Trump Suriye'de denklemi değiştirebilir mi?

‘Sezar’ ve ‘normalleşme karşıtı’ yasaların uygulanmasının askıya alınması beklentileri

İsrail saldırısının ardından Suriye ile Lübnan arasındaki Cussiye Sınır Kapısı’nda büyük bir yıkım meydana geldi ve geçişler engellendi. (AFP)
İsrail saldırısının ardından Suriye ile Lübnan arasındaki Cussiye Sınır Kapısı’nda büyük bir yıkım meydana geldi ve geçişler engellendi. (AFP)
TT

Trump Suriye'de denklemi değiştirebilir mi?

İsrail saldırısının ardından Suriye ile Lübnan arasındaki Cussiye Sınır Kapısı’nda büyük bir yıkım meydana geldi ve geçişler engellendi. (AFP)
İsrail saldırısının ardından Suriye ile Lübnan arasındaki Cussiye Sınır Kapısı’nda büyük bir yıkım meydana geldi ve geçişler engellendi. (AFP)

Konuyu daha sonraki bir aşamaya bırakmayı tercih eden Trump, diğer ayrıntıları açıklamadan, ilgili taraflardan ‘derhal ateşi kesmelerini ve müzakere masasına oturmalarını’ isteyeceğini söyledi. Ayrıca İran'a milislerini finanse etmeyi durdurması için doğrudan uyarılarda bulunacağını bildirdi.

Tüm gözler ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Ortadoğu'da uygulamak istediği politikalara çevrilmişken ve Demokrat Parti adayı Kamala Harris'in şansının da yüksek olduğu düşünüldüğünde, Donald Trump'ın zaferinin ardından durum tersine döndü.

Washington Post'ta yer alan bir köşe yazısına göre Biden yönetimi, İran'ın kontrolünden kurtulmak için Suriye'ye yardım sağlamaya çalışıyordu. Yazıda hem İsrail'in hem de ABD'nin, İran'ın İsrail'e karşı savaşta Suriye sınırından Hizbullah'ı beslemeye devam etmesini önlemek için Şam'a yardım etmek istediği belirtiliyor.

frgth5y
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Mayıs 2023'te Cidde'de düzenlenen Arap Birliği Zirvesi'nde (Reuters)

ABD'li ve İsrailli yetkililer, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in bu tür kontrolleri destekleyebileceğini, çünkü İran'ın Şam'daki ağırlığından rahatsız olduğunu düşünüyor. Esed, İran'ın ikmal operasyonlarını sınırlandırmayı başarırsa, Biden yönetimi ‘olumlu adımlara karşılık olumlu adımlar’ temelinde karşılıklı jestlere hazır görünüyor.

Yazar İsrailli bir kaynağın şu sözlerini aktardı: “Esed'in en azından Suriye üzerinden Hizbullah'a silah akışını durdurmasını ve belki de daha fazlasını sağlayabileceğini umuyoruz. ABD, Suriyeliler bu yolu seçerse onlara bazı avantajlar sağlamaya hazır.”

Muhalefet temasları

Washington'da Suriye krizi dosyasında aktif olan Suriyelilere göre bu eğilim yeni değil ve geçen yıl başladı. Kendileriyle temas kuranlar arasında sadece Biden yönetiminin temsilcileri değil, aynı zamanda Suriye krizi dosyasında sahada bir fark yaratmaya yönelik devam eden çabalar ışığında eski Başkan Trump da vardı.

Muhalif bir siyasi aktivist olan Eymen Abdunnur, Cumhuriyetçi Senatör Ben Cardin'in yardımcılarının yaklaşık bir yıl önce Esed rejimiyle normalleşmenin durdurulmasını öngören yasanın dondurulacağı ve bunun da Suriye rejimiyle yeniden bağlantı kurulmasına olanak sağlayacağı konusunda kendilerini bilgilendirdiğini söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdunnur, Demokratların da, özellikle Cumhuriyetçiler bu konuda kendileriyle hemfikir olduğu için, bu dondurma işlemini bozmaya yönelik her türlü girişimin reddedileceği tehdidinde bulunduğunu belirtti.

scdf
Suriye'nin batısındaki Lazkiye'de meydana gelen depremin ardından yıkılan bir binanın enkazında çalışan arama kurtarma görevlileri (Reuters)

Abdunnur, aynı durumun Şubat 2023'te Suriye'yi vuran depremin ardından bazı maddeleri dondurulan ve Suriye toprakları üzerinden Lübnan'a doğalgaz boru hattı ve Suriye'ye petrol boru hattı anlaşmasının geçirilmesi de dahil olmak üzere birçok konunun geçirilmesi için sürdürülen bir ‘geleneğe’ dönüşen Sezar Yasası için de geçerli olacağını belirtti. Bu durum, Sezar Yasası ile çelişmesine rağmen Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye'de bir dizi projeyi hayata geçirmesine ve bütçesini arttırmasına olanak sağlayarak genişletildi.

İki taraf arasındaki farklı pozisyonlar

Ancak Abdunnur, Biden yönetimi ve aday Kamala Harris ile temasların Donald Trump ile yapılan görüşmelerle aynı düzeyde olmadığını ifade etti. Harris ile Engagement Foundation tarafından düzenlenen bir Zoom toplantısına karşılık, Trump Suriyeliler ve Lübnanlılarla dört doğrudan kişisel görüşme gerçekleştirmiş, ayrıca danışmanları, aile üyeleri ve Lübnanlı kayınpederi ile bölgedeki savaşların nasıl durdurulacağına ilişkin görüşlerini sundukları 15 toplantı yapmış.

th5y
Suriye'deki İranlı milisler (Arşiv - SOHR)

Suriyeli muhalif Abdunnur, Trump'ın diğer ayrıntıları açıklamadan, konuyu daha sonraki bir aşamaya bırakmayı tercih ederek, ilgili taraflardan ‘derhal ateşi kesmelerini ve müzakere masasına oturmalarını’ isteyeceğini açıkça söylediğini belirtti. Abdunnur’un ifade ettiğine göre Trump ayrıca, İran'a milislerini finanse etmeyi durdurması için doğrudan uyarıda bulunacağını ve bunu başarmak için Tahran'ın mali kaynaklarına kısıtlamalar getireceğini doğruladı.

Suriyeli Kürtler

Buna karşılık Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) siyasi kanadı Suriye Demokratik Konseyi'nin Washington'daki temsilcisi Bessam İshak, Demokratlardan ve Cumhuriyetçilerden duyduklarının şu ana kadar ‘sözlü vaatlerden’ öteye geçmediğini söyledi. İshak Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, özellikle de Trump kazandıktan sonra, ihtiyatlı olmanın çok önemli olduğunu vurguladı.

xcvf
Türkiye'den Suriye'nin doğusundaki SDG mevzilerine bombardıman (Arşiv - AFP)

İshak, kuzeydoğu Suriye'ye yönelik projelerini ve bu bölgedeki yaklaşık 900 kişilik ABD kuvvetlerinin geleceğini bilmek istediklerini, zira Trump'ın 2019'da bu kuvvetleri geri çekme emri verdiğini, ancak danışmanlarının ve ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) baskısı üzerine bu kararından vazgeçtiğini belirtti.

İshak, Trump'ın Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilerinin nasıl olacağını henüz bilmediklerini ve Ankara ile yapılacak herhangi bir anlaşmanın kendi zararlarına olmasından korktuklarını ifade etti.

Bu yazının sonunda birçok kişi Suriye krizinde ‘durgun suları’ hareketlendirmek için geri sayımın başlayıp başlamadığını ve Trump'ın seçim vaatlerini bölgedeki birçok dosya ve savaşın çözümüne yol açacak şekilde hayata geçirip geçirmeyeceğini merak edebilir. Bunlar, Trump 20 Ocak'ta Beyaz Saray'a resmen dönene kadar cevaplanması için biraz beklemesi gereken sorular.



Trump destekçisi, sabotaja uğrayan Kuzey Akım'ı almak için harekete geçti

Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
TT

Trump destekçisi, sabotaja uğrayan Kuzey Akım'ı almak için harekete geçti

Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)

Amerikalı bir yatırımcı, iki yıl önce sabotajla patlatılan Kuzey Akım 2 boru hattını satın almaya çalışıyor. 

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Floridalı yatırımcı Stephen P. Lynch'in, boru hattını satın almak için Washington yönetiminden izin talep ettiğini yazıyor. 

5 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump'ın kampanyasına 300 bin dolara yakın bağış yapan yatırımcı, boru hatlarını satın alma projesine dair şunları söylüyor:

İşin özü şu: Bu, Amerika ve Avrupa'nın fosil yakıt çağının geri kalanında Avrupa'daki enerji arzı üzerinde kontrol sahibi olması için hayatta bir kez gelecek bir fırsat.

WSJ'nin incelediği belgelere göre Lynch, Kuzey Akım 2'yi satın almak için ABD Hazine Bakanlığı'na şubatta başvuru yaptı. Yatırımcı, kendisine satın alma işlemleri kapsamında ABD'nin yaptırım listesindeki bazı kişi ve kuruluşlarla görüşme imtiyazı sağlanmasını istiyor. 

Haberde, Trump'ın, boru hattının satın alınmasını Ukrayna savaşını bitirmek için bir koz olarak kullanabileceğine dikkat çekiliyor. Cumhuriyetçi lider, seçim kampanyasında Ukrayna savaşını 24 saatte bitirme vaadiyle gündem olmuştu. 

Toplam maliyeti yaklaşık 11 milyar dolar olan Kuzey Akım 2 projesiyle yılda 55 milyar metreküp Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyordu. Ancak Ukrayna savaşının patlak vermesiyle proje yarım kaldı.

Projeyi, Rus devletine ait Gazprom'un yan kuruluşu olan ve merkezi İsviçre'de yer alan Nord Stream 2 AG yürütüyordu. 

Gazprom liderliğinde tasarlanan ve inşaatı Eylül 2021'de tamamlanan Kuzey Akım 2 projesinin ruhsatlandırma çalışmaları devam ederken, Kremlin'in ayrılıkçı Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti'ni 21 Şubat 2022'de tanıması diplomatik kriz yaratmıştı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 22 Şubat'ta boru hattının sertifikasyon sürecinin durdurulması talimatını vermişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emriyle bundan iki gün sonra Ukrayna işgali başlamıştı.

Rusya'ya yönelik yaptırımların bir parçası olarak ABD Hazine Bakanlığı da Batılı şirketlerden, Nord Stream 2 AG'yle ilgili tüm finansal işlemleri durdurmasını istemişti. 

Nord Stream 2 AG, yaptırımlar nedeniyle Mart 2022'de 140 çalışanını işten çıkarmış ve iflasın eşiğine gelmişti. Daha sonra İsviçre'de yürütülen hukuki süreçte şirkete borçlarını ödemesi için 10 Ocak 2025'e kadar süre verilmişti.  

Amerikan gazetesi Washington Post'un (WP) aktardığına göre Lynch, iflas duyurusu yapması durumunda Nord Stream 2 AG'yi satın alarak Kuzey Akım 2 hattının sahibi olmayı hedefliyor. WP, Gazprom'un ve Alman hükümetinin yorum taleplerine yanıt vermediğini bildiriyor. 

Ayrıca Lynch'in elini güçlendirmek için Alman danışmanlık firması Berlin Global Advisors'dan da destek aldığı belirtiliyor. Şirketin partnerlerinden Rüdiger von Fritsch, 2014-2019'da Almanya'nın Moskova Büyükelçisi olarak görev yapmış, Kuzey Akım 2'nin kurulmasıyla ilgili çalışmalarda da yer almıştı.

Yaklaşık 20 yıl Moskova'da yaşayan 57 yaşındaki Lynch, ABD Hazine Bakanlığı'ndan aldığı izinle, 2022'de Rusya'ya ait Sberbank'ın İsviçre şubesinin Cenevre merkezli M3 Groupe Holding firmasına satışında arabuluculuk yapmıştı. Lynch'in, satıldıktan sonra TradeXBank adı altında faaliyet gösteren bankada yüzde 10 hissesi var. 

Kuzey Akım hatlarına sabotaj

Rusya'dan Avrupa'ya Baltık Denizi'nin altından doğalgaz taşıyan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarında 26 Eylül 2022'de üç patlama gerçekleşmişti. Kuzey Akım sabotajıyla ilgili New York Times ve Almanya merkezli Die Zeit tarafından ortaya atılan bir teoride, saldırının Ukrayna destekçisi 6 kişi tarafından bir yat kiralanarak gerçekleştirilmiş olabileceği belirtilmişti.

WP de sabotajı 48 yaşındaki Ukraynalı albay Roman Çervinski'nin yönettiğini savunmuştu. Haberde Çervinski'nin yalnız hareket etmediği ve operasyonu planlayan isim olmadığı belirtilirken, emrin dönemin Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeri Zalujni'ye rapor veren daha üst rütbedeki subaylardan geldiği ileri sürülmüştü. Böylelikle sabotajdan Ukrayna'nın sorumlu olduğu iddiası daha da güçlenmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Washington Post, Interfax, Swiss Info