İsrail-Hizbullah ateşkesine dair beş soru

Sınırlı saldırılar ateşkesten sonra da devam edebilir

Lübnan'ın güneyindeki Sayda şehrinde bir adam Lübnan bayrağı sallıyor, 27 Kasım 2024 (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Sayda şehrinde bir adam Lübnan bayrağı sallıyor, 27 Kasım 2024 (AFP)
TT

İsrail-Hizbullah ateşkesine dair beş soru

Lübnan'ın güneyindeki Sayda şehrinde bir adam Lübnan bayrağı sallıyor, 27 Kasım 2024 (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Sayda şehrinde bir adam Lübnan bayrağı sallıyor, 27 Kasım 2024 (AFP)

Daniel Byman

İsrail ve Hizbullah ateşkes anlaşmasına vararak on üç ayı aşkın süredir devam eden savaşa son verdi. Anlaşma salı günü ABD Başkanı Joe Biden tarafından duyuruldu ve yerel saatle 04.00’da yürürlüğe girdi.

Savaş, şimdiye kadar yaklaşık 4 bin Hizbullah üyesi ve Lübnanlı sivilin yanı sıra 100'den fazla İsrailli sivil ve askerin ölümüne neden oldu. Ayrıca yaklaşık 60 bin İsrailli ve 1,2 milyon Lübnanlı da yerlerinden edildi.

Ateşkes, Lübnan ordusunun İsrail ile Hizbullah arasında bir tampon görevi görmek üzere Lübnan'ın güneyinde konuşlandırılması fikrine dayanıyor. Ancak genel duruma ilişkin pek çok ayrıntı belirsizliğini koruyor.

İsrail Hizbullah'a ne kadar hasar verdi?

Hizbullah, Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'e düzenlediği ve yaklaşık bin 200 İsraillinin ölümüne ve İsrail'in Gazze'de yıkıcı bir savaş başlatmasına yol açan acımasız saldırılarından bir gün sonra mücadeleye girdi.

Dünyanın en güçlü silahlı gruplarından biri olarak kabul edilen Hizbullah'ın savaşın başlarında yaklaşık 150 bin rokete ve füzeye, 30 bin daimî savaşçı ve 20 bin yedek askerden oluşan bir savaş gücüne sahip olduğu tahmin ediliyor. Hizbullah Lübnan genelinde geniş bir müstahkem mevki ağının yanı sıra son derece yetkin ve saygın bir askeri komuta kademesi tarafından destekleniyor. İsrail’in askeri üslerini, havaalanlarını ve kritik öneme sahip altyapıyı tam isabetle hedef almasını sağlayan bazı sistemlere sahip olan Hizbullah’ın İsrail’in yerleşim merkezlerine doğru büyük bir füze yağmuru başlatmak için büyük bir güdümsüz füze cephaneliği bulunuyor.

İran gözetiminde üst düzey askeri eğitim alan Hizbullah üyeleri, Suriye'de Beşşar Esed rejimini desteklemek için yıllarca savaşarak kapsamlı bir savaş deneyimi kazandılar.

Ancak İsrail geçtiğimiz yıl, Hizbullah'a karşı büyük hasara yol açan bazı saldırılar gerçekleştirerek örgütün gücünü önemli ölçüde zayıflattı. İsrail geçtiğimiz eylül ayında ustaca planlanmış bir istihbarat operasyonuyla Hizbullah tarafından kullanılan binlerce çağrı cihazı, telsiz ve dizüstü bilgisayara sabotaj saldırısı düzenleyerek çok sayıda Hizbullah üyesinin ölümüne ya da yaralanmasına neden oldu. Bu saldırının ardından İsrail, Hizbullah'ın karizmatik ve tecrübeli lideri Hasan Nasrallah'ın da aralarında bulunduğu üst düzey liderlerini ve diğer bazı önde gelen komutanlarını sistematik olarak hedef almaya başladı.

İsrail, Hizbullah’a karşı savaşının kapsamını, Hizbullah'ın sınırdaki saldırılarının durdurulmasını gerektiren yerinden edilen İsraillilerin evlerine geri dönmelerini sağlama sloganı altında genişletti.

İsrail, düzenlediği hava saldırılarıyla yüzlerce Hizbullah üyesini öldürdü. ABD’li ve İsrailli yetkililer, İsrail'in Hizbullah'ın roket ve füze cephaneliğinin yarısını imha ettiğini açıkladılar. İsrail'in Lübnan-İsrail sınırı boyunca düzenlediği kara operasyonlarında Hizbullah'a ait tüneller ve mevziler imha edildi.

Hizbullah halen İsrail'e füzeli saldırılar düzenleme kapasitesine sahip olsa da çatışma tek taraflıydı ve İsrail'in kayıpları Hizbullah'ınkilere kıyasla çok daha az oldu. İran destekli grup, lider kadrosunun içine düştüğü kaos ve itibarının büyük ölçüde zedelenmesi nedeniyle bir yıl öncesine kıyasla oldukça zayıf.

Hizbullah yeniden silahlanabilir mi?

Hizbullah’ın cephaneliğini yeniden oluşturmaya ve sistemlerinin kalitesini arttırmaya çalışacağına şüphe yok. İsrail ile Hizbullah arasında 2006 yılında yaşanan savaşın ardından İran, İsrail'e karşı hala kilit bir müttefik olarak gördüğü ve Tahran'ın diğer müttefiki Hamas'ın yıkımı arttıkça kendisi için önemi de artan Lübnanlı gruba önemli ölçüde maddi ve askeri destek sağladı.

x cvdf
Hizbullah'ın merhum lideri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'un güney banliyölerinde uğradığı suikastın ardından Lübnan'ın özel kanalı NBN'de sergilenen siyah kurdeleli bir fotoğrafı, 28 Eylül 2024 (AFP)

İran, Hizbullah'a hassas güdümlü sistemler ve İsrail'e karşı daha etkili silahlar sağlamaya çalışabilir. Öte yandan Hizbullah, İsrail ile olası yeni bir çatışmadan duyduğu korku nedeniyle askeri yeteneklerini yeniden inşa etmeye hevesli. Ayrıca devlet içinde devlet olarak faaliyet göstermeye devam ettiği Lübnan'da en güçlü askeri güç olmak istiyor.

Rusya bu denklemde esrarengiz bir kart. Hizbullah ve Rusya, Suriye'de iş birliği yaptı. Rusya ve İran arasındaki ilişkiler, 2022 yılında Rusya'nın Ukrayna’da yürüttüğü savaşın başlamasından bu yana güçlendi. İsrail, Hizbullah'ın elinde büyük miktarlarda Rus silahı bulmuş olsa da bu silahların çoğu uzun süredir Moskova tarafından desteklenen Suriye'den gelmiş olabilir.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Rusya, ABD karşıtı dış politikasının bir parçası olarak bu yardımın bir kısmının Lübnan'a ulaşabileceğini bilerek İran'a yaptığı yardımı arttırmaya karar verebilir.

İran vekilleri arasındaki kayıplara nasıl tepki verecek?

İsrail'in Hizbullah'ı hedef alan saldırıları İran'a da zarar veriyor. Tahran, Irak'taki milisler, Yemen’deki Husiler ve Ortadoğu'daki diğer radikal gruplar gibi başka silahlı gruplara destek sağlasa da Hizbullah en önde gelen vekili olmaya devam ediyor.

İran son aylarda İsrail ile doğrudan çatışmaya girdi. Bu çatışmalar tek taraflı yaşandı. İsrail hava savunma sistemleri İran'ın büyük füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarını püskürtmeyi başardı. İsrail'in İran'ın hava savunma tesislerine ve diğer askeri hedeflerine yönelik nokta atışı saldırıları üstün kabiliyetlerini ortaya koydu.

İran’ın Hizbullah’a desteğini arttırmasının yanı sıra Yemen’deki Husilere de desteğini arttırabilir. Husiler Tahran'ın İsrail'le çatışmasındaki tek parlak noktası, zira İran son çatışmadan önce onlara eğitim ve silah desteği sağladı. Husilerin 7 Ekim'den sonra Hamas'la dayanışma içinde Kızıldeniz'deki gemilere saldırması İsrail, Mısır, ABD ve İran'ın diğer düşmanları için bir darbe oldu.

Ancak burada en önemli soru, İran'ın mevcut çatışmadaki kayıplarının, yeni gelen Trump yönetiminin düşmanca söylemleriyle birleştiğinde, onu nükleer silah geliştirmeye itip itmeyeceği sorusu. ABD tarafından temmuz ayında yayınlanan ve İran'ın uranyum stokunu arttırmaya, zenginleştirme kapasitesini yükseltmeye ve gelişmiş santrifüjler geliştirmeye, üretmeye ve çalıştırmaya devam ettiğini bildiren bir istihbarat raporuna göre Tahran bu hedefe çoktan yaklaşmış durumda. Tahran, bunu yapmaya karar vermesi halinde birden fazla tesiste hızla nükleer silah elde edebilecek düzeyde uranyum üretebilecek altyapıya ve uzmanlığa sahip.

İran, henüz kararını vermemiş olabilir, ama vekilini kaybetmesi ve füze caydırıcılığını elde edememesi, nihai bir caydırıcı silah geliştirme motivasyonunu güçlendiriyor. Bu durum, bu felaket senaryosunun gerçekleşmesini önlemek için İsrail ve ABD'nin öncülüğünde bir savaş olasılığını arttırıyor.

İsrailliler ve Lübnanlılar evlerine dönebilecek mi?

İsrail, Hizbullah'a karşı savaşı, yerinden edilmiş İsraillileri evlerine geri döndürme sloganı altında genişletti ki bu da Hizbullah'ın sınır saldırılarını durdurmayı gerektiriyor. Lübnanlı sivillerin de güney Lübnan'a dönebilmeleri ve orada hayatlarına devam edebilmeleri için Lübnan-İsrail sınırında istikrara ihtiyaçları var.

Lübnan ordusunun istikrarı sağlama kabiliyetinin şüpheli olduğu ve Hizbullah'ın askeri yeteneklerini yeniden elde etme girişimlerinde bulunmasının beklendiği göz önünde bulundurulduğunda İsrail, tehdit olarak gördüğü Hizbullah'ın silah sistemlerini ve depolarını hedef almaya devam edebilir.

Hem İsrailli hem de Lübnanlı sivillerin evlerine dönerken temkinli davranacaklarına şüphe yok. İstihbarat ve askeri alanda 7 Ekim'de yaşanan başarısızlıklar, İsrail'in etkinliğiyle bilinen istihbarat servisleri ve silahlı kuvvetlerinin güvenilirliğini zedeledi. Hizbullah'a yönelik operasyonlar bu güvenilirliğin bir kısmını geri getirmiş olsa da İsrailliler, hükümetin bu kez krizin kontrol altına alındığına dair verdiği sözlere şüpheyle yaklaşmaya devam edecektir. Zira korkularının tamamen yatışması için birkaç aylık sakinliğe ihtiyaçları var.

Güneyden ve Beyrut'ta Hizbullah'ın kontrolündeki bölgelerden ve ülkenin diğer bölgelerinden göç eden Lübnanlı siviller yeni bir savaş korkusu altında yaşıyor. Muhtemelen İsrail'in Hizbullah'ın güneye döndüğüne ya da güçlerini yeniden oluşturduğuna dair herhangi bir işareti bombardımanı yeniden başlatmak için gerekçe olarak göreceğinden endişe ediyorlar. Ayrıca, ateşkesin gerçekten devam edip etmeyeceğini görmek için beklerken güvenebilecekleri bir güvenlik ağı olmamasına rağmen birçoğu geri dönmekte isteksizler.

Savaş yeniden başlar mı?

Çok sayıda soru işareti olsa da ateşkesin devam edeceğine dair umut devam ediyor. İsraillilerin çoğu 2006 yılındaki Lübnan Savaşı’nda ordularının yetersiz performans gösterdiğine ve Hizbullah'ın yeni bir çatışma arayışına girebileceğini düşünüyordu. Ancak bu karamsarlığın yersiz olduğu ortaya çıktı. 2006 yılından sonra 7 Ekim saldırılarına kadar her iki taraf da ateşkese büyük ölçüde bağlı kaldı ve neredeyse 20 yıl boyunca barış sağlandı.

cxdvf
Lübnan’da İsrail ve Hizbullah arasındaki ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından yerinden edilenler Beyrut'un güney banliyölerine geri dönüyor, 27 Kasım 2024 (Reuters)

Ancak Hizbullah bu kez çok daha ağır kayıplar verdi. İsrail'le çatışabilmek için güçlerini ve cephaneliğini yeniden toparlamak zorunda kaldı. Dahası, karşı istihbarattaki yıkıcı başarısızlıkları onu daha da temkinli olmaya zorlayacak, çünkü İsrail'in iletişim ağına sızabileceği ya da kendisini izleyebileceği ve kendisine karşı hassas saldırılar düzenleyebileceği endişesini taşımaya devam ediyor.

Birçok konu barışı kimin uygulayacağına ve ne kadar etkili olacağına bağlı. Basında yer alan haberler Lübnan ordusunun İsrail ve Hizbullah arasında bir tampon bölge olması planlanan Lübnan'ın güneyinde konuşlandırılacağına işaret ediyor. Ancak Lübnan ordu, Hizbullah'tan daha zayıf ve İsrail'in güvenliği için özellikle de kötü geçmişi göz önüne alındığında Lübnan ordusuna güvenmesi pek olası görünmüyor.

Lübnan ordusunun istikrarı sağlama kabiliyetinin şüpheli olduğu ve Hizbullah'ın kabiliyetlerini yeniden inşa etme girişimlerinin beklendiği göz önünde bulundurulduğunda, İsrail ateşkes anlaşması yapılmış olsa bile tehdit olarak gördüğü Hizbullah’ın silah sistemlerini ve silah depolarını hedef almaya devam edebilir. Bunun yanında Hizbullah'ı destekleyen İranlı askeri danışmanların yanı sıra Hizbullah'ın üst düzey isimlerine de saldırabilir.

İsrail 7 Ekim'den sonra konvansiyonel caydırıcılığa daha az inanır hale geldi. Düşmanlarını sürekli olarak zayıf durumda tutması gerektiğine daha fazla ikna oldu. Bu yüzden sınırlı saldırıları net bir mesaj göndermenin bir yolu olarak görebilir ve bu politika etkili olabilir. Ancak bu tür saldırılar her zaman gerilimin tırmanması ve savaşın yeniden başlaması riskini taşır.

*Bu makale Foreign Policy ortaklığında yayımlanmıştır.



Barron Trump'ın yükselişi: ABD yeni liderini mi yetiştiriyor?

Barron'ın yaşı itibarıyla daha da uzaması mümkün (AFP)
Barron'ın yaşı itibarıyla daha da uzaması mümkün (AFP)
TT

Barron Trump'ın yükselişi: ABD yeni liderini mi yetiştiriyor?

Barron'ın yaşı itibarıyla daha da uzaması mümkün (AFP)
Barron'ın yaşı itibarıyla daha da uzaması mümkün (AFP)

5 Ekim'de düzenlenen ABD seçimleri, yeni bir figürü dünya kamuoyuna sundu. Kutlamalar sırasında perde arkasından gün yüzüne çıkan genç adam, boyuyla babasını bile gölgede bıraktı.

Donald Trump'ın en küçük oğlu Barron, bir anda en çok merak edilen kişilerden biri oldu. 

ABD dışındaki siyaset yorumcuları da "Barron, 2044'te başkanlığa aday olacak mı?" gibi sorular sormaya başladı. 

Brexit'in mimarlarından olan Britanyalı siyasetçi Nigel Farage, X (Twitter) hesabında yaptığı açıklamada Donald Trump'ın zaferinde Barron'ın "büyük rol" oynadığını savundu. 

Eric Trump'ın eşi Lara da, Barron'ın rolüne dikkat çekenler arasında. Yengesi, Trump kardeşlerin en küçüğünün "ciddi bir övgüyü" hak ettiğini, zira seçimlerde "fark yarattığını" söylüyor:

Çok havalı. Onun için bir tanım yapmam gerekirse 'çok havalı' derim. Spot ışıklarından biraz uzak kaldı ama muhtemelen bunu bilerek yapıyor. Çok akıllı ve çok eğlenceli. Babasının oğlu, buna şüphe yok. Gerçekten muhteşem şeyler yapmayı sürdürecek. Her zaman ortaya bir fikir atıyor.

Seçimin üzerinden henüz birkaç gün geçmişken dünyanın önde gelen ekonomi gazetelerinden Wall Street Journal, "Barron Trump, babasının erküreyle (manosphere) bağlantısını nasıl sağladı?" başlığıyla 18 yaşındaki gencin zaferdeki payını vurguladı. 

Cumhuriyetçi Parti liderinin erkeklere odaklanan yayıncılar, bloggerlar, sosyal medya fenomenleri ve internet sitelerinde yankı bulması için Barron Trump'ın bizzat çalıştığı bildiriliyor.

Donald Trump'ın ağustosta Adin Ross adlı internet fenomenine verdiği röportajla başlayan sürecin maskülenliği önemseyen çevrelerin desteğini artırdığı belirtilirken bağlantıları sağlayan kişinin Barron Trump olduğuna işaret ediliyor.

Trump da milyonlarca takipçisi olan 24 yaşındaki Ross'a "Tüm bildiğim şu ki, çocuğum bana 'Baba, bu röportajın ne kadar önemli olduğu konusunda hiçbir fikrin yok' dedi" diyerek oğlunun payına dikkat çekmişti.

Sunucu Joe Rogan ve psikolog Jordan Peterson gibi idollere sahip bu topluluğun çoğu, Trump'ın yönetimine alacağı Elon Musk, Robert F. Kennedy, Jr. ve JD Vance gibi kişileri de seviyor. Sosyal medya fenomenleri Jake ve Logan Paul, Romanya'da yargılanan kickboksçu Andrew Tate ve UFC Başkanı Dana White gibi isimler de aynı çevrelerde çok konuşuluyor. 

Bo Loudon, en iyi arkadaşı Barron'ın çizilmesine yardımcı olduğu yolu şöyle anlatıyor:

Strateji, göz ardı edilen bir kitleye ulaşmak. Onun da kesinlikle bir rolü var. O benim yaş grubumda, bu dönemde kimin popüler olduğunu biliyor.

vhrtyj
O, Donald Trump'ın beşinci, Melania'nın ise ilk ve tek çocuğu (AP)

Donald Trump'ın Joe Rogan'a verdiği röportaj 50 milyon, komedyen Theo Von'la çektiği videoysa 15 milyon izlenmeyi geçti.

2020'de 18-28 yaş erkek seçmenlerin yüzde 41'i Trump'ı desteklerken bu oran 2024'te yüzde 56'ya çıktı. 

Barron'ın da tavsiyesiyle verilen bu röportajların seçim sonucunda önemli rol oynadığı tahmin ediliyor. 

"Gerçek bir sürprizdi"

22 Ocak 2005'te evlenen Melania ve Donald Trump çifti, kısa bir süre sonra çocuk sahibi olacağını öğrendi. 20 Mart 2006'da kucaklarına aldıkları çocuğa Barron William adını verdiler.

Barron'ı beklerken verdikleri röportaj sırasında 35 yaşında olan Melania, eşine müjdeyi duyurduğu ağustos gününü şöyle anlatmıştı:

Eve geldi ve ona baba olacağını söyledim. Önce durumu anlamaya çalıştı. Gerçek bir sürprizdi. Sonrasındaysa çok mutlu oldu.

scdvf
Melania, 8 saat süren doğumun ardından yaklaşık 4 kiloluk Barron'ı kucağına aldıktan sonra "çok çok kolay" bir süreç yaşadığını ifade etti (AFP)

O dönem 59 yaşında olan Donald Trump ise "Çocuğumuz olmasını bekliyordum, yani tam olarak şaşırdım sayılmaz. Ancak çok hızlı olması beni şaşırttı" demişti. 

Doğum sırasında Donald Trump doğumhaneye girmemeyi tercih ederken Melania için böylesinin daha rahat olacağını söyledi. 

Adı, zaman yolculuğu iddialarına yol açtı

Barron'ın adını babası seçmiş. Donald Trump, önceki erkek çocuklarına da koymayı tasarladığı bu isimden son anda vazgeçmeyi düşündüğünü ancak Melania'nın kendisini "Karnımdayken ona Barron diye seslendim. Şimdi bundan vazgeçemezsin" diyerek ikna ettiğini aktarmıştı. 

Bu adın komplo teorilerine çanak tutan bir tarafı da var. Amerikalı yazar ve avukat Ingersoll Lockwood'un imzasını taşıyan, 1889 ve 1893 tarihli iki kitabın baş karakteri Baron Trump. 

Önceden pek de bilinmeyen bu eserler, 2017'de Trump'ın başkan olmasıyla birlikte gün yüzüne çıktı. 

Köpeğiyle bilinmeyen yerlerde dolaşıp sıradışı yaratıklarla karşılaşan Baron'un gerçek Trump ailesi gibi Alman asıllı olması, onlar gibi kendi adını taşıyan bir yerde yaşaması (Trump Kalesi) ve babasını anımsatacak şekilde Don adını taşıyan ve New York'taki 5. Cadde'de yaşayan akıl hocasına işaret ediliyor. 

Donald Trump'ın MIT'de uzun yıllar hocalık yapan amcası John Trump ya da kitabın yazarının, Nikola Tesla'dan zaman yolculuğunu öğrendiği gibi inanması güç iddialar dahi var. 

xcdvfg
Barron Trump'ın 2017-2021'de resmi danışmanlık yapan Ivanka Trump ve eşi Jared Kushner gibi resmi bir rol alıp almayacağı henüz bilinmiyor (AFP)​​​​​​

"Bu Barron: Güçlü, zeki, sert, yırtıcı ve vahşi"

Barron Trump, İngilizce'nin yanı sıra Slovence de biliyor. Slovenya doğumlu annesi Melania, Barron'ın küçükken anneannesi Amalija Knavs'ı sık sık telefonla arayıp Slovence konuştuğunu anlatıyor. Ancak ABD'de hangi dili konuşması gerektiği konusunda da uyarıda bulunmuş:

Bence ne kadar çok dil konuşabiliyorsanız o kadar iyi ama Amerika'ya geldiyseniz İngilizce konuşursunuz.

Son seçimlerin ardından yeniden gündem olan 2007 tarihli bir videoda Donald Trump oğlunu "Bu Barron. Güçlü, zeki, sert, yırtıcı ve vahşi. Girişimci olmak için gereken tüm şeyler bunlar. En önemlisi umarım, zeki. Bu konuda asıl unsur zeki olması. Bol şans Barron. Önünde uzun bir yol var" diye tanıtıyor.

Bu tanıtımın ardından Barron'ın mikrofonu bırakmaması dikkat çekiyor. 

@dailymail Barron Trump as a baby in a resurfaced clip is sending fans into a frenzy. Donald Trump was making a speech to a crowd while holding his son at a ceremony where he was honored with a star on the Hollywood Walk of Fame. Trump, then a 60-year-old billionaire, bizarrely praised the 10-month-old as a 'vicious' and 'violent' future businessman. 🎥Getty Images #trump #barrontrump #donald #news #clip ♬ original sound - Daily Mail

Barron'ın 4 yaşındayken çekilmiş bir videosu daha gün yüzüne çıkarak iki yönüyle dikkat çekti. 

2010'da Larry King Live'a çıkan Trump çiftinden Melania, Barron için "Bir aksana sahip" diyen sunucuya gülerek "Evet, zamanının çoğunu benimle geçiriyor" yanıtını veriyor. 

Donald Trump da "Bence müthiş, ne yaparsa yapsın benim için sıkıntı yok" diyor.

Aynı videoda küçük çocuğun "Çantamı seviyorum. Artık okula gitmem lazım" ifadelerini kullanması da seçim sonrasında viral oldu. Louis Vuitton çantanın değerinin 10 bin dolar olması, Barron'ın içinde büyüdüğü zenginliğün boyutlarını adeta göze sokuyor.

Ağzında gümüş değil, altın kaşıkla doğdu

Podcast sunucusu Patrick Bet-David, Barron'ın kendi zenginliğinin boyutuyla alay ettiğini söylüyor. Ne doğrulanıp ne de yalanlanan bu hikayeye göre Barron Trump, Mar-a-Lago'da verdiği yemekte herkes yaşadığı zorlukları anlatırken bunu yapmış:

Bir binanın ta en üst katında, bir terasta doğdum. Hayat zordu. Kim gümüş kaşıkla yemek yer ki, benimki altındı.

Çocukluğunun çoğunu New York'taki Trump Tower'ın en üst katlarındaki lüks evlerinde geçiren Barron, Manhattan'ın prestijli özel okullarında okudu.

Columbia Gramer ve Hazırlık Okulu'nda 5. sınıftayken düzenlenen okul gezisinde yaklaşık 80 öğrenciyle birlikte Donald Trump yönetimindeki Beyaz Saray'ı ziyaret ettiler. 

Ocak 2017'de babası Beyaz Saray'a taşındığında, annesi Melania'yla birlikte orada bir süre daha kalıp dönemi bitirmeyi beklediler. 

Yazın Barron'ın kaydının Maryland'deki St. Andrew’s Episcopal School'a alınmasıyla birlikte Donald Trump'ın yanına geçtiler. 

Çocuklarını Quakerlerın okulu Sidwell Friends'e gönderen Obama, Bush ve Clintonlardan sonra Trump'ın farklı bir inanç çevresinin okulunu tercih etmesi dikkat çekti.  

scdvfg
Barron; Ivana Trump'tan olan Donald Trump Jr. (46), Ivanka Trump (43), Eric Trump (40) ve Marla Maples'tan olan 31 yaşındaki Tiffany Trump'la kardeş (AFP)

Küçücükken "Otistik mi?" sorularına muhatap oldu

Donald'ın diğer eşlerinden olan çocukları Ivanka, Donald Trump Jr., Eric ve Tiffany daha fazla kamuoyunda görülürken Barron'ın mahremiyeti sıkı bir şekilde korundu. 

ABD Başkanı, oğlunun New York'taki hayatını bırakıp Beyaz Saray'a taşınmaktan çekindiğini şu sözlerle anlatmıştı:

New York'ta çok iyi bir okulda ve pek çok arkadaşı var. Ona eğer bu gerçekleşirse babasının insanlara ve onun gibi çocuklara yardım edeceğini ve bunun onu mutlu edeceğini söyledim. O, 9 yaşındaki küçük bir oğlan. Güçlü, zeki ve anlıyor. Durumu görüyor.

Gerçekten de babasının Beyaz Saray'da olması, Barron'ı da etkiledi. Trump'a pek de sıcak bakmayan Bush ve Clinton ailelerinin çocukları onu savundu. 

Bill-Hillary Clinton çiftinin kızı Chelsea ve George W.-Laura Bush çiftinin kızı Jenna Bush Hager "Barron Trump'ı rahat bırakın" mesajı yayımladı. 

Rosie O'Donnell'ın bir videoya yaptığı "Barron Trump Otistik Mi?" yorumu, Melania Trump'ı derinden etkilemiş ki bu sene yayımladığı biyografide ünlü komedyene tepki gösterdi. 

O dönem 10 yaşında olan çocuğunun bu tarz laflar yüzünden gerçek hayatta da zorbalıkla karşılaştığına dikkat çeken Melania, şu ifadeleri kullanıyor:

Otizmle ilgili utanacak hiçbir şey olmasa da Barron otistik değil. Sırf eşimi sevmiyor diye çocuğuma saldırdığını hissettim. 

Donald Trump'ın sonradan özür dileyen Rosie O'Donnell'a tepkisiyse daha sert olmuştu. 2016 seçimlerindeki rakibi Hillary Clinton "Kadınlara niye 'şişko domuz' ve 'iğrenç hayvan' gibi hitaplarla sesleniyorsun?" diye sorduğunda Cumhuriyetçilerin adayı "Yalnızca Rosie O'Donnell'a öyle diyorum" yanıtını vermişti. 

cdvfgbh
Lise döneminde yıllıkta ya da sosyal medya paylaşımlarında Barron'ın görünmemesine özen gösterilmiş (AFP)

Trump daha Beyaz Saray'dan ayrılmadan Barron, Florida'daki meşhur malikaneleri Mar-a Lago'ya yakın Oxbridge Academy'ye geçti. 

Bu lisedeki arkadaşları, Jack adıyla okula kaydolan gencin sınıf kapısının önünde Gizli Servis ajanlarının beklediğini ve Barron tuvalete giderken bile ona eşlik edildiğini bildirdiler.

Çoğunluğu Cumhuriyetçi ailelerin çocuklarının oluşturduğu okulda Trump'ın oğlu başta merakla karşılansa da zamanla durum normal görülmeye başlanmış. 

Clash of Clans ve futbol seven eğlenceli, çekici ve düzgün bir öğrenci gibi anlatılan Barron'ın spor etkinlikleri, partiler ya da yemeklere katılmaması dikkat çekmiş. Arkadaşlarıyla kantinde vakit geçirirken hiçbir şey yememesi de… 

xs
Sosyal medyada yayılan iddiaların aksine; yasadışı yollarla göçenlerin, ABD topraklarında doğurduğu çocukların vatandaşlık haklarını iptal etme planı, Barron Trump'ı etkilemiyor (AFP)

Donald Trump: Onunla fotoğraf çektirmek istemiyorum  

Mar-a-Lago'ya Melania'nın ebeveynleri Viktor ve Amalija Knavs da taşınırken Barron'ın yetiştirilmesinde önemli rol oynadılar. 

1.93'lük Abraham Lincoln ve 1.92'lik Lyndon B. Johnson'ın ardından 1.90'la en uzun boylu üçüncü ABD Başkanı olan Donald Trump, oğlunun kendisine 16 santimetre fark atmasını da Ocak 2024'te ölen kayınvalidesine bağlıyor:

Sadece onun yemeğini yiyerek bu kadar uzadı. Ona basketbolcu olacaksın dedim. O da 'Ben futbolu seviyorum baba' dedi. Ben de 'Senin boyunda basketbol daha iyi olur' desem de onları her şeye ikna edemiyorsunuz.

Trump, Mike Tyson'la dövüşerek dikkat çeken Jake Paul'ün kendisi gibi sosyal medya yıldızı olan abisi Logan Paul'e haziranda verdiği röportajda da 2.06'lık oğlunun boyuna takıldı:

O büyük bir çocuk. Ona basketbol oynatamadım. Ona 'Barron, seninle fotoğraf çektirmek istemiyorum' diyorum.

Mayıs 2024'te liseden mezun olan Barron, New York Üniversitesi'ne (NYU) kaydoldu.

Cumhuriyetçi Parti Kurultayı'nda Florida delegesi olması teklif edilse de annesi, oğlu adına açıklama yaparak bunun kabul görmediğini bildirdi. Barron'ın "önceden yaptığı programlar" gerekçe gösterildi.

Temmuzdaki ilk seçim mitingi sırasında babasının yanında yer aldı. Trump, en küçük oğlunu seyircilere alkışlatarak şu ifadeleri kullandı:

Bir hayli popülersin, Don ve Eric'ten de popüler olabilir. Barron burada olman çok güzel. Güzel ve rahat bir hayatı oldu. Artık işler biraz değişti.

Başkanlık kampanyası sırasında çok göz önünde olmasa da oynadığı kritik rol seçim zaferi sonrasında herkes tarafından dillendirilmeye başladı. 

İlk kez oy kullandı, babası için!
 

People'a konuşan kaynaklar, annesinin oğlunu niçin çok yakınında tuttuğunu şöyle anlatıyor:

Melania'nın asıl işi Barron'a bakmak. Barron utangaç ve ketum. Yıllar boyunca ona iyi annelik yaptı. Melania, Barron'ın geleceği üzerinde karar sahibi olmayı sürdürecek. Onu dünyalara değişmez. Onunla gurur duyuyor ve Barron'la geleceği hakkındaki asli karar verici de Melania.

Melania oğlunu babasına benzetiyor:

O çok iradeli, çok özel, çok zeki bir çocuk. Bağımsız ve dik kafalı, tam olarak ne istediğini biliyor. Bazen ona küçük Donald diyorum. Görünüş olarak ikimizin karışımı ama kişiliği nedeniyle ona küçük Donald diyorum.

Donald Trump, zeka konusunda eşine katılsa da seçime haftalar kala verdiği bir röportajda küçük oğlunun aşk hayatını gözler önüne sererek onu utandırmış olabilir:

O çok akıllı, çok iyi bir öğrenci. Çok da iyi bir adam. Ancak henüz bir kız arkadaşı oldu mu, sanmıyorum. Yalnız kalmayı dert etmeyen ama insanlarla da geçinebilen biri.

Barron Trump artık New York'taki Trump Tower'daki eve geri döndü. Melania buna oğlunun karar verdiğini söylüyor. NYU'daki kütüphanenin dışında Gizli Servis ajanlarıyla birlikte görülen Barron bundan sonra spot ışıklarından kaçacak mı, zaman gösterecek.

Kaynaklar: Daily Mail, Hello, Huffington Post, Newsweek, People, Politico, Sky News, Snopes, USA Today, Wall Street Journal