Müslüman gazeteciye "Umarım çağrı cihazın patlamaz" diyen konuk, CNN yayınından kovuldu

Yorum, İsrail'in Hizbullah'a yaptığı iddia edilen çağrı cihazı saldırısına bir gönderme gibi görünüyordu.

CNN, Mehdi Hasan'la hararetli tartışmasının hemen ardından Ryan Girdusky'yi bir daha konuk etmeyeceğini duyurdu (CNN)
CNN, Mehdi Hasan'la hararetli tartışmasının hemen ardından Ryan Girdusky'yi bir daha konuk etmeyeceğini duyurdu (CNN)
TT

Müslüman gazeteciye "Umarım çağrı cihazın patlamaz" diyen konuk, CNN yayınından kovuldu

CNN, Mehdi Hasan'la hararetli tartışmasının hemen ardından Ryan Girdusky'yi bir daha konuk etmeyeceğini duyurdu (CNN)
CNN, Mehdi Hasan'la hararetli tartışmasının hemen ardından Ryan Girdusky'yi bir daha konuk etmeyeceğini duyurdu (CNN)

CNN, kaotik ve öfkeli bir panel tartışması sırasında yaptığı yorumla, Müslüman bir gazetecinin bomba saldırısında patlamasını umuyor gibi görünen Ryan Girdusky'yi bir daha konuk etmeyeceğini bildirdi.

Kanal, yaptığı açıklamada "CNN'de veya yayınımızda ırkçılığa ve bağnazlığa hiç yer yok" dedi.

Birbiriyle derinden karşı görüşte olanlar da dahil olmak üzere düşünceli konuşma ve tartışmalara alan açarak önemli konuları ele almayı ve karşılıklı anlamayı teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Ancak konukların küçük düşürülmesine veya nezaket sınırlarının aşılmasına izin vermeyeceğiz. Ryan Girdusky, kanalımızda bir daha yer almayacak.

The Independent cevap hakkı için Girdusky'yle iletişime geçti.

Girdusky, Hasan'a: Umarım çağrı cihazın patlamaz
 

Olay pazartesi günkü panelde, Girdusky ve kendisi gibi konuk olan Mehdi Hasan, Donald Trump'ın yakın zamanda Madison Square Garden'da yaptığı mitingi ve Trump'ın kampanyasının Nazi tarzında fikirleri yaydığına dair suçlamaları tartışırken yaşandı.

Girdusky, etiketler hakkında yorum yaparak başladı ve Filistinlilerin haklarını açıkça savunan Hasan'ın nasıl sık sık ona karşı çıkanlar tarafından antisemit diye nitelendiğini ifade etti.

Haber sitesi Zeteo'nun genel yayın yönetmeni Hasan, Filistinlileri açıkça desteklediği için saldırılara alışkın olduğunu söyledi.

Girdusky ardından "Öyleyse umarım çağrı cihazın patlamaz" dedi.

Bağlamı düşünüldüğünde, bu yorum geçen ay Hizbullah üyelerine ait olduğu iddia edilen çağrı cihazlarının ve telsizlerinin patlamasıyla, birçoğu sivil 37 kişinin hayatını kaybettiği ve binlerce kişinin yaralandığı geniş çaplı saldırıya gönderme yapıyor gibi görünüyor. Lübnanlı yetkililer, saldırıyla ilgili İsrail'i suçlarken, İsrail patlamalara dair sorumluluğu reddetmişti.

Hasan "Az önce ölmem gerektiğini mi söyledin?" diye yanıt verdi.

The Independent cevap hakkı için Zeteo'yla iletişime geçti. Hasan, X'te (Twitter) CNN'in yorumları kınadığı metni yeniden paylaştı.

Yorumun ardından yaşanan hararetli tartışmada Hasan, Girdusky'nin kendisine karşı şiddeti teşvik ettiği ve CNN'in bir panel üyesinin "Müslüman kişinin havaya uçması gerektiğini" öne sürmesine izin verdiğini söyledi.

Girdusky yayında, Hasan'ın Hamas'ı desteklediğini söylediğini düşünerek bu yorumları yaptığını iddia etti.

Hasan "Hamas dediğimi düşünmedin" diye yanıtladı. "Filistinlilerin haklarını desteklediğimi söyledim" diyerek ekledi:

En azından ırkçı söyleminin arkasında duracak cesaretin olsun.

Program reklam arasından Girdusky ve Hasan olmadan döndükten sonra sunucu Abby Phillip, Hasan'dan ve izleyicilerden özür dileyerek yorumları "hiçbir şekilde kabul edilemez" diye niteledi.

Phillip "Tartışmaya başladığımızda Ryan'ın masada olmadığını göreceksiniz" dedi.

Burada aşılan bir sınır vardı ve benim için bu kabul edilemez, kanaldaki bizler için kabul edilemez.

Phillip "Bu ülkede yaşananları, en düşük seviyedeki söylemlere sığınmadan tartışabiliriz" dedi.

Başkaları da durumu kınadı.

Müslüman ve Filistin asıllı Amerikalı olan ABD Kongre Üyesi Rashida Tlaib, X'te "CNN, bu tür açıkça Arap, Müslüman ve Filistinli karşıtı nefreti normalleştirmekte merkezi bir rol oynadı ve maalesef bu tür korkunç ifadelerin artık çok rahat bir şekilde yayınlarında yer aldığını görmek hiç şaşırtıcı değil" yazdı.

Independent Türkçe



Avrupa Birliği, "Trump 2.0" senaryosuna hazırlanıyor

Analizde, Trump'ın izlemesi beklenen AB karşıtı politikaların endişe yarattığına dikkat çekiliyor (Reuters)
Analizde, Trump'ın izlemesi beklenen AB karşıtı politikaların endişe yarattığına dikkat çekiliyor (Reuters)
TT

Avrupa Birliği, "Trump 2.0" senaryosuna hazırlanıyor

Analizde, Trump'ın izlemesi beklenen AB karşıtı politikaların endişe yarattığına dikkat çekiliyor (Reuters)
Analizde, Trump'ın izlemesi beklenen AB karşıtı politikaların endişe yarattığına dikkat çekiliyor (Reuters)

ABD'de 5 Kasım'da düzenlenecek başkanlık seçimi yaklaşırken, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri de Cumhuriyetçi lider Donald Trump'ın yarışı kazanması durumunda nasıl politikalar izleneceğini kararlaştırıyor. 

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün haberinde, eski ABD Başkanı Trump'ın, ilk dönemine kıyasla dış politikada daha katı bir "önce Amerika" yaklaşımını benimseyerek, AB ülkeleriyle ilişkilerin gerilmesine yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

Analizde, "Trump 2.0 senaryosunda" AB ülkelerinin temelde iki konuda sorun yaşamaktan endişelendiği belirtiliyor.

Bunlardan ilki Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili. Trump, seçim kampanyasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le anlaşmaya vararak "Ukrayna savaşını 24 saatte bitirebileceğini" öne sürmüştü. 

Analizde, Trump'ın Ukrayna'ya desteği sonlandırmasıyla Kiev yönetiminin ciddi tavizler vermesine neden olabileceği ve "Avrupa'ya karşı Rusya tehdidini daha da artırabileceği" savunuluyor. 

ABD Kongresi, 24 Şubat 2022'de başlayan savaşta şimdiye dek Ukrayna'ya toplamda 175 milyar dolar değerinde yardım yapılacağını duyurdu. Bunun 106 milyar dolarının doğrudan Kiev yönetimine aktarılması öngörülüyor. 

Haberde, ABD Başkanı Joe Biden'ın, Trump'ın Ukrayna'ya desteği kesme tehdidine karşı harekete geçerek, görevi bırakmadan önce bu miktarın büyük kısmının Kiev'e ulaşmasını sağlamak istediği aktarılıyor. Biden'ın seçim yarışından çekileceğini açıklamasıyla Demokratlar adına dümene ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris geçmişti.

AB ülkelerinin, Trump'ın izleyeceği "izolasyonist dış politikaya" karşı Rusya'ya yaptırımları artırmaya çalıştığı ancak Macaristan Devlet Başkanı Viktor Orban gibi Putin ve Trump yanlısı liderlerin bu planlara itiraz ettiği belirtiliyor.

Ayrıca AB ülkelerinin savunma harcamalarını artırarak, Trump'ın Ukrayna'ya desteği kesmesi durumunda bunu telafi edecek adımlar atabilme kapasitelerini güçlendirmeyi hedeflediği yazılıyor.

Analize göre AB ülkelerinin ikinci endişesiyse ABD ve NATO ilişkileriyle ilgili. 2017-2021'de görev yaparken NATO'dan ayrılma tehditleri savuran Trump, seçim kampanyasında ülkenin başına gelirse bu yönde bir politika izleyeceğinin sinyalini veriyor.

Dönemin AB Komisyonu İç Pazardan Sorumlu Üyesi Thierry Breton, bu yıl ocakta yaptığı açıklamada, Trump'ın AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e şunları söylediğini öne sürmüştü:

Avrupa saldırı altında kalırsa asla size yardım etmeye ve sizi desteklemeye gelmeyeceğiz. Ve bu arada, NATO öldü. Biz de ayrılacağız, NATO'dan çıkacağız.

Diğer yandan ABD Kongresi, geçen yıl NATO'dan çıkmaya yönelik herhangi bir kararın Senato'nun onayından geçmesini zorunlu hale getiren bir yasa çıkarmıştı. Analize göre Trump'ın, NATO'nun "altın kuralı" olan ittifak üyelerinin karşılıklı savunma desteğine dair tehditleri, AB ülkeleri için ciddi endişe yaratıyor. 

Finlandiya'daki Turku İleri Araştırmalar Enstitüsü'nden Oscar Winberg, ilk seçildiği dönemde Cumhuriyetçi Parti içinde Trump'ın "aşırılıkçı politikalarını frenleyen" bazı isimlerin olduğunu fakat eski liderin bunları tasfiye ettiğini ve tekrar seçilirse daha radikal politikalar uygulayabileceğini belirterek şunları söylüyor: 

Yönetimi muhafazakarlarla ve kendisine sadık isimlerle doldurmayı planlıyor. Daha önce onu tutan emniyet kemerleri ve hava yastıkları artık yok.

Independent Türkçe, Reuters, France 24, AP