Hamas'ın ‘ajan avcısı’... İsrail tarafından öldürüldüğü açıklanan Ruhi Müşteha kimdir?

Şarku’l Avsat iki ay önce Sinvar'ın yerine geçecek en önemli potansiyel ismin suikast sonucu öldürüldüğünü bildirmişti.

Ruhi Müşteha (en sağda) Hamas'ın üst düzey isimleriyle birlikte (Filistin Enformasyon Merkezi)
Ruhi Müşteha (en sağda) Hamas'ın üst düzey isimleriyle birlikte (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Hamas'ın ‘ajan avcısı’... İsrail tarafından öldürüldüğü açıklanan Ruhi Müşteha kimdir?

Ruhi Müşteha (en sağda) Hamas'ın üst düzey isimleriyle birlikte (Filistin Enformasyon Merkezi)
Ruhi Müşteha (en sağda) Hamas'ın üst düzey isimleriyle birlikte (Filistin Enformasyon Merkezi)

İsrail ordusu bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki Hamas hükümetinin başı olarak tanımlanan Ruhi Müşteha ile Hamas güvenlik yetkilileri Samih es-Serrac ve Sami Avde'yi yaklaşık üç ay önce düzenlediği saldırılarda öldürdüğünü duyurdu.

1959 yılında Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde doğan Müşteha, Hamas lideri Yahya Sinvar'ın potansiyel siyasi halefi olarak görülüyordu. Müşteha, Halid el-Hindi ve Sinvar, Hamas'ın kurucusu Ahmed Yasin tarafından 1986 yılında görevlendirilerek, hareket için ‘ajan ve casusları’ ortaya çıkarmak ve takip etmekle görevli Cihad ve Davet Teşkilatı’nı kurdular. Yaygın olarak Mecd adıyla bilinen teşkilat bir güvenlik servisi işlevi görüyordu.

1988 yılında tutuklanan ve yaklaşık 23 yıl boyunca İsrail hapishanelerinde tutuklu kalan Müşteha, 2011 yılında İsrailli asker Gilad Şalit karşılığında Filistinli mahkûmların takas edilmesi anlaşmasında Sinvar'ın yol arkadaşıydı. Müşteha cinayet ve terörizm suçlarından dört kez müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

ABD’nin terörist listeleri

Müşteha Eylül 2015'te, Hamas lideri Yahya Sinvar ve İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf ile birlikte ABD'nin terörist listesine alındı. ABD'nin listesine göre Müşteha, Kassam Tugayları'nın kuruluşundaki rolüyle öne çıkan bir Hamas mensubuydu.

ABD'nin suçlamalarına göre Müşteha 2015 yılında Kassam Tugayları'na ‘Hamas üyelerini serbest bırakmak için daha fazla esir takası anlaşması yapmak amacıyla daha fazla İsrailliyi kaçırma’ çağrısında bulundu.

İsrail hapishanelerinden salıverilmesinden bu yana Müşteha özellikle mahkûm dosyasında önemli bir rol oynamaya devam etti ve yıllar boyunca mahkûm takası ya da ateşkes için Kahire'yi ziyaret eden Hamas heyetlerinde her zaman kilit bir unsur oldu.

İsrail ona nasıl ulaştı?

Geçtiğimiz ağustos ayında Şarku’l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, İsrail'in Müşteha ve Serrac'ın yanı sıra hareketin ve silahlı kanadının üç askeri ve güvenlik liderine Gazze Şeridi'ndeki bir tünelde düzenlenen saldırının ardından ulaşıldığını söyledi. İsrail onlardan önce de Kassam Tugayları komutan yardımcısı Mervan İsa'nın öldürüldüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat'ın konuştuğu saha kaynaklarının ifadelerine göre, Hamas liderlerine ulaşılmasına yol açan birkaç doğrudan neden var.

yuık
Ruhi Müşteha

Kaynaklar, ‘savaşın başında Hamas'ın tünellerin içinde çeşitli kademelerdeki liderlere tam güvenlik sağlama ve onları uzun mesafeli ve farklı derinliklere sahip karmaşık bir tünel ağı aracılığıyla bir tünelden diğerine taşıma konusunda büyük beceriye sahip olduğunu’ açıkladı.

Kaynaklar, “Yerin üstünde bile, güvenli bir gizli daireden diğerine geçmek şimdikinden çok daha kolaydı. Bu yüzden İsrail liderlerin çoğuna ulaşamadı ama zaman geçtikçe ve birçok tünel yok edildikçe bu daha da zorlaştı” dediler.

Birden fazla kaynak, İsrail'in bu kadar büyük ve uzun bir kara operasyonuna girişeceğinin beklenmediğini, bu sayede birçok tünele erişebildiğini, bunun da birçok Hamas liderinin tünelleri terk edip yer üstünde daha güvenli yerler aramasına yol açtığını söyledi.

xzsfbg
Gazze Şeridi'ndeki bir tünelin içinde iki İsrail askeri (AFP)

Tünellere ve iletişim sistemine verilen zarara ek olarak, iletişim kurma ya da silah, para ve yiyecek elde etme ihtiyacı bazı liderlerin halk arasında açıkça hareket etmesine neden oldu. İsrail de sahadaki bazı işbirlikçilerini kullanarak bu hareketten faydalandı.



Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
TT

Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)

Amerikan vatandaşı Joseph Tater, yaklaşık bir yıl boyunca hapishanede ve psikiyatri hastanesinde tutulduktan sonra Rusya'dan ayrıldı.

46 yaşındaki Tater, ağustos ayında Moskova'da otel çalışanlarına kötü muamele ve ardından bir polis memuruna saldırı suçlamasıyla tutuklandı.

Nisan ayında mahkeme, Tater'in yargılanmaya uygun olmadığına karar verdi ve onu “tıbbi nitelikteki zorlayıcı tedbirler” yani zorunlu psikiyatrik tedaviye sevk etti.

Rus yetkililer, Tater'i kararın açıklanmasından önce bir gözaltı merkezinden psikiyatri koğuşuna nakletmişti. TASS'ın o zamanki haberine göre, bir sağlık heyeti Tater'in “gerginlik, dürtüsellik, hayali düşünceler ve davranışlar” sergilediğini belirtmişti.

Rus resmi haber ajansları, Tater'in eylül ayında yapılan duruşmada ABD vatandaşlığından vazgeçmek istediğini ve CIA'nın kendisini takip ettiğini söylediğini bildirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre kolluk kuvvetleri, “yargı kararıyla psikiyatri hastanesinde tutulan ABD vatandaşı Tater'in Moskova'daki klinikten çıkmasına izin verildiğini ve Rusya topraklarını terk ettiğini” bildirdi.

Rusya, son yıllarda casusluk, Rus ordusunu eleştirmek, hırsızlık ve ailevi anlaşmazlıklar gibi çeşitli suçlamalarla çok sayıda ABD vatandaşını tutukladı. Bu durum, Washington'un Moskova'yı “rehine alma” ve bunları takas işlemlerinde kullanma niyetinde olduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı.

ABD ve Rusya çifte vatandaşı olan Ksenia Karelina, nisan ayında, Ukrayna'yı destekleyen bir hayır kurumuna yaklaşık 50 dolar bağışladığı için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Buna karşılık Washington, Rus-Alman vatandaşı Arthur Petrov'u serbest bıraktı. Petrov, ABD yapımı elektronik cihazları Rus ordusuyla iş yapan şirketlere yasadışı olarak ihraç etmekle suçlanıyordu.