Trump’ın Filistin’e destek eylemcilerini sınır dışı kararı tepki çekiyor

Birçok prestijli ABD üniversitesinde Filistin'le dayanışma eylemi düzenlenmişti (Reuters)
Birçok prestijli ABD üniversitesinde Filistin'le dayanışma eylemi düzenlenmişti (Reuters)
TT
20

Trump’ın Filistin’e destek eylemcilerini sınır dışı kararı tepki çekiyor

Birçok prestijli ABD üniversitesinde Filistin'le dayanışma eylemi düzenlenmişti (Reuters)
Birçok prestijli ABD üniversitesinde Filistin'le dayanışma eylemi düzenlenmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkede İsrail karşıtı protestolara katılan yabancı öğrencileri sınır dışı edecek kararnameyi imzalaması tepki çekti.

Trump’ın çarşamba günü imzaladığı kararnameyle, Gazze savaşı sürerken ABD’de patlak veren Filistin’e destek protestolarına katılan öğrencilerin sınır dışı edilmesinin önü açıldı. 

Cumhuriyetçi lider, ABD’deki üniversite kampüslerinde yapılan İsrail karşıtı gösterilerin “cihat yanlısı” olduğunu ileri sürerek şunları ekledi:  

Üniversite kampüsleri, daha önce görülmemiş bir radikalizmin istilasına uğradı. Buralardaki tüm Hamas sempatizanlarının öğrenci vizelerini de hızla iptal edeceğim.

Kararnamede, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan Gazze savaşının ardından “üniversite kampüslerinde ve sokaklarda Yahudi düşmanlığının tavan yaptığı” öne sürüldü. 

Trump, seçim kampanyasında da benzer iddialarda bulunmuş ve Filistin’e destek eylemlerine katılan öğrencileri sınır dışı edeceğini söylemişti. 

Diğer yandan hukuk uzmanları, Cumhuriyetçi liderin imzaladığı kararnameye tepki gösterdi. 

Columbia Üniversitesi’nden Carrie DeCell, şu değerlendirmeleri yapıyor: 

ABD Anayasası’ndaki Birinci Değişiklik, Amerikan üniversitelerinde okuyan yabancı vatandaşlar da dahil ABD’deki herkesi korur. Vatandaş olmayanların siyasi söylemleri nedeniyle sınır dışı edilmeleri Anayasa’ya aykırıdır.

Filistin’e destek eylemlerini savunan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’nden yapılan açıklamada, öğrencilere yönelik sınır dışı işlemlerinin başlatılması halinde kararnamenin mahkemeye taşınacağı bildiriliyor. 

Arap Amerikan Enstitüsü’nün yöneticisi Maya Berry ise İsrail devletine yönelik eleştirilerle Yahudi düşmanlığı iddialarının birbirine karıştırılmasından derin rahatsızlık duyduklarını belirtiyor. Kararnamenin ABD’de ifade özgürlüğü açısından olumsuz bir etkisi olacağını da sözlerine ekliyor. 

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024’te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times’ın paylaştığı verilere göre, temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Eski ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuters



Bill Murray'den tembellik açıklaması

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT
20

Bill Murray'den tembellik açıklaması

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Bill Murray kariyerinin son birkaç yılında "tembel" olduğunu itiraf etse de yeni rol arayışını "canlandırdığını" söyledi.

Bir Konuşabilse... (Lost in Translation) ve Bugün Aslında Dündü'nün (Groundhog Day) 74 yaşındaki yıldızı, 2020'den bu yana Hayalet Avcıları: Ürperti (Ghostbusters: Frozen Empire) ve Ant-Man ve Wasp: Quantumania (Ant-Man and the Wasp: Quantumania) gibi büyük seri filmleri dahil sadece birkaç yapımda yer aldı.

Murray, Sundance Film Festivali'nde Variety'ye "Tembellik ettim" itirafında bulundu.

Artık menajerim yok, dolayısıyla stüdyo filmlerinde akla gelen ilk isim olmuyorum.

2024'te The Friend ve Riff Raff adlı iki bağımsız filmde rol alan Murray, bunların kendisine kamera önüne dönmek için yeni bir istek verdiğini söylüyor.

Murray, "Sadece bu son yılda, bu [bağımsız filmleri] yapmak, malzeme arama konusunda beni canlandırdı" dedi.

Levrek gibi yaşadım... Bir şeylerin bana gelmesini bekledim. Eğer ağzıma bir şey gelirse, onu yerim.

Film eleştirmeni Elvis Mitchell, Murray'ye "muazzam bir cazibeye sahip hayatlar süren" ve "cazibeleri çok zehirli olabilen" erkekleri oynaması hakkında da soru sordu.

Murray doğrudan cevap vermeyerek şöyle dedi:

Zarar vermiş bir adamı oynamak her zaman ilginç. Ben de biraz zarar verdim. Bu rolleri canlandırmak bir tür kefaret; bunun sorumluluğunu kabul ettiğinizi göstermek için. Elbette her zaman bilinçsizce zarar veriyorsunuz ama verdiğiniz zarardan siz sorumlusunuz.

Murray önceki yıllarda Being Mortal'da "kendisinden çok daha genç" bir kadın prodüksiyon çalışanının üzerine çıkıp onu öptüğü için "uygunsuz davranışlarda bulunmakla" suçlanmış ve bu durum prodüksiyonun durdurulmasına yol açmıştı.

O dönemde konuşan Murray tartışmalara değinerek şunları söylemişti:

Birlikte çalıştığım bir kadınla fikir ayrılığı yaşadım. Komik olduğunu düşündüğüm bir şey yaptım ve bu şekilde algılanmadı. Film stüdyosu doğru olanı yapmak istedi, bu yüzden her şeyi kontrol edip araştırmak istediler ve bu yüzden prodüksiyonu durdurdular.

Geena Davis de 1990 yapımı suç komedisi Quick Change'in setinde Murray tarafından taciz edildiği iddialarını dile getirmişti.

Yakın zamanda Lucy Liu, Charlie'nin Melekleri'nin (Charlie's Angels) çekimlerinde Murray'yle ter düştüğünü ve kısa süre önce yeniden yazılan bir sahnenin provası sırasında Murray'nin kendisine "hakaretler savurduğunu" iddia etti. Liu, Murray'nin "affedilemez ve kabul edilemez" bir dil kullandığını öne sürdü.

Murray, 2009'da The Sunday Times'a verdiği röportajda Liu'yla arasındaki kavgayı yorumlamış ve gazeteye şunları söylemişti: 

Bakın, eğer profesyonel değilseniz ve benimle çalışıyorsanız sizi hiç ciddiye almam [...] İlişkimiz profesyonelse işinizi yapmıyorsanız, unutun gitsin.

Independent Türkçe