Trump'ın oğlu ve Kennedy Jr.'dan Ukrayna uyarısı: "Nükleer felaket kapıda"

Ukrayna, kritik önemdeki Pokrovsk şehrini Ruslara karşı korumaya çalışıyor (Reuters)
Ukrayna, kritik önemdeki Pokrovsk şehrini Ruslara karşı korumaya çalışıyor (Reuters)
TT

Trump'ın oğlu ve Kennedy Jr.'dan Ukrayna uyarısı: "Nükleer felaket kapıda"

Ukrayna, kritik önemdeki Pokrovsk şehrini Ruslara karşı korumaya çalışıyor (Reuters)
Ukrayna, kritik önemdeki Pokrovsk şehrini Ruslara karşı korumaya çalışıyor (Reuters)

Cumhuriyetçi lider Donald Trump'ın oğlu Trump Jr. ve Robert F. Kennedy Jr., "nükleer felaketin önlenmesi için" Rusya'yla anlaşma yapılmasını ve Ukrayna savaşının sonlandırılmasını istedi.

Trump Jr. ve Robert F. Kennedy Jr.'ın Amerikan gazetesi The Hill'de yayımlanan yazısında, Kiev yönetimine Rus toprağına saldırılarda uzun menzilli füze kullanma izni verilmesinin "dünyayı Küba füze krizinden bu yana görülmemiş derecede büyük bir nükleer yıkım riskiyle karşı karşıya bırakacağı" savunuluyor. 

ABD'nin tanınmış gazetelerinden New York Times, geçen haftaki haberinde ABD Başkanı Joe Biden'ın, uzun menzilli silahlara dair kısıtlamayı kaldırabileceğini öne sürmüştü. Biden'ın Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer'la 13 Eylül'de yaptığı toplantıda, bu konuyla ilgili kararın ileri bir tarihe ertelendiği bildirilmişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de böyle bir kararın savaşın seyrini değiştireceğini belirterek "Bu, Rusya'nın NATO ülkeleriyle, Avrupa Birliği ülkeleriyle ve ABD'yle savaşa girmesi anlamına gelir" uyarısını yapmıştı. 

Trump Jr. ve Robert F. Kennedy Jr., Putin'in "blöf" yaptığına ilişkin analizlerin doğru olmadığını savunarak, Kremlin'in birçok kez "nükleer silah kullanma" tehdidinde bulunduğunu hatırlatıyor. 

Yazıda, Moskova'nın "itidalli duruşunu zayıflık olarak algılama hatasına düşen" Washington'ın, "ilk başta yaşanmasına asla müsaade edilmemiş olması gereken bu savaştan diplomatik bir çıkış yolu bulmaya odaklanması gerektiği" belirtiliyor. 

"Uçurumun kenarına bundan fazla yaklaşamayız" denen yazıda şu ifadelere yer veriliyor: 

Rusya'nın başka bir ülkeye Amerikan topraklarının derinliklerine saldırması için füze verdiğini, eğitim sağladığını ve hedeflere dair bilgi aktardığını düşünün. ABD buna asla müsamaha göstermezdi. Rusya'nın da buna izin vermesini beklememeliyiz.

Trump Jr. ve Robert F. Kennedy Jr., Amerika'nın Ukrayna'da "hiçbir kritik çıkarının tehlikede olmadığını" öne sürerek, bir an evvel ateşkes sağlanması çağrısında bulunuyor ve ekliyor: 

Bu çatışmayı durdurmanın zamanı çoktan geldi. Bu, ulusumuzun tartıştığı tüm siyasi meselelerden daha önemli. Nükleer savaş bildiğimiz anlamda medeniyetin sonu, hatta belki de insan türünün sonu anlamına gelecektir.

25. ABD Başkanı John F. Kennedy'nin yeğeni Kennedy Jr., 5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimleri için önce Demokrat Parti'den aday adayı olmuş fakat parti içinde kendisine sansür uygulandığını savunarak geçen yıl ekimde yarışa bağımsız devam etme kararı almıştı. Daha sonra Kennedy Jr., geçen ay adaylıktan çekilip Trump'a destek vereceğini açıklamıştı. 

Son yıllarda Kovid-19 aşısına karşı çıkışları ve komplo teorisyenlerine yakınlığı nedeniyle eleştirilen Kennedy Jr., ABD'nin Ukrayna'nın yanında Rusya'ya karşı pozisyon almasına birçok kez karşı çıkmış, savaşın bitirilmesi çağrısında bulunmuştu.

Independent Türkçe, RT, The Hill, New York Times



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP