Üst düzey FBI yetkilisi Trump'ın büroyu 'tasfiye' operasyonunu eleştirdi: Bir savaşın içindeyiz

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Üst düzey FBI yetkilisi Trump'ın büroyu 'tasfiye' operasyonunu eleştirdi: Bir savaşın içindeyiz

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)

New York'ta FBI'dan sorumlu direktör yardımcısı James Dennehy, çalışanlara gönderdiği bir e-postada, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin 6 Ocak 2021’de Kongre Binası'ndaki isyanları soruşturan ajanları tasfiye etmesi nedeniyle bir "savaşın" ortasında olduklarını söyledi.

New York Times'a göre Dennehy e-postasında şunları yazdı: “Bugün kendimizi, iyi insanların FBI'dan kovulduğu ve diğerlerinin de işlerini yasalara ve FBI politikalarına uygun olarak yaptıkları için hedef alındığı bir savaşın ortasında buluyoruz.”

Adalet Bakanlığı cuma günü, 6 Ocak 2021'de ABD Başkanı'nın destekçileri tarafından ABD Kongre Binası'na düzenlenen saldırıyla ilgili soruşturmada yer alan bir dizi üst düzey FBI yetkilisinin görevine son verilmesini emretti ve ayrıca iç inceleme için ilgili davalara atanan FBI çalışanlarının isimlerinin istendiğini belirtti.

Bugün kendimizi kendi savaşımızın ortasında buluyoruz James Dennehy

Dennehy mesajında, Trump'ın göreve gelmesinden bu yana büronun en üst düzey ajanlarından en az dokuzunun kovulması nedeniyle bu eylemlerin "FBI safları arasında korku ve endişe" yaydığını ifade etti.

Ayrıca ofis personeline, delil toplama, tanıklarla görüşme ve arama emirlerini yerine getirme dahil olmak üzere, 6 Ocak soruşturma ve kovuşturmalarında oynadıkları rolü açıklamalarını isteyen bir anket de gönderildi; Standart FBI protokolüdür. Personelin anketi tamamlamak için pazartesi günü saat 15.00'e kadar sürelerinin olduğu bildiriliyor.

Djdjj
Teşkilatın Washington'daki merkezinde bulunan FBI amblemi  (AP)

FBI müdür yardımcısı Robert Kissane ise Adalet Bakanlığı'nın derlediği listeyle ilgili soruları yanıtlarken, FBI çalışanlarının işlerini yaptıkları için cezalandırılacağı yönündeki korkuları gidermeye çalıştı.

Çalışanlara yazdığı uzun mesajda, "Listedeki herhangi birinin kimliğinin belirlenmesini herhangi bir suiistimal belirtisi olarak görmüyoruz" diyerek, “Listenin hangi amaçla istendiğini anlamak için Adalet Bakanlığı ile birlikte çalışmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Kissane, FBI'ın Kongre Binası'na yapılan saldırıyla ilgili yaklaşık 2 bin 400 soruşturma yürüttüğünü ve anketi bu vakalarla bağlantılı herkesin isimlerine göre dağıttığını ifade etti.

Dennehy, e-postasında çalışanlarına desteğini vurguladı, onlara sakin olmalarını ve kariyerleri hakkında aceleci kararlar vermekten kaçınmalarını hatırlatarak, istifa etmeyi düşünmediğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın NYT’den aktardığı habere göre bu tasfiyeden etkilenen çalışan sayısı 6 bin kişiye ulaşabilir; bu da FBI'ın 38 bin çalışanının yaklaşık altıda birini temsil ediyor.

Trump, geçtiğimiz birkaç yılda FBI’ı defalarca eleştirdi ve eski Başkan Joe Biden ile Demokrat Parti'nin bunu kendisine karşı kullandığını iddia etti.

6 bin çalışan bu temizlemeden etkilenebilir

Adalet Bakanlığı, geçtiğimiz hafta Trump'ın yargılanmasında rol oynayan bazı yetkilileri görevden aldı.

Adalet Bakanlığı'ndan bir yetkili, yetkililerin, Bakan Vekili James McHenry'nin "başkanın gündemini sadık bir şekilde uygulama konusunda onlara güvenilebileceğine" inanmaması nedeniyle görevden alındığını söyledi.

FBI Direktörü Christopher Wray, Cumhuriyetçi milyarderin kasım ayındaki başkanlık seçimini kazanmasının ardından istifa etmiş, Trump ise bu göreve sadık destekçilerinden Kash Patel'i atamıştı.



Çin, Uygurlara yönelik seyahat yasağını hafifletti, ancak ‘ciddi kısıtlamaları’ sürdürüyor

Çin'deki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çocuklarıyla birlikte bir Uygur gıda satıcısı (AP)
Çin'deki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çocuklarıyla birlikte bir Uygur gıda satıcısı (AP)
TT

Çin, Uygurlara yönelik seyahat yasağını hafifletti, ancak ‘ciddi kısıtlamaları’ sürdürüyor

Çin'deki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çocuklarıyla birlikte bir Uygur gıda satıcısı (AP)
Çin'deki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çocuklarıyla birlikte bir Uygur gıda satıcısı (AP)

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Çin'in Uygurların seyahat yasağını hafiflettiğini, ancak yurt dışına seyahat etmek veya Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki ailelerini ziyaret etmek isteyenlere yönelik ‘ciddi kısıtlamaları’ sürdürdüğünü belirtti.

Pekin, Birleşmiş Milletler'in (BM) ‘insanlığa karşı suç’ teşkil edebileceğini söylediği bir girişimle kuzeybatı bölgesinde bir milyondan fazla Uygur ve diğer Müslümanları gözaltına almakla suçlanıyor. Çin ise suçlamaları şiddetle reddediyor ve politikalarının Sincan'ı radikalizmden arındırdığını ve bölgeye ekonomik kalkınma getirdiğini söylüyor. Araştırmacılar, aktivistler ve Uygur diasporası üyelerine göre Çinli yetkililer, 2010 yılının ortalarındaki baskılardan bu yana yurtdışındaki insanlarla bağlantılı Uygurları gözaltına aldı ve seyahat belgelerine el koydu.

HRW’nin dün yayınlanan raporuna göre, Çinli yetkililer şimdi bazı Uygurlara pasaportlarını iade etmeye ve halkın seyahat başvurusunda bulunmasına izin vermeye başladı, ancak ‘ciddi kısıtlamalar’ devam etti. HRW’nin Çin araştırmacısı Yalkun Uluyol'a göre bu gevşeme, ‘bazı Uygurların yıllarca haber alamadıktan sonra yurtdışındaki akrabalarıyla kısa süreliğine görüşmesine olanak sağladı’, ancak kısıtlamalar halen ‘baskı’ için kullanılıyor.

Rapora göre, Çin'de Müslüman bir azınlık olan Uygurların neden seyahat ettiklerini açıklamaları, belirli bir tarihe kadar geri dönmeleri ve Çin hükümetini yurtdışında eleştirmeyeceklerine dair taahhütte bulunmaları gerekiyor. Rapora göre Uygurların aile üyeleriyle birlikte seyahat etmelerine nadiren izin veriliyor ve Çin'e döndüklerinde sıklıkla sorguya çekiliyorlar.

Yabancı pasaportlarla Çin'i ziyaret eden Uygurlar genellikle vize için uzun süre beklemek zorunda kalıyor, yetkililer tarafından sorgulanıyor ve akrabalarının evlerinde gecelemeleri engelleniyor. Bazıları HRW'nin Sincan'daki sözde iyileşmelerin tek taraflı bir resmini çizdiğini söylüyor. Zira söz konusu rapor, Çin dışındaki 23 Uygurla yapılan görüşmelere ve Çin hükümet belgelerine dayanıyor.

Sincan'daki gözaltı kamplarının şiddet, cinsel istismar, zorla çalıştırma ve siyasi endoktrinasyonla dolu olduğu düşünülüyor. Çin bu suçlamaları reddediyor ve tesislerin gönüllü eğitim merkezleri olduğunu ve kursiyerler ‘mezun olduktan’ sonra kapatıldığını söylüyor.

ABD, Pekin'in Uygurlara yönelik muamelesini ‘soykırım’ olarak nitelendirdi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği geçtiğimiz ağustos ayında, şok edici bir raporun orada insanlığa karşı suç işlenmiş olabileceğini öne sürmesinden iki yıl sonra, Sincan'da ‘sorunlu’ politikaların halen yürürlükte olduğunu açıkladı.