Trump Somali'de DEAŞ’a karşı hava saldırıları düzenlendiğini duyurduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5107621-trump-somalide-dea%C5%9F%E2%80%99-kar%C5%9F%C4%B1-hava-sald%C4%B1r%C4%B1lar%C4%B1-d%C3%BCzenlendi%C4%9Fini-duyurdu
Trump Somali'de DEAŞ’a karşı hava saldırıları düzenlendiğini duyurdu
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
Fransız Haber Ajansı AFP, ABD Başkanı Donald Trump’ın cumartesi günü Somali'de çok sayıda DEAŞ üyesinin öldürüldüğü hava saldırıları düzenlendiğini duyurduğunu bildirdi.
Trump sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı açıklamada hava saldırılarında terör örgütünün saldırı planlamasından sorumlu bir liderinin yanı sıra ‘Somali'de devşirdiği ve yönettiği diğer teröristlerin’ de hedef alındığını söyledi. Trump, teröristlerin yaşadıkları mağaraların yok edildiğini ve sivillere zarar vermeden çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiğini belirtti.
This morning I ordered precision Military air strikes on the Senior ISIS Attack Planner and other terrorists he recruited and led in Somalia. These killers, who we found hiding in caves, threatened the United States and our Allies. The strikes destroyed the caves they live in,…
Trump ‘bu katillerin’ ABD ve müttefiklerini tehdit ettiğini söyledi.
ABD Başkanı, açıklamasına şöyle devam etti:
“Ordumuz yıllardır DEAŞ’ın saldırı planlayıcısı olan bu liderinin peşindeydi. Ancak (eski Başkan Joe) Biden ve arkadaşları işi bitirmek için yeterince hızlı hareket edip işi bitiremediler. Fakat ben yaptım! DEAŞ'a ve Amerikalılara saldırabilecek diğer herkese ‘Sizi bulur ve sizi öldürürüz!’ mesajı verdik”
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, hava saldırılarının Somali'deki Golis Dağları'nda gizlenen DEAŞ üyelerinin hedef alındığını belirtti. İlk değerlendirmelere göre çok sayıda teröristin öldürüldüğünü ifade eden Hegseth, operasyonda hiçbir sivilin yaralanmadığını da sözlerine ekledi.
Hegseth, saldırıların DEAŞ'ın ABD'yi, ortaklarını ve masum sivilleri tehdit eden ‘terör eylemlerini planlama ve gerçekleştirme’ kabiliyetini azalttığını söyledi.
Somali Devlet Başkanı Hasan Şeyh Mahmud, ülkenin kuzeyinde DEAŞ’ın üst düzey liderlerinin hedef alınmasının ardından ABD yönetiminin uluslararası terörizmle mücadele konusundaki kararlılığından duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Somali Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nden yapılan açıklamada “ABD'nin DEAŞ’ın üst düzey liderlerini vurması iki ülke arasındaki güvenlik ortaklığını güçlendiriyor” denildi.
ABD yıllardır Somali'de sık sık hava saldırıları düzenliyor.
Trump, Sisi'nin yerinden edilmeyi reddetme ısrarına karşılık verecek mi?
Gazze'nin kuzeyine dönüş yolundaki Filistinliler, 27 Ocak 2025 (AFP)
Amr İmam
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'nden yüz binlerce mülteciyi kabul etme önerisini reddeden Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Mısır'ın bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını destekleyen değişmez politikasını bir kez daha teyit etti. Sisi'nin 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana değişmeyen bu tutumu, Filistin davasına olan bağlılığını yansıttı.
Cumhurbaşkanı Sisi, Mısır'ın Filistinlilerin sınır dışı edilmesine karşı duruşunu vurgulamak ve ülkesinin Trump'ın Gazze'yi insansızlaştırma çabalarına nasıl karşı koyacağını göstermek için çeşitli taktikler kullandı. Kenya Devlet Başkanı William Ruto ile 29 Ocak'ta düzenlediği basın toplantısında Trump'ın 25 Ocak'ta ortaya attığı öneriye yanıt verme fırsatı bulan Mısır Cumhurbaşkanı, ülkesinin Filistinlilere adaletsiz davranan hiçbir çözümün tarafı olmayacağını kesin bir dille ifade ederken bağımsız bir Filistin devleti çağrısını yineledi. Sisi, en kısa zamanda iki devletli bir çözümün hayata geçirilmesi için ABD Başkanı ile birlikte çalışma sözü verdi.
Filistinlilerin uğradığı tarihi haksızlıklara değinen Sisi, Trump'ın iki devletli çözümü dayatabileceğine inandığını belirtirken aynı zamanda Mısır halkının, Filistinlileri topraklarından zorla çıkarmayı amaçlayan herhangi bir planı onaylamasına izin vermeyeceği uyarısında bulundu.
Sabit politika
Mısır her zaman 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının güçlü bir destekçisi oldu. Kahire yıllarca iki devletli bir çözümün savunulmasında aktif olarak rol aldı. Müzakereler sırasında tarafların tutumlarını yakınlaştırmak ve iç bölünmeleri sona erdirmek için Filistinli gruplar arasında birçok toplantıya ev sahipliği yaptı.
Mısır, Hamas'ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırıların ardından 8 Ekim 2023'te İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaş başladığında Gazzelilerin yerlerinden edilmesine yönelik her türlü girişime karşı uyardı. Gazze'nin ayrım gözetmeksizin bombalanmasının, zorla yerinden etme planının bir başlangıcı olabileceğini vurguladı. Aynı zamanda Gazze'nin yaşanmaz bir bölge haline getirilmesine karşı uyarıda bulunarak Gazzelileri topraklarına sahip çıkmaya çağırdı. Cumhurbaşkanı Sisi bizzat Gazzelilere seslenerek Gazze'yi terk etmemelerini tavsiye etti ve terk etmeleri halinde geri dönmelerine izin verilmeyebileceğini söyledi.
Sisi’nin Trump'ın iki devletli çözümü dayatabileceğine inandığını belirtmesi, Trump'ın Sisi'nin Gazzelilerin bir kısmını kabul edeceğine inandığını ifade ettiği son açıklamasına verilen doğrudan bir yanıt gibi görünüyor.
İsrail, savaşın ilk günlerinde Gazze'ye tüm ikmali kestiğinde Mısır sert bir tutum sergiledi. Sina Yarımadası’ndaki Refah Sınır Kapısı’ndan yabancı ülkelerin vatandaşlığına sahip olanların çıkışına ve kuşatma altındaki Gazzelilere ulaştırılmak üzere insani yardımların girişine izin vermeyi reddetti.
Gazze'nin dış dünyaya açılan tek kapısı olan Kahire, Gazze'yi yöneten Hamas Hareketi üzerindeki nüfuzunu kullanarak ocak ayı ortalarında Hamas ile İsrail arasında ateşkes ve esir takası anlaşmasının sağlanmasına yardımcı oldu. Bu gelişme, Kahire’nin Filistin-İsrail arasındaki bitmek bilmeyen şiddet döngüsünün durdurulmasındaki önemini bir kez daha orta koydu.
Doğru yönü göstermek
Mısır lideri, iki devletli çözüm yoluyla bir Filistin devletine duyulan ihtiyacı vurgulayarak net ve kararlı bir vizyon ortaya koydu. Trump'ın yanlış bir varsayıma dayanan Gazze nüfusunun başka bir yere taşınması önerisine doğrudan karşı çıkıyor. Trump, Gazze'deki Filistinlilerin varlığının İsrail'e karşı şiddetin başlıca nedeni olduğunu ve bu nedenle onların çıkarılmasının çatışmayı sona erdireceğini hesaplıyor gibi görünüyor. Ancak bu bakış açısı temel bir gerçeği göz ardı ediyor. O da şiddetin daha derin bir sorunun, yani yasadışı işgalin yansımalarından sadece biri olduğu gerçeğidir.
İster İsrail'de ister başka bir yerde olsun, sivillere yönelik saldırılar haklı gösterilemezken, Filistinlilere yönelik şiddet İsrail'in Filistin topraklarını işgali ve Filistinlilere dayattığı ağır koşullar bağlamında anlaşılmalı. Gazze Şeridi, 2005 yılına kadar onlarca yıl boyunca İsrail’in işgali altında kaldı. Hamas'ın 2007 yılında yönetimi şiddet yoluyla ele geçirmesinin ardından İsrail tarafından fiilen dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürüldü. O tarihten bu yana, birbirini izleyen zorunlu göç dalgalarının ürünü olan Gazzeliler en temel haklardan ve yaşam gerekliliklerinden mahrum bırakıldı.
Gazzeliler yıllardır Hamas'ın otoriter yönetimi ile İsrail'in devam eden ablukası arasında sıkışıp kalmış durumda. Onları topraklarından sürmek ne İsrail'in güvenlik kaygılarını giderebilir ne de barış ya da istikrar sağlayabilir. Aksine, Trump'ın yaklaşımı zaten baskı altında olan bu grubu daha da marjinalleştirecek ve krizi çözmek yerine daha da şiddetlendirecek.
Top Trump'ın sahasında
ABD Başkanı Trump’ın iki devletli çözümü dayatabileceğine inandığını ifade eden Sisi, harekete geçme sorumluluğunu Trump'a yüklerken Sisi’nin bu tutumu, Trump'ın Sisi'nin Gazzelileri kabul edeceğine inandığını ifade ettiği son açıklamasına doğrudan bir yanıt gibi görünüyor. Trump söz konusu açıklamada, ‘dostu’ olduğunu söylediği Sisi'nin Gazzelileri kabul edeceğinden emin olduğunu vurgulamıştı.
Trump'ın açıklaması sonrası Sisi, Filistinlileri topraklarından zorla çıkarmaya yönelik her türlü girişimi engellemek için on milyonlarca Mısırlının sokaklara döküleceğini söyledi.
Filistin meselesini, iki ya da üç kişi arasındaki bir iş anlaşması gibi, kişiselleştirilmiş müzakereler yoluyla çözülebilecek bir mesele olarak ele almak tamamen yanlış bir yaklaşım. Trump, Gazze Şeridi’nden ‘temizlemek’ istediği Filistinlilerin sadece istenildiği zaman hareket ettirilebilecek nesneler değil, topraklarına sarsılmaz bir bağlılık duyan insanlar olduğu gerçeğini göz ardı ediyor.
Son birkaç gün içinde basına yansıyan, Gazze'nin güneyinden kuzeyine doğru kilometrelerce yürüyen yüz binlerce insanın görüntüleri çok şey anlatıyor. Bu azim, Filistinliler geri döndüklerinde evlerini enkaza dönmüş halde bulacaklarını çok iyi bilseler de yine de geri dönmeye ve İsrail'in geride bıraktığı kaos, yıkım ve ölümden yeni bir hayat kurmaya kararlı olduklarının bir göstergesi.
Bütün bunlar, tüm dünyanın gözleri önünde yaşandı ve yaşanıyor. Şimdi Başkan Trump'ın da bu olanları gördüğünü kanıtlama sırası geldi.
Geri adım atmak
Trump'ın açıklaması sonrası Sisi, Filistinlileri topraklarından zorla çıkarmaya yönelik her türlü girişimi engellemek için on milyonlarca Mısırlının sokaklara döküleceğini söyledi. Mısır Cumhurbaşkanı bu söylemi ilk kez kullanmıyor. Daha önce Temmuz 2013'te Savunma Bakanı olduğu dönemde, dönemin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrilmesine karşı çıkan İslamcı gruplardan algılanan tehditler karşısında, Mısırlıları ‘potansiyel terörizm’ ile mücadele etmek için kendisine yetki vermek üzere sokağa çıkmaya çağırmıştı. İsrail'in Ekim 2023'te Gazzelileri Sina Yarımadası’na yerleştirme çağrılarına yanıt olarak da aynı taktiği kullanan Sisi, ardından 29 Ocak'ta Mısır halkının Filistinlileri topraklarından sürmeyi amaçlayan her türlü planı kesin bir dille reddettiğini bir kez daha vurguladı.
Ürdün de Mısır gibi Trump'ın Gazze'yi insansızlaştırma önerisini kategorik olarak reddediyor.
Sisi'nin bu tutumu, onun daha iki gün önce kendisini ‘dost’ olarak tanımlayan Trump'la karşı karşıya gelmenin garipliğinden kaçınmasını sağlıyor. Trump, 2016 yılında ilk başkanlık dönemi öncesinde seçim kampanyasını yürütürken Mısır Cumhurbaşkanı ile ‘iyi bir kimyaya’ sahip olduklarını vurgulamıştı.
Doğrudan karşı karşıya gelme
Öte yandan Ürdün de Mısır gibi Trump'ın Gazze'yi insansızlaştırma önerisini kategorik olarak reddediyor. Bu tutumlar, 20 Ocak'taki yemin töreninde yaptığı konuşmada kendisini ‘barışçı’ olarak tanımlayan dünyanın en güçlü ülkesinin başkanı olan Trump’ın düşüncesini etkilemek için uluslararası bir yarışa kapıyı aralayacak gibi görünüyor.
Mısır, Ürdün ve Arap ülkelerinden müttefikleri için bundan sonraki zorluk daha fazla ülkeyi yanlarına çekmek olacak. Batılı ülkelerdense şimdiye kadar Fransa ve Almanya Trump'ın planına karşı olduklarını dile getirdi. Diğerleri de aynı tutumu sergileyebilir. Ancak daha geniş çaplı bir muhalefetin sağlanması için sadece Mısır ve Ürdün'ün değil, tüm Arap devletlerinin yoğun diplomatik çaba sarf etmesi gerekiyor.
Arap ülkeleri Başkan Trump’ı bağımsız bir Filistin devletini destekleyen bir tutum benimsemeye zorlamaya çalışırken, Trump'ın planını ‘ezber bozan bir düşünce’ olarak karşılayan İsrail'in sert direnişiyle karşılaşacaklar. Bu önerinin 4 Şubat'ta Beyaz Saray'ı ziyaret etmesi beklenen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Trump arasında yapılacak görüşmelerin başlıca gündem maddelerinden biri olması şaşırtıcı olmayacak. İsrail'deki aşırı sağcı partiler ve yasadışı yerleşimlerin savunucuları, bunu Gazze'nin ilhakına yeşil ışık olarak göreceğinden, İsrail'in diğer ülkelere planı desteklemeleri için baskı yapması bekleniyor. Bu diplomatik mücadele, önümüzdeki on yıllar boyunca, belki de sonsuza kadar, bağımsız bir Filistin devleti hayalinin kaderi için belirleyici olacak.