Kedi Adası'nda kriz: "En kötü senaryoyu önlemeye çalışıyoruz"https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5095935-kedi-adas%C4%B1nda-kriz-en-k%C3%B6t%C3%BC-senaryoyu-%C3%B6nlemeye-%C3%A7al%C4%B1%C5%9F%C4%B1yoruz
Kedi Adası'nda kriz: "En kötü senaryoyu önlemeye çalışıyoruz"
Kedileriyle ünlü Aoşima, turistlerin uğrak noktalarından (Reuters)
Japonya'da "kedi adası" diye de bilinen Aoşima, ülkedeki demografik krizden olumsuz etkilendi.
Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Guardian, insandan daha fazla kedinin yaşadığı adayı ziyaret etti.
Ada sakinlerinden Naoko Kamimoto, önceden adada 200'e yakın kedi olduğunu fakat bu sayının 80 civarına indiğini söylüyor. Kedilerin hepsi 7 yaşın üzerinde, üçte biri de körlük ve solunum yolu hastalıklarından muzdarip.
Kedi nüfusundaki azalma, ülke genelini etkileyen bir demografik krizle de ilgili. II. Dünya Savaşı sonrası dönemde Aoşima'da yaklaşık 900 kişi yaşıyordu.
Ancak sardalya balıkçılığının tükenmesi ve büyük şehirlerdeki iş imkanları nedeniyle ada nüfusu 10 yıl önce 80'e geriledi, 2017'de de sayı 13'e düştü.. Bugünse Aoşima'da sadece 4 kişi yaşıyor.
"Kedi annesi" lakaplı Kamimoto, tüm hayvanlara günde iki kez mama verdiğini ve gerekli durumlarda ilaç kullandığını söylüyor:
Bir kedi kaybolduğunda hemen anlarım. Yaklaşık bir hafta boyunca ortaya çıkmazlarsa ölmeye gittiklerini varsayıyoruz, cesetlerini bulmaya çalışıyoruz.
74 yaşındaki ada sakini, Aoşima'nın geleceğiyle ilgili önlemler alınmasının önemine dikkat çekerek şöyle devam ediyor:
Bir zaman gelecek, burada ne insan ne de kedi kalacak. Tek yapabileceğimiz, burada olduğumuz sürece onlara iyi bakmak.
2018'de yetkililer, adadaki kedilerin kısırlaştırılması için kapsamlı bir çalışma başlatmıştı. Sivil toplum kuruluşu Aoşima Kedileri Koruma Topluluğu'ndan Kiçi Takino, bu program başladığından beri adada yeni kedi doğmadığını belirtiyor:
"En kötü senaryoyu önlemeye çalışıyoruz" diyen hayvan hakları savunucusu şunları ekliyor:
İnsan sayısı azalmaya devam ederken kedi nüfusunun artmasına izin verilseydi, adadaki durum sonunda dayanılmaz hale gelirdi. Bu gerçekten üzücü ama insanlar, kedilerden önce yok olacak. Adanın neredeyse 400 yıllık bir geçmişi var ama buradakilerin soyu tükenecek. Yapabileceğimiz en iyi şey, sonuna kadar kedilere göz kulak olmak.
Aoşima'da kedi nüfusu azalıyor (Reuters)
Japonya'da son dönemde ciddi bir nüfus krizi yaşanıyor. İçişleri ve İletişim Bakanlığı'nın nisanda yayımladığı verilere göre, ülkenin nüfusu son 13 yıldır düşüşte.
65 yaş üstü nüfus 36 milyon 227 bine, 75 yaş üstü nüfus 20,08 milyona yükselirken, 0-14 yaş nüfussa 14 milyon 173 bine geriledi. Toplam nüfus 124 milyon 352 bin.
Buna ek olarak Japonya'daki birçok genç, büyük şehirlerdeki yaşam maliyeti, iyi iş bulamama ve kadınların çocuk sahibi olduktan sonra tam zamanlı işe dönmesini zorlaştıran çalışma kültürü nedeniyle aile kurmaya isteksiz yaklaşıyor.
Ulusal Nüfus ve Sosyal Güvenlik Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre 2023'te evlilik sayısı 1930'lardan bu yana ilk kez 500 binin altına düştü.
İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısına yanıt olarak Husilere karşı geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirdihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5139848-i%CC%87srail-ben-gurion-havaalan%C4%B1-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1na-yan%C4%B1t-olarak-husilere-kar%C5%9F%C4%B1-geni%C5%9F-%C3%A7apl%C4%B1-bir
İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısına yanıt olarak Husilere karşı geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirdi
İsrail, Husiler tarafından pazar günü Ben Gurion Havaalanı yakınlarına isabet eden füzeli saldırıya beklenen yanıtını, pazartesi akşamı Yemen'in Kızıldeniz kıyısındaki Hudeyde Limanı’na ve bir çimento fabrikasına ağır saldırılar gerçekleştirerek verdi. Böylece Tel Aviv, 20 Temmuz 2023'ten bu yana İran destekli Husilere karşı altıncı misillemesini gerçekleştirdi.
ABD, mart ayı ortalarından bu yana Husileri uluslararası deniz taşımacılığını tehdit etmeyi ve İsrail'e saldırmayı bırakmaya zorlamak için saldırılar düzenlerken, İsrail tarafından yapılan saldırıların verdiği zararın boyutları hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.
İsrail ordusuna bağlı haber ajanslarının aktardığına göre saldırılar, İsrail’e yönelik karadan karaya füzeler ve dronelar kullanılarak gerçekleştirilen saldırılara yanıt olarak Hudeyde Limanı ve çevresini hedef aldı.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Hudeyde Limanı’nda hedef alınan noktaların Husiler için merkezi bir gelir kaynağı oluşturduğu, çünkü Hudeyde Limanı’nın İran savaş araçları, askeri teçhizat ve ek askeri ihtiyaçların transferi için kullanıldığı öne sürüldü.
İsrail ordusunun Arapça sözcüsü olan Avichay Adraee yaptığı açıklamada, saldırıların Hudeyde'nin doğusundaki Husilere ait bir çimento fabrikasının hedef aldığını, çünkü fabrikanın Husiler için gelir kaynağı olduğunu söyledi. Adraee açıklamasında, İsrail ordusunun ‘İsrail vatandaşlarına ve sakinlerine yönelik her tehdide karşı ve gereken her mesafede güçlü bir şekilde hareket etmeye devam etmeye kararlı olduğunu’ vurguladı.
Husiler, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere destek için İsrail ve ABD güçlerini hedef aldıklarını iddia ederken Yemen hükümeti, Husilerin İran'ın bölgedeki gündemini uyguladığını ve Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğündeki Yemen barış sürecinden kaçtığını söylüyor.
Husiler, pazar günü İsrail'in ilk kez önleyemediği bir balistik füze saldırısında bulundu. Füzenin Ben Gurion Havaalanı yakınlarında infilak etmesi sonucunda büyük bir oyuk oluştu. Bu durum, Husilerin sahip olduğu silahların yarattığı tehdidi arttırarak, Tel Aviv'i daha önce Yemen’e karşı gerçekleştirdiği beş saldırısında olduğu gibi bir misilleme tehdidinde bulunmaya itti.
Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Hudeyde Limanı ve Husilere ait Bacil Çimento Fabrikası’na olanların terörist Husilerin Yemen'e ve Yemenlilere getirdiği çok sayıdaki felakete eklenen yeni bir trajedi’ olduğunu söyledi. İryani, tüm bunların ‘Husilerin Kızıldeniz'de ve ötesinde gerçekleştirdiği, uluslararası seyrüseferi hedef alan, bölgesel ve küresel çıkarları tehdit eden askeri ve düşmanca maceralardan ayrı tutulamayacağını’ vurguladı.
İsrail'in Yemen'in Hudeyde Limanı’ndaki yakıt depolarını hedef alan saldırıları büyük bir yangına yol açtı (AFP)
İryani, şöyle devam etti:
“Husiler, 2014 yılındaki talihsiz darbeden bu yana İran rejiminin elinde ucuz bir araç olmayı tercih etmiş, kontrolü altındaki bölgeleri İran'ın füze platformları olarak kullanarak Yemen'in, halkının ve ulusal güvenliğinin çıkarlarını hiçe saymıştır.”
İran'ın bölgesel savaşlarını Yemen topraklarından yönettiğinin, Husileri kullanarak kendi altyapısını zarara uğramaktan koruduğunun, Husilerin ise Tahran'ı memnun etmek için Yemen'in elinde kalan tüm imkânları feda etmekten çekinmediğinin açık hale geldiğini vurgulayan İryani, “Belki de İran Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Ben Gurion Havaalanı'nı hedef alan füze saldırısında İran’ın parmağı olduğunu inkâr etme girişimleri bu stratejinin bir parçasıdır. Bu girişim, silahın İran'a ait olduğu, bu sistemleri yöneten uzmanların İranlı olduğu ve siyasi kararın Tahran'dan geldiği gerçeğine dayanmayan sahte bir iddiadır” ifadelerini kullandı.
İryani, mevcut gerilim, bunun tüm sonuçları, kan dökülmesi, halkın açlığa mahkûm edilmesi, ekonominin zarar görmesi ve toplumun mezhepçiliğe sürüklenmesinin yanı sıra nefret ve ayrımcılığa dayalı bir dış gündem lehine Yemenli kimliğini yok etme girişimleri de dahil olmak üzere devlet kurumlarını ele geçirmesinden bu yana tüm yaşananlardan Husileri sorumlu tuttu.
Yemenli bakan, şöyle devam etti:
“Husiler, Yemen'i Arap ve uluslararası çevresinden izole etmeye çalışmış, ülkeyi Yemenlilerin hiçbir ilgisi olmayan çatışmalara sürüklemiş, nefret ve yıkıma dayalı aşırılıkçı hanedan projesini örtbas etmek için Kudüs ve direniş gibi sahte sloganlar kullanmıştır.”
Hudeyde'de yaşananların, ‘terörist oluşum’ diye tanımladığı Husiler yok edilmeden, devlet yeniden tesis edilmeden, Yemen yeniden Arap ülkeleri arasındaki yerine, barışa ve istikrara giden yoluna geri dönmeden Yemen'i kurtarmanın bir yolu olmadığını bir kez daha gösterdiğini vurgulayan İryani, “Bu aynı zamanda Yemen topraklarının, limanlarının ve hayati öneme sahip tesislerinin bir kısmının Husilerin kontrolüne bırakılmasının sadece Yemen'i tehdit etmekle kalmayıp aynı zamanda tüm bölgenin güvenliğini daha fazla kaosa ve gerilime sürüklediğini de kanıtlıyor” dedi.
Öte yandan Hudeyde Valiliği Birinci Müsteşarı Velid el-Kadimi, İsrail'in dün akşam düzenlediği saldırılarda Hudeyde Limanı’nın iskelesinin hedef alındığını ve tamamen tahrip edildiğini, operasyonda Bacil çimento fabrikası ve elektrik santrallerinin de yıkıldığını doğruladı.
Kadimi, Şarku’l Avsat’a yaptığı özel açıklamada, Yemen'in altyapısının tahrip edilmesinden tamamen Husileri sorumlu tuttu.
Kadimi, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Hudeyde Limanı’nın iskelesinin tamamı İsrail uçakları tarafından hedef alınmış ve imha edilmiştir. Bu da tüm altyapının yok edildiği anlamına geliyor. Altyapının tahrip edilmesinden tamamen terörist Husileri sorumlu tutuyoruz. Zira Kızıldeniz’de İsrail hedefleri olarak adlandırdıkları, ABD’ye ve İsrail'e Yemen'in altyapısını tahrip etmeleri için bir davet niteliği taşıyan gemileri vurmaya devam ediyorlar.”
Yemen’in ikinci büyük limanı olan ve ülkenin gıda ihtiyacının yaklaşık yüzde 80'inin giriş yaptığı Hudeyde Limanı’nın hizmet dışı bırakılmasının Yemen halkı üzerinde olumsuz bir etki yaratacağı uyarısında bulunan Kadimi, “Yemen halkına yönelik insani yardım ve tüm ihtiyaçlar Hudeyde Limanı üzerinden giriş yaptığı için bu durum, Yemen halkı üzerinde olumsuz bir etki yaratacak. Hudeyde Limanı Yemen'in ikinci büyük limanı ve Yemen'in ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 80'ini buradan karşılanıyor. Bugün limandaki iskelenin yıkılması ve ticari gemilerin limana ulaşmasının engellenmesi, tüm Yemen halkı için bir felaket iken, Husiler bunu umursamamakta ve sadece kendi çıkarlarını elde etmeyi düşünmektedir” şeklinde konuştu.
Saldırılarda Bacil çimento fabrikası ile inşa edilen, ancak henüz faaliyete geçmeyen yeni fabrikaya ait jeneratörlerin de zarar gördüğünü belirten Kadimi, açıklamada bulunduğu saatlerde henüz herhangi bir can kaybından haberinin kendilerine ulaşmadığını, ancak özellikle çimento fabrikasında ölenlerin olabileceğini söyledi.
Hudeyde Limanı’nın onarım maliyetinin çok yüksek olacağını ve yeniden inşası için dev şirketlere ihtiyaç duyulacağını ifade eden Kadimi, “Tüm Yemen topraklarının özgürleştirilmesi çağrısında bulunduk. Zira Husiler sadece Yemen'i hedef almakla kalmayıp genel olarak bölgenin güvenliğini yok etmeye ve istikrarsızlaştırmaya çalıştığı için yok edilmesi gereken habis bir kanser haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.