Türkiye’den Somali ve Etiyopya arasındaki Somaliland kıyılarına ilişkin anlaşmazlığı sona erdirme girişimi

Türkiye, iki ülke arasında uzlaşı umuduyla ikinci tur müzakerelere ev sahipliği yaptı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Etiyopya-Somali müzakerelerinin ikinci turuna hazırlık amacıyla geçtiğimiz hafta Addis Ababa'yı ziyaret ederek Abiy Ahmed ile bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Etiyopya-Somali müzakerelerinin ikinci turuna hazırlık amacıyla geçtiğimiz hafta Addis Ababa'yı ziyaret ederek Abiy Ahmed ile bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye’den Somali ve Etiyopya arasındaki Somaliland kıyılarına ilişkin anlaşmazlığı sona erdirme girişimi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Etiyopya-Somali müzakerelerinin ikinci turuna hazırlık amacıyla geçtiğimiz hafta Addis Ababa'yı ziyaret ederek Abiy Ahmed ile bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Etiyopya-Somali müzakerelerinin ikinci turuna hazırlık amacıyla geçtiğimiz hafta Addis Ababa'yı ziyaret ederek Abiy Ahmed ile bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Türkiye, Somali ve Etiyopya arasında gerçekleşen üçlü toplantıda, Mogadişu ile Addis Ababa arasında, Mogadişu'nun ayrılıkçı Somaliland bölgesiyle Akdeniz'e bakan kıyı şeridinin 20 kilometrelik bölümünü askeri ve ticari amaçlarla kullanmak üzere bir anlaşma imzalamasının ardından patlak veren anlaşmazlık konusunda bir uzlaşıya varma olasılığı ele alındı.

İki komşu Afrika ülkesi arasındaki anlaşmazlıkları sona erdirmek üzere Türkiye'nin arabuluculuğunda yürütülen müzakerelerin ikinci turu olarak Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi ve Etiyopya Dışişleri Bakanı Taye Atske Selassie arasında dün Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'nda üçlü toplantı gerçekleşti.

Bir uzlaşı arayışı

Müzakerelerin ilk turu, Türkiye'nin uzlaşmaya varma çabaları arasında 2 Temmuz’da yapıldı.

Müzakerelerin ikinci turu ise hem Somali hem de Etiyopya'nın ihtiyaçları, endişeleri ve yaklaşımlarını dikkate alınarak bir çözüme ulaşmaya odaklanıyor.

scdfvgrt
Dışişleri Bakanı Fidan dün Ankara'da Etiyopya ile yapılacak ikinci tur müzakereler öncesinde Somalili mevkidaşı ile bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Türk diplomatik kaynaklar, Ankara, Mogadişu ve Addis Ababa arasındaki temasların ardından, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz hafta Etiyopya’ya yaptığı ziyaret ve Başbakan Abiy Ahmed ile görüşmesinin ardından müzakerelerin ikinci turu başlama tarihinin 2 Eylül yerine 12 Ağustos'a çekilmesine karar verildiğini söylediler.

Kaynaklar, Abiy Ahmed’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup göndererek ülkesi ile Somali arasındaki ihtilaf konusunda Ankara’nın desteğini istediğini bildirdi.

scdfgrt
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Somali Cumhurbaşkanı arasında geçtiğimiz mart ayında Türkiye'nin güneyindeki Antalya'da yapılan bir görüşmeden bir kare (Arşiv - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı)

Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumartesi akşamı Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdikten sonra pazar akşamı da ikinci tur müzakerelerin başlamasının arifesinde Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile benzer bir görüşme gerçekleştirdi.

Dışişleri Bakanı Fidan ise müzakerelerin ikinci turu öncesinde Somalili ve Etiyopyalı mevkidaşlarıyla ayrı ayrı bir araya geldi.

Anlaşmazlığın sebebi

Addis Ababa’nın 1 Ocak 2023 tarihinde Somaliland ile imzaladığı ve Somaliland'ın Berbera Limanı’na erişimi olan bir deniz üssü için 50 yıl boyunca bölgenin Kızıldeniz kıyı şeridini ticari ve askeri amaçlarla kullanmasına izni veren anlaşmayı imzalamasından sonra iki komşu Afrika ülkesi Etiyopya ve Somali arasındaki ilişkiler kötüleşti.

Anlaşmaya göre Etiyopya, Kızıldeniz kıyılarının 20 kilometresini kiralaması karşılığında Somaliland'ın bağımsızlığını tanımayı kabul etti.

Somali, aynı yılın nisan ayında Etiyopya’nın Mogadişu Büyükelçisi’nin ülkeden sınır dışı edildiğini duyurdu. Ayrıca Etiyopya’nın Somaliland'ın en büyük şehri ve başkenti Hargeisa ve yarı özerk Puntland bölgesinin başkenti Garowe'deki konsoloslukları da kapatıldı.

Somali, Etiyopya'nın Somaliland ile yaptığı anlaşmanın yasadışı olduğunu, iyi komşuluk ilişkileri için bir tehdit oluşturduğunu ve egemenliğini ihlal ettiğini ileri sürdü. Etiyopya ise hiçbir tarafı ya da devleti etkilemeyeceğini söylediği anlaşmayı savundu.

Etiyopya, 1961 yılından 1991 yılına Eritre’nin bağımsızlığına kadar süren Eritre Bağımsızlık Savaşı'nın ardından 1990'lı yılların başında Kızıldeniz kıyılarındaki limanlarını kaybetti.

Somaliland, 1991 yılında Somali'den ayrıldığını ilan etti, ancak uluslararası toplum tarafından tanınmıyor. Merkezi hükümetin bölge üzerindeki kontrolünü genişletememesi nedeniyle bağımsız bir idari, siyasi ve güvenlik birimi olarak hareket ediyor.

Türkiye'nin vizyonu

Geçtiğimiz cuma günü İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Fidan, Somali ile Etiyopya arasındaki gerginliğin, Etiyopya'nın Somali'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini tanımasının garanti altına alınması kaydıyla Etiyopya'nın Somali üzerinden denizlere erişimiyle sona ereceğini söyledi.

Her iki ülkeyle de güçlü bağları olan Türkiye, Somali'nin yakın bir müttefiki haline geldi. Burada okullar, hastaneler ve altyapı inşa etti. Somalililere üniversitelerinde okumaları için burs sağladı. Türkiye 2017 yılında yurt dışındaki en büyük askeri üssünü Mogadişu'da açtı.

scdfvgth
Türkiye şubat ayında Somali ile deniz kuvvetlerinin konuşlandırılmasını da kapsayan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması imzaladı (Milli Savunma Bakanlığı)

Türkiye ile Somali arasında geçtiğimiz şubat ayında Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması imzalanmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kısa bir süre önce Somali kıyılarını korumak üzere deniz kuvvetleri de dâhil olmak üzere Somali'ye asker gönderilmesini onaylamıştı. İki ülke arasında 10 yıllığına imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması çerçevesinde ayrıca Türkiye’nin Somali açıklarındaki üç bölgede petrol ve gaz arama çalışmaları yürütmesi kararlaştırıldı.



Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
TT

Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)

Tayvan ordusu, Çin'in olası saldırılarına "merkeziyetsiz komuta sistemiyle" hızlı yanıt vermeyi planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre Tayvan Savunma Bakanlığı, Meclis'e bu hafta sunduğu raporda, ordunun "üst kademeden emir beklemeden merkezi olmayan bir komuta yapısıyla" hareket etmesi için çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.

Raporda, Çin'in adayı hazırlıksız yakalamak için askeri tatbikatları aniden Tayvan'a yönelik bir işgal operasyonuna dönüştürebileceği uyarısında bulunuluyor.

Savunma yetkilileri, Çin ordusunun neredeyse her gün ada çevresinde çeşitli tatbikatlar düzenlediğini, Tayvan Silahlı Kuvvetleri'ni "sürekli tetikte tutarak yıpratmayı amaçladığını" savunuyor.

Raporda, Tayvan ordusunun Çin'den gelebilecek ani bir saldırıya karşı hazırladığı acil durum planı hakkında şu bilgiler paylaşılıyor:

Düşman aniden bir saldırı başlatırsa, tüm birimler emir beklemeden 'dağıtılmış kontrol' uygulayacak ve 'merkezi olmayan' bir komuta sistemi altında savaş görevlerini yerine getirecek.

Diğer yandan bu prosedürün nasıl koordine edileceğine dair detay verilmiyor.

Savunma Bakanlığı'nın çalışmasında, Çin'in tatbikatlar aracılığıyla muhtemel işgal senaryolarına hazırlık yaptığı iddia ediliyor. Çin'e ait savaş gemilerinin Pasifik'teki alışıldık pozisyonlarının değiştirildiği, bunların Avustralya ve Yeni Zelanda'ya doğru konuşlandırıldığı aktarılıyor.

Çin Savunma Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamadaysa Tayvan'ın "savaş çığırtkanlığı" yaptığı savunuldu. Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te'nin "bağımsızlık için savaş" vurgusuyla halkı paniğe sürüklediği görüşü paylaşıldı.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan'ın kendilerine ödeme yapması gerektiğini savunarak Taipei yönetiminde soru işaretleri yaratmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Taipei Times


Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
TT

Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)

Ukraynalıların çoğu barış anlaşması kapsamında Rusya'ya büyük tavizler verilmesine karşı.

Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü'nün (KIIS) 547 kişinin katılımıyla yaptığı ankette, Ukraynalıların yüzde 75'inin Kiev yönetiminin büyük toprak tavizleri vermesine karşı çıktığı belirlendi.

Katılımcılar, ABD ve Avrupa Birliği'nden (AB) net güvenlik garantileri alınmadan anlaşma yapılmaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca Rusya'nın Ukrayna ordusunun büyüklüğünün sınırlandırılması talebine de karşı çıkıyorlar.

Diğer yandan yüzde 72'lik kesim, cephedeki mevcut durumun korunduğu bazı tavizler içeren bir anlaşmaya sıcak bakıyor.

Kasım sonuyla aralık ortası arasında gerçekleştirilen ankette, Ukraynalıların yüzde 63'ünün savaşı sürdürmeye hazır olduğu aktarılıyor. Katılımcıların sadece yüzde 9'u savaşın 2026'nın başlarında sona ereceğine inanıyor.

ABD arabuluculuğunda gerçekleştirilen görüşmelerde ateşkese dair somut bir adım henüz atılmadı. Ankete göre Ukraynalıların sadece yüzde 21'i ABD'ye güveniyor. Bu oran geçen yıl aralıkta yüzde 41'di.

NATO'ya duyulan güven de aynı dönemde yüzde 43'ten yüzde 34'e düştü.

KIIS direktörü Anton Hruşetski, sonuçlar hakkında şunları söylüyor:

Güvenlik garantileri net ve bağlayıcı olmazsa Ukraynalılar bunlara güven duymaz. Bu da barış planının onaylanmasına yönelik genel istekliliği etkiler.

Hafta sonu Berlin'de düzenlenen toplantıda ABD'li ve Avrupalı yetkililer, Ukraynalı heyetle bir araya gelmişti.

Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya, Polonya, İskandinav ülkeleriyle AB yönetimi tarafından dün yapılan ortak açıklamada, Avrupa liderliğindeki Gönüllü Ülkeler Koalisyonu çerçevesinde oluşturulacak ve ABD tarafından desteklenen "çok uluslu bir Ukrayna gücü" kurulacağı duyurulmuştu.

Bu güç, Ukrayna savunma kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasına, hava sahasının güvenliğinin sağlanmasına ve denizlerin daha güvenli hale getirilmesine destek verecek.

Ayrıca Ukrayna için NATO'nun 5. maddesine benzer güçlü güvenlik garantileri içeren bir "barış paketi" üzerinde önemli ilerleme sağlandığı bildirilmişi.

ABD Başkanı Donald Trump da dünkü açıklamasında Ukrayna'nın talep ettiği güvenlik garantilerinin Avrupa'yla işbirliği içinde şekillendirildiğini vurgulayarak, "Savaşın yeniden başlamaması için güvenlik garantileri üzerinde çalışıyoruz" demişti.

Cumhuriyetçi lider, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'ye seçim çağrısı da yapmıştı. ABD Başkanı, Kiev'in "seçim düzenlememek için savaşı bahane ettiğini" öne sürmüştü.

Görev süresi geçen yıl sona eren Zelenski ise Batılı müttefiklerin güvenliği sağlaması halinde 90 gün içinde seçime gitmeye hazır olduğunu söylemişti.

Ancak KIIS anketine göre, Ukraynalıların sadece yüzde 9'u çatışmalar sona ermeden seçim yapılmasını istiyor.

Independent Türkçe, Reuters, NBC


Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
TT

Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)

Sırbistan yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın otel yapmasına yeşil ışık yaksa da ardından gelen protestolar ve bir bakana açılan dava, Belgrad'daki projenin iptaline neden oldu.

Pazartesi günü bir özel savcı, aralarında Kültür Bakanı Nikola Selaković'in de olduğu 4 kişi hakkında, Kushner'ın projesiyle bağlantılı olarak düzenlediği iddianameyi açıkladı. 

Organize Suçlardan Sorumlu Kamu Başsavcılığı'nın sitesinde yayımlanan açıklamada bu 4 kişinin görevin kötüye kullanılması ve belgede sahtecilikle suçlandığı bildirildi. 

Bunun üzerine Kushner'ın firması Affinity Partners hızlıca bir açıklama yayımlayarak Belgrad'ın merkezindeki otel ve apartman kompleksi projesinin iptal edildiğini duyurdu:

Anlamlı projeler ayrışmaya değil, birleşmeye neden olmalı. Sırbistan ve Belgrad halkına saygı göstererek başvurumuzu geri çekiyoruz.

Kushner'ın iki yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı projenin 1999'daki Kosova Savaşı sırasında NATO'nun bombaladığı bir bölgede yapılması öngörülüyordu.

Lüks otel Trump markasını taşıyacağı için projede Cumhuriyetçi liderin oğulları Eric ve Donald Jr. tarafından yönetilen Trump Organization da yer alıyordu.

Ancak yarım milyar dolarlık proje, bombalanan Yugoslav Halk Ordusu karargahının yer aldığı anıt bölgesinde inşa edileceğinden ülkede büyük tartışma yaratmıştı. 

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, bölgenin kültürel koruma statüsünü geçen yıl kaldırmıştı. Ayrıca Kushner'ın firması Affinity Partners'la 99 yıllığına kira sözleşmesi imzalanmıştı. Bunun ardından ülkede büyük protestolar patlak vermişti. 

Vucic'in liderliğindeki Sırp İlerleme Partisi, çoğunluğu elinde bulundurduğu Parlamento'da geçen ay geçirdiği yasayla inşaatın önünü açmıştı. 

Muhalefetten hükümetin kararına sert tepkiler gelmişti. Merkez sol Özgür ve Adalet Parti'den parlamenter Marinika Tepic, Belgrad'ın "Donald Trump'ı memnun etmek uğruna ülkenin tarihini yok ettiğini" söylemişti. 

44 yaşındaki damat, ilk Trump döneminin aksine ABD yönetiminde yer almayacağını açıklasa da Gazze ve Ukrayna savaşlarındaki müzakerelerde önemli roller üstleniyor. 

Diğer yandan da çoğunlukla Ortadoğu yönetimlerinin fonladığı bir özel sermaye şirketi olan Affinity'nin başında. 

Şirket, dünyanın en büyük oyun şirketlerinden Electronic Arts'ın (EA) satışında da gündem oldu. 

Önceki aylarda sağlanan 55 milyar dolarlık anlaşmayla EA'i satın alan konsorsiyumda Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'yla birlikte Affinity Partners ve bir başka özel sermaye şirketi olan Silver Lake de yer alıyor.

Netflix'in satın alması beklenen Warner Bros. için Paramount'un verdiği teklifte de Affinity'nin adı geçiyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal, AP