THAAD'ın İsrail'de konuşlandırılması ABD'nin Ortadoğu krizine müdahalesini derinleştiriyor

ABD kuvvetleri THAAD sistemini Boeing C-17 Globemaster uçağıyla nakletmeye hazırlanıyor. (AP)
ABD kuvvetleri THAAD sistemini Boeing C-17 Globemaster uçağıyla nakletmeye hazırlanıyor. (AP)
TT

THAAD'ın İsrail'de konuşlandırılması ABD'nin Ortadoğu krizine müdahalesini derinleştiriyor

ABD kuvvetleri THAAD sistemini Boeing C-17 Globemaster uçağıyla nakletmeye hazırlanıyor. (AP)
ABD kuvvetleri THAAD sistemini Boeing C-17 Globemaster uçağıyla nakletmeye hazırlanıyor. (AP)

Pentagon dün, Washington'un müttefikini korumaya yardımcı olacak ancak ABD'nin çatışmaya katılımını artıracak bir hareketle THAAD füzesavar sisteminin konuşlandırılması sürecinin bir parçası olarak Amerikan kuvvetlerinin İsrail'e geldiğini duyurdu.

Terminal Yüksek İrtifa Saha Savunması (THAAD) sisteminin konuşlandırılması, İsrail'in bu ayın başlarında İran'ın büyük saldırısına balistik füzelerle yanıt vermeye hazırlandığı bir zamanda gerçekleşti. Tahran'ın misillemede bulunması durumunda sistem İsrail'in savunmasını güçlendirecek.

xscdf
THAAD füze savunma sistemi Beyaz Saray'ın Güney Bahçesinde düzenlenen “Made in America” sergisinde 15 Temmuz 2019 (Arşiv- AP)

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile salı akşamı yaptığı telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a saldırması halinde ülkesinin "sert" bir karşılık vermeye hazır olduğunu vurguladı.

İran, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin Tahran'da, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın ve Beyrut'un güney banliyösünde İranlı bir generalin öldürülmesine yanıt olarak 1 Ekim'de İsrail'e yaklaşık 200 füze fırlattı.

dvfbhr
THAAD sistemine ait hava savunma füzesi (Reuters)

Amerikan gemileri ve savaş uçakları, İsrail'in İran saldırılarına karşı savunulmasına yardımcı oldu, ancak sistemin konuşlandırılması, yaklaşık yüz Amerikan askerinin İsrail topraklarında görev yapmasına yol açacak. Bu ise onların daha doğrudan risk altında olacakları anlamına geliyor. 

RAND Araştırma Merkezi'nden kıdemli siyasi Uzman Raphael Cohen, "Amerikan askerlerinin İsrail'de konuşlandırılması, Washington'un İsrail'in güvenliğine çok açık ve somut bir şekilde bağlı olduğunu ve gerekirse savaşacağını gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.

grtyj
THAAD hava savunma füze sistemi (AFP)

Cohen, "ABD Başkanı Joe Biden yönetimi muhtemelen bu adımın İran'a karşı caydırıcılığı artıracağını ve İsraillilere güven vereceğini umuyor” diyerek, “bu hamlenin Biden yönetimine, İsrail'in 1 Ekim İran saldırılarına vereceği tepkinin biçimini belirleme konusunda daha fazla nüfuz verebileceğine” dikkat çekti.

Cohen, İsrail'in sofistike bir hava savunma ağına sahip olduğunu ancak bölgede İran destekli gruplarla bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar nedeniyle bu ağın baskı altında olduğunu belirtti.

“Çok değerli bir gol”

Cohen şunları söyledi: "Özellikle İran ateşini arttırırsa ve Hizbullah saldırılarını sürdürürse, daha fazla füze (savunmadan) kaçacak ve hedeflerini vuracaktır."

Pentagon sözcüsü Tümgeneral Pat Ryder dün yaptığı açıklamada, Amerikan unsurlarının yanı sıra sistemin ihtiyaç duyduğu bazı ilk bileşenlerden oluşan bir hazırlık ekibinin pazartesi günü İsrail'e gittiğini, diğerlerinin de yakında gitmesinin beklendiğini duyurdu.

xgrntmh
THAAD’dan fırlatılan önleme füzesi (Arşiv - Reuters)

Yaptığı açıklamada, “Sistem yakın gelecekte tam olarak faaliyete geçecek” diyen Ryder, sistemin konuşlandırılmasının ‘ABD'nin İsrail'i ve İsrail'deki Amerikalıları İran'dan gelebilecek herhangi bir balistik füze saldırısına karşı savunma kararlılığının altını çizdiğini’ belirtti.

1990'larda geliştirilen THAAD sistemi 95 asker tarafından işletiliyor ve ilk batarya 2008'de aktif hale getirildi. ABD Kongre Araştırma Servisi'ne göre sistem altı adet kamyona monteli fırlatıcı, sekiz adet önleme füzesi, bir radar ve bir ateş kontrol bileşeni içermektedir.

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi Füze Savunma Projesi Direktörü Tom Caraco, 1 milyar dolarlık radar içeren bataryanın “çok değerli bir hedef” olduğunu ve iyi korunması gerektiğini söyledi.

ABD'nin sınırlı sayıda THAAD bataryasına sahip olduğunu ve ülkenin “şu anda çok fazla THAAD bataryası üretmediğini, bu nedenle envanter konusunda çok dikkatli olmamız gerektiğini” belirtti.

Caraco, THAAD'ın İsrail'de konuşlandırılmasının “açıkça önemli bir potansiyel ve kabiliyet kattığını, ancak “Bazı stratejik riskleri ve operasyonel maliyetleri de beraberinde getirdiğini” ifade etti.



Türkiye, Afrika'daki varlığını silah ve ticaretle güçlendiriyor

Türkiye, Afrika'ya çok sayıda ticari ve askeri teklifte bulunuyor (Reuters)
Türkiye, Afrika'ya çok sayıda ticari ve askeri teklifte bulunuyor (Reuters)
TT

Türkiye, Afrika'daki varlığını silah ve ticaretle güçlendiriyor

Türkiye, Afrika'ya çok sayıda ticari ve askeri teklifte bulunuyor (Reuters)
Türkiye, Afrika'ya çok sayıda ticari ve askeri teklifte bulunuyor (Reuters)

Sagir el-Haydari

Fransa'nın Afrika'daki nüfuzunun gerilediği ve Rusya ve Çin gibi diğer küresel güçlerin kıtada nüfuz mücadelesine girdiği bir dönemde, Türk diplomasisi, çok sayıda silah kullanarak kaynak zengini Afrika kıtasında daha geniş kapsamlı bir varlık gösterme arayışında kararlılıkla ilerliyor.

Türkiye, son dönemde Afrika ülkelerine Bayraktar İHA'ları gibi Türk askeri teçhizatı tedarik ederek verimli askeri ortaklıklar kurmayı başardı. Ancak iş bununla da bitmiyor, Ankara’nın, Afrika Boynuzu gibi bölgelerdeki ciddi krizlerin yatıştırılmasını sağlayan arabuluculukları da bulunuyor.

Bu çabaların bir parçası olarak geçtiğimiz günlerde düzenlenen Antalya Forumu'na, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud başta olmak üzere çok sayıda Afrikalı yetkili katıldı. Ne var ki Ankara'nın oynamaya başladığı ileri rollere rağmen Fransa gibi diğer güçlerin yerini alıp alamayacağı belirsiz.

Stratejik ortak

Aralık 2024'te Türkiye Etiyopya ile Somali arasında arabuluculuk yapacağını duyurdu ve bu adım iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesiyle sonuçlandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anlaşmayı “tarihi” olarak niteledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Türkiye, Afrika'daki diplomatik varlığını önemli ölçüde pekiştirdi. Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, 2002 yılında 12 olan büyükelçilik sayısı, 2022 yılında 44 büyükelçilik ve konsolosluğa yükseldi. Bu arada Ankara'daki Afrika diplomatik temsilcilikleri 2008'de 10 iken 2023'te 38'e çıktı.

Siyasi araştırmacı Taha Avdetoğlu, “Türkiye, Fransa gibi diğer sömürgeci ülkelerin aksine, Afrika kıtasındaki varlığını stratejik bir ortak olarak güçlendirmeyi başardı. Coğrafi konumu ve birçok alandaki uzmanlığından yararlanarak uzun vadeli ilişkiler geliştirdi, Afrika, Türkiye'nin jeostratejik çıkarları için önemli bir derinlik haline geldi” değerlendirmesinde bulundu.

fdghyjukı
Türkiye Afrika kıtasındaki varlığını stratejik bir ortak olarak güçlendirmeyi başardı (Reuters)

Avdetoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye'nin, askeri üs kurmuş olduğu Somali'de, enerji güvenliği ve petrol arama gibi birçok kanaldan nüfuzunu artırmaya çalıştığını da gözlemledik. Türkiye, Afrika'da nüfuzunu tesis etme konusunda zorlu meydan okumalarla karşı karşıya kaldı. Özellikle uluslararası alanda Türkiye’nin rolünden derinden rahatsız olan bir diğer büyük güç olan Fransa ile karşı karşıya geldi. Türkiye yumuşak diplomasiyle başarıya ulaştı, dolayısıyla özellikle kıtada elde edilen başarıların ışığında, Türk-Afrika ilişkilerinin Ankara'nın dış politikasında önemli bir yer tutacağına inanıyorum. Bu sadece siyasi ve ekonomik yakınlaşmayla sınırlı kalmayacak, aynı zamanda savunma sanayi gibi hassas ve önemli bir alanı da kapsayacak.”

Nitekim Türkiye, birçok Afrika ülkesine askeri teçhizat temin etti ve Bayraktar İHA'ları şu anda kıta semalarında uçuyor. Bu adımların, Fransa'nın kıtadan güçlerini ve askeri teçhizatını çekmek zorunda kalmasının neden olduğu zararı telafi etme amacı taşıdığı düşünülüyor.

Ekonomik iş birliği

Türkiye'nin Afrika'ya olan ilgisi yeni değil. Ankara, 2005 yılında Afrika Birliği'nde daimi gözlemci statüsü elde etti ve o tarihten bu yana zorlu Afrika denkleminde kendine yer edinmeye çalışıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı, 2008'den bu yana yaklaşık 30 Afrika ülkesini ziyaret etti ve kobalt ve uranyum gibi değerli madenlere ev sahipliği yapan kaynak zengini bu ülkelere yatırımların yönlendirilmesini istedi.

Avdetoğlu şunu da söyledi: “Türkiye, ekonomik iş birliğiyle Afrika'da ilişkiler kurdu ve güçlendirdi. Son yıllarda enerji ve altyapı yatırımlarını artırarak geniş bir diplomatik rol üstlendi. Afrika ülkelerinde yeni konsolosluklar açıldı, önemli insani yardımlar sağlandı, güvenlik ve askeri iş birliği arttı. Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacmi 2003 yılında 3 milyar dolar seviyesinden 2023 yılında yaklaşık 35 milyar dolara yükseldi.”

Genişleyen nüfuz

Afrika meseleleri konusunda uzman siyasi araştırmacı Muhammed Turşin ise, “Türkiye'nin Afrika'daki nüfuzu, birçok bölgesel güç gibi, giderek genişlemeye başladı. Ankara bu nüfuzu uzun yıllar boyunca burslar, yardımlar, yardım projeleri ve sivil toplumu destekleme yoluyla yumuşak diplomasiyi kullanarak oluşturdu” dedi.

Turşin, yumuşak diplomasinin Afrika'da Türkiye’nin nüfuzunu güçlendirme ve pekiştirmede başarılı olduğunu, son olarak Türkiye’nin, askeri ortaklıklardan yararlanarak Afrika ülkelerine Bayraktar gibi gelişmiş silah sistemleri tedarik etmeye başladığını sözlerine ekledi.

Turşin’e göre “Türk stratejisi askeri ve ekonomik boyutlara dayandı ve genellikle yumuşak diplomasiyi kullandı. Ankara, pek çok uluslararası güçten farklı bölgesel yönelimlere sahip ve her zaman kendi çıkarlarını ve ortaklık kurduğu ülkelerin çıkarlarını ön planda tutuyor.”

Türkiye, Fransa'nın Burkina Faso, Nijer, Mali gibi ülkelerden çekilmesinden faydalanmaya çalışarak, bu ülkelere askeri teçhizat temin etmeyi teklif etti. Bayraktar İHA'ların teslim edildiği Mali gibi bunlardan bazılarıyla anlaşmalar yapılmış durumda.

Sınırlı güç ve kapasite

Erdoğan, son döneminde ülkesinin Afrika ile ticaret hacmini 75 milyar dolara çıkarma arzusunda olduğunu dile getirdi. Ancak Rusya ve Çin gibi diğer bölgesel güçlerin de aynı şeyi yapmaya çabaladığı bir ortamda Ankara'nın bunu başarabileceği belirsiz.

Türkiye'nin Afrika'da yaklaşık 71 askeri ataşesi bulunuyor ve askeri satışları, insansız hava araçları ve diğer ekipmanlarla birlikte yaklaşık 328 milyon dolara yükseldi.

Nijeryalı siyasi araştırmacı Muhammed Aval, “Türkiye'nin gücü ve kapasitesi, Rusya gibi doğrudan çatışmalara dahil olmuş diğer ülkelerle karşılaştırıldığında sınırlı. Ancak Ankara'nın politikasının olumlu bir yönü de var; müdahalede bulunduğunda riskleri azaltması” dedi.

Aval, “Türkiye'nin ekonomik ve ticari alan ile sınırlı kalması, kendisi açısından olumlu bir nokta. Ancak askeri teçhizatını tanıtma hamlesi, ulusal güvenlikleri üzerindeki olumsuz etkilerinden zaten korkan diğer Afrika ülkelerinin öfkesini uyandırabilir” diye ekledi. “Özellikle Sahel bölgesinde yeni nesil yöneticilerin yükselişiyle birlikte Türkiye'nin Afrika'da yaşanan siyasal ve ekonomik değişimleri dikkatle ele alması gerektiğini” vurguladı.

.