlerinin ‘Siyonist varlığı yok etme’ söylemlerinden korkuyor ve bu ‘azılı düşmandan’ kurtulmak için savaş istiyor.

İsrail muhalefeti bu savaşta Netanyahu'nun tamamen arkasında; Yair Lapid, Benny Gantz ve Avigdor Liberman, savaşı ve hükümeti desteklediklerini teyit eden açıklamalar yayınladılar.

İran bu savaşta şu ana kadar çok ağır darbeler aldı; özellikle de ordu ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanları ile önde gelen atom bilimcilerinin ortadan kaldırılması ve bazı nükleer tesislerin, balistik füze üretim fabrikalarının ve petrol rafinerilerinin bombalanması… Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in konuşmalarını dinleyen herkes İran'ın birkaç gün içinde diz çökeceğine ve ‘iyi’ bir nükleer anlaşma için müzakerelere sürünerek geleceğine inanıyor.

fghyt
Dün Tahran'dan ayrılmaya çalışanlar nedeniyle yollarda trafik sıkışıklığı oluştu. (AFP)

Ülkesinde ‘başarısız, yozlaşmış ve yalancı’ bir lider olarak algılanan Netanyahu, elde ettiği başarıları ‘ulusal kahraman’ statüsüne yükselmek için bir sıçrama tahtası olarak görüyor.

Bedeli kim ödüyor?

Savaşın bedeli İsrail için küçük değil ve küçümsenmemeli.

İran, hava üsleri, silah fabrikaları ve İsrail'in en önemli bilimsel araştırma enstitülerinden biri olan Weizmann Enstitüsü de dahil olmak üzere güçlü istihbarat ve askeri yeteneklere sahip olduğunu kanıtlayan yerlere ulaştı; Tel Aviv ve banliyölerinde onlarca binayı havaya uçurarak 13 kişinin ölümüne ve çok sayıda kişinin yaralanmasına sebebiyet verdi.

Bu sonuç, çoğu son gecelerini sığınaklarda geçiren İsrail vatandaşlarını şok etti.

Ancak Netanyahu bunu halen ödenmesi gereken makul bir bedel olarak görüyor; bu da ona savaşı ‘ne kadar gerekirse o kadar’ uzatmaktan bahsetme ve hatta Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı günler öncesinden daha da büyük bir şiddetle sürdürme imkânı veriyor.

yjuı
İran'dan yapılan roket saldırılarının ardından sirenler çalarken Kudüs'te bir sığınakta bulunan İsrailliler (AP)

Bu da yardımcılarından birinin medyaya bu savaşın iki ya da üç hafta, belki de daha uzun sürebileceğini ve 800 ila 4 bin kişinin ölebileceğini sızdırmasına yol açtı.

Bu kadar yüksek bir rakam ortaya koymanın amacı, çok daha düşük olacak gerçek rakamın etkisini en aza indirmek. Gözlemcilere göre ölü sayısı, Gazze'de esir tutulanlar da dahil olmak üzere 300 ya da 400 kadar düşük olabilir.

Bu arada Netanyahu, ABD ve Batılı ülkelerin yanı sıra iç muhalefetin de desteğine sahip ve İran'ın müzakereleri boykot etmeye devam edeceği umuduyla kendi şartlarında bir çözüm aramaya istekli olduğu mesajını veriyor.