Trump ile ilişkiler için zemini hazırlamak

Gelecek dönem başkanının ilk döneminden memnun olmayan pek çok isim ona kur yapma yöneldi

ABD Başkanı seçilen Donald Trump televizyonlara açıklamalar yaptığı sırada (AFP)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump televizyonlara açıklamalar yaptığı sırada (AFP)
TT

Trump ile ilişkiler için zemini hazırlamak

ABD Başkanı seçilen Donald Trump televizyonlara açıklamalar yaptığı sırada (AFP)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump televizyonlara açıklamalar yaptığı sırada (AFP)

Nebil Fehmi

Donald Trump'ın Kamala Harris'e karşı başkanlık yarışını kazanmasıyla birlikte, bir sonraki ABD yönetimi Demokrat Parti yerine farklı kişiliklere ve yeni yönelimlere sahip Cumhuriyetçi kişilerden oluşacak. İç siyasi arenadaki aktivistler, çıkarlarını güvence altına almak, emellerine ulaşmak ya da Beyaz Saray'ın yeni patronunun kendisine karşı çıkanlara vereceği tepkilerin sonuçlarından kaçınmak için gelecek olana hazırlanmakta acele ediyorlar.

Geçtiğimiz haftaları takip ederken, başkan oğul George W. Bush'un Bill Clinton'dan başkanlığı devralmasından önceki haftaları, ikimiz de Washington büyükelçisi iken ben, Prens Bender bin Sultan ve merhum Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat’ı bir araya getiren sohbetleri hatırladım. O dönemde Demokrat yönetim, Arafat'ı, Filistin-İsrail anlaşmazlığının çözümüne yönelik “Clinton Çerçevesi” olarak adlandırılan çerçeveyi kabul etmeye ikna etmeye çalışıyordu. Clinton Grubu'nun bazı uygulamalarına ilişkin çekincelerime ve bu aşamada amaçlarının siyasi miraslarını korumak olduğuna dair kesin inancıma rağmen, Filistin Devlet Başkanı'na tavsiyem şuydu; seçilmiş herhangi bir başkan zorluklarla dolu bir meseleye dalmakta acele etmeyecektir, bu nedenle, Filistinlilerin bazı hedefleri yerine getirilirse, tekliflerini koşullu olarak olumlu bir şekilde ele alabilir ve yeni başkan ile birlikte geliştirmek üzere bazı notlar kaydedebilirsiniz.

Artık yeni bir geçiş aşamasının eşiğindeyiz ve bunun Trump'ın eski döneminin değiştirilmiş, daha sert ve çatışmacı bir versiyonu olacağına inanıyorum. Kendisi ve ekibi, daha önce yaptıkları en büyük hatanın, bazı politikaları kökünden söküp atmak veya ortadan kaldırmak yerine uzlaşmacı çözümler aramayı abartmak olduğunu düşünüyor. Bu eğilim, yeni yönetimdeki pozisyonları doldurmak üzere tartışmalı ancak Trump’a çok sadık isimlerin aday gösterilmesi şeklinde de yansıdı. Trump daha önce kendisine düşman olanlardan hesap soracağını defalarca vurguladı; bu da Federal Soruşturma Bürosu başkanı gibi önemli isimlerin görevinden istifa etmesine ve pek çok kişinin gelecek olana hazırlanmasına yol açtı.

Trump çeşitli açıklamalarla uluslararası arenayı da bir sonraki dönemine hazırlamaya yönelik adımlar attı. Danimarka'yı endişelendiren ve savunma rezervlerini artırmasına neden olan Grönland topraklarına yönelik hak iddiası da buna dahil. Buna bir de geçiş ücretlerinin düşürülmemesi halinde Panama Kanalı'nı geri alma talebi eklendi. Cumhuriyetçi milyarder ayrıca çeşitli sebep ve düşüncelerle Meksika, Kanada, Çin ve BRICS üyesi ülkelere vergi ve gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulundu. Ama ynı zamanda, ülkesinin birinci rakibi Pekin olmasına rağmen Çin Devlet Başkanını yemin törenine davet etti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Trump'ı şiddetli bir yangından sonra restore edilen Notre Dame Katedrali'nin açılışına davet etmesiyle, gelecek olana hazırlık meselesi net bir şekilde ve uluslararası aciliyetle genişledi. Rus hükümeti Trump'ı seçildiği için tebrik etmekte acele etmezken, Başkan Vladimir Putin önce davranarak Soçi'deki Valday Konferansı sırasında alenen tebriklerini sundu. Trump’ın Amerikan desteğinin hiçbir zaman devam etmeyeceği tehdidinde bulunduğunu kesin olarak bilmelerine rağmen Ukraynalı liderler de çeşitli vesilelerle Trump'a yaklaşmaya çalıştılar. Görev süresi sona eren Başkan Joe Biden yönetimiyse, önce davranarak Kiev'e yeni silahlar temin etti ve Amerikan füzelerinin Rus topraklarına karşı kullanımını onayladı. Ukrayna da Rus askeri liderlere yönelik saldırılarını artırdı.

Buna ek olarak, Trump'ın ilk döneminden memnun olmayan pek çok isim, Avrupa sağının, özellikle de İtalya'nın Trump'a yakın en önemli taraflar haline geleceğine dair giderek artan işaretler ile ona kur yapmaya yöneldi.

Ortadoğu, zemini hazırlamaya yönelik kayda değer bir faaliyete sahne oluyor. Türkiye'ye yakın olan Heyet Tahrir el-Şam'ın, Trump'ın zaferinden sonra ve görevi teslim almasından önce Suriye'de Beşşar Esed rejimini devirmek için harekete geçmesi basit bir tesadüf değil. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk döneminden itibaren Trump'la iyi ilişkiler içinde olduğunu unutmamalıyız. Trump'ın Suriye'deki olaylara ilişkin ilk yorumu ABD'nin müdahaleden kaçınması gerektiği ve Ortadoğu'nun anahtarlarının Türkiye'de olduğu yönünde oldu.

İsrail'in de zemin hazırlamakta aktif olduğu dikkat çekiyor çünkü Trump'ın İbrahim Anlaşmasını geliştirmeyi arzu ettiğini çok iyi biliyor. Filistinlilerin kendilerine toprağın yalnızca yüzde 30'unu verdiği için reddettikleri Yüzyılın Anlaşmasını da yeniden canlandırmaya çalışabilir. Bilindiği üzere Binyamin Netanyahu bu anlaşma kapsamında bir Filistin devletini onaylama vaadini yerine getirmedi. Netanyahu'nun güçleri Batı Şeria'da genişliyor, hükümeti ateşkes anlaşmasına varılmasını, Gazze'de esir ve rehine değişimini engelliyor. Suriye ile 1974 tarihli “Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması”nı ihlal ederek daha fazla toprak işgal etme konusunda acele ediyor. İran'a karşı gerilimi tırmandırıyor, taviz vermeden ve tereddüt etmeden güç kullanımını Ortadoğu'ya yayıyor. Bütün bunları gelecekte Trump ile yapılacak görüşmelerde onu ayrıntılara boğarak, sunulacak çeşitli müzakere kartlarını güvence altına almak için yapıyor. Ayrıca ilk dönemindeki başarılarını geliştirmek için Trump’ın sınırlı da olsa bir Filistin devletini kabul etme yönündeki baskısından kaçınma umuduyla iş birlikçi bir müttefik gibi görünmek istiyor.

Öte yandan Dini Lider Ali Hamaney’in etkili açıklamalarına ve mevcut İran Dışişleri Bakanı'nın eski Suriye cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in Astana Platformu ile iş birliği yapmadığına dair eleştirilerine rağmen, İran'ın, İsrail'in İran komuta ve hava savunma merkezlerine yönelik saldırılarına yanıt konusuna son derece temkinli ve dikkatli politikalarla yaklaştığını görüyoruz. Eski İran dışişleri bakanı ve yeni Cumhurbaşkanının Danışmanı Muhammed Cevad Zarif’se, İran’ın yönelimleri hakkında bazı geleneksel pozisyonları kaydettiği iki makale yayınladı. Bu da, uluslararası toplumla iletişim kurma arzusunu yansıtıyor ve bunların hepsi, İran'ın, Trump'ın ilk döneminde benimsediği azami baskı politikalarından kaçınmak veya bunları sınırlamak istediğinin göstergeleri.

Dikkat çeken husus, Trump'ın Türkiye ve İsrail'deki dostlarının, Trump gelmeden önce nüfuzlarını genişletmeye çalışmakta acele etmeleridir. Amaçları da güç kullanmada aşırıya kaçıp, Amerikan desteği talep etmeleri halinde, Trump’ın herhangi bir baskısından kaçınmak için pozisyonlarını ve taleplerini pekiştirmektir. İran gibi sevilmeyen taraflarsa felaketten kaçınmak için temkinli davranıyor. Birçoğunun Trump veya yardımcılarıyla resmi veya gayri resmi temasları bulunuyor. Örneğin İran'ın, ABD'nin gelecek dönem başkanına yakın milyarder Elon Musk ile temasa geçtiği bildirildi. İsrail ayrıca Başbakan Netanyahu'nun Trump ile birçok doğrudan temasta bulunduğunu duyurdu; hem de kabul görmüş diplomatik gelenekler, kendisi ve yönetimi resmi olarak göreve gelene kadar bu önemli temasların ertelenmesini gerektirdiği halde.

Herkes geleceği planlıyor ve biz de gelecek olana hazırlanmalıyız. Ortadoğu'da bunun adımlarından ilki, özellikle son yıllarda, zeminin hazırlanması aşamasında yapılanlar da dahil olmak üzere, çekincelerin tescil edilmesi ve her türlü ihlalin reddedilmesidir. Ayrıca, ihlalcilerden gelmesi beklenen önerilere, ulusal güvenliğin ve bölgesel istikrarın gerekliliklerini öne çıkararak ve genel olarak tüm bunların olumlu getirilerini açıklayarak karşı argümanlar hazırlamalıyız. Keza bir yandan iç ve dış politikamızı geliştirirken, bir yandan da Trump yönetiminin Amerikan çıkarları için  meşru pozisyonlar almamasının maliyetine de hazırlanmalıyız.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Indpendent Arabia’dan çevrilmiştir.



Trump, Kolombiya Devlet Başkanı'na saldırarak onu "uyuşturucu baronu" olarak nitelendirdi

Kolombiya Devlet Başkanı Rodrigo Duterte, 17 Ekim'de Bogota'da düzenlenen ulusal bir etkinlikte konuşuyor (EPA)
Kolombiya Devlet Başkanı Rodrigo Duterte, 17 Ekim'de Bogota'da düzenlenen ulusal bir etkinlikte konuşuyor (EPA)
TT

Trump, Kolombiya Devlet Başkanı'na saldırarak onu "uyuşturucu baronu" olarak nitelendirdi

Kolombiya Devlet Başkanı Rodrigo Duterte, 17 Ekim'de Bogota'da düzenlenen ulusal bir etkinlikte konuşuyor (EPA)
Kolombiya Devlet Başkanı Rodrigo Duterte, 17 Ekim'de Bogota'da düzenlenen ulusal bir etkinlikte konuşuyor (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Kolombiya'ya mali yardımı askıya aldı ve Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro'yu “uyuşturucu baronu” olarak nitelendirdi. Trump, sosyal medya platformu Truth Social'da şunları yazdı: “Bundan böyle, bu ödemeler veya başka herhangi bir ödeme ya da yardım” Kolombiya'ya yapılmayacak. Trump, Petro'yu ülkesinde “uyuşturucu üretimini şiddetle teşvik eden bir uyuşturucu baronu” olmakla suçladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Kolombiya, 2023 yılında 740 milyon doları aşan miktarla ABD'den en fazla mali yardım alan Latin Amerika ülkesidir. Bu fonun yarısı uyuşturucu ile mücadeleye, geri kalanı ise insani yardım ve gıda programlarına ayrılmıştır.

Bogotá, eylül ayına kadar Washington'un uyuşturucu ile mücadelede ortaklarından biriydi ve bu da ona önemli miktarda mali ödeme hakkı sağlıyordu. Ancak Beyaz Saray, “rekor” kokain üretimini gerekçe göstererek “ortak” statüsünü geri çekti.


İsrail, çeşitli senaryolara karşı Lübnan sınırında askeri tatbikat yapıyor

Lübnan’ın güneyinde Hizbullah'a karşı askeri operasyonlar düzenleyen İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Lübnan’ın güneyinde Hizbullah'a karşı askeri operasyonlar düzenleyen İsrail askerleri (İsrail ordusu)
TT

İsrail, çeşitli senaryolara karşı Lübnan sınırında askeri tatbikat yapıyor

Lübnan’ın güneyinde Hizbullah'a karşı askeri operasyonlar düzenleyen İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Lübnan’ın güneyinde Hizbullah'a karşı askeri operasyonlar düzenleyen İsrail askerleri (İsrail ordusu)

İsrail ordusu dün, ‘çeşitli senaryolara’ karşı Lübnan sınırında beş günlük bir askeri tatbikat yapılacağını duyurdu. Öte yandan Hizbullah, askeri kapasitesini yeniden kazandığını ve ‘her türlü olasılığa hazır’ olduğunu vurguladığı bir açıklamada bulundu.

İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, bölgenin korunması ve sahadaki acil tehditlere müdahale edilmesi dahil olmak üzere çeşitli senaryolarla başa çıkmak için çok kollu iş birliği yapılacağını açıkladı.

Bu gelişme, İsrail’in Lübnan'a yönelik saldırılarının devam ettiği, Hizbullah'ın silahlarını teslim etmeyi reddettiği yönündeki açıklamalarını sürdürdüğü ve askeri kapasitesini yeniden inşa ettiğini vurguladığı, öte yandan Tel Aviv'in Lübnan'ı müzakerelere ve normalleşmeye çekmeye çalıştığı bir dönemde yaşandı.

Hizbullah’ın parlamento bloğundan bir milletvekili dün yaptığı açıklamada “Bu Siyonist düşmanın halkımızı boyun eğdirmek ve irademizi kırmak istediği açık ve biz kesinlikle boyun eğmeye yerimiz yok” ifadelerini kullanırken Hizbullah’tan başka bir yetkili, direnişin kendini ve yeteneklerini yeniden inşa ettiğini, yenilgiye uğramadığını ve her türlü olasılığa hazır olduğunu ve tüm zorluklarla yüzleşmeye hazır olduğunu vurguladı.


Hamas'ın herhangi bir ihlalde bulunmadığını ifade eden Trump: Bazı isyancılar Gazze'deki ateşkesi ihlal etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonrası yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonrası yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Hamas'ın herhangi bir ihlalde bulunmadığını ifade eden Trump: Bazı isyancılar Gazze'deki ateşkesi ihlal etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonrası yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonrası yükselen dumanlar (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump dün İsrail'in Hamas'ı askerlerine saldırmakla suçlayarak Hamas hedeflerine onlarca hava saldırısı düzenlemesinin ardından yaptığı açıklamada İsrail ile Hamas arasındaki ateşkesin devam ettiğini söyledi. Başkanlık uçağı Air Force One'da gazetecilerin ateşkesin halen yürürlükte olup olmadığını sorması üzerine Trump, “Evet, yürürlükte” yanıtını verdi. Hamas liderliğinin herhangi bir ihlalde bulunmadığını belirten ABD Başkanı, “Hamas’ın içindeki bazı isyancıları” suçladı. Trump, “Ama her halükarda, bu durum uygun şekilde ele alınacak. Sert ama uygun bir şekilde ele alınacak” diye ekledi.

İsrail ordusu dün sabah Hamas'ın ateşkesi ‘ihlal etmesi’ sonrası Gazze'deki ateşkesi yeniden başlattığını açıkladı ve  bu açıklamayla Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıların sona erdiğini ima etti.

İsrail ordusu Hamas üyelerini Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ordunun mühendislik araçlarını hedef aldığını açıklamasının ardından Gazze Şeridi’ne hava saldırıları ve topçularla bombardımanlar düzenledi. Buna karşın Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Refah'ta herhangi bir olaydan haberi olmadığını açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün sabah yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ndeki Hamas hedeflerine karşı ‘güçlü bir şekilde harekete geçme’ talimatı aldığını söyledi. Katz, ateş açılması veya ateşkesin ihlali durumunda Hamas’ın ‘ağır bir bedel ödeyeceği’ uyarısında bulundu.

Katz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hamas, İsrail askerlerini korumaya ve onlara zarar gelmesini önlemeye kararlı olduğunu zor yoldan öğrenecek.”

İsrail Savunma Bakanı, “Hamas bu mesajı anlamazsa, tepkiler daha şiddetli hale gelecek” diye ekledi.

The Times of Israel gazetesinin dünkü haberine göre askeri bir kaynak dün sabah Refah'a düzenlenen saldırıdan bu yana 20'den fazla hedefin bombalandığını söyledi.

İsrailli üst düzey bir askeri yetkiliye göre İsrail ordusu Hamas'ı ‘İsrail askerlerine karşı çok sayıda saldırı düzenleyerek Gazze'deki ateşkesi ciddi şekilde ihlal etmekle’ suçlamıştı.

Bu olayların, İsrail güçlerinin Gazze'den çekilme hattını temsil eden ve ‘sarı hat’ olarak bilinen mutabık kalınan hattın dışında meydana geldiği bildirildi. İsrail ordusu, mevcut ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiği 10 Ekim'de bu hatta çekildi.