Trump yönetimi neden Mısır'ı ‘yardımların dondurulması’ kapsamı dışında tutmaya karar verdi?

ABD Başkanı Donald Trump, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73. oturumunun oturum aralarında yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73. oturumunun oturum aralarında yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Trump yönetimi neden Mısır'ı ‘yardımların dondurulması’ kapsamı dışında tutmaya karar verdi?

ABD Başkanı Donald Trump, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73. oturumunun oturum aralarında yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile Eylül 2018'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 73. oturumunun oturum aralarında yaptığı görüşmede (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

ABD ve Mısır'dan uzmanlar, Kahire'nin ABD'nin dış yardım kesintisinden muaf tutulması kararının ‘Mısır'ın Ortadoğu'da güvenliğin sağlanmasındaki önemli rolü ve Mısır ile İsrail arasındaki barış anlaşmasıyla bağlantılı olduğu’ konusunda hemfikir.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu istisnanın ‘Mısırlı yetkililer tarafından kesinlikle takdirle karşılanacağını ve iki taraf arasında bölgesel konularda iş birliğini arttıracağını’ vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı cuma günü, İsrail ve Mısır'a yönelik insani gıda programları ve askeri yardımların devam etmesine izin verilmesi dışında, dünya genelindeki neredeyse tüm ABD yardım programlarına yönelik yeni fonları dondurma kararı aldı.

ABD medyasına göre, dünyanın dört bir yanındaki ABD büyükelçiliklerine bir telgrafla gönderilen karar, yeni hükümet harcamalarını yasaklıyor ve bu da programların işleyişini yalnızca ellerinde nakit olduğu sürece sınırlıyor gibi görünüyor.

Karara göre Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin binlerce yardım ve kalkınma programından hangilerinin devam edebileceğini belirlemek için bir inceleme yapacak. Dışişleri Bakanlığı'nın kararı, Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump tarafından pazartesi günü imzalanan yardımların dondurulmasına yönelik Başkanlık Kararnamesi’ni uygulamaya koyuyor.

Cumhuriyetçi Parti üyesi Tom Harb, kararın kuşkusuz Mısır ile İsrail arasında ABD himayesinde imzalanan barış anlaşmasıyla ilgili olduğunu belirtti. Harb, “Söz konusu barış anlaşması, şu anda özellikle Gazze savaşıyla ilgili olarak Ortadoğu’daki güvenlik durumu ve Kızıldeniz'de seyrüsefere yönelik Husi tehditleri ışığında büyük önem taşıyor. Tüm bunlar Mısır ve İsrail'in yardımların askıya alınmasının dışında tutulmasında rol oynuyor. Washington iki ülkenin bölgede güvenliğin sağlanması açısından taşıdığı önemin farkında” ifadelerini kullandı.

Harb, “ABD yönetimi, Mısır'daki ekonomik krizi ve özellikle bölgedeki çalkantılı durum ve Süveyş Kanalı'ndaki seyrüseferin zarar görmesi nedeniyle önemli miktarda fon kaybettiği için bu tür bir yardıma olan ihtiyacını dikkate aldı” dedi.

ABD'nin Mısır'a yaptığı yardım, 1979'da Mısır-İsrail barış anlaşmasının imzalanmasının ardından Mısır'ın ABD'den aldığı yıllık sabit bir miktar. ABD Başkanı Jimmy Carter hem Mısır'a hem de İsrail'e yıllık ekonomik ve askeri yardım yapılacağını açıklamış ve bu yardım 1982'den bu yana İsrail için 3 milyar dolar ve Mısır için 2,1 milyar dolar olmak üzere geri ödemesiz hibelere dönüştürülmüştür. Bunun 815 milyon doları ekonomik yardım (son yıllarda çok azalmıştır) ve 1,3 milyar doları askeri yardımdır. Barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana geçen on yıllar boyunca Mısır'ın aldığı toplam miktar yaklaşık 80 milyar dolardır.

ABD yardımı, Mısır'ın Avrupa Birliği (AB), Japonya ve diğer ülkelerden aldığı toplam uluslararası yardım ve hibelerin yüzde 57'sini temsil ediyor; Yardım miktarı, Mısır'ın gayri safi yurt için hasılasının (GSYİH) yüzde 2'sini aşmıyor.

sdcfrgthy
Mısır-ABD ortak deniz eğitim tatbikatı ‘Kartal Savunucusu’ (Mısır Askeri Sözcüsü)

Uluslararası ilişkiler uzmanı Muhammed es-Satuhi, ‘Mısır'a yönelik kararın özellikle İsrail'le yapılan barış anlaşması ile ilgili olduğunu ve bu kararın keyfi olarak ya da tek başına ABD Başkanı tarafından değil, Amerikan vizyonu ve çalışması doğrultusunda alındığını’ belirtti.

Es-Satuhi, “Kararın bir başka kısmı da Washington'un özellikle Gazze Şeridi'ndeki olaylarla ilgili olarak Mısır'ın mevcut tutumunu değerlendirmesi ve ateşkes anlaşması ve ilgili düzenlemelerde herhangi bir karışıklık yaşanmasından korkmasıyla ilgilidir” dedi.

Es-Satuhi'ye göre üçüncü faktör ise ‘Cumhuriyetçilerin genel olarak Mısır'daki rejime karşı her zaman olumlu bir tutum içinde olmaları ve Washington ile Kahire arasındaki ilişkilerde, genellikle insan hakları dosyasıyla bağlantılı olan Demokrat yönetim dönemleri dışında, hiçbir zaman gerginlik yaşanmamış olmasıdır.’

Eylül 2024'te, eski Demokrat ABD Başkanı Joe Biden döneminde ilk kez Washington, insan hakları konularında ilerleme kaydedilmesi şartı olmaksızın Mısır'a tam askeri yardımı onaylamaya karar verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı o dönemde bunun ‘ABD'nin ulusal güvenliğinin yararına’ olduğunu söyledi.

2021'de Biden yönetimi Mısır'ın insan hakları sicili nedeniyle 130 milyon doları alıkoydu ve 200 milyon dolarlık askeri yardım verdi. 2022'de Washington 130 milyon doları alıkoyup 75 milyon dolarlık askeri yardımı serbest bıraktı ve Kahire, terörle mücadele ve sınır güvenliği finansmanıyla ilgili yasal bir istisna kapsamında 95 milyon dolar daha aldı.

Biden yönetimi de Eylül 2023'te 235 milyon dolarlık yardım karşılığında Mısır'daki insan hakları kısıtlamalarından feragat etmeye karar verdiğini duyurmuş ve bunun karşılığında ABD'nin elde edeceği güvenlik faydalarını gerekçe göstermişti.

Ancak Biden yönetimi 7 Ocak'ta, Mısır'a tahsis edilen askeri yardımın 95 milyon dolarını Lübnan'a aktarmaya karar verdi. Biden yönetimini bunu yapmaya iten nedenlere ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. Trump yönetiminin son kararının Biden yönetiminin Mısır'dan kestiği bu miktarı içerip içermediği henüz net değil.

zxscdfrgt
İsrail'in bir eve düzenlediği saldırının yapıldığı yerde toplanan Filistinliler (Reuters)

Kahire'de yaşayan uluslararası ilişkiler uzmanı Ahmed Seyyid Ahmed, Trump yönetiminin kararını şöyle açıkladı: “Gazze Şeridi'ndeki savaş, İsrail işgal güçlerinin Philadelphia Koridoru ve Refah Sınır Kapısı’ndaki varlığı nedeniyle Kahire ile Tel Aviv arasındaki gerilimin zaman zaman artmasına neden oldu. Bu nedenle Washington iki taraf arasındaki durumu yatıştırmak istiyor. Ayrıca Mısır'ın terörle mücadeledeki jeopolitik önemi, Mısır ve ABD orduları arasındaki askeri iş birliği ve savaş gemilerinin Süveyş Kanalı'ndan geçişi bu kararda göz önünde bulunduruluyor.”

Ahmed’e göre bir diğer faktör ise Washington'un Mısır ile arasındaki silah anlaşmalarını yeniden canlandırmak istemesi. Ahmed, “Bu yardım, Mısır'ın ABD'den silah satın alma anlaşmalarını finanse ediyor. Dolayısıyla durdurulması silah endüstrisi açısından ABD'nin ulusal güvenliğini tehdit eder. Bu istisna, Mısırlı yetkililer tarafından kesinlikle çok takdir edilecek ve iki taraf arasında bölgesel konularda iş birliğini arttıracak” ifadelerini kullandı.

Söz konusu kararın ‘Mısır'ın statüsü ve barış anlaşmasında İsrail'le olan bağlantısının yanı sıra İsrail'in güvenliği için taşıdığı önemle de ilgili olduğunu’ belirten Mısırlı strateji uzmanı Semir Rağib, “Genel olarak, ABD yardımının reddedilmesi Kahire ile Tel Aviv arasındaki barış anlaşmasını hiçbir şekilde etkilemeyecektir” dedi.

Rağib, tarihsel olarak ‘ABD yardımlarının Mısır'daki iktidarın değişmesine ve iki ülke arasındaki gerginliklere bakılmaksızın her yıl Mısır'a ödendiğini, çünkü Mısır'ın ABD yönetimi ve bölgedeki çıkarları için önemli bir ülke olduğunu’ vurguladı.



İsrail'in Güney Lübnan'da açtığı ateş sonucu bir kişi hayatını kaybetti, 7 kişi yaralandı

TT

İsrail'in Güney Lübnan'da açtığı ateş sonucu bir kişi hayatını kaybetti, 7 kişi yaralandı

İsrail'in Güney Lübnan'da açtığı ateş sonucu bir kişi hayatını kaybetti, 7 kişi yaralandı

Lübnan Sağlık Bakanlığı bugün, Güney Lübnan'daki sınır köylerine girmeye çalışan bölge sakinlerine İsrail tarafından açılan ateş sonucu bir kişinin hayatını kaybettiğini, yedi kişinin de yaralandığını bildirdi.

İsrail güçlerinin dün Güney Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde kasabalarına dönmeye çalışan bölge sakinlerine ateş açması sonucu aralarında bir Lübnan ordusu askerinin de bulunduğu en az 22 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı.

Dün sabahtan bu yana yüzlerce Lübnanlı, üzerlerine ateş açan İsrail ordusunun çekilmediği sınır kasabalarına ve köylerine araçlarıyla ya da yaya olarak girmeye çalışıyor. Bu olay, İsrail güçlerinin Hizbullah ile savaş sırasında girdikleri sınır bölgelerinden çekilmeleri için tanınan sürenin dolduğu gün meydana geldi.

Beyaz Saray'ın dün Lübnan ile İsrail arasındaki ‘anlaşmanın’ İsrail'in güçlerini Güney Lübnan'dan çekmesi için verilen son tarihe uymaması üzerine 18 Şubat'a kadar uzatıldığını duyurmasının ardından bugün halk Lübnan'ın güneyindeki sınır köylerinin dış mahallelerine akın ederek Lübnan ordusuyla birlikte bu köylere girmeye hazırlandı.

ZXCDVF
Güney Lübnan'da bulunan Meys el-Cebel kasabasındaki Lübnan askerleri (AP)

Hizbullah ile İsrail arasındaki savaşı durduran anlaşma uyarınca İsrail güçlerinin savaş sırasında girdikleri sınır bölgelerinden pazar gününe (dün) kadar çekilmeleri gerekiyordu. Ancak İsrail dün sona eren sürenin ötesinde de kuvvetlerinin Güney Lübnan'daki bölgelerde kalacağını duyurdu. Lübnan ordusu ise İsrail'i kendisini ‘oyalamakla’ suçladı.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA), ‘Lübnan ordu birliklerinin sınır kasabası Meys el-Cebel'in dış mahallelerine geldiğini ve vatandaşların orduyla birlikte kasabaya girmeye hazırlanmak üzere kasabanın girişlerinde toplanmaya başladığını’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın NNA’dan aktardığı habere göre İsrail ordusu, Meys el-Cebel'in batısında konuşlanmış olan Lübnan ordu personeline doğru ateş açtı. Açılan ateş sonucu yaralanan olmadı.

XCDVFGB
Güney Lübnan'da bulunan Meys el-Cebel kasabasında konuşlanmış bir İsrail tankı (AP)

NNA, komşu kasaba Hula'da halkın ‘Lübnan ordusunun bazı mahallelere konuşlanmasının ardından’ kasabaya girdiğini belirtti.

Burc el-Muluk kasabasında, bu sabah olay yerinde bulunan bir AFP muhabiri, aralarında kadın, çocuk ve erkeklerin de bulunduğu onlarca sakinin, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) araçlarının konuşlandığı bir ortamda, İsrail güçlerinin çekilmediği sınır kasabası Kafr Kila'ya doğru gidebilmek umuduyla, sarı Hizbullah bayrakları sallayarak toprak bir setin arkasında toplandığını kaydetti.

AFP muhabiri, ileri karakol köylerine giden yolda bu sabah kadın, erkek ve çocukları taşıyan onlarca arabanın memleketlerine doğru ilerlediğini aktardı.

Güney Lübnan'daki pek çok sınır kasabası ve köyünün giriş kapısı olan Bint Cubeyl kasabası sakinleri ve Hizbullah destekçileri, 27 Eylül'de İsrail saldırısında öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın resimlerini yoldan geçenlere dağıttı. Kadınlar savaş sırasında öldürülen Hizbullah savaşçılarının fotoğraflarını taşıdı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bugün güneyde yaşayanlardan köylerine dönmeden önce ‘beklemelerini’ istedi ve ‘dönecekleri yerler hakkında’ kendilerine bilgi verileceğini kaydetti.

Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre dün ‘vatandaşlar halen işgal altında olan kasabalarına girmeye çalışırken düzenlenen İsrail saldırılarında’ 22 kişi öldürüldü.

CDFVGTRH
Lübnanlı bir asker, Güney Lübnan’daki Aytarun kasabasına girmeye çalışırken İsrail ordusu tarafından vurulan yaralı bir Lübnanlıyı taşıyan ambulansa yol açıyor. (DPA)

Lübnan hükümeti bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin arabuluculuğunun ardından İsrail ile ateşkes uygulamasını 18 Şubat'a kadar uzatmayı kabul ettiğini duyurdu.

Lübnan ordusu dün akşam yaptığı açıklamada, ‘güney sınır kasabalarına dönen halka eşlik etmeye ve onların yanında olmaya devam ettiğini’ bildirdi.

Açıklamada, “Güneydeki bazı kasabalara girmeye ve konuşlanmaya devam ediyoruz. Vatandaşları askeri birliklerin direktiflerine uymaya çağırıyoruz” denildi.