İsrail, neden şimdi Batı Şeria'yı hedef alıyor?

İsrail Dışişleri Bakanı Katz'dan Batı Şeria için 'geçici tahliye' açıklaması: Filistinli nüfusun geçici olarak tahliyesi için uğraşmalıyız

TT

İsrail, neden şimdi Batı Şeria'yı hedef alıyor?

İsrail, neden şimdi Batı Şeria'yı hedef alıyor?

Eğer İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın dün sabah yaptığı açıklamada söyledikleri doğruysa, Batı Şeria'daki gerilimin ve operasyonların arkasında İran var. Katz, “İran, teröristleri finanse edip silahlandırarak ve Ürdün'den gelişmiş silah kaçakçılığı yaparak Batı Şeria'da İsrail'e karşı Gazze ve Lübnan modeline benzer bir doğu terör cephesi kurmaya çalışıyor” diyerek askeri operasyonun bunu engellemek için yapıldığını vurguladı. Şu an İsrail tamamen İran'ın oyun alanına çekilmiş durumda. Entrikalardan kaçmak yerine, Gazze Şeridi’nde ve Lübnan’da sıkışıp kaldığı yıpratma savaşını derinleştirdi ve yeni bir cephe daha açtı.

Ancak Tel Aviv'in zeki liderleri arasında yer almayan Katz, niyetini açıklayarak “Filistinli nüfusun geçici olarak tahliyesi ve gerekli diğer adımlar da dahil olmak üzere Gazze'deki terörist altyapıyla uğraştığımız gibi Batı Şeria'daki tehditle de uğraşmalıyız” dedi. Katz,  patronu Binyamin Netanyahu'nun sözleriyle, “Bu savaşı kazanmak zorundayız” diye ekledi.

xzcvfd
Tulkerim Mülteci Kampı’nın girişini kapatan iki İsrail aracı (Arşiv- AFP)

Gerçek şu ki, İsrail Batı Şeria'ya ‘İran’ın planı’ diye öne sürdüklerinden çok daha önce askeri operasyon başlatmıştı. İsrail, Batı Şeria’da 2022 yılının mart ayı sonlarında, kısa ömürlü Yair Lapid hükümeti sırasında, görünüşte ‘İsrail içindeki bombalı saldırıları önlemek’ amacıyla ‘Dalga Kıran’ adı verilen büyük bir tutuklama kampanyası başlattı. Yair Lapid hükümetinin aşırı sağdan İslamcı harekete kadar garip bir yapısı vardı. Siyasi süreci ilerletmek için müzakerelere girmekten kasten kaçınmaya karar veren hükümet, zayıflık belirtileri gösteriyordu. Tüm Filistinlileri kızdıran bu tutum, Filistinli silahlı örgütler tarafından İsrail'in büyük şehirlerinde silahlı faaliyetleri yeniden başlamak için bir fırsat olarak değerlendirildi. Bu arada Lapid hükümeti düştü ve Netanyahu liderliğindeki, Filistin davasını tasfiye etmeyi planlayan partilerin yer aldığı aşırı sağcı kanatın kazandığı genel seçimler yapıldı. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich tarafından ‘kararlı plan’ olarak adlandırılan Filistinlilere boyun eğdirme planı uygulamaya konuldu. Bu plan, birincisi Batı Şeria'da kaos yaratılması, ikincisi, Filistin Yönetimi’nin düşürülmesi, üçüncüsü, Filistin milliyetçi hareketinin tasfiye edilmesi ve dördüncüsü, Filistinlilerin sınır dışı edilmesi olmak üzere dört aşamadan oluşuyor.

dfvgbrh
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Tulkerim şehri yakınlarındaki Nur Şems Mülteci Kampına baskın düzenleyen İsrail askerleri (Arşiv- AFP)

İki buçuk yıldır devam eden tutuklama kampanyası bugün de hız kesmeden sürüyor. İsrail ordusu ve istihbarat güçleri her gece, her seferinde ‘aranan bir grubu’ tutuklamak için aynı anda birkaç bölgede konuşlandı. Tutuklama kampanyasına acımasızca gerçekleştirilen baskılar ve zulüm eşlik etti. İsrail ordusu tarafından o gün yapılan resmî açıklamada, “Kudüs ve Bnei Brak, Hadera, Beerşeba, Tel Aviv, Ariel ve Elad gibi İsrail’in diğer şehirlerinde Filistinli sabotajcılar tarafından gerçekleştirilen ve İsrailli sivillerin ölümüne ya da yaralanmasına neden olan çeşitli saldırıların ve sabotaj faaliyetlerinin ardından, Yahudiye ve Samarya Bölgesi’nde teröristlerin saklandığı yerlere karşı bir tutuklama kampanyası başlatıldı. Kampanya sırasında İsrail ordusu ve güvenlik güçleri Yahudiye ve Samarya Bölgesi’nde radikal terör örgütlerine mensup aranan kişilere yönelik aramalar ve tutuklamalar gerçekleştirdi” denildi.

İsrail güçleri, tutuklama kampanyasının başında Hamas Hareketi ve İslami Cihad Hareketi üyelerine odaklandı. Filistinli gençlerin, liderlik kadroları arasındaki bölünmenin aksine sahada tüm gruplar arasında şaşırtıcı bir şekilde birleştiği ortaya çıkarken, tutuklama kampanyası güçlü bir direnişle karşılaştı. Aslanların İni (Arinu'l Usud), Tulkerim Tugayları, Cuba Tugayları ve birlik tugayları olarak bilinen diğer Filistinli örgütler ortaya çıktı. Bu örgütlerin içinde, Fetih Hareketi’nin (El Fetih) bazı üyeleri ve hatta Filistin güvenlik birimlerinde çalışan bazı memurlar da vardı.

xscdvfb

Tutuklama kampanyası 7 Ekim'den sonra hız kazandı. İsrail ordusu, Filistinlilerin Batı Şeria'da bir savaş cephesi açmasını engelleme kararı aldı. F-16 savaş uçakları güneyde Eriha'dan kuzeyde Cenin'e kadar birçok kenti ve mülteci kampını bombalarken, tanklar ve D9 denilen dev buldozerler, başta Cenin, Balata, Nur Şems ve el-Uca olmak üzere çeşitli mülteci kamplarına girdi. İsrail, Gazze’deki savaşı bahane ederek daha önce kullanmadığı yöntemleri kullanmaya başladı. Artık amaç tutuklama değil, suikasttı. Yüzlerce ev ve altyapının büyük bölümü yıkıldı.

İsrail ordusunun istatistiklerine göre savaş sırasında İsrail'de ve yerleşim birimlerinde 11 silahlı saldırı gerçekleştirildi, 111 terör saldırısı ise engellendi. Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin öldürülmesinin ve Tel Aviv'deki son saldırının ardından Hamas, İsrail şehirlerinde istişhada (şehadet eylemleri) yeniden başlayacağını duyurdu. İsrail bu tehditleri ciddiye alarak bugün Batı Şeria’ya yeni bir saldırı daha düzenledi. Filistinliler bu saldırıyı Smotrich'in planı çerçevesinde Batı Şeria'da kaos yaratmayı amaçlayan bir gerginlik olarak görürken, İsrail ordusu, saldırının aşırı sağın kaos yaratmak amacıyla kullandığı operasyonları gerçekleştirmemek için bir kötüye gidişi engellemeye yönelik olduğunu öne sürdü.

xcdvfgb
İsrail ordusuna ait bir zırhlı araç, Batı Şeria'nın Tubas kenti yakınlarındaki el-Fer’a Mülteci Kampı’na düzenlenen baskın sırasında yolu kapattı (Arşiv- AFP)

Ancak her iki durumda da İsrail ordusu tarafından yürütülen operasyonlar, Smotrich’e ve onun planına hizmet ediyor. Çünkü Filistin halkı, durumu daha da kötüleştiren yeni bir istismar dalgasına maruz kalıyor. Söz konusu operasyonlar, önceki nesil direniş örgütlerinden daha yetenekli bir İsrail karşıtı ordu yaratıyor. İsrail ordusunun güce ve işe yaramaması halinde daha fazla güç kullanılmasına dayanan politikası sadece İsrail'de değil, dünyanın dört bir yanında başarısız oldu.

Eğer İsrail ordusu, kendisini eleştiren ve kendisini başarısızlıkla, korkaklıkla ve savaş, cesaret ve yüzleşme doktrinini terk etmekle suçlayan aşırı sağcı hükümetin önünde kaslarını esnetmek istiyorsa, Batı Şeria'da yaptıkları sadece hükümete olan güvensizliği arttıracaktır. İsrail'deki aşırı sağcılar aç gözlüdür ve ordu ne kadar çok saldırırsa onlar da o kadar çok saldırmasını isteyecektir. Nihai hesaplaşmada sonuç yine onun aleyhine olacaktır. Bir milyon askerin dörtte üçünden oluşan güçlü bir orduyu yöneten ve son teknoloji ürünü ölümcül silahlara sahip olan İsrail ordusu, Hamas gibi küçük bir örgüte karşı 11 aydır savaşıyor ve aşırı sağcı hükümet savaşı bitirmesine izin vermiyor. Şimdi ise yeni bir bataklığa giriyor. Ancak sonuç ne olursa olsun onurlu olmayacak ve zafer peşinde koşmanın aptallığından kurtulamayacak.



Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
TT

Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)

Hindistan'ın kuzeyindeki Akalia Kalan köyü sakinleri 7 Mayıs günü erken saatlerde art arda gelen patlama sesleri üzerine yataklarından fırladılar. Dışarı çıktıklarında bir alev topunun başlarının üzerinden geçerek yakındaki bir tarlaya düştüğünü gördüler. Enkazın bir savaş uçağı olduğu açıkça görülebiliyordu. İki Hintli pilot daha önce uçaktan fırlatılmış ve yakındaki tarlalarda yaralı olarak bulunmuşlardı.

Şarku’l Avsat’ın The Economist'ten aktardığına göre Hindistan henüz resmi olarak doğrulamadı ama bu uçak mayıs ayında Pakistan'la dört gün süren çatışmalar sırasında kaybolan savaş uçaklarından biriydi.

Hindistan hükümeti Pakistan'ın, üçü yeni Fransız Rafale jetleri olmak üzere altı savaş uçağını düşürdüğü iddiasına şüpheyle yaklaşıyor. Ancak yabancı askeri yetkililer, en az biri Rafale olmak üzere beş Hint uçağının imha edildiğine inanıyor. Hintli askeri yetkililer rakamları doğrulamayı reddederken, bazı uçakların kaybolduğunu kabul ediyorlar.

Söz konusu itiraflar, Çin'in Pakistan'ın en büyük silah tedarikçisi olması nedeniyle önemli. Bu, gelişmiş Çin savaş uçakları ve füzelerinin Batılı ve Rus muadillerine karşı kullanıldığı ilk çatışmaydı. ABD ve müttefikleri, Çin'in Tayvan'a karşı olası bir savaşta aynı silahların birçoğunu kullanabileceği için bu konuyla yakından ilgileniyor.

İlk raporlar belirleyici faktörün Pakistan-Çin yapımı J-10 savaş uçakları ve PL-15 havadan havaya füzelerinin üstünlüğü olduğunu gösteriyordu. Hindistan onları hafife almış gibi görünüyor.

Ayrıca Çin, Pakistan'a gerçek zamanlı erken uyarı ve hedefleme verileri sağlayarak dengeyi değiştirmiş olabilir.

Ancak savaşın ilerleyen safhalarında Hindistan'ın elde ettiği başarı göz önüne alındığında, belki de en büyük sorun Hindistan'ın o ilk gece savaş uçaklarını nasıl kullandığıdır. En son ve en tartışmalı değişimlerden biri haziran ayında, Hindistan medyasının Hindistan'ın Cakarta'daki Savunma Ataşesi Yüzbaşı Shiv Kumar'ın ay başında bir seminerde yaptığı konuşmanın kaydını yayınlamasıyla yaşandı.

Kumar, Hindistan'ın bazı uçaklarını kaybettiğini, çünkü siyasi liderliğinin hava kuvvetlerine Pakistan'ın hava savunma sistemlerini vurmamalarını emrettiğini söyledi. Bunun yerine ilk gün sadece militan mevzilerini hedef aldılar. Kumar, “Kayıptan sonra taktiklerimizi değiştirdik ve askeri tesislerine yöneldik” dedi.

Bu gelişme, Hindistan Genelkurmay Başkanı Anil Chauhan'ın mayıs ayı sonunda bir televizyon röportajında Hindistan'ın çatışmanın ilk gecesinde ‘taktiksel hatalar’ nedeniyle bazı uçaklarını kaybettiğini itiraf etmesinin ardından geldi.

Chauhan, Hindistan'ın iki gün sonra hatalarını düzelttiğini ve tüm savaş uçaklarının yeniden uçmasına izin vererek Pakistan'daki hedefleri uzaktan vurduğunu kaydetti. Hindistan çatışmanın ilerleyen safhalarında füzelerinin Pakistan'ın hava savunmasını aşması ve bazı askeri üslerini vurmasıyla daha büyük başarılar elde etti.

Yabancı yetkililer arasındaki bir teoriye göre Hindistan ilk gün Rafale savaş uçaklarını uzun menzilli Meteor havadan havaya füzelerle donatmadı. Muhtemelen Pakistan savaş uçaklarının ulaşamayacağını ya da Pakistan'ın ilk tepkisinin daha az şiddetli olacağını düşündü.

Bir başka neden de Hindistan'ın savaş uçaklarının Pakistan'ın yeni silahlarından korunmak için uygun elektronik karıştırma ekipmanına, güncellenmiş yazılıma ya da ilgili verilere sahip olmamasıdır.

Üçüncü ve daha geniş bir açıklama ise Hindistan'ın, Pakistan'ın Hint planlarını nasıl tespit edebileceğini, verileri savaş uçaklarına nasıl aktarabileceğini ve füzeleri hedeflerine nasıl yönlendirebileceğini anlamak için gereken ‘görev verilerinden’ yoksun olmasıdır.

Ancak Yüzbaşı Kumar'ın öne sürdüğü gibi savaş uçakları siyasi liderlerin sadece militanları vurma emri nedeniyle tehlikeye girdiyse, sorumluluk daha çok Narendra Modi hükümetine aittir.

Rafale'nin Fransız üreticisi Dassault, İsveçli Saab, Boeing ve Lockheed Martin ile birlikte Hindistan'ın silah anlaşmalarındaki başlıca rakibi. Ancak bazı Hintli askeri figürler Rafale'nin son çatışmada iyi performans göstermediğine dikkat çekti. Diğerleri ise Dassault'nun Rafale'nin kaynak kodunu paylaşmakta isteksiz davranarak Hindistan'ın uçağı kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirmesini engellediğinden şikayetçi.

Anlaşmazlıktan bu yana Çinli diplomatların Rafale'yi diğer potansiyel alıcılara küçümsediği ve onları bunun yerine Çinli savaş uçakları almaya çağırdığı bildiriliyor.

Dassault yöneticileri, Mısır, Endonezya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de dahil olmak üzere Rafale uçağı satın alan ülkelerin yanı sıra gelecekteki potansiyel müşterilere güven vermek istiyor.

Dassault Aviation Yönetim Kurulu Başkanı Eric Trappier, Pakistan'ın üç Rafale jetini düşürdüğü iddialarını “Kesinlikle doğru değil” diyerek reddetti.

Trappier, bir Fransız dergisine verdiği ve 11 Haziran'da yayınlanan röportajda, “Tüm ayrıntılar bilindiğinde, gerçek birçok kişiyi şaşırtabilir” ifadesini kullandı. Trappier ayrıca, Rafale'in ‘Çin'in şu anda sunduğu her şeyden çok daha iyi’ olduğunu söyledi.

Fransız hükümeti de bir Rafale'in savaşta ilk kez kaybedilmesi konusunda açıklama yapması için baskı altında. Fransız parlamentosunun bir üyesi olan Marc Chavanne, mayıs ayı sonunda hükümete yazılı bir soru önergesi sunarak Hint Rafale jetlerindeki Spectra elektronik harp sisteminin Pakistan yapımı PL-15 havadan havaya füzeleri tespit edemediği ya da karıştıramadığı yönündeki endişelerini dile getirmişti.