Taylor Swift'in hayranları seçimi etkileyecek mi?

Amerikalı şarkıcının Harris'i desteklediğini açıklaması, ünlülerin başkanlık yarışındaki rolünü gösteriyor.

‘Harris için Hollywood’ yazan bir afiş (AFP)
‘Harris için Hollywood’ yazan bir afiş (AFP)
TT

Taylor Swift'in hayranları seçimi etkileyecek mi?

‘Harris için Hollywood’ yazan bir afiş (AFP)
‘Harris için Hollywood’ yazan bir afiş (AFP)

Taylor Swift başardı! Demokratların adayı Kamala Harris'i açık bir şekilde desteklemesi tüm şüpheleri ortadan kaldırdı ve hayranlarını harekete geçirerek Beyaz Saray için verilen savaşı körükledi.

Bu durum, ünlülerin genel olarak siyasette, özel olarak da bu seçimde oynadıkları rolün önemini bir kez daha ortaya koydu. Siyasete ilk kez girmedikleri doğru. Zira onlarca yıldır siyasi alanda uzun bir geçmişleri var. Ancak bu yıl bir yandan kamuoyu yoklamalarında adaylar arasındaki yakınlık, diğer yandan da sosyal medyanın seçmenlerin görüşleri üzerindeki artan etkisi, ünlülerin konumlarının ve bu seçimdeki rollerinin önemini iki katına çıkarıyor.

Seçmenlerin heyecanı

Taylor Swift, Oprah, Elon Musk ve diğerleri gibi ünlülerin desteğinin Amerikan seçmeninde yarattığı heyecan küçümsenemez. Anketler ne gösterirse göstersin, seçmenler oylarını kullanmak üzere sandık başına gitmedikçe, görüşleri hiçbir fark yaratmaz. Ünlüler de platformlarını ve milyonlarca takipçilerini kullanarak onları oy vermeye teşvik ediyor.

xzc
10 Eylül 2024 tarihinde Miami'de Trump ile Harris arasındaki başkanlık münazarasını izleyen seçmenler (AP)

Özellikle Demokrat Parti gençlerin desteğinden yoksun değil. Rakamlar 18-24 yaş arası seçmenlerin üçte ikisinin Demokrat Parti'yi desteklediğini, Cumhuriyetçi Parti'yi destekleyenlerin oranının ise sadece yüzde 34 olduğunu gösteriyor. Bu da partinin önündeki zorluğun gençlerin oy vermek için sandık başına gitmelerini sağlamak olduğu anlamına geliyor. Statista verilerine göre Z Kuşağı (18-26 yaş arası) ve Y Kuşağı (27-42 yaş arası) seçmenlerinin yüzde 80'i, X Kuşağı seçmenlerinin (43-58 yaş arası) yüzde 88'i, Baby Boomers kuşağının (59-77 yaş arası) yüzde 94'ü ve Sessiz kuşağın (78-95 yaş arası) yüzde 89'u bu seçimlerde oy kullanmayı planlıyor. Bu durum Demokratlar için genç seçmenleri sandığa götürmeyi iki kat daha önemli hale getiriyor. Zira Pew Araştırma Enstitüsü verilerine göre 47 yaş sonrası gruplardaki seçmenler Cumhuriyetçileri tercih etme eğiliminde.

xdvf
Trump 10 Eylül 2024 tarihinde gerçekleşen başkanlık münazarasında (AP)

Taylor Swift’in başkanlık münazarasının ardından Instagram üzerinden yaptığı açıklama, yayınlandıktan sonraki yarım saat içinde 2,3 milyondan fazla beğeni aldı: “Bence o (Harris) istikrarlı ve yetenekli bir lider. Liderliğimiz kaotik değil (Trump’ı kastediyor) sakin olursa bu ülkede çok şey başarabiliriz.” Ancak açıklamasının en önemli yanı, bir seçmen kayıt sitesine bağlamasıydı, yani takipçilerinin tek yapması gereken kaydolmak için bağlantıya tıklamaktı. Bu sayede Harris'in kampanyası, genç seçmenler arasında çok popüler olan bir taktikle, özellikle de koronavirüs salgını günlerindeki popülaritesinden sonra, bu kişilerin bilgilerini kullanarak onları sandığa gitmeye ya da posta yoluyla oy kullanmaya zorlayabilecek.

Bağışlar

Başkanlık yarışında ünlülerin rolünü vurgulayan bir diğer önemli nokta da büyük bağışlar toplayabilmeleri. George Clooney, Robert De Niro, Oprah ve diğerleri gibi Hollywood ünlüleri favori adayları için partiler ve bağış toplama etkinlikleri düzenliyor. Örneğin aktör Matt Damon bu ayın 18'inde bilet fiyatı 25 bin dolar olan bir akşam yemeği düzenlerken Oprah da 19 Eylül'de milyonlarca bağış toplayabilecek bir Zoom etkinliği düzenleyecek. Ayrıca ünlü şef Jose Andres de ‘Cooking for Kamala’ başlıklı bir seçim bağış toplama etkinliğine katılıyor.

sxcdfrg
Taylor Swift, Harris'e desteğini bir Instagram paylaşımıyla duyurdu. (AFP)

Öte yandan Trump, her ikisi de Cumhuriyetçi parti grubuna katılan rock şarkıcısı Kid Rock ve güreşçi Hulk Hogan gibi ünlülerin desteğine sahip.

Genel olarak Cumhuriyetçilere, özel olarak da Trump'a verilen ünlü desteği Demokratlara verilen desteğe kıyasla daha çekingen olsa da, eski başkan bu seçim döneminde farklı türden bir destek kazanmayı başardı: Tartışmalı milyarder ve X platformunun sahibi Elon Musk.

Musk Swift'e karşı!

Musk, 13 Haziran'da Trump'a yönelik başarısız suikast girişiminin ardından seçime resmen girmeye karar vererek Beyaz Saray yarışında eski Cumhuriyetçi başkanı desteklediğini açıkladı. Musk'ın önemi, kendisiyle Yüzyılın Röportajı’nı gerçekleştirerek favori adayını tanıtmak için kullandığı X platformu üzerindeki büyük etkisi ve kontrolünde yatıyor. Söz konusu röportaj platformlarda bir milyardan fazla görüntülenme elde etti.

Dijital Nefretle Mücadele Merkezi'ne göre, X'teki yanıltıcı veya yanlış paylaşımlar yıl başından bu yana 1,2 milyardan fazla görüntülendi. Buna ek olarak Musk, Trump yanlısı bağış toplayan siyasi eylem komitesi The America PAC'ın kurucularından biri. Bu komite şu anda Michigan ve Kuzey Carolina'da seçmenleri seçimlere kaydettirmeyi vaat ederek ve bunun yerine kişisel verilerini toplayarak yanılttığı yönündeki suçlamalar nedeniyle davalarla karşı karşıya.

6uk7l8ı
Elon Musk, Haziran ayındaki başarısız suikast girişiminin ardından Trump'a desteğini açıkladı. (Reuters)

Ancak bu, Musk'ın Amerikan seçimleri üzerindeki devasa etkisini azaltmıyor. O da Trump gibi oyun oynamayı ve tartışma yaratmayı seviyor. Swift'in bir dizi yorumla Harris'i desteklemesinin ardından Musk dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Musk, Swift ile doğrudan bir yüzleşmeye girdi. Swift, Harris'e desteğini açıkladığı paylaşımında, Trump'ın yardımcısı JD Vance'in kedisi olan çocuksuz kadınları eleştiren yorumlarına doğrudan bir gönderme yaparak ‘Kedisi olan çocuksuz bir kadın’ ifadesini kullandı. Musk da buna şu yorumu yaptı: “Tamam Taylor... sen kazandın... sana bir çocuk vereceğim ve kedilerini hayatım pahasına koruyacağım.” Musk bununla da kalmadı ve ekledi: “Bu seçim Elon ve Taylor Swift arasında bir seçim haline geldi...” Bakalım kim kazanacak?



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times