ABD’den Gazze'de 28 günlük ateşkes ve esir takası anlaşması teklifi

100 bin Filistinlinin mahsur kaldığı bildirilirken, ABD sivillerin aç bırakılmasına itiraz etti

İsrail güçlerinin Kamal Advan Hastanesi çevresindeki bölgeden çekilmesinin ardından Filistinliler hasarı inceliyor (Reuters)
İsrail güçlerinin Kamal Advan Hastanesi çevresindeki bölgeden çekilmesinin ardından Filistinliler hasarı inceliyor (Reuters)
TT

ABD’den Gazze'de 28 günlük ateşkes ve esir takası anlaşması teklifi

İsrail güçlerinin Kamal Advan Hastanesi çevresindeki bölgeden çekilmesinin ardından Filistinliler hasarı inceliyor (Reuters)
İsrail güçlerinin Kamal Advan Hastanesi çevresindeki bölgeden çekilmesinin ardından Filistinliler hasarı inceliyor (Reuters)

ABD merkezli haber sitesi Axios'un İsrailli üç yetkiliye dayandırdığı habere göre ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, Gazze Şeridi’nde 28 günlük ateşkes, Hamas'ın elindeki sekiz kadar rehine ile İsrail'in elindeki onlarca Filistinli mahkumun takas edilmesi teklifinde bulundu.

Axios, Burns'ün pazar günü İsrailli ve Katarlı mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmede bu teklifi ele aldığını aktardı.

Netanyahu: Gazze'de ateşkes teklifi bana ulaşmadı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi’nde devam eden savaşta rehinelerin serbest bırakılmasını da içeren iki günlük ateşkes teklifinin kendisine ulaşmadığını söyledi.

Likud Partisinin grup toplantısında konuşan Netanhyahu, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin pazar günü açıkladığı teklife atıfla, İsrail'in ‘Gazze'de 48 saatlik ateşkes karşılığında dört rehinenin serbest bırakılması yönünde bir teklif almadığını’ belirtti. Netanhyahu, eğer böyle bir teklif yapılmış olsaydı, bunu hemen kabul edeceğini söyledi.

cdwevr
Kudüs'teki İsrail Başbakanlık konutu yakınlarında rehinelerin serbest bırakılmasını talep eden bir protesto (AFP)

Filistin topraklarında Hamas'a ve Lübnan'da Hizbullah'a karşı savaş devam ederken, İsrail dün, Katar'da bir araya gelen müzakerecilerle Gazze Şeridi’nde tutulan rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin bir anlaşma taslağı üzerinde görüştüklerini açıkladı.

İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamaya göre Mossad şefi David Barnea’nın CIA direktörü Burns ve Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile ‘yeni bir anlaşma taslağını’ görüşmek üzere bir araya geldiği belirtildi.

Açıklamada, önümüzdeki günlerde arabulucular ve Hamas arasında müzakerelerin uygulanma imkanının ve bir anlaşma arayışının devamını görüşmek üzere toplantıların sürdürüleceği kaydedildi. Görüşmeleri yakından takip eden bir kaynağa göre önceki önerileri içeren ve aynı zamanda önemli zorlukları ve bölgedeki son olayları dikkate alan yeni bir birleşik çerçeve müzakere edildi.

Müzakere ekibinin bir üyesi istifa etti

Hamas rehineleri için İsrail müzakere ekibinin bir üyesi olan Oren Setter’in istifa ettiğini açıkladı. Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’dan aktardığına göre Setter, ‘görüşmelerdeki çıkmaz’ nedeniyle istifa ettiğini bildirdi.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ordunun esir takası ve ateşkes anlaşmasına varmayı amaçlayan Kayıp Kişiler ve Esirler Kurumu'nun başkan yardımcısı olarak görev yapan Setter'in esirlerin serbest bırakılması çabalarını ilerletmek için yorulmadan çalıştığı belirtildi.

ABD’den sivillerin aç bırakılmasına itiraz

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmadığı belirtildi. Bakanlık Sözcüsü Matthew Miller, Washington'ın sivillerin aç bırakılmasını kabul etmediğini söyledi.

Miller, açıklamasında:

“Cibaliye’deki insanların almaları gereken gıda, su ve ilacı alamadıklarını tahmin ediyoruz. Bu durumun değiştiğini görmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Miller, Washington'ın kuşatma, sivillerin aç bırakılması ya da Gazze'nin kuzeyinin bölgenin geri kalanından tecrit edilmesi yönündeki her türlü çabayı açıkça reddedeceğini vurguladı.

Anlaşma için bir fırsat

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Miller, ABD'nin ‘Gazze'deki savaşı durduracak anlaşmaya varmak için bir fırsat olduğuna inandığını’ belirterek, “Biz de bu fırsatın peşinden gideceğiz” dedi.

csdvf
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiye'de bulunan Kemal Advan Hastanesi önünde duran BM logolu araç (AFP)

Hamas'ın yeni bir lider seçme sürecinde olduğunu hatırlatan Miller, önümüzdeki haftalarda alınacak sonuçların, ateşkes müzakerelerine yönelik tutumlarında bir değişiklik olup olmayacağını belirleyeceğine işaret ederek, “Yeni liderin kendi durum değerlendirmelerine ya da değişen gerçeklere dayanarak yeni bir tutum sergileyip sergilemeyeceğini bilmiyoruz. Fakat anlaşmaya varmak için bir fırsat olduğuna inanıyoruz ve bunun peşinde olacağız” ifadelerini kullandı.

100 bin Filistinlinin mahsur kaldığı bildiriliyor

Filistin Sivil Savunma Müdürlüğü'ne göre İsrail tankları Gazze'nin kuzeyindeki iki beldeye ve bir mülteci kampına girerek yaklaşık 100 bin sivilin dış dünya ile iletişimini kesti. İsrail ordusu operasyonların yeniden toparlanan Hamas üyelerini ortadan kaldırmayı amaçladığı açıklamasında bulundu.

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki Kemal Advan Hastanesi’ne düzenlenen baskında, Hamas üyesi olduğundan şüphelenilen yaklaşık 100 kişinin tutukladığı belirtildi. Hamas ve sağlık görevlileri ise hastanede silahlı unsur bulunduğu iddialarını reddettiler.

Gazze Sağlık Bakanlığı, dün İsrail'in hava saldırıları ve bombardımanlarında 13'ü harap haldeki kıyı şeridinin kuzeyinde olmak üzere, en az 19 kişinin öldüğünü açıkladı.

Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, Cebaliye, Beyt Lahiye ve Beyt Hanun'da yaklaşık 100 bin kişinin tıbbi ve gıda malzemelerinden mahsur kaldığını bildirdi. Bu sayı bağımsız olarak doğrulanamadı.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in bir yılı aşkın bir süredir devam eden savaşın başlarında Hamas güçlerini ortadan kaldırdığı Gazze'nin kuzeyine yönelik üç haftadır süren saldırısı nedeniyle faaliyetlerin kesintiye uğradığını duyurdu.



Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
TT

Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)

Avrupa Birliği'nde (AB) yapılan ankete göre vatandaşların yarısı, ABD Başkanı Donald Trump'ı Avrupa'nın düşmanı olarak görüyor. 

Fransız politika dergisi Le Grand Continent'te yayımlanan ankete Belçika, Fransa, İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya, Portekiz, Hırvatistan ve Polonya'dan yaklaşık 10 bin kişi katıldı. 

Katılımcıların yüzde 48'i Trump'ı kesin düşman gördüğünü belirtti. Bu oran Belçika'da yüzde 62, Fransa'da yüzde 57, Hırvatistan'da yüzde 37, Polonya'daysa yüzde 19 oldu.

Öte yandan Avrupalılar, ABD'yle ilişkileri stratejik açıdan önemli görüyor. AB'nin ABD yönetimine karşı hangi tutumu benimsemesi gerektiği sorulduğunda "uzlaşma" seçeneği yüzde 48'le en popüler tercih oldu. 

AB vatandaşlarının yüzde 51'i gelecek yıllarda Rusya'yla doğrudan savaş riskinin olduğunu düşünüyor. Bunun çok ciddi bir risk olduğunu savunanların oranıysa yüzde 18. 

Ülkelerin Rusya'ya coğrafi yakınlık derecesine göre görüşler büyük farklılık gösterdi. Polonyalı katılımcıların yüzde 77'si savaş riskinin yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da yüzde 54, Almanya'da yüzde 51, Portekiz'de yüzde 39 ve İtalya'da yüzde 34 oldu. 

Çoğu kişi AB'nin muhtemel savaşa karşı yeterince hazır olmadığını da düşünüyor. Katılımcıların yüzde 69'u ülkelerinin Rusya'ya karşı savunma kapasitesinin "zayıf kaldığını" ya da "hiç olmadığını" söyledi.

Rusya'dan gelebilecek tehditler arasında teknoloji ve dijital güvenliği etkileyecek saldırılar yüzde 28'le en üst sırada yer aldı. Askeri güvenlikse bunun ardından yüzde 25 oranındaydı.

Katılımcıların yüzde 69'u muhtemel savaş durumunda AB'nin birliğini pekiştirerek koruyucu bir rol oynaması gerektiğini söyledi.

9 ülkedeki katılımcıların büyük çoğunluğu AB üyeliğini destekledi, vatandaşların yüzde 74'ü ülkelerinin blokta kalmasını istediğini belirtti. 

Bu oran yüzde 90'la Portekiz ve yüzde 89'la İspanya'da en yüksek seviyedeyken, yüzde 68'le Polonya'da ve yüzde 61'le Fransa'da en düşük orandaydı.

Anketi düzenleyen Cluster 17 şirketinin kurucusu Jean-Yves Dormagen, AB'de "Trumpçılığın düşmanca bir güç olarak görüldüğünü" belirterek şöyle devam ediyor: 

Avrupa sadece artan risklerle karşı karşıya değil, aynı zamanda kendi tarihsel, jeopolitik ve siyasi yapısında da dönüşüm geçiriyor. Ankette çıkan genel tablo, endişeli, kendi kırılganlıklarının çok iyi farkında olan ve olumlu bir geleceği düşünebilmek için mücadele eden bir Avrupa'yı gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, La Voce di New York


Maduro’nun iktidarı bırakmak için yaptığı teklif ortaya çıktı

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Maduro’nun iktidarı bırakmak için yaptığı teklif ortaya çıktı

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın telefon görüşmesinin detayları ortaya çıktı. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Telegraph'a konuşan kaynaklar, Maduro'nun iktidarı bırakmak için belirli şartlar sunduğunu ancak Trump'ın bunları kabul etmediğini savunuyor.

Buna göre Maduro, 200 milyon dolarlık servetini korumayı, kendisine yakın yaklaşık 100 kişi hakkında hiçbir işlem yapılmamasını ve dost bir ülkeye sığınmasının sağlanmasını istemiş.

Kaynaklar, Washington'ın özellikle üst düzey yetkililer hakkında herhangi bir işlem yapılmaması talebine yanaşmadığını belirtiyor. 

15 dakikalık telefon konuşmasında iki liderin, Venezuela'da olası bir geçiş hükümetinin nasıl kurulacağına veya Maduro'nun nereye gönderileceğine dair de anlaşmaya varamadığı ifade ediliyor. 

Trump'ın, Maduro'nun gidebileceği ülkeler arasında Rusya ve Çin'i gösterdiği öne sürülüyor. Ayrıca Katar'ın da bir seçenek olarak değerlendirildiği iddia ediliyor. 

Washington Post'un 27 Kasım'daki haberinde, Venezuela liderinin Türkiye'ye kaçabileceği de ileri sürülmüştü. 

Telegraph'ın haberinde, Maduro'nun kendisine yakın isimlerin geçiş hükümetinde rol oynamasını istediği ancak Beyaz Saray'ın bunu kabul etmediği yazılıyor.

Kaynaklardan biri, Venezuela liderinin "iki arada bir derede" kaldığını söylüyor. İktidardaki müttefikleri hakkında işlem yapılmasını kabul etmesi halinde Maduro'nun Venezuela'daki üst düzey isimler tarafından "hedef alınabileceği" belirtiliyor. 

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro olduğunu öne sürmüştü.

Haberde, Maduro'nun af istediği üst düzey askeri ve siyasi isimlerin, ABD tarafından hedef alınan bu örgüte üye olduğu savunuluyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi, böyle bir örgütün varlığını defalarca reddetmişti. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ABD'nin Güneşler Karteli'yle ilgili açıklamasının "asılsız ve gerçek dışı" olduğu savunulmuştu. 

Beyaz Saray'ın örgütün en üst isimlerinden biri olduğunu öne sürdüğü Venezuela İçişleri, Adalet ve Barış Bakanı Diosdado Cabello da karteli "uydurma" diye nitelemişti.

Maduro, Trump'la telefon görüşmesi hakkunda dün yaptığı açıklamada, "Görüşmenin saygı çerçevesinde tamamlandığını ifade etmek isterim" demişti. Trump ise Maduro'yla konuşmasına ilişkin "Görüşmenin iyi ya da kötü geçtiğine dair bir şey söyleyemem" ifadelerini kullanmıştı. 

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Telegraph, BBC


Putin, 4 yıl sonra Hindistan’da: Modi’yle toplantıda neler konuşulacak?

Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
TT

Putin, 4 yıl sonra Hindistan’da: Modi’yle toplantıda neler konuşulacak?

Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin görüşmesi özellikle ABD tarafından yakından takip ediliyor.

Rus lider bugün Yeni Delhi'ye vardı, Modi'yle birebir görüşmeninse yarın düzenlenmesi planlanıyor. 

New York Times'ın (NYT) haberinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rus petrolünü almaması için Modi'ye baskı yaptığı hatırlatılıyor. 

Yeni Delhi yönetimi, Washington'ın taleplerine bir süre direnmiş ancak ABD'nin geçen ay Rus petrol devlerine uyguladığı yaptırımların ardından satın alımları büyük ölçüde durdurmak zorunda kalmıştı. 

BBC'nin analizinde, 2022'de patlak veren Ukrayna savaşından beri ilk kez Hindistan'ı ziyaret edecek Putin'in petrol satın alımlarının tekrar artırılması için Modi'ye baskı yapabileceğine dikkat çekiliyor. 

İkili zirvede, Hindistan ve Rusya'nın Sovyet döneminden beri süren ilişkilerine bağlı oldukları mesajı verilecek. 

NYT'nin haberinde, aynı zamanda görüşmenin Putin için "küresel öneme sahip bir ortağı olduğunu dünyaya gösterme fırsatı" sunacağı ifade ediliyor.

Toplantıda Modi yönetiminin Rus menşeli gübre ürünlerine yatırımını artırması ve Hindistan'da Rusya işbirliğiyle inşa edilecek nükleer santrallerle ilgili konuların ele alınacağı aktarılıyor. 

Ayrıca iş sektöründe ortaklığın da artırılması öngörülüyor. Ukrayna savaşı nedeniyle eleman kıtlığı yaşayan Rus şirketlerin Hindistanlı işçileri kadrolarına katmak istediği belirtiliyor. 

Bu, Putin'in 2021'den beri Hindistan'a yaptığı ilk ziyaret olacak. Diğer yandan iki lider eylülde Çin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısında bir araya gelmiş, geçen yıl da Moskova'da görüşmüştü. 

"Denge politikası sınanıyor"

Diğer yandan görüşmenin, Modi'nin hem Rusya hem de Batı'yla ilişkilerini dengede tutmakta zorlandığı bir dönemde yapıldığına işaret ediliyor. Yeni Delhi merkezli düşünce kuruluşu Global Trade Research Initiative'in (GTRI) görüşme hakkındaki analizinde şu ifadelere yer veriliyor: 

Hindistan için zor olan mesele stratejik dengeyi korumaktır. Washington'dan gelen baskı ve Moskova'ya bağımlılığı yönetirken özerkliği de koruyabilmektir.

CNN'in analizinde de Hindistan'ın denge politikasının son dönemde sınandığı belirtiliyor. Yeni Delhi yönetiminin, Soğuk Savaş'ta kurulan dostluk, askeri işbirliği ve ucuz petrol fırsatı nedeniyle Kremlin'e bağımlı olduğu, diğer yandan da teknoloji, ticaret ve yatırım konusunda Amerika'yla işbirliğinden vazgeçmek istemediği yazılıyor. 

"Yeni S-400 anlaşması gelebilir"

İki ülke arasında savunma sektöründe de kuvvetli bağlar var. Hindistan yönetimi, Çin ve Pakistan'la sınırlarını korumak için askeri ekipmana on milyarlarca dolar harcıyor. 

Hindistan ordusunun elindeki hava savunma sistemleri, savaş uçakları, tüfekler ve füzelerin çoğu da ülkenin en büyük silah tedarikçisi Rusya tarafından üretiliyor.  

Hindistan medyasında yer alan haberlere göre, Modi yönetimi Rus menşeli S-400 hava savunma sistemi için yeni bir anlaşma yapabilir.

S-400 ve Rusya-Hindistan ortak üretimi uzun menzilli BrahMos füzeleri, Hindistan'la Pakistan arasında mayısta patlak veren 4 günlük çatışmalarda önemli rol oynamıştı.

Independent Türkçe, CNN, BBC, New York Times