Marco Rubio ABD dış yardımlarının çoğunu dondurduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5104950-marco-rubio-abd-d%C4%B1%C5%9F-yard%C4%B1mlar%C4%B1n%C4%B1n-%C3%A7o%C4%9Funu-dondurdu
ABD acil gıda yardımı hariç olmak üzere, Donald Trump'ın amaçladığı politikaya uygun olup olmadığını görmek için tam bir inceleme yapılana kadar (Mısır ve İsrail dışındaki) dış yardımları dondurdu.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun bakanlık personeline gönderdiği iç yazışmada şu ifadeler yer aldı: “Her yeni fonlama ya da uzatma, Başkan Donald Trump'ın gündemi doğrultusunda gözden geçirilip onaylanana kadar herhangi bir kuruluşa yeni fon taahhüt edilemez ya da mevcut fonlama uzatılamaz.”
Karar, özellikle İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesin ardından Gazze Şeridi'ne fayda sağlaması beklenen acil gıda yardımını kapsamıyor. Kararda, eski Başkan Joe Biden döneminde Rusya'ya karşı kendini savunmak için milyarlarca dolar yardım alan Ukrayna'dan bahsedilmiyor ve bu yardımın da dondurulduğu belirtiliyor.
Söz konusu karar, Trump'ın göreve başladığı gün yayınladığı ve ABD'nin dış yardımlarının 90 gün süreyle dondurulmasını öngören kararnamenin bir parçası.
Rubio, bakanlık personeline gönderdiği iç yazışmada, yeni yönetimin mevcut dış yardım taahhütlerinin ‘mükerrer olmayan, etkili ve Başkan Trump'ın dış politikasıyla tutarlı’ olup olmadığını değerlendirmesinin imkânsız olduğunu belirtti.
Trump, geçtiğimiz pazartesi günü yayınladığı kararnamede, ‘dış yardımların ve buna bağlı bürokratik yapının Amerikan çıkarlarıyla uyumlu olmadığını ve çoğu zaman Amerikan değerleriyle çeliştiğini’ vurguladı, ancak bu yardımlar hakkında ayrıntı vermedi.
Başkanlık kararnamesi, ‘programların etkinliğini ve ABD dış politikasıyla tutarlılığını’ değerlendirmek amacıyla ABD yardımının 90 gün süreyle askıya alınmasını talep ediyor.
Rubio'nun bakanlık personeline gönderdiği mesaj, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın duruma göre başka istisnalar yapmasına izin veriyor.
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
Yeni yönetimin göreve başlayan ilk ve tek üyesi olan Marco Rubio, başta ABD'de sığınma bekleyen mültecilerin kabulünün dondurulması olmak üzere, aynı doğrultuda başka iç mesajlar da gönderdi.
Rubio, Donald Trump'ın ‘Önce Amerika’ sloganını uygulamak istediğini belirterek, ABD tarafından harcanan her bir doların ABD'yi ‘daha güvenli’, ‘daha güçlü’ ve ‘daha müreffeh’ hale getirmesi gerektiğine işaret etti.
Şarku’l Avsat’ın resmi rakamlardan elde ettiği bilgiye göre ABD, dünyanın önde gelen insani yardım ve kalkınma yardımı sağlayıcısı ve federal hükümet bütçesinin yaklaşık yüzde 1'ini buna ayrıyor. Bu, eski Demokrat Başkan Joe Biden'ın gurur duyduğu bir konuydu.
Biden, 2025 bütçesi için Dışişleri Bakanlığı ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından yönetilen yaklaşık 42,8 milyar dolarlık dış yardım fonu talep etti.
Birçok sivil toplum kuruluşu, özellikle insani yardım ve kalkınma yardımları açısından bu dondurmanın sonuçlarına ilişkin endişelerini dile getirdi.
Oxfam Amerika Başkanı Abby Maxman yaptığı açıklamada, “İnsani yardımın askıya alınması, ABD'nin tüm insani yardım ve kalkınma programları üzerinde belirsizlik yaratmakta ve yardım uzmanlarının planlama yapmasını ya da etkin bir şekilde çalışmasını engellemektedir. Yardımların dondurulması, kritik durumdaki sayısız çocuk ve aile için yıkıcı sonuçlar doğurabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Trump yönetimi neden Mısır'ı ‘yardımların dondurulması’ kapsamı dışında tutmaya karar verdi?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5105262-trump-y%C3%B6netimi-neden-m%C4%B1s%C4%B1r%C4%B1-%E2%80%98yard%C4%B1mlar%C4%B1n-dondurulmas%C4%B1%E2%80%99-kapsam%C4%B1-d%C4%B1%C5%9F%C4%B1nda-tutmaya-karar
ABD Başkanı Donald Trump, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73. oturumunun oturum aralarında yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Trump yönetimi neden Mısır'ı ‘yardımların dondurulması’ kapsamı dışında tutmaya karar verdi?
ABD Başkanı Donald Trump, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73. oturumunun oturum aralarında yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
ABD ve Mısır'dan uzmanlar, Kahire'nin ABD'nin dış yardım kesintisinden muaf tutulması kararının ‘Mısır'ın Ortadoğu'da güvenliğin sağlanmasındaki önemli rolü ve Mısır ile İsrail arasındaki barış anlaşmasıyla bağlantılı olduğu’ konusunda hemfikir.
Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu istisnanın ‘Mısırlı yetkililer tarafından kesinlikle takdirle karşılanacağını ve iki taraf arasında bölgesel konularda iş birliğini arttıracağını’ vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı cuma günü, İsrail ve Mısır'a yönelik insani gıda programları ve askeri yardımların devam etmesine izin verilmesi dışında, dünya genelindeki neredeyse tüm ABD yardım programlarına yönelik yeni fonları dondurma kararı aldı.
ABD medyasına göre, dünyanın dört bir yanındaki ABD büyükelçiliklerine bir telgrafla gönderilen karar, yeni hükümet harcamalarını yasaklıyor ve bu da programların işleyişini yalnızca ellerinde nakit olduğu sürece sınırlıyor gibi görünüyor.
Karara göre Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin binlerce yardım ve kalkınma programından hangilerinin devam edebileceğini belirlemek için bir inceleme yapacak. Dışişleri Bakanlığı'nın kararı, Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump tarafından pazartesi günü imzalanan yardımların dondurulmasına yönelik Başkanlık Kararnamesi’ni uygulamaya koyuyor.
Cumhuriyetçi Parti üyesi Tom Harb, kararın kuşkusuz Mısır ile İsrail arasında ABD himayesinde imzalanan barış anlaşmasıyla ilgili olduğunu belirtti. Harb, “Söz konusu barış anlaşması, şu anda özellikle Gazze savaşıyla ilgili olarak Ortadoğu’daki güvenlik durumu ve Kızıldeniz'de seyrüsefere yönelik Husi tehditleri ışığında büyük önem taşıyor. Tüm bunlar Mısır ve İsrail'in yardımların askıya alınmasının dışında tutulmasında rol oynuyor. Washington iki ülkenin bölgede güvenliğin sağlanması açısından taşıdığı önemin farkında” ifadelerini kullandı.
Harb, “ABD yönetimi, Mısır'daki ekonomik krizi ve özellikle bölgedeki çalkantılı durum ve Süveyş Kanalı'ndaki seyrüseferin zarar görmesi nedeniyle önemli miktarda fon kaybettiği için bu tür bir yardıma olan ihtiyacını dikkate aldı” dedi.
ABD'nin Mısır'a yaptığı yardım, 1979'da Mısır-İsrail barış anlaşmasının imzalanmasının ardından Mısır'ın ABD'den aldığı yıllık sabit bir miktar. ABD Başkanı Jimmy Carter hem Mısır'a hem de İsrail'e yıllık ekonomik ve askeri yardım yapılacağını açıklamış ve bu yardım 1982'den bu yana İsrail için 3 milyar dolar ve Mısır için 2,1 milyar dolar olmak üzere geri ödemesiz hibelere dönüştürülmüştür. Bunun 815 milyon doları ekonomik yardım (son yıllarda çok azalmıştır) ve 1,3 milyar doları askeri yardımdır. Barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana geçen on yıllar boyunca Mısır'ın aldığı toplam miktar yaklaşık 80 milyar dolardır.
ABD yardımı, Mısır'ın Avrupa Birliği (AB), Japonya ve diğer ülkelerden aldığı toplam uluslararası yardım ve hibelerin yüzde 57'sini temsil ediyor; Yardım miktarı, Mısır'ın gayri safi yurt için hasılasının (GSYİH) yüzde 2'sini aşmıyor.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Muhammed es-Satuhi, ‘Mısır'a yönelik kararın özellikle İsrail'le yapılan barış anlaşması ile ilgili olduğunu ve bu kararın keyfi olarak ya da tek başına ABD Başkanı tarafından değil, Amerikan vizyonu ve çalışması doğrultusunda alındığını’ belirtti.
Es-Satuhi, “Kararın bir başka kısmı da Washington'un özellikle Gazze Şeridi'ndeki olaylarla ilgili olarak Mısır'ın mevcut tutumunu değerlendirmesi ve ateşkes anlaşması ve ilgili düzenlemelerde herhangi bir karışıklık yaşanmasından korkmasıyla ilgilidir” dedi.
Es-Satuhi'ye göre üçüncü faktör ise ‘Cumhuriyetçilerin genel olarak Mısır'daki rejime karşı her zaman olumlu bir tutum içinde olmaları ve Washington ile Kahire arasındaki ilişkilerde, genellikle insan hakları dosyasıyla bağlantılı olan Demokrat yönetim dönemleri dışında, hiçbir zaman gerginlik yaşanmamış olmasıdır.’
Eylül 2024'te, eski Demokrat ABD Başkanı Joe Biden döneminde ilk kez Washington, insan hakları konularında ilerleme kaydedilmesi şartı olmaksızın Mısır'a tam askeri yardımı onaylamaya karar verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı o dönemde bunun ‘ABD'nin ulusal güvenliğinin yararına’ olduğunu söyledi.
2021'de Biden yönetimi Mısır'ın insan hakları sicili nedeniyle 130 milyon doları alıkoydu ve 200 milyon dolarlık askeri yardım verdi. 2022'de Washington 130 milyon doları alıkoyup 75 milyon dolarlık askeri yardımı serbest bıraktı ve Kahire, terörle mücadele ve sınır güvenliği finansmanıyla ilgili yasal bir istisna kapsamında 95 milyon dolar daha aldı.
Biden yönetimi de Eylül 2023'te 235 milyon dolarlık yardım karşılığında Mısır'daki insan hakları kısıtlamalarından feragat etmeye karar verdiğini duyurmuş ve bunun karşılığında ABD'nin elde edeceği güvenlik faydalarını gerekçe göstermişti.
Ancak Biden yönetimi 7 Ocak'ta, Mısır'a tahsis edilen askeri yardımın 95 milyon dolarını Lübnan'a aktarmaya karar verdi. Biden yönetimini bunu yapmaya iten nedenlere ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. Trump yönetiminin son kararının Biden yönetiminin Mısır'dan kestiği bu miktarı içerip içermediği henüz net değil.
Kahire'de yaşayan uluslararası ilişkiler uzmanı Ahmed Seyyid Ahmed, Trump yönetiminin kararını şöyle açıkladı: “Gazze Şeridi'ndeki savaş, İsrail işgal güçlerinin Philadelphia Koridoru ve Refah Sınır Kapısı’ndaki varlığı nedeniyle Kahire ile Tel Aviv arasındaki gerilimin zaman zaman artmasına neden oldu. Bu nedenle Washington iki taraf arasındaki durumu yatıştırmak istiyor. Ayrıca Mısır'ın terörle mücadeledeki jeopolitik önemi, Mısır ve ABD orduları arasındaki askeri iş birliği ve savaş gemilerinin Süveyş Kanalı'ndan geçişi bu kararda göz önünde bulunduruluyor.”
Ahmed’e göre bir diğer faktör ise Washington'un Mısır ile arasındaki silah anlaşmalarını yeniden canlandırmak istemesi. Ahmed, “Bu yardım, Mısır'ın ABD'den silah satın alma anlaşmalarını finanse ediyor. Dolayısıyla durdurulması silah endüstrisi açısından ABD'nin ulusal güvenliğini tehdit eder. Bu istisna, Mısırlı yetkililer tarafından kesinlikle çok takdir edilecek ve iki taraf arasında bölgesel konularda iş birliğini arttıracak” ifadelerini kullandı.
Söz konusu kararın ‘Mısır'ın statüsü ve barış anlaşmasında İsrail'le olan bağlantısının yanı sıra İsrail'in güvenliği için taşıdığı önemle de ilgili olduğunu’ belirten Mısırlı strateji uzmanı Semir Rağib, “Genel olarak, ABD yardımının reddedilmesi Kahire ile Tel Aviv arasındaki barış anlaşmasını hiçbir şekilde etkilemeyecektir” dedi.
Rağib, tarihsel olarak ‘ABD yardımlarının Mısır'daki iktidarın değişmesine ve iki ülke arasındaki gerginliklere bakılmaksızın her yıl Mısır'a ödendiğini, çünkü Mısır'ın ABD yönetimi ve bölgedeki çıkarları için önemli bir ülke olduğunu’ vurguladı.