İsrail Yüksek Mahkemesi, esirlerin iadesi için pazarlık yapmak üzere Filistinli bir mahkûmun cesedinin kullanılmasına izin verdi

Tel Aviv yakınlarında ateşkes ve Hamas'ın elindeki esirlerin serbest bırakılmasını talep eden protestolardan (EPA)
Tel Aviv yakınlarında ateşkes ve Hamas'ın elindeki esirlerin serbest bırakılmasını talep eden protestolardan (EPA)
TT

İsrail Yüksek Mahkemesi, esirlerin iadesi için pazarlık yapmak üzere Filistinli bir mahkûmun cesedinin kullanılmasına izin verdi

Tel Aviv yakınlarında ateşkes ve Hamas'ın elindeki esirlerin serbest bırakılmasını talep eden protestolardan (EPA)
Tel Aviv yakınlarında ateşkes ve Hamas'ın elindeki esirlerin serbest bırakılmasını talep eden protestolardan (EPA)

İsrail Yüksek Mahkemesi dün (Pazartesi), Gazze Şeridi'nde tutulan esirlerin serbest bırakılması için bir pazarlık unsuru olarak nisan ayında cezaevinde ölen Filistinli bir mahkûmun cesedinin hükümette kalmasına izin verdi.

Mahkeme, Arap toplumunun haklarını savunan İsrailli sivil toplum kuruluşu Adalah'ın nisan ayında cezaevinde hayatını kaybeden Filistinli mahkûm Velid Dakka'nın cenazesinin ailesine iade edilmesi talebiyle yaptığı temyiz başvurusunu oybirliğiyle reddetti.

İsrail sınırları içindeki Baka el-Garbiyye'den olan Dakka, 1986 yılında bir İsrail askerini kaçırıp öldürmek suçundan tutuklanmış, önce idama mahkûm edilmiş ve ardından cezası 38 yıl hapse indirilmişti.

Geçen yıl serbest bırakılması gerekiyordu, ancak İsrail askeri mahkemesi cezaevine cep telefonu soktuğu için cezasına iki yıl daha ekledi.

Dakka'nın omuriliğinde kanser gelişti ve insan hakları örgütleri serbest bırakılmasını tavsiye etti. Ancak bu gerçekleşmedi ve tıbbi bakım görmedi.

Cesedi, o dönemde Gazze Şeridi'nde tutulan esirlere karşılık İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkûmların serbest bırakılması için yapılan müzakereler nedeniyle İsrail makamları tarafından alıkonuldu.

İsrail Yüksek Mahkemesi, ‘ölülere saygı ve yakınlarının onları gömme hakkının devletin temel değerleri olduğuna’, ancak diğer temel ilke olan ‘esirlerin serbest bırakılmasının’ daha önemli olduğuna karar verdi.

Mahkeme tarafından verilen kararda, “Hamas'ın elindeki askerlerin, sivillerin ve ölülerin iadesi için müzakereleri kolaylaştıracaksa, teröristlerin cesetlerinin tutulmasının meşru bir amacı vardır” denildi.

Adalah, ‘uzlaşma kartı’ politikasını eleştirerek, ‘derin ırkçı ideolojiyi somutlaştıran kararı’ kınadı.



Zengezur Koridoru’nun ekonomik yansımaları yeni bir savaşın fitilini ateşler mi?

Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ'ın egemenliğine ilişkin anlaşmazlık devam ediyor (Reuters)
Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ'ın egemenliğine ilişkin anlaşmazlık devam ediyor (Reuters)
TT

Zengezur Koridoru’nun ekonomik yansımaları yeni bir savaşın fitilini ateşler mi?

Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ'ın egemenliğine ilişkin anlaşmazlık devam ediyor (Reuters)
Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ'ın egemenliğine ilişkin anlaşmazlık devam ediyor (Reuters)

Nazareth Seferian

İnsanların yakın tarihte hakkında nadiren konuştuğu dünyanın bir köşesinde, yaklaşık 40 kilometre uzunluğundaki bir toprak şeridi 2025 yılında yeni bir savaşın fitilini ateşleyebilir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ağustos ayında Azerbaycan'a yaptığı ziyaret büyük yankı uyandırdı. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bir haber kanalına verdiği röportajda, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşması konusuna değindi. Bir an önce anlaşmanın sağlanmasından ve ulaşım bağlantıları üzerindeki engellerin kaldırılmasından yana olduklarını söyleyen Lavrov, “Maalesef Erivan yönetimi, Ermenistan'ın Sünik bölgesi üzerinden ulaşım bağlantılarına ilişkin anlaşmayı sabote ediyor. Bu anlaşmada Paşinyan'ın imzası var. Rusya, bu yaklaşımın amacının ne olduğunu anlamakta zorlanıyor” ifadelerini kullandı.

Ermenistan'ın Sünik bölgesi üzerinden ulaşım bağlantısı dediği, ancak bölge ve ötesindeki ülkelerin basınında sıklıkla Zengezur Koridoru olarak anılan güzergahta şu an yaşanan krizin siyasi ve ekonomik sonuçları, önümüzdeki birkaç ay içinde bir savaşa yol açabilir.

Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya tarafından imzalanan 10 Kasım 2020 tarihli üçlü anlaşmanın hükümleri arasında Azerbaycan’ın batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğini, vatandaşların, araçların ve malların her iki yönde de engelsiz hareketini Ermenistan’ın garanti ettiği belirtiliyor.

Azerbaycan, yaklaşık 120 bin Ermeni’nin yaşadığı Dağlık Karabağ'ı geri almak için 2020 yılının eylül ayında bir saldırı başlattı. Dağlık Karabağ, 1994 yılında dondurulan bağımsızlık sonrası kanlı bir çatışmadan bu yana fiilen Bakü'nün kontrolü dışındaydı. Azerbaycan ile Ermenistan arasında 44 gün süren savaş Ermenistan’ın yenilgisi ve Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya arasında üçlü anlaşmanın imzalanmasıyla sona erdi. Açıklama, çoğu Ermenistan tarafından Azerbaycan'a verilen tavizler olmak üzere dokuz maddeden oluşuyordu. Anlaşmanın dokuzuncu maddesi, “Bölgedeki tüm ekonomi ve ulaşım bağlantıları açılacaktır. Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşların, araçların ve yüklerin her iki yönde engelsiz hareketini organize etmek için Azerbaycan Cumhuriyeti'nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğini garanti etmektedir. Ulaşım kontrolü, Rusya Federal Güvenlik Servisi'ne bağlı (FSB) Sınır Muhafıza Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilecektir” diyor.

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nden Azerbaycan'a giden yolun stratejik önemi

Nahçıvan, Azerbaycan'a bağlı özerk bir cumhuriyettir. Daha önce Bakü'ye havayolu ya da İran üzerinden karayolu ile bağlanıyordu. Nahçıvan'ın Türkiye ile sınırı bulunuyor. Nahçıvan'dan doğrudan Azerbaycan'a uzanan bir yol, batıda Türkiye'den doğuda Kırgızistan ve Kazakistan'a kadar tüm Türki devletler arasında doğrudan bir bağlantı sağladığından stratejik bir öneme sahip.

Belki de 44 gün süren savaşın ardından ezici bir zafer kazanan Azerbaycan, Ermenistan'ın güneyindeki Sünik bölgesinde, Azerbaycan tarafından Zengezur olarak adlandırılan, İran sınırına yakın, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasındaki en kısa mesafe olan bu stratejik öneme sahip koridoru ele geçirmek için doğru zaman olduğunu düşünüyor olabilir. Azerbaycan, Zengezur Koridoru’nu Ermenistan tarafından kontrol edilmeyen, yolcuların ve malların gümrük ya da güvenlik kontrolleri olmaksızın serbestçe geçişine izin verilen bölge dışı bir geçiş güzergahı olarak görüyordu. Ancak 10 Kasım 2020 tarihli üçlü anlaşmada belirli bir güzergâhtan değil, ‘bölgedeki tüm ekonomik ve ulaşım bağlantılarından’ bahsediliyor. Ermenistan, Zengezur Koridoru’nun faaliyete geçirilmesine izin vermeden neredeyse dört yıl geçti.

Rusya bu güzergahı gerçeğe dönüştürmek isterken, İran, bu yöndeki herhangi bir girişimin ‘kırmızı çizginin aşılması’ anlamına geleceğini söylüyor.

Ancak Rusya'nın bu güzergâhı gerçeğe dönüştürmek istediği artık giderek daha net bir şekilde anlaşılırken İran, bu yöndeki herhangi bir girişimin ‘kırmızı çizginin aşılması’ anlamına geleceğini söylüyor. Zengezur Koridoru, benzer dilsel ve kültürel köklere sahip birkaç ülkeyi birbirine bağlayan bir bağlantı güzergahı olmanın çok ötesinde.

Üç bölgesel gücün ekonomik hesapları

Herşeyden önce FSB’ye bağlı Sınır Muhafız Genel Müdürlüğü’nün bölgede açılan yeni güzergahların güvenliğinden sorumlu olması, Kremlin'in Ermenistan ve Azerbaycan üzerindeki kontrolünü sürdürmesinin bir yolu olarak görülüyordu. Dağlık Karabağ sorununun 2020 yılında savaşın ardından sona ermesi, Moskova'nın bölgedeki nüfuzunu sürdürmek için başka bir yol bulması gerektiği anlamına geliyordu. Rusya, başlangıçta kara bağlantısı sağlamak için Ermenistan’ı acele ettirmeye çalışmadı. Birkaç yıl sonra Rusya Ukrayna'ya saldırıp yaptırımlar uygulamaya başlayınca denklem değişti.

Şimdi dost ülkeler üzerinden yeni kara yollarına ihtiyacı olan Rusya’yı Hint Okyanusu’na bağlayacak olan Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru (INSTC) hakkında çok şey yazıldı. Zengezur Koridoru da INSTC’ye Akdeniz’e giden etkili bir güzergah ekleyecek.

Çin ile Orta Geçit’e bağlanma olasılığı da var. Bu da Rusya'nın, dost ülkeler üzerinden yaptırımları atlatarak ithalatın ve Avrupa'ya ulaştırılmadan önce satış ya da ‘yeniden paketleme’ için bu ülkelere giden ihracatın geçtiği güzergahlara ilişkin seçeneklerini artırıyor.

“Türkiye'nin Azerbaycan ve Orta Asya ülkelerine ihraç ettiği toplam mal miktarı, toplam ihracatının sadece yüzde 3'ünü oluşturuyor. Bu rakam küçük gibi görünse de Rusya'ya yapılan yüzde 2,3'lük ihracatla kıyaslandığında o kadar da küçük olmadığı görülebilir.

Zengezur Koridoru, Türkiye’nin çıkarına

Zengezur Koridoru'ndan faydalanacak bir diğer bölgesel güç ise Türkiye. Türkiye, Zengezur Koridoru'nun Akdeniz'e erişimini etkin bir şekilde kontrol ederek ve kendisini Orta Asya ve Çin'e bağlayabilir ve bölgedeki lider ekonomik güç olarak konumunu güçlendirebilir. Türkiye'nin halihazırda Azerbaycan ve Orta Asya ülkelerine ihraç ettiği toplam mallar, toplam ihracatının yalnızca yüzde 3'ünü oluşturuyor. Bu rakam küçük gibi görünse de Rusya'ya yapılan yüzde 2,3'lük ihracatla kıyaslandığında o kadar da küçük olmadığı ve İspanya’ya yapılan yüzde 4,5'lik ve Fransa’ya yapılan yüzde 4,4 gibi bazı Avrupa ülkelerine yapılan ihracat oranlarına yaklaştığı görülebilir.

Türkiye ile Rusya arasındaki mevcut güzergah Gürcistan üzerinden geçiyor. Zengezur Koridoru'ndan daha kısa bir mesafeye sahip olsa da dağlık arazide rota zaman zaman daraldığı için kışın sık sık kapanıyor. Dolayısıyla nakliye maliyetleri ve nakliye sürelerindeki herhangi bir azalma, bu koridor üzerinden yapılan ekonomik faaliyetleri büyük ölçüde artırabilir. Şarku’l Avsat’ın Majalla'dan aktardığı analize göre Zengezur Koridoru’nun ayrıca Türkiye'nin kendi içindeki ekonomik kalkınmayı daha iyi dengelemeye yardımcı olması bekleniyor. Doğu bölgeleri, ülke nüfusunun neredeyse yarısına ev sahipliği yapmalarına rağmen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yalnızca yüzde 20'sine tekabül edecek oranda üretim yapıyor.

İran, Ermenistan'ın güneyinde yeni bir koridor oluşturulmasına şiddetle karşı çıkmaya devam ederken Ermenistan sınırı yakınlarındaki herhangi bir sınır ötesi güzergahı bölgedeki sınırları yeniden tanımlama girişimi olarak görüyor. Bu yüzden İran, Zengezur Koridoru’nun kendisini dost bir ülke olarak gördüğü Ermenistan'dan koparmasından korkuyor.

İran ile Avrasya Ekonomik Birliği arasındaki mevcut ticaret hacmi yaklaşık 6 milyar dolardır. Bu rakamın 5-7 yıl içinde yaklaşık 20 milyar dolara yükselmesi bekleniyor

Ermenistan ve İran kısa bir süre önce ticaret hacimlerini 3 milyar dolara çıkarma konusunda anlaştı. Ermenistan İranlı aileler için popüler bir tatil destinasyonu olmaya devam ediyor. Fakat Zengezur Koridoru’nun Rusya'nın kontrolü altında hayata geçirilmesine izin verilmesi, İran'ın uluslararası kuzey-güney ulaşım koridorundaki konumunu ve Ermenistan'ın da üyesi olduğu Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ile bağlantısını zayıflatabilir.

İran ayrıca AEB’e üye olmayan Azerbaycan üzerinden Rusya'ya bir nakliye rotası seçeneğine de sahip. Ancak Tahran, Azerbaycan’ın İsrail ile dostane ilişkilere sahip olması nedeniyle Bakü'nün niyetlerine şüpheyle yaklaşıyor.

Ermenistan çözümü: Barış Kavşağı

Ermenistan, bölgedeki ulaşım yollarının açılmasına yönelik bir yaklaşım olarak sınır ötesi gördüğü Zengezur Koridoru’na şiddetle karşı çıkıyor. Başbakan Nikol Paşinyan, geçtiğimiz yıl ekim ayında yaptığı bir konuşmada, Zengezur Koridoru yerine ‘Barış Kavşağı’ adını verdiği bir proje için çağrıda bulundu. Paşinyan, konuşmasında “Bu proje, karayolları, demiryolları, boru hatları, kablo ağları ve elektrik hatlarının yenilenmesi, inşası ve işletilmesi yoluyla Ermenistan, Türkiye, Azerbaycan ve İran arasındaki ulaşımın geliştirilmesini amaçlıyor. Karayolları, demiryolları, hava yolları, boru hatları, kablo ağları ve elektrik hatları dahil olmak üzere tüm altyapı, geçtikleri ülkelerin egemenliği ve yargı yetkisi altında faaliyet gösteriyor” dedi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev: “Zengezur Koridoru’nun inşası, milli, geçmiş ve gelecekteki çıkarlarımızla tamamen uyumlu. Ermenistan istese de istemese de Zengezur Koridoru’nu hayata geçireceğiz.

Siyasi açıdan Barış Kavşağı ile Zengezur Koridoru arasındaki farklar açık ve net. Barış Kavşağı, FSB’ye bağlı Sınır Muhafız Genel Müdürlüğü tarafından izlenmeyecek, ama nakliye trafiği olağan gümrük ve güvenlik kontrollerine tabi olacak. Ekonomik hesaplamalar açısından, mevcut güzergahların kullanılması, Barış Kavşağı’nın yaklaşık 40 kilometre uzunluğundaki Zengezur Koridoru’ndan daha uzun olacağı ve potansiyel geçiş ücretlerinin ekleneceği anlamına geliyor. Bölgedeki siyaset karmaşık ve öngörülemez olmaya devam etse de bu kez İran ve ABD aynı fikirde görünüyor. İkisi de bölgede bir çözüm olarak Barış Kavşağı planını destekliyor.

Öte yandan her ikisi de Kasım ayında yapılması planlanan Bakü'de düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP29) ve ABD’deki başkanlık seçimleri, Azerbaycan'ın, Rusya’nın baskısının Ermenistan'ın teslim olmasına ve güney sınırının kontrolünü bırakmasına neden olacağı umuduyla zaman kazanmaya çalışmasına yol açtı. Oysa Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu stratejik hedefe ulaşmak için aklında hangi seçeneklerin olduğunu açıkça belirtmişti. Aliyev, bundan birkaç yıl önce Azerbaycan Devlet Televizyonu'na verdiği bir röportajda, “Zengezur Koridoru’nun inşası, milli, geçmiş ve gelecekteki çıkarlarımızla tamamen uyumlu. Ermenistan istese de istemese de Zengezur Koridoru’nu hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.