Trump: Suudi Arabistan'ın büyük bir varlık fonu var biz de ona yetişmeye çalışacağız

“Yatırımlar” ilham verici, dillere destan bir başarı öyküsüne dönüştü

TT

Trump: Suudi Arabistan'ın büyük bir varlık fonu var biz de ona yetişmeye çalışacağız

Trump: Suudi Arabistan'ın büyük bir varlık fonu var biz de ona yetişmeye çalışacağız

ABD Başkanı Donald Trump, ABD için bir varlık fonu kurulmasına yönelik başkanlık emrini imzalarken, Suudi Kamu Yatırım Fonu'na atıfta bulunarak, Krallığın büyük bir varlık fonuna sahip olduğunu ve ABD'nin varlık fonu aracılığıyla buna yetişmeye çalışacağını söyledi.

Suudi varlık fonu, 925 milyar dolarlık varlıkları ile dünya çapında en büyük varlık fonları arasında altıncı sırada yer alıyor. Bu miktarın 2030 yılına kadar 2 trilyon dolara çıkması planlanıyor.

Devlet varlık fonları, ülke ekonomisinde istikrarı sağlamak, çeşitlendirmek ve gelecek nesillere zenginlik kazandırmak amacıyla ülkelerin sahip olduğu yatırım araçlarıdır. ​​Çoğu bir yatırım hesabı, bir geliştirme aracı veya ikisinin birleşimi olarak çalışır.

Kamu Yatırım Fonu, 50 yılı aşkın bir süre önce, 1971 yılında, Maliye Bakanlığı'na bağlanmak üzere kraliyet kararnamesi ile kuruldu ve bu uzun yıllar boyunca, yerel olarak hayati öneme sahip büyük şirketlerin kurulmasına katkıda bulunan, ulusal ekonomi için birçok stratejik projeyi finanse eden ulusal ekonomik destekçi oldu. Fonun varlığı, Krallık ekonomisinin, dünyanın en güçlü ekonomilerini içeren G20'ye katılmaya hak kazanan hızlı adımlarla ilerlemesini sağladı.

Tarihsel dönüşüm

2015 yılında, Bakanlar Kurulu'nun fonu Ekonomik ve Kalkınma İşleri Konseyi'ne bağlayan bir karar yayınlamasıyla Suudi "Varlık fonu" sektöründe niteliksel bir değişim meydana geldi. Ardından, Veliaht Prens, Başbakan ve Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi Başkanı Prens Muhammed bin Selman'ın başkanlık edeceği Yönetim Kurulu'nun yeniden yapılandırılma süreci gerçekleşti.

Böylelikle Suudi Arabistan, çeşitli niteliksel yatırımlarla dünyaya açılan Kamu Yatırım Fonu'nun yeni ve farklı bir doğuşuna tanık oldu ve dünyanın en büyük devlet fonları listesinde 2016 yılında 13. sıradan her geçen yıl ilerleyerek 2024 yılında dünyanın 6. büyük devlet fonu konumuna yükseldi.

Hükümetlerin ve devlet fonlarının yatırımlarını inceleme konusunda uzmanlaşmış SWF Vakfı'nın son sınıflandırmasına göre varlıkları 925 milyar dolara ulaştıktan sonra en büyük devlet fonları arasında 6. sırada yer aldı.

Zxasdfre
Riyad'daki Kral Abdullah Finans Merkezi'nin kuleleri, ortadaki en yüksek kule Kamu Yatırım Fonu'nun (Şarku'l-Avsat)

2017 yılında, dünya çapındaki liderlerin ve ekonomi politikası yapıcılarının ilgi odağı haline gelen ve her yıl düzenlenen “Geleceğe Yatırım Girişimi” etkinliğinin yanı sıra 2018-2020 Kamu Yatırım Fonu Programı da başlatıldı.

Yeni strateji

Prens Muhammed bin Selman başkanlığındaki Suudi "Varlık fonu" yönetim kurulu, Kamu Yatırım Fonu'nun 2021-2025 yıllarına yönelik stratejisini onayladı. Fonun beş yıl boyunca, en önemlisi 2025 yılına kadar artan bir şekilde, yerel ekonomiye yılda en az 150 milyar riyal (40 milyar dolar) enjekte etmek ve iştirakleri aracılığıyla kümülatif olarak 1,2 trilyon riyallik (320 milyar dolar) petrol dışı GSYH'ye katkıda bulunmak olan çeşitli hedefler üzerinde çalışacağı belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre fon, 2025 yılı sonuna kadar varlıklarının 4 trilyon riyali aşmasını ve doğrudan ve dolaylı olarak 1 milyon 8oo bin kişiye istihdam yaratmayı hedeflemektedir.

Mega projeler

Fonun 2015'teki dönüşümünden bu yana, "Vizyon 2030" kapsamında hedeflenen en büyük Suudi projelerine sahip oldu; bunlardan en önemlisi: NEOM, Qiddiya, Kızıldeniz International, Roshn ve Diriye Projesi.

Suudi "Varlık fonu", "Vizyon 2030" doğrultusunda küresel çapta etkili olmak için Krallık içindeki ve dışındaki çeşitli sektörleri kapsayan devasa bir yatırım portföyü oluşturmayı hedeflediği bir adımda, stratejik ve belirli sektörleri hedefleyen yaklaşık 99 şirket kurmayı başardı.

Tüm bu gelişmeler, Kamu Yatırım Fonu'nun Moody's tarafından "pozitif" görünümle "A1", Fitch tarafından ise "durağan" görünümle "A+" olarak derecelendirilmesine yol açtı.



Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN


Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
TT

Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Fransa şubesi Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ) ile iş birliği yaparak, 26 Kasım'da Paris'teki Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı'na, Filistin topraklarında medya özgürlüğünü engelleme ve savaş suçları işleme suçlamalarıyla şikayette bulundu.

Kimliği belirsiz kişiye karşı açılan dava, Fransız gazetecilerin güvenliklerini ve çalışmalarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla gizlice toplanan çok sayıda tanık ifadesine dayanıyor.

İki kuruluştan yapılan açıklamada, "Temel ilkeler olan basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı Gazze ve Batı Şeria'da yeniden tesis edilmelidir"denildi.

"İşgal altındaki Filistin topraklarında gazetecilerin çalışmalarının yaygın olarak engellendiği göz önüne alındığında, sembolik açıklamalar önemini koruyor, ancak yeterli değil. Harekete geçilmeli ve Fransız yargısının bu konuda bir rolü olmalı. Geçen hafta Paris'te yaptığımız şikayetin anlamı da bu."

Şikayette, özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana hiçbir yabancı gazetecinin serbestçe girmesine izin verilmeyen Gazze'ye uygulanan medya karartması ve Hamas saldırıları hedef alınıyor.

İki kuruluş, bu durumu "silahlı çatışmada eşi benzeri görülmemiş bir karartma" olarak nitelendirirken, Filistinli gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik "sert baskı"nın da eşlik ettiğini belirterek, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun 225 cinayeti belgelediğini kaydetti.

Kuruluşlar, İsrail ve Batı Şeria'da gazetecilerin çalışmalarına getirilen kısıtlamaları da kınadı.

Sahada çalışan Fransız muhabirler, günlük hayatta olayları takip etmelerinin engellendiğini, tehdit edildiğini, ekipmana el konulduğunu, fiziksel saldırılara maruz kaldıklarını, silahların savrulduğunu, tutuklamalar, aramalar ve sorgulamalar, gözaltılar ve keyfi sınır dışı edilmeler yaşandığını ve hatta bazen "vurulduklarını" anlattılar.

Şikayette, belirli bir kişiyi hedef almadıklarını belirtilerek, belgelenen ihlallerin işgal altındaki topraklarda, siviller ve yerleşimcilerin yanı sıra askeri, polis, gümrük ve idari birimlere atfedildiği, "olayların doğru ve dengeli bir şekilde aktarılmasını engellemek ve tek taraflı bir anlatım dayatmak" amacı güdüldüğü belirtildi.

Bu bağlamda SNJ Genel Sekreterleri Vanessa Ribush ve Julien Fleury, "Gazeteciler gözlemci olarak görülmekte zorlanıyorlar, çünkü çoğu zaman aktivist, hatta terörist gibi muamele görüyorlar" dedi.

"Onlarca silahlı yerleşimci tarafından takip edildiklerinde, hayatlarına yönelik tehlike mevcut ve bazen somut hale geliyor. Gazetecilerin temel haklarının bu şekilde ihlal edilmesi cezasız kalamaz" diye eklediler.

İki örgüt, işgal altındaki topraklarda yaşanan ihlallerin, İsrail'in "devlet dokunulmazlığı"nı ileri sürmesini engellediğini ve özellikle ihlallerin Fransız vatandaşlarını etkilemesi ve temel özgürlüklerini ihlal etmesi nedeniyle, Fransız yargısının harekete geçmesinin önünü açtığını savundu.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Anthony Bellanger ise "Fransız gazetecilerin uluslararası insancıl hukukun tamamen geçerli olduğu alanlarda çalışmalarını engellemelerine, tehdit ve sindirilmelerine veya hedef alınmalarına artık izin vermeyeceğiz" dedi. Bellanger, "Basın özgürlüğü çiğnendiğinde ve savaş suçları işlendiğinde, Fransa vatandaşlarını korumak için harekete geçmelidir. Şikayetimiz, uluslararası hukukun üstünde kimsenin olmadığını ve gerçeğin susturulamayacağını herkese hatırlatmak için gerekli bir adımdır" ifadesini kullandı.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Ulusal Gazeteciler Birliği'ni temsil eden avukatlar Inès Dafoe ve Louise L. Yafe, bu şikayetin Fransa'da "eşi benzeri görülmemiş" olduğunu doğrulayarak, "Gazetecilerin çalışmalarının sistematik olarak engellenmesi ve onları hedef alan savaş suçları temelinde, çatışma bölgesindeki Fransız muhabirlerini korumak için ulusal bir mahkemeye ilk kez böyle bir dava açıldı" dediler.

"Basın özgürlüğünün korunması, hukukun üstünlüğüyle yönetilen her devlette temel bir ilkedir ve Fransız gazetecilerin görevlerini yerine getirme yetenekleri ihlal edildiğinde, mahkemelere başvurmalarını tamamen haklı çıkarır" vurgusu yapıldı.


Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yapacağı görüşmenin Ukrayna ile olan çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi için önemli bir adım olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Rus medya kuruluşu RT’den aktardığına göre Peskov, Putin ve Witkoff'un bugün Washington'un son günlerde Kiev ile yaptığı görüşmelerde elde ettiği sonuçları tartışacaklarını söyledi.

Peskov, “Rusya barış görüşmelerine açık, ancak Ukrayna'daki askeri operasyon çerçevesinde belirli hedeflerine ulaşması gerekiyor... Rusya, Ukrayna çatışmasına gelecek nesiller için bir çözüm bulunmasını istiyor” ifadelerini kullandı.

Witkoff, Miami'de Ukrayna heyetiyle yapılan görüşmelerin sonuçlarını Rusya Devlet Başkanı’na aktarmak ve Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için Başkan Donald Trump'ın önerilerini iletmek üzere Putin ile görüşmeye hazırlanıyor.