ABD Ortadoğu'ya takviye kuvvet göndereceğini duyurdu

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AP)
TT

ABD Ortadoğu'ya takviye kuvvet göndereceğini duyurdu

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AP)

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, ABD'nin ihtiyaç duyulması halinde İsrail'in güvenlik ve savunmasını desteklemek üzere Ortadoğu'ya ‘birkaç bin’ asker göndereceğini duyurdu.

Söz konusu duyuru, İsrail'in Lübnan'a yönelik sınır ötesi harekâtının ardından geldi. ABD’nin göndereceği takviye askerler bölgedeki toplam asker sayısını 43 bine çıkaracak.

Pentagon Sözcüsü Sabrina Singh gazetecilere yaptığı açıklamada, artan askerî varlığın çok sayıda savaş ve saldırı uçağı filosunu da içereceğini söyledi.

Takviye kuvvetler arasında F-15E, F-16, F-4, F-22 ve A-10 saldırı uçağı filoları ve bunları desteklemek için gereken personel de yer alıyor. Söz konusu uçakların rotasyona tabi tutulması ve halihazırda orada bulunan filoların yerini alması gerekiyordu. Bunun yerine, mevcut ve yeni filolar mevcut hava gücünü azami düzeye çıkarmak için yerinde kalacak.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin önceki gün USS Abraham Lincoln uçak gemisi grubu ve hava kanadının bölgedeki varlığının süresini geçici olarak uzattığını açıkladı. ABD'li bir yetkili bu uzatmanın yaklaşık bir ay süreceğini söyledi.

Beyaz Saray'a göre ikinci uçak gemisi USS Harry S. Truman ise geçen hafta Avrupa'ya gitmek üzere Virginia'dan ayrıldı ve en az bir hafta daha bölgeye ulaşması beklenmiyor.

ABD Başkanı Joe Biden dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Lübnan'da bir kara operasyonu başlatmasına karşı olduğunu söyledi ve ateşkes çağrısında bulundu.

Biden gazetecilere İsrail'in sınırlı bir operasyon planladığına dair haberlerden haberdar olup olmadığı ve operasyona devam etmeleri halinde rahatlayıp rahatlamayacağı sorulduğunda şunları söyledi: “Muhtemelen sizin bildiğinizden daha fazla şeyden haberdarım ve eğer ortam dururlarsa rahatlarım. Artık ateşkes yapmalıyız.”

İsrail ordusu bugün şafak vakti Güney Lübnan'da Hizbullah hedeflerine karşı ‘sınırlı, yerel ve hedefli kara saldırılarına’ başladığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı açıklamada kara harekâtının ‘birkaç saat önce’ hava ve topçu desteğiyle başladığı ve ‘Güney Lübnan'daki Hizbullah altyapısını’ hedef aldığı belirtilirken, ‘bu hedeflerin sınıra yakın köylerde bulunduğu’ kaydedildi.

Saat 02:00 sularında yayınlanan açıklamada kara harekatının ‘Genelkurmay Başkanlığı ve Kuzey Komutanlığı tarafından hazırlanan ve kuvvetlerin geçtiğimiz aylarda eğitimini aldığı organize bir plan’ uyarınca yürütüldüğü belirtildi.



Kuzey Kore, ABD'de seçim sonucu ne olursa olsun "pazarlık yapmayacak"

Kuzey Kore'nin BM elçisi Song Kim, 30 Eylül'de BM Genel Kurulu'nda (AP)
Kuzey Kore'nin BM elçisi Song Kim, 30 Eylül'de BM Genel Kurulu'nda (AP)
TT

Kuzey Kore, ABD'de seçim sonucu ne olursa olsun "pazarlık yapmayacak"

Kuzey Kore'nin BM elçisi Song Kim, 30 Eylül'de BM Genel Kurulu'nda (AP)
Kuzey Kore'nin BM elçisi Song Kim, 30 Eylül'de BM Genel Kurulu'nda (AP)

Kuzey Kore, kasımdaki seçimden sonra iktidara kim gelirse gelsin ABD Başkanı'yla liderler arası diplomasiye dönme olasılığını ortadan kaldırmış gibi görünüyor.

Pyongyang'ın BM Elçisi Song Kim, pazartesi günü New York'taki BM Genel Kurulu'nda, Kim Jong-un rejiminin "ulusal prestijini" asla pazarlık konusu yapmayacağını söyledi.

Kuzey Kore elçisi, Kore Yarımadası'nda artan güvenlik tehditlerine ilişkin uyarılara meydan okuyarak, ülkenin nükleer silah programına bağlılığını bir kez daha teyit etti.

Sözkonusu açıklamalar, Trump yönetimi sırasında Şubat 2019'da Hanoi'de başarısızlıkla sonuçlanan zirveden bu yana beklemede olan, Washington ve Pyongyang arasındaki anlamlı nükleer müzakerelerin yeniden başlama şansını daha da azalttı.

Güney Kore'ye iltica eden üst düzey bir Kuzey Koreli diplomatın Donald Trump'ın yeniden seçilmesi halinde Pyongyang'ın ABD'yle nükleer müzakereleri yeniden başlatabileceğini ve yeni bir müzakere stratejisi geliştirmeye çalıştığını söylemesinin ardından geldi.

Song, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada "ABD'de kim göreve gelirse gelsin, biz sadece ABD adlı devlet varlığıyla muhatap olacağız, salt yönetimle değil" dedi.

"Aynı şekilde, herhangi bir ABD yönetimi, ABD'nin düşündüğünden farklı olan KDHC'yle muhatap olmak zorunda kalacak" dedi ve detay vermeden Kuzey Kore'ye resmi adıyla atıfta bulundu.

Elçi, yeni ABD yönetimine Kuzey Kore'yi nükleer silah sahibi bir devlet olarak kabul etmesini ve ülkeyi nükleer silahlardan arındırma çabalarından vazgeçmesini ima eder gibi göründü. Pyongyang, Joe Biden yönetimi altında nükleer ve balistik füze programlarında kararlı bir şekilde ilerlemeye devam etti.

Oval Ofis'te ikinci kez başkanlık koltuğuna oturmak isteyen Cumhuriyetçi başkan adayı Trump, daha önce Kim'le olan ilişkisini başkanlığının çok önemli bir başarısı olarak övmüştü. Hatta Trump mektuplaşmaları sırasında ikilinin "birbirlerine aşık olduğunu" bile söylemişti. Ayrıca bir mitingde Kim'in kendisini tekrar görevde görmek istediğini söylemişti:

Doğrusunu isterseniz beni özlediğini düşünüyorum.

Ancak Kim rejimi lider değişikliğinin ilişkiler üzerinde herhangi bir etkisi olacağını reddetmeyi sürdürürken Pyongyang, Başkan Biden yönetiminin görüşmelere yeniden başlaması için yaptığı çağrıları görmezden gelmeye devam ediyor.

Song, Kore Yarımadası'ndaki gerilimi tırmandırdığı gerekçesiyle ABD'ye yüklendi ve nükleer silahların "sadece kendimizi savunmak için yapıldığını ve var olduğunu" iddia etti.

Song, "Egemen bir devletin meşru hakkı olan meşru müdafaa hakkı sözkonusu olduğunda, asla uzak geçmişteki noktaya geri dönmeyeceğiz" dedi.

Ulusal prestij sözkonusu olduğunda, tüm Kore halkının kanlı mücadelesiyle kazanıldığı için asla kimseyle pazarlık yapmayacağız.

Küba'dan Güney Kore'ye iltica ederek dünya çapında manşetlere çıkan Kuzey Koreli diplomat Ri Il Gyu, Reuters'a Amerikalıların Başkan Yardımcısı Kamala Harris yerine Trump'ı seçmesi halinde Pyongyang diplomatlarının bir strateji belirlediğini söylemişti.

Bu strateji, silah programlarına yönelik yaptırımların kaldırılması, ekonomik yardım sağlanması ve terörizmin devlet sponsoru olarak tanımlanmasının kaldırılması yönünde olacak.

Independent Türkçe