20 bin ton Rus gübresi yüklü gemi, saatli bomba gibi dolaşıyor

Dünyayı sarsan Beyrut faciası 2 bin 750 tonluk amonyum nitratın patlamasıyla meydana gelmişti

Gübre yapımında kullanılan amonyum nitrat, Beyrut Limanı'nı harap etmişti (AFP)
Gübre yapımında kullanılan amonyum nitrat, Beyrut Limanı'nı harap etmişti (AFP)
TT

20 bin ton Rus gübresi yüklü gemi, saatli bomba gibi dolaşıyor

Gübre yapımında kullanılan amonyum nitrat, Beyrut Limanı'nı harap etmişti (AFP)
Gübre yapımında kullanılan amonyum nitrat, Beyrut Limanı'nı harap etmişti (AFP)

Kuzey Avrupa kıyılarında haftalardır dolaşan MV Ruby hâlâ herhangi bir limana yanaşamadı. 

Acil tamire ihtiyacı olan gemiyi hiçbir yer kabul etmiyor çünkü Rusya'da yüklenen 20 bin ton amonyum nitrat endişe yaratıyor.

4 Ağustos 2020'de Lübnan'ın başkentindeki Beyrut Limanı'nda gerçekleşen ve 190'dan fazla kişinin öldüğü patlamalarda 2 bin 750 ton amonyum nitrat infilak etmişti. 

Söylenenler doğruysa MV Ruby'de bu miktarın 7 katı var. 

Malta bandıralı gemi, Ruby Enterprise adlı bir Malta şirketine kayıtlı ve Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Serenity Shipping tarafından işletiliyor.

Ancak gübre yapımında kullanılan malzemeyle dolu olması, pek çok ülkede "Rusya, bu gemiyi bizim limanlarımızda patlaması için mi gönderdi?" sorusuna neden oldu.

ABD'nin New York Times gazetesi, Ukrayna savaşı sonrasında pek çok geminin benzer şüphelerle karşı karşıya geldiğini MV Ruby'yle ilgili haberinde aktarıyor.

180 metrelik gemi, Rusya'nın kuzeybatısındaki Kandalakşa Limanı'ndan ağustosta ayrıldıktan kısa bir süre sonra karaya oturarak önemli bir hasar almıştı. Geminin sahipleri, bu hasarla kargoyu Afrika'ya ulaştırmalarının zor olduğunu söylüyor. 

Norveçli yetkililer, 1-4 Eylül'de Tromso sularında incelenen gemideki arızaların kargoyu etkilemediği sonucuna varsa da tamirata izin vermedi. 

İsveç ve Danimarka'nın da takibine giren gemi, Moskova'ya karşı sert bir tutum sergileyen Litvanya'da daha büyük tepkiye yol açtı. 

Başbakan Ingrida Simonyte bu geminin kendi limanlarına yanaşamayacağını parlamentoda ifade etti. 

Sonrasında Malta'dan da benzer bir açıklama geldi. Kendi bayraklarını taşıyan ve Malta'ya kayıtlı gemiye "Kargonu boşalt da gel" mesajı verildi. 

ZXCSDVF
Britanya Sahil Güvenliği, denizde demirli gemiye geçen hafta yakıt ikmali yapıldığını açıkladı (Vesselfinder.com)

Rotasını Britanya'ya çeviren MV Ruby hâlâ kendisine bir liman bulamadı.

Birleşik Krallık medyası, Litvanya'nın eski Londra Büyükelçisi Eitvydas Bajarunas'ın gemiyi "yüzen megabomba" diye nitelemesini hızlıca haberleştirdi. 

MV Ruby'nin işletmecisi geçen hafta yaptığı açıklamada "Maalesef Birleşik Krallık'taki limanlar, medyadaki söylentiler yüzünden gemiyi kabul etmiyor" dedi. 

İşletmeci şirket, yükü başka bir gemiye aktarmak için herhangi bir limana demirleme izni talep etse de henüz Londra'dan yanıt alamadığını da belirtti. 

Hafta sonunda İngiltere'nin güneydoğusundaki Kent açıklarında görülen geminin akıbeti merakla bekleniyor.

Independent Türkçe, New York Times, New York Post



Batı Şeria'daki Filistinliler 7 Ekim'i pankart ve bayraklarla kutladılar

Ramallah gösterilerinden (AFP)
Ramallah gösterilerinden (AFP)
TT

Batı Şeria'daki Filistinliler 7 Ekim'i pankart ve bayraklarla kutladılar

Ramallah gösterilerinden (AFP)
Ramallah gösterilerinden (AFP)

İsrail'e yönelik 7 Ekim saldırısının birinci yıldönümünü kutlamak üzere dün (Pazartesi) işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde toplanan yüzlerce Filistinli, Hamas bayrakları salladı ve Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın resimlerini taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre her yaştan ve farklı siyasi grupları temsil eden yaklaşık 400 Filistinli protestocu, Devlet Başkanı Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Yönetimi'nin merkezi olan Ramallah'ın merkezinde yürüdü. Eylemciler yürüyüşü Hamas'ın İsrail'e yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısının birinci yıldönümünde “Devrime olan inancımızı kaybetmeyeceğiz” sloganı altında düzenledi.

Göstericiler, Lübnan Hizbullahı'nın sarı ve İslamcı Hamas hareketinin yeşil bayraklarının yanı sıra Lübnan, Irak ve Yemen bayraklarını da taşıdı. Hamas'ın saldırısının ardından Hizbullah'ın Lübnan'dan Gazze Şeridi'ne “destek cephesi” açması ve İsrail'e roket atmaya başlamasıyla, yaklaşık iki hafta önce savaş kanlı ve yıkıcı bir seviyeye tırmandı.

Gazze'deki savaşın başlamasından bu yana, aralarında Iraklı silahlı gruplar ve Yemenli isyancıların da bulunduğu İran liderliğindeki “direniş ekseni”ne bağlı gruplar, İsrail'e füze atıyor. Göstericiler “Ramallah'tan (Hizbullah) askerlerine selamlar” ve Hamas askeri komutanlarından Muhammed Dayf'ın adamlarıyız” sloganları attı.

İsrail, Dayf'ı temmuz ayındaki bir baskında öldürdüğünü açıkladı, ancak Hamas ise bunu reddediyor. Hassan Nasrallah ise 27 Eylül'de İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği şiddetli hava saldırılarında öldürüldü.

“Zafer diliyoruz”

Gösteri esnasında çok sayıda Filistinli polis memuru hazır bulundu ve yolu araçlara kapattı, ancak gösteriye müdahale etmedi.

Göstericiler, üzerinde “Uluslararası Hukuk”, “Arap Birliği” ve “Birleşmiş Milletler” yazılı bir tabut taşıyarak savaşı durdurmadığına inandıklarıbu kurumların tutumlarını eleştirdi.

Cemile Cevher AFP'ye görüşlerini “Şehitlerimizi anmaya, yaralılarımıza şifa dilemeye ve Filistinli, Lübnanlı, Iraklı ya da Yemenli direnişçileri geçtiğimiz yıl boyunca verdikleri mücadeleden dolayı kutlamaya geldik. Zafer diliyoruz” şeklinde ifade etti.

Diğerleri ise Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırıyı doğrudan övgüde bulundu.

Güvenlik nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen bir kişi “Sesimizi yükseltmeye ve Filistin mücadelesinin devam ettiğini söylemeye geldik. 7 Ekim, bizi aşağılanmışlıktan onur ve gurura taşıdı” ifadelerini kullandı.

Filistin Halk Partisi Siyasi Büro üyesi Afaf Ghatasha, 7 Ekim'in “Filistin davasının, bölgenin ve dünyanın gidişatını değiştirdiğini” söyledi. Ghatasha, “İşgal sona erene ve bir Filistin devleti kurulana kadar dünyanın istikrar bulamayacağını söylemek için geldik” dedi.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerine dayanarak elde ettiği sonuçlara göre Hamas saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi hayatını kaybetti. Hamas tarafından yönetilen Sağlık Bakanlığı'nın rakamlarına göre İsrail'in Gazze Şeridi'nde devam eden müdahalesi çoğu sivil en az 41 bin 909 kişinin ölümüne neden oldu.

Gazze savaşın ardından Batı Şeria, Hamas ve İsrail arasında 700'den fazla Filistinli ve 24 İsraillinin ölümüne neden olan gerginlik, şiddet ve kanlı çatışmalara sahne oldu.