İsrail, ateşkes şansı giderek zayıflarken uzun soluklu bir savaşa hazırlanıyor

Gazze'deki operasyon şeklinin değiştirilmesi, Batı Şeria'daki saldırıların sürdürülmesi ve Lübnan'da bir harekata hazırlanılması bekleniyor

Gazze'nin orta kesimlerindeki Deyr el-Belah'ta İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda öldürülenlerin cenaze namazına katılan yaralı bir Filistinli, 7 Eylül 2024 (AFP)
Gazze'nin orta kesimlerindeki Deyr el-Belah'ta İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda öldürülenlerin cenaze namazına katılan yaralı bir Filistinli, 7 Eylül 2024 (AFP)
TT

İsrail, ateşkes şansı giderek zayıflarken uzun soluklu bir savaşa hazırlanıyor

Gazze'nin orta kesimlerindeki Deyr el-Belah'ta İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda öldürülenlerin cenaze namazına katılan yaralı bir Filistinli, 7 Eylül 2024 (AFP)
Gazze'nin orta kesimlerindeki Deyr el-Belah'ta İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda öldürülenlerin cenaze namazına katılan yaralı bir Filistinli, 7 Eylül 2024 (AFP)

İsrail, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasın varılamadığına dair bilgilerin gelmesinin ve tahminlerin yapılmasını ardından çok cepheli yoğun ve uzun soluklu bir savaşa hazırlanıyor. İsrail, Gazze'deki askeri operasyonun şeklinin değiştirilmesini, Batı Şeria'da operasyonların sürdürülmesini ve Lübnan cephesinde bölgesel bir çatışmaya dönüşebilecek olası bir savaşa hazırlanmayı planlıyor.

İsrail’in Yedioth Ahronoth gazetesi, İsrail'in uzun bir süre ateşkes anlaşmasına varılamaması halindeki senaryosuna şimdiden hazırlandığını, bu yüzden Hamas Hareketi üzerindeki askeri baskıyı arttırmak için Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonun şeklinin değişeceğini yazdığı haberde de bunu teyit etti. Gazete, İsrail Hava Kuvvetleri’nin büyük bir savaşa hazırlık olarak Lübnan'daki bombardıman uçaklarını sistematik olarak imha etmeye devam edeceğini ve Batı Şeria'nın tüm bölgelerinde askeri operasyonların sürecini de kaydetti.

İsrail devlet televizyonu KAN, ABD'nin yeni bir ateşkes planı sunmayı birkaç gün ertelediğini, çünkü şu an planın başarı şansı konusunda iyimser olmadığını bildirdi. KAN'ın haberine göre ABD yönetimi Hamas'ın anlaşmaya varmak isteyeceğine ve müzakerelerin ilerleme olasılığın dair kötümser.

Bu gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki İsrailli rehinelerden altısının öldürülmesinin ardından yaşanırken KAN, son günlerde Hamas'ın ateşkes anlaşması için daha fazla sayıda Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasını talep ettiğini, oysa serbest bırakılabilecek daha az sayıda İsrailli rehine olduğunu vurguladı. Öte yandan ABD yönetimi Hamas'ın kısa süre önce öldürülen İsrailli rehinelerin videolarını yayınlaması karşısında duyduğu şaşkınlığı ifade etti.

xsdcfvgbr
Philadelphia Koridoru olarak bilinen Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki sınırın bir bölümü (DPA)

KAN’a göre tüm bunlar Beyaz Saray'ın teklifinin ana hatlarını sunmayı ertelemesine neden oldu. Kaynaklar, arabulucuların sürekli olarak bir çözüme ulaşmak için öneri sunmaya çalıştıklarını, ancak şu an hem İsrail hem de Hamas'ın diğer tarafın bir anlaşma istemediğine inandığını, bu yüzden ufukta bir ateşkes anlaşması görünmediğini söylediler.

Philadelphia Koridoru ve rehineler

Yedioth'un baş askeri muhabiri ve stratejik analisti Roni Ben-Yishai, ABD'nin savaşı sona erdirecek bir anlaşma için sunduğu uzlaşma teklifinin Hamas'ın yeni talepleri nedeniyle şu anda beklemede olduğunu yazdı.

Yedioth Ahronoth gazetesinde askeri analist olan Ron Ben-Yishai, ABD'nin savaşı sona erdirecek bir anlaşma için sunduğu uzlaşı teklifinin Hamas'ın yeni talepleri nedeniyle şimdilik beklemede olduğunu yazdı. Ben-Yishai’ye göre Hamas lideri Yahya Sinvar’ın İsrail hapishanelerinden salıverilecek Filistinli tutuklu sayısının, serbest bırakılacak İsrailli rehinlerin sayısıyla ilişkilendirilmeden belirtilmesinde ısrar etmesi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Philadelphia (Salahaddin) Koridoru konusunda tam bir uzlaşmaya varmayı reddetmesi de bir anlaşmaya varılmasının önündeki en önemli engeller haline geldi.

Ben-Yishai, İsrail'in siyaset ve emniyet kurumlarının, altı haftalık uzun bir ateşkesin sağlanacağı bir anlaşmaya varma şansının yok denecek kadar az olduğu konusunda görüş birliğine vardığını ve bunun sonucunda Netanyahu’nun, uzun bir süre boyunca anlaşma sağlanamaması ve savaşın tüm cephelerde devam etmesi senaryosuna hazırlanmak üzere geçtiğimiz perşembe günü müzakere ekibi ve üst düzey güvenlik yetkilileriyle bir güvenlik görüşmesi gerçekleştirdiğini belirtti.

hyjuk
Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda yaralanan ve hastaneye kaldırılan yaralı bir çocuk (AFP)

Yedioth Ahronoth gazetesine göre İsrail, ABD'nin arabuluculuk önerisinden pek umutlu değil ve bu önerinin tek amacının İran ve müttefiklerinin bölgedeki hamlelerini arttırmalarını engellemek için müzakerelerin ivmesini korumak olduğunu düşünüyor. İsrail de bu nedenle tüm cephelerde yoğun ve uzun soluklu bir savaşa hazırlanıyor. Böyle bir askeri hareketliliğin başlaması durumunda İsrail ordusunun karşılaşacağı temel zorluk, yedekler askerler de dahil olmak üzere insan gücünü en üst düzeye çıkarmak zorunda kalacak olması.

Dördüncü aşama

İsrail'in planına göre İsrail ordusu Gazze'de dördüncü aşamaya geçecek ve burada istihbarata dayalı olarak öncelikle yer üstünde faaliyet gösterecek. Netzarim Koridoru’nda konuşlu İsrail askerleri, bölge sakinlerinin ve silahlı unsurların Gazze'nin kuzeyine geri dönmesini engelleyecek. Ancak Hamas’ın saldırılarına açık hedef haline gelmemeleri için kalıcı konuşlandırmalar yapılmayacak.

İsrail ordusu, Hamas'ın fiilen çöktüğünü, ancak hala gerilla savaşına devam edebildiğini tahmin ediyor. Bundan dolayı esasen yer üstünde ve yer altında İsrailli rehinelerin tutulmadığını tahmin ettiği yerlerde mobil operasyonlar yürütmesi ve Filistinli silahlı grupların üyelerine baskı yapmak için yeryüzüne çıkmalarına izin vermemesi bekleniyor.

Plan çerçevesinde siyasetçiler ve askeri yetkililer savaşın ertesi günü meselesini, özellikle de insani yardımların dağıtımı konusunu ele aldılar.  Bu görevi İsrail ordusunun yürütmesi önerildi. İsrail ordusu yardımların Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin liderleri ve üyeleri için bir can simidi haline gelmemesi amacıyla ABD ile iş birliği yaparak insani yardımların dağıtım sürecini kontrol etmenin yollarını araştırmaya başladı bile.

Diğer plan

Yedioth Ahronoth gazetesine göre tartışılan bir diğer plan ise Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşayanların orta kesimlerdeki güvenli bölgelere taşınması. İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyinde nüfus azaltıldıktan sonra Beyt Lahiye, Beyt Hanun, Zeytun, Derec ve diğer bölgelerde kalan ve sayılarının 5 bin ya da daha az olduğu tahmin edilen silahlı unsurlara karşı agresif bir şekilde hareket etmesi bekleniyor.

Gazze için planlar yapılırken, gerektiğinde Batı Şeria'nın kuzeyine ve muhtemelen Batı Şeria'nın güneyine saldırmaya devam edilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca Lübnan sınırı yakınlarında yer alan kuzey bölgelerinde yerlerinden edilen İsraillilerin geri dönmeleri için harekete geçilmesi gerektiği konusunda da mutabık kalındı. Gazete, ordunun halihazırda Lübnan'ın güneyinde geniş çaplı bir hava ve kara harekatı için hazırlık yaptığını belirtti.

zaxsdcfvgb
Devam eden savaşın ortasında Deyr el-Belah'ta bir sokakta çöp toplayan yerlerinden edilmiş Filistinli iki çocuk (AP)

Hizbullah’ın halen İsrail’i roketlerle hedef alabilme yeteneğine sahip olduğunun altını çizen gazete, bu yüzden İsrail’in Lübnan'ın güneyinde büyük bir harekata hazırlanırken bir yandan da istihbarat bilgilerine ve roketatarları imha etmek için geliştirilen bir yönteme dayanarak roketatarları sistematik olarak imha ettiğini aktardı.

Şu an yapılan görüşmelerde özellikle kara ve hava operasyonunun kapsamı ele alınıyor. Konuyla ilgili olarak İsrailli bir yetkili, hem diplomatik müzakereler yoluyla bir çözüme ulaşmada hem de özellikle çok yakında Lübnan'da bir harekata girişmek zorunda kalırsak kuzeyde Amerikalıların yanımızda olmasına ihtiyacımız olacak” dedi. Yedioth Ahronoth gazetesi, İsrail'de siyasi ve güvenlik düzeyinde böyle bir harekata karar verme noktasının her zamankinden daha yakın olduğunun tahmin edilebileceğini ve Kuzey Komutanlığı'nın buna yoğun bir şekilde hazırlandığını bildirdi.



İran’da bir milletvekili İsrail'le savaş konusundaki açıklamaları nedeniyle mahkum edildi

TT

İran’da bir milletvekili İsrail'le savaş konusundaki açıklamaları nedeniyle mahkum edildi

İran’da bir milletvekili İsrail'le savaş konusundaki açıklamaları nedeniyle mahkum edildi

İran yargısı, Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi üyesi Ebulfazl Zohravend'i, geçen haziran ayında İsrail ile 12 gün süren savaş hakkında basına yaptığı açıklamalar nedeniyle hapis cezasına çarptırdı.

Devrim Muhafızları'na bağlı Fars Haber Ajansı, milletvekilinin Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi'nin şikayeti üzerine üç ay bir gün hapis cezasına çarptırıldığını bildirdi, ancak yetkililer kararın temyiz edilebileceğini açıkladı.

Mahkeme kararı uyarınca Zohravend, para cezası ödemesinin yanı sıra iki yıl boyunca basına röportaj vermesi veya makale yayınlamak dahil olmak üzere herhangi bir medya faaliyetinde bulunması yasaklandı.

Mahkeme, milletvekilinin açıklamalarının, milletvekillerine kovuşturma muafiyeti tanıyan parlamento görevlerinin kapsamına girmediğine hükmetti. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre İran parlamentosunda milletvekillerinin davranışlarını bir disiplin komitesi denetlemekte.

Bu bağlamda, yargı organının medya platformu olan Mizan haber ajansı, bu milletvekili hakkında şikayette bulunulmasının ardından, milletvekillerinin davranışlarını denetleyen komiteye milletvekilinin açıklamaları hakkında soru sorulduğunu, ancak komitenin bu açıklamaların milletvekilinin parlamento görevleri kapsamında olmadığını teyit ettiğini bildirdi.

Ajans, “milletvekilinin çevrimiçi röportajda yaptığı açıklamaların halk arasında kafa karışıklığına yol açtığını ve vatandaşlar arasında endişe yarattığını” ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
5 Ekim'de Ulusal Güvenlik Komitesi üyeleri ile Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi arasındaki son toplantıda, soldan ikinci (sarı yelekli), (Parlamento)

Milletvekili, aleyhindeki karara itiraz ederek, konuyu Parlamento'da açık oturumda gündeme getireceğini söyledi. “Anayasaya aykırı karara resmi itirazda bulunacağını” belirten milletvekili, “davanın basına sızdırılmasından” duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi. “Her milletvekili, iç ve dış politika konularında görüşünü ifade etme hakkına sahiptir” dedi.

“Hükümetin kötü yönetimi halkı, bu zor duruma düşürdü ve jüri benim lehime oy kullanmasına rağmen, hakim aleyhimde bu kararı verdi” ifadelerini kullandı.

Hamam gazetesi, bu kararın nedeninin, milletvekilinin yakın zamanda bir çevrimiçi röportajda yaptığı açıklamalar olduğunu bildirdi. Bu açıklamalarda, iç darbe hazırlıkları yapıldığı ve İran'daki devrimin (rejim) 14. hükümetin sona ermesiyle biteceği gibi bir dizi iddiada bulunmuştu. Ayrıca Netanyahu'nun rejimin tüm kademelerine sızmayı başardığını söylediğini de belirtti.

Son aylarda en aktif milletvekillerinden biri olan Zohravend, İsrail ile düşmanlıkların sona ermesini eleştirmiş ve ABD ile müzakerelerin yeniden başlamasına en şiddetle karşı çıkanlar arasında yer almıştır. Geçtiğimiz eylül ayında, bir dizi Rus MiG-29 savaş uçağının İran'a girdiğini ve Şiraz Hava Üssü'nde konuşlandırıldığını iddia ederek, "Sukhoi-35 savaş uçaklarının teslimatının kademeli olarak başlayacağını" belirtti. Ayrıca, Çin yapımı HQ-9 ve Rus yapımı S-400 hava savunma sistemlerinin "büyük ölçekli" olarak devreye alınacağını da açıkladı.

Zohravend, İran'ın eski İtalya ve Afganistan büyükelçisi olarak görev yapmış ve Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi eski Sekreteri Said Celili başkanlığındaki nükleer müzakere ekibinin bir üyesiydi.  


Hindistan-Afganistan yakınlaşması nedeniyle Pakistan gerginliği

Afgan güvenlik güçleri, Kandahar'daki sınır kapısının açılmasının ardından vatandaşlarının Spin Boldak eyaletine dönüşünü izliyor- 19 Ekim (EPA)
Afgan güvenlik güçleri, Kandahar'daki sınır kapısının açılmasının ardından vatandaşlarının Spin Boldak eyaletine dönüşünü izliyor- 19 Ekim (EPA)
TT

Hindistan-Afganistan yakınlaşması nedeniyle Pakistan gerginliği

Afgan güvenlik güçleri, Kandahar'daki sınır kapısının açılmasının ardından vatandaşlarının Spin Boldak eyaletine dönüşünü izliyor- 19 Ekim (EPA)
Afgan güvenlik güçleri, Kandahar'daki sınır kapısının açılmasının ardından vatandaşlarının Spin Boldak eyaletine dönüşünü izliyor- 19 Ekim (EPA)

Pakistan ve Afganistan arasındaki çatışmalar ekim ayında nadir görülen kanlı bir çatışmaya dönüşürken, İslamabad geleneksel rakibi Hindistan'ı çatışmayı körüklemekle suçladı. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Yeni Delhi'nin Afgan Taliban'ını "kışkırttığını" söylerken, Savunma Bakanı Khawaja Muhammed Asıf, Kabil hükümetini "Hindistan'ın vekili" olarak nitelendirdi.

Tarihi Anlaşmazlık

1947'de Hint Yarımadası'nın bölünmesinden bu yana, iki ülke birbirleriyle birkaç savaş yapmış ve birbirlerini, diğerini istikrarsızlaştırmak için silahlı grupları desteklemekle suçlamışlardır. Ancak son aylarda İslamabad, Hindistan'ın Taliban yönetimindeki Afganistan ile yakınlaşmasını dikkatle izlerken, Kabil ile ilişkileri keskin bir şekilde kötüleşti. Bu yakınlaşma, 9 Ekim'de Taliban hükümetinin dışişleri bakanı Amir Han Muttaki'nin Yeni Delhi'ye yaptığı ziyaretle doruğa ulaştı. Bu ziyaret, hareketin 2021'de iktidara dönmesinden bu yana üst düzey bir yetkilinin yaptığı ilk ziyaret oldu. Hindistan, BM yaptırımlarına tabi olan bakana kırmızı halı sererken, Kabil ve Pakistan sınırına yakın bir pazarda patlamalar meydana geldi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Afganistanlı uluslararası ilişkiler uzmanı Wahid Fakiri, Hindistan'ın Taliban'a yaptığı davetin iki komşu ülke arasındaki “mevcut gerilimi körüklediğini” göz önünde bulundurarak, bu yakınlaşmanın Pakistan'ı yanıt vermeye zorladığını söyledi. 9 Ekim'deki patlamaların sorumluluğunu resmi olarak kimse üstlenmemiş olsa da Taliban hükümeti İslamabad'ı “benzeri görülmemiş bir saldırı” gerçekleştirmekle suçladı ve karşı saldırı ile yanıt verdi. Çatışmalar, iki Güney Asya komşusu arasında yıllardır görülen en şiddetli dalga ile bir haftadan fazla süren topçu bombardımanı ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına yol açtı. İlk ateşkesin çökmesinin ardından, iki taraf 19 Ekim'de Doha'da ikinci bir ateşkes anlaşması imzaladı.

Artan Şiddet

Afganistan ve Pakistan eski müttefikler, ancak ABD güçlerinin çekilmesi ve Taliban'ın 2021'de iktidara dönmesinin ardından ilişkileri gerildi. İslamabad başlangıçta iyimserliğini dile getirirken, dönemin istihbarat şefi Tümgeneral Faiz Hamid "her şey yoluna girecek" dedi. Ancak kısa süre sonra Taliban'ı, Pakistan topraklarında giderek artan saldırılar düzenleyen militanları barındırmakla suçladı. Bu saldırıların çoğunun arkasında Pakistan Talibanı (TTP) bulunuyor ve genellikle güvenlik güçlerini hedef alıyor.

SAFR
Pakistan ve Afganistan savunma bakanları, 19 Ekim'de Doha'da ateşkes anlaşması imzaladı (Reuters)

Pakistanlı güvenlik kaynağı AFP’ye, sadece ekim ayında, Afganistan'dan geçen militanlar tarafından düzenlenen saldırılarda 100'den fazla Pakistan askeri ve polisinin öldürüldüğünü söyledi.

Son iki yılda şiddetin artması, İslamabad'ın Pakistan'daki ihlalleri körüklemekle suçladığı milyonlarca Afgan göçmen ve mülteciyi etkileyen toplu sınır dışı etme kampanyasına yol açtı. Pakistanlı eski diplomat Maleeha Lodhi, Taliban dışişleri bakanının Yeni Delhi ziyaretinin İslamabad'ı kızdırmış olabileceğini, ancak saldırıların nedeni olmadığını belirterek, “Pakistan'ın öfkesinin ana nedeni, Taliban'ın Pakistan Talibanı'nı dizginlemeyi reddetmesidir” değerlendirmesinde bulundu. Pakistan ordusu ayrıca Hindistan'ı Pakistan Talibanı'nı desteklemekle suçladı, ancak Hindistan Dışişleri Bakanlığı bunu yalanlayarak Pakistan'ın iç sorunlarının sorumluluğundan kaçmaya çalıştığını belirtti. Bakanlık, “Pakistan'ın iç başarısızlıklarını komşularına yüklemek uzun süredir uyguladığı bir yöntemdir” ifadesini kullandı.

Karmaşık dengeler  

Uluslararası Kriz Grubu analisti Praveen Donthi'ye göre İslam'ın, Başbakan Narendra Modi'nin savunduğu Hindu milliyetçiliğine aykırı olduğu yönündeki yaygın görüş nedeniyle, Yeni Delhi'nin Kabil ile yakınlaşması başlangıçta Hindistan içinde “haklı gösterilmesi zor” bir durumdu. Taliban dışişleri bakanının ilk basın toplantısına kadın gazetecilerin katılmaması geniş çapta eleştirilere yol açtı. Ancak Donthi'ye göre, 22 Nisan'da Pahalgam'da meydana gelen terör saldırısının ardından Muttaki'nin ülkesinin Hindistan ile “dayanışma” içinde olduğunu ifade etmesiyle Hindistan kamuoyunun görüşü değişti. Tartışmalı Keşmir bölgesinde meydana gelen saldırı, Yeni Delhi'nin İslamabad'ı saldırganları desteklemekle suçlamasının ardından iki nükleer güç arasında dört günlük bir savaşı tetikledi. Taliban'ın Hindistan ile dayanışma beyanı, Yeni Delhi'de bir miktar destek kazanmasına rağmen, özellikle ortak açıklamada bölgenin “Cammu ve Keşmir, Hindistan” olarak anılması ve Hindistan'ın bu bölge üzerindeki egemenliğinin tanınmasıyla Pakistan'ı daha da öfkelendirdi. Görüşmelerin sonunda Hindistan, Kabil'deki diplomatik misyonunu büyükelçiliğe yükselteceğini duyurdu. Bu adım, Taliban'ın şu ana kadar sadece Moskova'dan aldığı, resmi uluslararası tanınırlık hedefine doğru atılmış bir adım olarak değerlendiriliyor.

Analistlere göre Hindistan'ın tanıma kararı hala belirsizliğini korusa da Yeni Delhi ile ilişkilerin yeniden başlaması Taliban için önemli bir siyasi kazanım ve Hindistan, Pakistan ve Afganistan arasındaki karmaşık ilişkiler dengesinde dikkate değer bir değişim anlamına geliyor.


Grossi: İran'da kaybolan uranyum, nükleer tesislerinde kalmaya devam ediyor

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi ve yardımcısı Massimo Aparo, Mayıs 2024'te Tahran'dan dönüşlerinin ardından Viyana Havaalanı’nda düzenlenen basın toplantısında (AFP)
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi ve yardımcısı Massimo Aparo, Mayıs 2024'te Tahran'dan dönüşlerinin ardından Viyana Havaalanı’nda düzenlenen basın toplantısında (AFP)
TT

Grossi: İran'da kaybolan uranyum, nükleer tesislerinde kalmaya devam ediyor

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi ve yardımcısı Massimo Aparo, Mayıs 2024'te Tahran'dan dönüşlerinin ardından Viyana Havaalanı’nda düzenlenen basın toplantısında (AFP)
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi ve yardımcısı Massimo Aparo, Mayıs 2024'te Tahran'dan dönüşlerinin ardından Viyana Havaalanı’nda düzenlenen basın toplantısında (AFP)

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, UAEA müfettişlerinin İran'ın ana nükleer tesislerinde büyük miktarda yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum sakladığını düşünmediklerini söyledi.

İsviçre gazetesi Neue Zürcher Zeitung ile yaptığı röportajda Grossi, İran'ın nükleer programı konusundaki anlaşmazlığa diplomatik bir çözüm bulunabileceğine dair iyimser olduğunu dile getirdi.

Grossi, UAEA’nın elindeki bilgilere göre uranyumun büyük ölçüde İsfahan ve Fordo'daki bilinen nükleer tesislerde ve bir miktarının da Natanz'da depolandığını söyledi. Grossi, küçük bir miktarın başka yerlerde depolanmış olabileceğini de belirtti.

İran, nükleer silah yapımında gerekli olan yüzde 90'a yakın, yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş 400 kilogramdan fazla uranyuma sahip.

Grossi, İsfahan, Fordo ve Natanz'daki nükleer tesislerin geçtiğimiz haziran ayında İsrail ve ABD'nin saldırıları sonucu ciddi şekilde hasar gördüğünü bildirdi.

UAEA müfettişlerinin, ‘İran'ın ulusal çıkarlarına uygun olduğunu gördüğü zaman’ bu tesislere girebileceklerini açıkladı.

UAEA'ya göre, İran uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştiren tek nükleer silahsız ülke.

Geçtiğimiz temmuz ayında, İran'ın nükleer tesislerini hedef alan benzeri görülmemiş bir İsrail bombardımanı sonrasında 12 gün süren bir savaşın ardından Tahran, UAEA ile tüm iş birliğini askıya aldı. İran, İsrail'e roket ve insansız hava araçları (İHA) ateşleyerek yanıt verdi.

ABD de bu savaş sırasında İran'daki bazı nükleer tesislere saldırılar düzenledi.

Savaş, nisan ayında ABD ile İran arasında nükleer program konusunda başlayan dolaylı görüşmeleri sona erdirdi.

İran'ın nükleer programı ile ilgili anlaşma cumartesi günü resmi olarak sona erdi, ancak Birleşmiş Milletler'in (BM) Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya'nın girişimiyle Tahran'a yaptırımları yeniden uygulamaya koymasının ardından eylül ayı sonlarından itibaren fiilen rafa kaldırılmıştı.

Üç Avrupa ülkesi, İran'ı UAEA ile iş birliği yapmamakla eleştiriyor ve ABD ile müzakerelerin yeniden başlamasını istiyor.

Müzakereler, Batılı güçlerin İran'ın nükleer silah geliştirme riskini sınırlamak için engellemek istediği İran topraklarında uranyum zenginleştirme sorunu gibi büyük engellerle karşılaştı. Tahran bu öneriyi reddediyor.

ABD Başkanı Donald Trump, geçen hafta İsrail parlamentosunda (Knesset) yaptığı konuşmada, Tahran hazır olduğunda Washington'un İran ile bir anlaşma imzalamaya hazır olduğunu söyledi.

Trump, “Siz hazır olduğunuzda biz de hazırız. Bu İran'ın alabileceği en iyi karar olacak ve gerçekleşecek. Dostluk ve iş birliği eli uzatıldı. Size söylüyorum, onlar (İran) bir anlaşma yapmak istiyor... Anlaşma yapabilirsek, bu harika olur” ifadelerini kullandı.

İran cumartesi günü, ‘anlaşmanın tüm hükümlerinin resmi olarak sona erdiğini’ dikkate alarak artık herhangi bir ‘kısıtlamaya’ bağlı olmadığını söylerken, aynı zamanda diplomasiye açık olduğunu da yineledi.

Anlaşma, ABD'nin 2018 yılında Başkan Donald Trump'ın ilk dönemindeki kararıyla anlaşmadan çekilmesinden ve İran'ın nükleer taahhütlerinin çoğundan kademeli olarak uzaklaşmaya başlamasından bu yana fiilen geçerliliğini yitirmişti.