Kartalkaya'da otel yangını: 76 kişinin hayatını kaybetti, 9 kişi gözaltında

İtfaiye ekipleri, Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan otelde çıkan yangını söndürmek için çalışıyor (AP)
İtfaiye ekipleri, Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan otelde çıkan yangını söndürmek için çalışıyor (AP)
TT

Kartalkaya'da otel yangını: 76 kişinin hayatını kaybetti, 9 kişi gözaltında

İtfaiye ekipleri, Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan otelde çıkan yangını söndürmek için çalışıyor (AP)
İtfaiye ekipleri, Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan otelde çıkan yangını söndürmek için çalışıyor (AP)

Bolu’da Köroğlu Dağları’nın zirvesindeki Kartalkaya kayak merkezinde bulunan bir otelde çıkan yangında 76 kişi öldü, en az 51 kişi de yaralandı. Bakan Yerlikaya, yangının nedeninin henüz belirlenemediğini belirtirken dokuz kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya akşam saatlerinde yaptığı açıklamada yangında hayatını kaybedenlerin sayısının 76'ya yükseldiğini söyledi.

Yerlikaya, yangının çıktığı Grand Kartal Otelin önünden daha önce yaptığı açıklamada otelde 238 kayıtlı misafir bulunduğunu, ilk ihbarın saat 03.27’de alındığını belirtmişti.

Ali Yerlikaya hayatını kaybeden 76 kişiden 52'sinin kimliklerinin tespit edildiğini, bu kişilerden 45'inin cenazesinin de ailelerine teslim edildiğini kaydetti. Yerlikaya, kimlik tespit çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.

Yerlikaya, havanın kararması dolayısıyla Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na (AFAD) bağlı uzmanların çalışmalarına ara verdiğini ancak yarın otelde son kez tarama yapacaklarını söyledi.

9 kişi gözaltına alındı

İçişleri Bakanı Yerlikaya, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan adli soruşturma kapsamında olayla ilgili 9 kişinin gözaltına alındığını da ekledi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç daha önce yaptığı açıklamada, "6 Cumhuriyet savcımızın görevlendirildiği soruşturma kapsamında aralarında işletme sahibinin de bulunduğu 4 kişi gözaltına alınmıştır. Yangının çıkış sebebiyle ilgili alanında uzman 5 kişilik bilirkişi heyetinin incelemeleri devam etmekte olup, kusur tespiti için çalışmalar sürmektedir" demişti.

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da 51 yaralıdan birinin durumunun ağır olduğunu, 17’sinin ise taburcu edildiğini bildirdi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da 11 katlı otelin 2021 ve 2024 yıllarında tür ve sınıflandırma denetimlerinin yapıldığını, bu denetimler sırasında işyeri açma çalışma ruhsatları ve yangın yeterlilik ruhsatlarının talep edildiğini aktardı.

“Otelin itfaiye tarafından verilmiş yangın yeterlilik belgesi mevcut” diyen Ersoy, kontrol ve denetim konusunda şunları söyledi:

“Zaten bu yetki ve yeti de itfaiyede. Düzenli kontrolleri ve yeterlilikleri de itfaiye tarafından yapılması gerekiyor. Bugüne kadar da tarafımıza itfaiye tarafından bildirilmiş olumsuz bir durum yangın yeterliliğiyle ilgili bulunmamış.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, AK Parti Ankara il kongresinde bugün yaptığı konuşmayı yaşanan yangın dolayısıyla kısa keserek, sorumlulardan hesap sorulması için gereken her türlü adımın atılacağını söyledi.

Milli yas ilan edildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, X üzerinden yayınladığı başsağlığı mesajında, Kartalkaya'daki yangın nedeniyle 1 günlük milli yas ilan edildiğini duyurdu.

Yas kapsamında Çarşamba günü Türkiye'de ve dış temsilciliklerde bayrakların yarıya çekileceğini açıklayan Erdoğan, "Her ne surette olursa olsun böyle bir facianın yaşanmasına sebep olanlar, ihmali ve kusuru olanlar hukuk önünde bunun hesabını vereceklerdir" ifadesini kullandı.

"Gün siyaset yapma değil; dayanışma, bir ve beraber olma günüdür" diye belirten Erdoğan, "Siyaset, medya, yerel yöneticiler dâhil tüm aktörlerden vatandaşlarımızın acısına hürmet göstermelerini beklediğimizi ifade etmek istiyorum" dedi.



ABD ve Türkiye arasındaki LNG anlaşması, Rusya'yı nasıl etkileyecek?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

ABD ve Türkiye arasındaki LNG anlaşması, Rusya'yı nasıl etkileyecek?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD ve Türkiye arasında geçen ay imzalanan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ve nükleer enerji anlaşmasının yankıları sürüyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na (BMGK) katılmak için geçen ay ABD'ye gitmiş, Beyaz Saray'da Başkan Donald Trump'la bir araya gelmişti. 

İki ülke arasında imzalanan Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı kapsamında hem sivil nükleer enerji hem de LNG sektöründe ortak çalışılmasına karar verilmişti. BOTAŞ, 20 yıl boyunca toplamda yaklaşık 70 milyar metreküp doğalgaz eşdeğeri LNG almak için Mercuria ve Woodside Energy ile anlaşma yapmıştı. 

Reuters'ın analizinde, Türkiye'nin bu anlaşmayla doğalgaz üretimini artırıp ABD'den LNG ithal ederek 2028 sonuna kadar doğalgaz ihtiyacının yarısından fazlasını karşılayabileceği yazılıyor. 

Trump, 25 Eylül'deki açıklamasında Türkiye'nin Rusya'dan doğalgaz satın almasını istemediğini belirtmişti. Analizde, Ankara yönetiminin bunu göz önünde bulundurarak enerji tedarikini çeşitlendirmeyi amaçladığı yorumu yapılıyor. Böylelikle Türkiye'nin "enerji güvenliğini artırabileceği ve bölgesel bir doğalgaz merkezine dönüşme hedefinde ilerleyebileceği" belirtiliyor. 

Analizde, Türkiye'nin ithal ettiği LNG'yi ve kendi ürettiği doğalgazı Avrupa'ya yeniden ihraç edeceği, Rusya ve İran'dan aldığı doğalgazı da yurtiçinde kullanacağı savunuluyor. 

Diğer yandan Türkiye-ABD anlaşmasının, Rusya ve İran'ın Avrupa enerji piyasasındaki payını olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiliyor. Rusya, Türkiye'nin en büyük gaz tedarikçisi ancak pazar payı 20 yıl önce yüzde 60 iken, sözkonusu oran bu yılın ilk yarısında yüzde 37'ye geriledi. Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından Avrupa ülkelerinin çoğu doğalgaz ithalatını büyük ölçüde sınırladı veya durdurdu. 

Türkiye'nin Rusya'yla yaptığı Mavi Akım ve TürkAkım boru hatları üzerinden yıllık 22 milyar metreküp doğalgaz tedariki sağlayan sözleşmeler sona ermek üzere. İran'la yapılan 10 milyar metreküplük sözleşme 2026 ortasında sonlanacak, Azerbaycan'la yapılan toplamda 9,5 milyar metreküplük iki anlaşmanın biri 2030, diğeriyse 2033'te bitecek. 

Paris merkezli düşünce kuruluşu Akdeniz Enerji ve İklim Örgütü'nden Sohbet Karbuz, Türkiye'nin bu sözleşmelerin bir kısmını uzatabileceğini ancak tedarik çeşitliliğini artırmak için daha esnek şartlar ve daha küçük hacimlerde anlaşma yapmak isteyeceğini söylüyor. 

Analizde, Türkiye'nin Rusya'dan doğalgaz tedarikini azaltmaya yönelik adımlar atmak durumunda kalacağına da dikkat çekiliyor. Moskova merkezli Enerji ve Finans Enstitüsü'nden Aleksey Belogoryev "BOTAŞ'ın teorik olarak iki ila üç yıl içinde Moskova'dan ithalatı durdurabileceğini" savunuyor ve ekliyor: 

Bu bir ihtimal ancak böyle bir şey yapmayacaklar çünkü Rus gazı fiyat açısından rekabetçi ve BOTAŞ'ın diğer tedarikçilere baskı yapmak için kullanabileceği bir fazlalık yaratıyor.

Independent Türkçe, Reuters, Bloomberg


Trump, Ulusal Muhafızlar'ı bu kez de Şikago'ya yığdı

Ulusal Muhafızlar'ın protestolara müdahalesi ABD'de büyük tartışma yaratmıştı (AP)
Ulusal Muhafızlar'ın protestolara müdahalesi ABD'de büyük tartışma yaratmıştı (AP)
TT

Trump, Ulusal Muhafızlar'ı bu kez de Şikago'ya yığdı

Ulusal Muhafızlar'ın protestolara müdahalesi ABD'de büyük tartışma yaratmıştı (AP)
Ulusal Muhafızlar'ın protestolara müdahalesi ABD'de büyük tartışma yaratmıştı (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Demokratların kontrolündeki Illinois eyaletini yeniden hedef gösterdi. 

Trump, sosyal medya platformu Truth Social'dan yaptığı açıklamada, Şikago Belediye Başkanı Brandon Johnson ve Illinois Valisi JB Prtizker'ın, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) memurlarını koruyamadığı gerekçesiyle hapse atılması gerektiğini savundu. 

Johnson, ICE görevlilerinin şehre ait mülkleri kullanmasını yasaklayan bir talimat çıkarmıştı. Trump'ın paylaşımı da bunun ardından geldi. 

Trump yönetimi, yüzlerce kişinin Illinois'deki ICE tesisinin önünde toplanarak göçmenlik politikalarına karşı protesto düzenlemesinin ardından Teksas eyaletindeki Ulusal Muhafız birliklerini bölgeye gönderme kararı almıştı. 

Güvenlik güçlerinin Şikago'daki eyleme müdahalesinde en az 13 kişi gözaltına alınmıştı.

Illinois Başsavcısı Kwame Raoul, eyalet ve şehir adına Trump yönetimine karşı dava açmış ve sürecin durdurulmasını istemişti. Pazartesi günü verilen dava dilekçesinde, "ABD halkı, ordunun işgal tehdidi altında yaşamamalıdır" ifadesine yer verilmişti. Duruşmanın yarın görülmesi bekleniyor.

Associated Press'in aktardığına göre Ulusal Muhafız birlikleri, devam eden davaya ve Demokratlardan gelen itirazlara rağmen Şikago şehrinin girişinde hazır bekliyor. 

Ayrıca Savunma Bakanlığı'nın Teksas'takilere ek olarak Illinois Ulusal Muhafızları'ndan 300 askeri de hazır hale getirdiği aktarılıyor. 

Prtizker, Trump'ın eyaleti "işgal etmeyi" amaçladığını söyleyerek Beyaz Saray'ın şehre asker yığmasını eleştirdi.

Cumhuriyetçi lider, Oregon eyaletine de Ulusal Muhafızları göndereceğini söylemişti. Portland şehri ve eyaletten yetkililer, Trump'a karşı dava açmıştı. Bu duruşmanın da Illinois davası gibi yarın görülmesi bekleniyor.

Trump, göçmenlik politikalarına karşı düzenlenen protestoları kontrol altına alma gerekçesiyle haziranda Los Angeles'a Ulusal Muhafızları konuşlandırmıştı. Suçla mücadeleyi sağlama gerekçesiyle ağustosta da Washington DC'ye muhafız birliklerini göndermişti. 

Independent Türkçe, Reuters, The Hill, Associated Press


Gazze müzakereleri: Hamas, Yahya ve Muhammed Sinvar’ın naaşını istiyor

İsrail saldırılarının ardından Gazze Şeridi'nden yükselen dumanlar, 7 Ekim 2025 (Reuters)
İsrail saldırılarının ardından Gazze Şeridi'nden yükselen dumanlar, 7 Ekim 2025 (Reuters)
TT

Gazze müzakereleri: Hamas, Yahya ve Muhammed Sinvar’ın naaşını istiyor

İsrail saldırılarının ardından Gazze Şeridi'nden yükselen dumanlar, 7 Ekim 2025 (Reuters)
İsrail saldırılarının ardından Gazze Şeridi'nden yükselen dumanlar, 7 Ekim 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın sunduğu 20 maddelik plan kapsamında Gazze'de savaşın sonlandırılması için müzakereler devam ediyor. 

İsrail ve Hamas'tan heyetler arasındaki dolaylı müzakereler, Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde pazartesi günü başlamıştı. Trump, dünkü açıklamasında "Bir anlaşmaya çok yakınız. Bu, Ortadoğu'ya barış getirecek" demişti.

Ancak Wall Street Journal'ın aktardığına göre taraflar arasında temel konularda henüz uzlaşmaya varılamadı. Bunların başında İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesi süreci geliyor. 

Trump'ın önerisi kapsamında Hamas'ın ateşkes devreye girdikten sonra 72 saat içinde elindeki tüm rehineleri tek seferde salıvermesi isteniyor. Daha sonra da örgütün silah bırakması talep ediliyor. Bunun karşılığında İsrail de binden fazla Filistinli mahkumu serbest bırakacak ve Gazze'den kademeli olarak çekilecek.

Fakat Hamas, elindeki rehineleri serbest bıraktıktan sonra İsrail ordusunun saldırılarını sürdürmesinden endişeleniyor. Bu nedenle İsrail askerlerinin geri çekilmesine dair net bir takvim belirlenmesini talep ediyor.

Bunlara ek olarak İsrail'in, müebbet hapis cezasına çarptırılmış 250 Filistinli mahkumu serbest bırakması isteniyor. Bunlar arasında hapisteki El Fetih lideri Mervan Barguti de var. Ayrıca Hamas'ın, İsrail saldırılarında öldürülen örgütün eski liderleri Yahya Sinvar ve Muhammed Sinvar'ın naaşlarını talep ettiği aktarılıyor. 

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari de dünkü açıklamasında, İsrail'in yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak için "yazılı uluslararası garantiler" gerekeceğini belirtti. 

Türkiye ve ABD'den yetkililerin de yer aldığı müzakerelere, Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da katılıyor. Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dünkü açıklamasında Arap dünyası ve İslam aleminin de Trump'ın planının başarılı olmasını arzuladığını belirterek, Witkoff'la ortak çalıştıklarını söyledi. 

Abdulati ayrıca "Gazze savaşının son ermesi halinde daha fazla Arap ülkesinin İsrail'le barış anlaşması imzalayacağını" savundu. Müzakerelerde planın ilk fazını oluşturan savaşın sonlandırılması, insani yardım girişinin sağlanması, İsrailli esirlerin serbest bırakılması ve Filistinli mahkumların salıverilmesine odaklanıldığını belirtti.

Haaretz'in analizinde, tarafların bugün öğleden sonra Mısır'da olacak Witkoff'un atacağı adımları beklediği yazılıyor. Witkoff'un sözkonusu anlaşmazlıklarda uzlaşma sağlayacak ortak paydalar bulması gerekeceğine işaret ediliyor. Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan bir diplomat, "Hamas da İsrail de taviz vermek zorunda kalacak" diyor.

Independent Türkçe, Times of Israel, Wall Street Journal, Haaretz