Donald Trump'tan tuhaf Kanada paylaşımı

Paylaşımın, müstakbel başkanın geçen hafta Kanada Başbakanı Justin Trudeau'ya yaptığı bir şakaya biraz kafa karıştırıcı bir gönderme olduğu anlaşılıyor.

(Truth Social/@realDonaldTrump)
(Truth Social/@realDonaldTrump)
TT

Donald Trump'tan tuhaf Kanada paylaşımı

(Truth Social/@realDonaldTrump)
(Truth Social/@realDonaldTrump)

Donald Trump, Kanada'yı fethetmek mi istiyor? 

Müstakbel başkan, Kanada'nın ABD'nin 51. eyaleti olmasını önerdikten birkaç gün sonra bir dağın tepesinde kendisinin ve Kanada bayrağının yer aldığı şaşırtıcı bir görsel paylaştı

Trump yapay zeka üretimi görsele "Ah Kanada" başlığını attı.

Yalnızca bir sorun vardı: Arka planda Matterhorn'u andıran bir zirvenin görüldüğü sıradağ, İsviçre Alpleri gibi görünüyordu.

Trump'ın bu görselle tam olarak neye gönderme yaptığı belli değil ama aklında kuzey komşusunun olduğu açık.

Geçen hafta Kanada Başbakanı Justin Trudeau'yla Mar-a-Lago'daki konutunda yemek yiyen müstakbel başkanın, Kanada'nın bir dizi kapsamlı ticaret tarifesinden kaçınmak istiyorsa ABD'ye katılmayı düşünmesi gerektiği yönünde şaka yaptığı bildirilmişti.

dffef
Kanada Başbakanı Justin Trudeau'ya geçen hafta yaptığı şakaya atıfta bulunan Donald Trump, kendisini İsviçre dağları gibi görünen bir yerde Kanada bayrağıyla gösteren tuhaf bir görsel paylaştı (@realDonaldTrump)

Fox News'a konuşan kaynaklara göre, Trudeau ve toplantıdaki diğer katılımcılar bu espriyi zoraki kahkahalarla karşıladı. Trump'ın Kanada liderine başbakanın validen daha iyi bir unvan olduğunu söyleyerek espriyi sürdürdüğü söyleniyor.

Kaynaklar, masadaki bir başka kişinin 51. eyaletin çok liberal bir eyalet olacağını söylemesinin daha fazla kahkahaya yol açtığını ve Trump'ın Kanada'nın muhafazakar ve liberal olmak üzere iki eyalete bölünmesini önerdiğini de sözlerine ekledi.

Ancak Trump'ın en ateşli destekçilerinden bazıları bu şakayı sürdürmeye devam etti.

ynjku
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, cuma günü Donald Trump'la Mar-a-Lago'da akşam yemeği için bir araya geldi ve dış politikanın diğer alanlarının yanı sıra gümrük tarifelerini konuştu (Justin Trudeau/X)

Fox'un The Five programında konuşan sunucu Jesse Watters, Kanada'yı eyalet yapmak için "pek çok neden" olduğunu söyledi.

"Sanırım dünyanın en büyük üçüncü petrol rezervlerine sahip, bu da bizi bir enerji devi yapıyor... Bu çok basit" dedi ve ekledi:

Kanada'nın bunu kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum ama belki fikirlerini değiştirmenin yolları vardır.

Her ne kadar bu paylaşım şaka amaçlı olsa da Florida'daki görüşmeden önce Trudeau, Trump'ın gümrük vergisi planlarının boş tehditlerden ibaret olmayacağına dair endişelerini dile getirmişti.

Muhabirlere, "Donald Trump bu tür açıklamalar yaptığında bunları hayata geçirmeyi planlıyor. Bunda hiçbir şüphe yok" demişti.

Independent Türkçe



Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
TT

Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)

Siyasi ve askerî açıdan hassas bir dönemde, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamasına rağmen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Washington'a diplomatik bir zeytin dalı uzatmayı tercih etmesi, bu açıklamaları bir tür ‘aşırı yumuşaklık’ olarak gören muhafazakâr hareketin öfkesine yol açtı. Ancak Pezeşkiyan'ın destekçileri, medya söyleminin İran'ın içini hedef almadığını, daha ziyade dış dünya ile bir anlayış penceresi açmaya çalıştığını vurguluyor.

İran ekonomisini boğan yaptırımların kaldırılması için Batı ile diyaloğu yeniden canlandırma sözü veren Mesud Pezeşkiyan, Donald Trump'a yakın ABD’li muhafazakâr yayıncı Tucker Carlson'a bir röportaj verdi.

Pezeşkiyan dün yayınlanan röportajda, ABD'nin İran'a karşı savaşında İsrail'i desteklemek için haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarına rağmen Washington'la görüşmelere yeniden başlamanın ‘sorun olmadığını’ söyledi.

Muhafazakâr Milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, X platformunda Pezeşkiyan'a yüklenerek şunları söyledi: “Amerikalı gazeteciye verdiğiniz zayıf cevaplar ulusal birliğe aykırı ve utanç vericiydi. Görünen o ki ABD ile daha önce yaptığınız mantıksız ve dürüst olmayan müzakerelerden henüz ders almamışsınız ve yeniden kandırılmak istiyorsunuz.”

Sabiti, cumhurbaşkanını parlamentoyla karşı karşıya gelmekle tehdit ederek, “Hükümetin dış politikaya yaklaşımı değişmezse, parlamentonun hükümete karşı tutumu değişecektir” dedi.

Pezeşkiyan'a yakın olan gazeteci Ali Asgar Şefiiyan, Sabiti'ye cevaben, “Bu röportajın hedef kitlesi siz değildiniz” dedi. Bu eleştiriler, İran'a yönelik son saldırılar sırasında Azerbaycan'ın topraklarından İsrail insansız hava araçlarının (İHA) kalkışına izin verdiği yönündeki suçlamaları görmezden gelerek geçtiğimiz cuma günü Bakü'ye yaptığı ziyaretin ardından ‘siyasi beceriksizlik’ gerekçesiyle İran Cumhurbaşkanı'na yönelik güvensizlik oylaması çağrılarının yapıldığı bir dönemde geldi.

Batı'ya düşmanlığı ve nükleer programla ilgili müzakerelere karşıtlığıyla bilinen İran gazetesi Kayhan, “Diplomasiye bomba yağdıranlarla tekrar koşulsuz olarak aynı masaya oturmak adil mi?” diye sordu.

Nisan ayından bu yana İran'la nükleer programı konusunda görüşmeler yürüten ABD, 22 Haziran'da Tahran'ın güneyindeki Fordo'da bulunan yeraltı uranyum zenginleştirme tesisini ve İsfahan ile Natanz'daki iki nükleer tesisi bombaladı. Bu tesislerdeki hasarın gerçek boyutu henüz bilinmiyor.

Genel yayın yönetmeni ülkede son sözü söyleyen İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından atanan Kayhan gazetesinde şu ifade yer aldı: “Elleri tamamen halkımızın kanıyla lekelenmiş bir düşman karşısında sertlikten başka bir çözüm var mı?”

Kayhan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, “Bu röportajda söylenenler rejimin pozisyonlarıyla uyumlu değil” dedi.

Pezeşkiyan'ın “ABD müzakere masasını havaya uçuruyor” ifadesini kullanmasına atıfta bulunan Şeriatmedari, Tahran'ın müzakere yoluna devam etmeye açık olduğunu vurguladı. Şeriatmedari, “Eğer masa havaya uçurulduysa, masaya yeniden dönmek ABD'nin işlediği suçun inkârından ve aldatma tuzağının yeni bir kabulünden başka bir anlama gelir mi?” diye sordu.

Şeriatmedari şöyle devam etti: “ABD, nükleer tesislerimizi hedef aldığını resmen kabul etmedi mi? İsfahan, Natanz ve Fordo tesislerini yok etmek için onlarca bomba atmadı mı? Trump'ın kendisi bile bununla övündü! ABD'yi temize çıkarma konusundaki bu tuhaf ısrarınız neden? Sanki onunla müzakerelere dönebilmek için sakinleşmesini bekliyormuşsunuz gibi… İsrail'i Washington'a şikâyet etmeye ve neden olduğu krizden yakınmaya mı gidiyorsunuz?”

Gazete ayrıca, İran Cumhurbaşkanı'na danışman ekibini değiştirmesi çağrısında bulundu: “Danışmanlarınızı gözden geçirin ve onlara ABD ile müzakerelerin ihanet değilse bile siyasi ahmaklık olduğunu açıkça söyleyin. Hem kendi iyiliğiniz hem de ülkenin iyiliği için çevrenizi bunlardan arındırın.”

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) yakın Cevan gazetesi, ‘yumuşak ve nazik’ sözleri kınayarak, “Amerikalı bir yayıncıyla diyaloğun gerçek anlamı, halkın hoşnutsuzluğunu ve ABD'ye olan tam güvensizliğini dile getiren sözlerde ortaya çıkar” dedi.

İran'da reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesi ise Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ‘olumlu gidişatını’ övdü. Gazete şöyle yazdı: “Bu röportaj uzun zaman önce yapılmalıydı. İranlı yetkililer ne yazık ki uzun zamandır Amerikan ve uluslararası medya sahnesinde yoklar.”

İranlı yetkililer tarafından açıklanan yeni bilançoya göre İran ve İsrail arasında 12 gün süren savaşta bin 60 kişi hayatını kaybetti. ABD, İran'ın nükleer programındaki kilit tesislere düzenlediği saldırılarla savaşa katıldı.