Rusya ve İran: İki oyuncu, üç sahne

Suriye, Ukrayna ve Azerbaycan'da farklı politikalar

Fotoğraf: Sputnik
Fotoğraf: Sputnik
TT

Rusya ve İran: İki oyuncu, üç sahne

Fotoğraf: Sputnik
Fotoğraf: Sputnik

İbrahim Hamidi

Bu dünyanın krizleri benzersiz bir şekilde birbiriyle bağlantılı. Ancak iki ana tarafın dahil olduğu göz önüne alınarak, özellikle iç içe geçmiş üç dosya üzerinde durulabilir. İki “oyuncu” Rusya ve İran, üç sahne ise Suriye, Azerbaycan ve Ukrayna’dır. Nasıl mı?

Birinci sahne Suriye’de, İsrail geçtiğimiz hafta “İran mevzilerine ve örgütlerine” karşı son yıllarda gerçekleştirdiği yüzlerce hava saldırısından farklı, benzeri görülmemiş bir askeri operasyon düzenledi. İsrail operasyonu bu kez -bildirildiğine göre- Hama kırsalındaki Masyaf'ta bulunan bir füze fabrikasını hedef aldı. İranlı olması gereken bu fabrika bir Suriye askeri tesisinde bulunuyor.

Detayları henüz açıklanmayan bu saldırının ilginç yanı, iki Rus askeri üssünün (Lazkiye'deki hava üssü ile Tartus'taki deniz üssü) yakınlarında ve S-400 dahil gelişmiş Rus hava savunma sistemlerinin menzili dahilinde gerçekleşmiş olması. Buna göre İsrail'in hem havadan hem de karadan yaptığı saldırı ya Moskova'nın örtülü onayıyla ya da Rusya'nın Suriye’deki teknik kabiliyetini aşan İsrail askeri üstünlüğü ile gerçekleştirildi. Her iki durumda da bu, özellikle Tahran'ın üzerinde durması gereken bir konu.

Tahran, Putin'in Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesine Zengezur Koridoru üzerinden bağlanmasını kabul etmesinden dolayı kızgın, çünkü bu İran'ı izole ediyor ve Ermenistan ile arasındaki iletişimi kesiyor

İkinci sahne Azerbaycan’da, Rusya - Başkan Vladimir Putin'in Bakü ziyaretinden birkaç gün sonra - Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesine Zengezur Koridoru üzerinden bağlanmasını kabul etti. Pratikte bu, Türkiye'nin karadan Azerbaycan ile bağlantı kurması ve Hazar Denizi'ne kadar uzanması ile Moskova’nın, Dağlık Karabağ anlaşmazlığı sayfasını kapatmakla ilgilendiği anlamına geliyor. Nitekim Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya'nın Bakü ile Erivan arasında Zengezur Koridoru'nun açılmasını sağlayacak barış anlaşmasının imzalanmasına destek verdiğini duyurdu.

Bütün bunlar ne anlama geliyor ve özellikle Tahran'ı nasıl etkiliyor?

Moskova'nın bu davranışı, İran'ın izolasyonunun sıkılaşması ve Ermenistan ile iletişiminin kesilmesi anlamına geliyor. Bu durum, Tahran'da resmi açıklamalar, İran gazetelerindeki yazılar ve protesto için Rus Maslahatgüzarının çağrılması ile  dile getirilen yoğun bir öfkeye yol açtı. İttilaat gazetesi, “Ruslar sadece tutumlarından vazgeçmekle kalmadı, aynı zamanda Moskova'nın İran'ın endişelerini dikkate aldığını ve bu konuda İran'a destek vermek için çalışacağını da söyledi. Bu, Moskova'nın bu konuda kararını verdiği ve İranlı yetkililerin de bunu kabul etmekten başka seçeneklerinin kalmadığı anlamına geliyor.”

İran'ın Ukrayna savaşında kullanılmak üzere Rusya'ya balistik füze temin etme kararına karşı ABD ve İngiltere öfkeli

Üçüncü sahne olan Ukrayna’da, önceki iki dosyada var olan örtülü veya açık gerilimin aksine, İran-Rusya askeri iş birliğine yönelik yeni bir hamle görülüyor. Amerikalı ve İngiliz yetkililer, Moskova'nın sürekli olarak Kiev'i bombalamakta kullandığı İranlı insansız hava araçlarının yanı sıra, Tahran'ın Ukrayna savaşında kullanılmak üzere Moskova'ya balistik füzeler  teslim etme hazırlığında olduğunu söyledi. Tahran'ın, Suriye topraklarında İranlı milislerle birlikte rollerini genişletmeye çalışan Husilere destek sağlamak için Moskova'yı ikna etmeye çalıştığı yönünde haberler de var.

İran'ın Ukrayna'da Rusya'ya balistik füzelerle verdiği askeri destek Dini Lider Ali Hamaney'in direktifi ile gerçekleşiyor, dolayısıyla bunun yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın göreve gelmesinden önce veya sonra olması önemli değil. Bu nedenle Batılı ülkeler, buna Kiev'in Londra ve Paris tarafından sağlanan uzun menzilli füzelerle Rus topraklarını bombalamasına izin vererek yanıt vermeye çalışıyor. Ancak Başkan Joe Biden, yeni İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Beyaz Saray'da bu yönde bir girişimde bulunmasına rağmen, henüz bu konudaki kararını vermedi. Nedeni de bunun yardımcısı Kamala Harris'in seçimleri kazanma şansını etkilemesinden ve Putin'in Batı füzelerinin kendi topraklarını vurması halinde “savaş” tehdidinde bulunmasının ardından Batı ile Moskova arasındaki çatışmanın tırmanmasından duyduğu korku.

İki dostun ve müttefikin “oynadıkları” farklı “sahnelerdeki” ilişkileri anlaşılması zor bir karışım

Rakipler ve düşmanlar arasındaki bu Rus-Batı gerilimi yeni değil ama yeni olan, dost ve müttefik olan Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerde görülen bu anlaşılması zor karışımdır. Bir tarafta Ukrayna'da aralarında askeri iş birliği, diğer tarafta Suriye'de farklı hedeflere dayalı saha rekabeti, üçüncü bir tarafta Azerbaycan'da jeopolitik çatışma var.

Rusya ve İran üç sahnenin ve üç politikanın iki oyuncusu ve hiç şüphe yok ki bu, dünya düzeninin sonunun gelmesinin ve yeni bir dünya düzeninin oluşma sancılarının bazı yansımaları.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Cumhuriyetçi Senatör Graham: Uluslararası Ceza Kararlarını destekleyen her ülke, Amerika'nın katı tutumuyla karşı karşıya kalacak

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham (AFP)
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham (AFP)
TT

Cumhuriyetçi Senatör Graham: Uluslararası Ceza Kararlarını destekleyen her ülke, Amerika'nın katı tutumuyla karşı karşıya kalacak

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham (AFP)
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham (AFP)

ABD'nin önde gelen Cumhuriyetçi Senatörü Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant hakkındaki kararını güçlü bir şekilde reddettiğini ifade ederek, mahkemenin kararlarını destekleyen herhangi bir ülkenin ABD'nin sert tutumuyla karşı karşıya kalacağını söyledi.

Graham, “X” platformunda yaptığı açıklamada, “Uluslararası Ceza Mahkemesi, hukukun üstünlüğü kavramını ayaklar altına alan, siyasi saiklere sahip haydut bir örgüttür. Mahkemeyi kuran "Tüm bu sürecin, Roma Statüsü'nün kötüye kullanılması anlamına geldiğine inandığımı açıkça belirttim" ifadelerini kullandı.

Graham şöyle deva etti: “Bu zulümlere yardım ve yataklık eden herhangi bir ülke ya da kuruluş ABD'den sağlam bir duruş beklemelidir ve güçlü bir karşılık vermek için Başkan (seçilen) Donald Trump, ekibi ve Kongre'deki meslektaşlarımla birlikte çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.”

Mahkeme yaptığı açıklamada Netanyahu ve Gallant'ı “insanlığa karşı işlenen suçlar, açlığın bir silah olarak kullanılması suçu ve cinayet gibi insanlığa karşı işlenen suçların” suç ortakları olarak değerlendirmek için gerekçeleri olduğunu belirtti.

UCM, "Netanyahu ve Gallant'ın sivillere yönelik kasıtlı saldırı düzenlemenin cezai sorumluluğunu taşıdığını" onayladı.

UCM ayrıca, Filistin Hamas hareketinin lideri Muhammed el Dayf hakkında da tutuklama emri çıkardı.