UNICEF: Dünyada her sekiz kadından biri 18 yaşından önce cinsel saldırıya uğruyor

UNICEF İcra Direktörü Catherine Mary Russell  (Birleşmiş Milletler)
UNICEF İcra Direktörü Catherine Mary Russell  (Birleşmiş Milletler)
TT

UNICEF: Dünyada her sekiz kadından biri 18 yaşından önce cinsel saldırıya uğruyor

UNICEF İcra Direktörü Catherine Mary Russell  (Birleşmiş Milletler)
UNICEF İcra Direktörü Catherine Mary Russell  (Birleşmiş Milletler)

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından hazırlanan ve bu tür şiddetin “endişe verici boyutlarını” ortaya koyan uluslararası bir rapora göre, dünya genelinde 370 milyondan fazla kız çocuğu ve kadın, çocukluk veya ergenlik dönemlerinde tecavüze veya cinsel istismara uğramış.

Örgüt tarafından bugün (Perşembe) sunulan raporu özetleyen bir açıklamada, “Bugün hayatta olan 370 milyondan fazla kız çocuğu ve kadın, yani her sekiz kişiden biri, 18 yaşından önce tecavüze ya da cinsel tacize uğramıştır” denildi.

Açıklamada, “Çevrimiçi sözlü taciz gibi cinsel şiddetin temas içermeyen biçimleri de dâhil edildiğinde, etkilenen kız çocuklarının ve kadınların sayısı dünya genelinde 650 milyona ya da her beş kişiden birine yükselmektedir” denildi.

Örgütün icra direktörü Catherine Russell “çocuklara yönelik cinsel şiddeti” “kolektif vicdanımıza yönelik bir saldırı” olarak nitelendirdi.

Açıklamada Russell'ın bu saldırı ve tecavüzlerin “derin ve kalıcı travmalara neden olduğunu” söylediği ve “çocukların kendilerini güvende hissetmeleri gereken ortamlarda, genellikle güvendikleri bir kişi tarafından tacizin gerçekleştirildiğini” belirttiği aktarıldı.

“Çocuklara yönelik cinsel şiddete ilişkin ilk küresel ve bölgesel tahminlerin” açıklanması, BM tarafından kabul edilen 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü arifesinde gerçekleşti.

UNICEF, özellikle ergenlik çağındaki kız çocukları için “bu şiddetin küresel ölçekteki boyutunun (...) endişe verici” olduğunu düşünmekte.

Sahra Altı Afrika en fazla mağdurun bulunduğu bölgedir (79 milyon kız çocuğu ve genç kadın ya da kadınların yüzde 22'si); dolayısıyla bu bölgedeki her beş kadından biri 18 yaşından önce cinsel saldırı ya da tecavüz mağduru olmuş durumda.

Doğu ve Güneydoğu Asya (75 milyon ya da kadınların %8'i) oranıyla ikinci sırada yer almaktadır.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre mağdurların sayısı Orta ve Güney Asya'da 73 milyon (kadınların %9'u), Avrupa ve Kuzey Amerika'da 68 milyon (%14), Latin Amerika ve Karayipler'de 45 milyon (%18), Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da 29 milyon (%15) ve Okyanusya'da 6 milyondur (%34).

Savaşlar, ekonomik ve sosyal krizler, kız çocuklarına yönelik saldırıları şiddetlendiren bir iklim yaratmaktadır; Russell “tecavüz ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin sıklıkla bir savaş silahı olarak kullanıldığı çatışma bölgelerindeki korkunç cinsel şiddete” işaret etmektedir.



En eski yırtıcı kuş türleri keşfedildi: T-Rex'le beraber yaşamışlar

Adını Charles Darwin'den alan Avisaurus darwini, muhtemelen küçük memelileri avlıyordu (Ville Sinkkonen)
Adını Charles Darwin'den alan Avisaurus darwini, muhtemelen küçük memelileri avlıyordu (Ville Sinkkonen)
TT

En eski yırtıcı kuş türleri keşfedildi: T-Rex'le beraber yaşamışlar

Adını Charles Darwin'den alan Avisaurus darwini, muhtemelen küçük memelileri avlıyordu (Ville Sinkkonen)
Adını Charles Darwin'den alan Avisaurus darwini, muhtemelen küçük memelileri avlıyordu (Ville Sinkkonen)

Bugüne kadar bulunan en eski iki yırtıcı kuş türü keşfedildi. Şahin büyüklüğündeki kuşlar, T-Rex'le beraber yaşamıştı.

Bilim insanları ABD'nin Montana eyaletinde Kretase Dönemi'ne ait fosiller buldu. 66 milyon yıl önce sonra eren bu dönem, uçamayan dinozorların sonunu getirerek yeni bir çağ açmıştı.

Fosillerin bulunduğu Hell Creek Formasyonu'nda daha önce T-Rex'ten Triceratops'a çeşitli dinozor türlerinin kalıntıları ortaya çıkmıştı. 

Hakemli dergi PLOS One'da dün (9 Ekim) yayımlanan araştırmayı yürüten ekip, kuşların ve bazı dinozorların ayaklarında görülen tarsometatarsus adlı kemiğin fosillerini buldu.

Kemikleri inceleyen araştırmacılar üç ayrı yeni kuş türü tanımladı. Bunlardan ikisi bugüne kadarki en eski yırtıcı kuş türünü temsil ederken, onlarla aynı dönemde yaşayan Magnusavis ekalakaensis adlı üçüncü türün yaşantısı hakkında henüz yeterli bilgi edinilemedi.

Araştırmacılar Avisaurus darwini adını verdikleri bir türün, büyük bir şahin kadar olduğunu ve kanat boyunun 1,3 metreye ulaştığını tahmin ediyor. 

Henüz ismi belirlenmeyen fakat yine Avisaurus cinsine ait diğer türse bundan biraz daha küçüktü. 

67 milyon yıl önce yaşadığı hesaplanan yırtıcı kuşların ayak kemiklerinin, tıpkı bugünün şahin, baykuş ve kartalları gibi avlarını yakalamalarını, zapt etmelerini ve taşımalarını sağlayacak yapıda olduğu saptandı.

Bu iki türün kertenkele ve kuşlar gibi küçük hayvanlarla beslenmiş olması muhtemel. Araştırmacılar kuşların, ayaklarındaki kemikler sayesinde, boyutlarından beklenebilenden daha büyük hayvanları taşıdığından şüpheleniyor.

Tarsometatarsus örneklerinde şahin ve baykuşlara benzer güçlü bir kas bağlantı noktasının avları kavrayıp taşımayı sağladığı düşünülüyor. Ayrıca bu kemiklerde, yırtıcı kuşlarda görülen ve taşınan avı zapt etmeye yarayan yapılar da tespit edildi.

ABD'deki Chicago Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Alex Clark, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında "Ayak kemiklerindeki ipuçlarına dayanarak bu kuşların günümüzdeki bir şahin veya baykuşa benzer şekilde avı yakalayıp taşıyabildiğini düşünüyoruz" diyor: 

Evrimleşen ilk yırtıcı kuşlar olmayabilirler fakat bu fosiller, bilinen en eski yırtıcı kuş örneklerini temsil ediyor.

Bugüne kadar bilinen en eski yırtıcı kuşlar, dinozorların yok olmasının ardından memelilerin yükseldiği Senozoyik Dönem'in başlangıcından milyonlarca yıl sonrasına tarihlenmişti.

Çalışmada tespit edilen türler, halen yaşayan herhangi bir kuşun atası değil. İki yırtıcı türün ait olduğu enantiornithes grubu, Dinozorlar Çağı'nı bitiren meteor çarpmasıyla birlikte yeryüzünden silinmişti. 

Clark, "Hayvanları yırtıcı benzeri davranışlarla donatan morfoloji, muhtemelen birkaç kez evrimleşti" diyor.

Yeni çalışma, milyonlarca yıl önceki ekosistemlerin yanı sıra Dinozorlar Çağı'nı bitiren kitlesel yok oluşu da daha iyi anlamaya katkı sunabilir. 

Çalışmanın ortak yazarı Jingmai O'Connor'a göre bulgular, bu olaydan neden sadece bazı kuş türlerinin sağ çıktığını öğrenmede kritik önem taşıyabilir.

Independent Türkçe, Popular Science, Reuters, PLOS One