Trump “toprak politikası” nedeniyle Güney Afrika’ya mali yardımı durdurdu

Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ve ABD Başkanı Donald Trump'ın (AFP)
Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ve ABD Başkanı Donald Trump'ın (AFP)
TT

Trump “toprak politikası” nedeniyle Güney Afrika’ya mali yardımı durdurdu

Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ve ABD Başkanı Donald Trump'ın (AFP)
Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ve ABD Başkanı Donald Trump'ın (AFP)

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre ABD Başkanı Donald Trump, toprak politikası ve Washington'un müttefiki İsrail'e karşı açtığı soykırım davası nedeniyle, Güney Afrika'ya mali yardımın durdurulmasını öngören bir kararname imzaladı.

Beyaz Saray, Washington'un, Güney Afrikalı çiftçileri ve ailelerini mülteci olarak yeniden yerleştirmek için bir plan geliştireceğini belirtti. Açıklamada, ABD'li yetkililerin insani yardıma öncelik vermek üzere adımlar atacağı ve bu adımlar arasında çoğunlukla ilk Hollandalı ve Fransız yerleşimcilerin torunları olan mültecilerin ABD Mülteci Kabul Programı aracılığıyla kabul edilmesi ve yeniden yerleştirilmesinin de yer alacağı belirtildi.

Trump, kanıt göstermeden “Güney Afrika'nın topraklara el koyduğunu” ve “bazı insan gruplarına çok kötü davranıldığını” söyledi.

Trump'a yakın olan Güney Afrika doğumlu milyarder Elon Musk, Güney Afrika'daki beyazların “ırkçı mülkiyet yasalarının” kurbanı olduğunu ifade etti.

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa Trump'ın kararının ardından ülkesinin toprak politikasını savunarak, hükümetin hiçbir toprağa el koymadığını ve politikanın insanların toprağa adil erişimini sağlamayı amaçladığını söyledi.

Washington ayrıca Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'i Gazze Şeridi'nde on binlerce insanın ölümüne ve insani krize neden olan askerî harekâtı nedeniyle soykırımla suçlayan davasından da şikayetçi oldu.

Beyaz Saray bu davayı, Güney Afrika'nın Washington ve müttefiklerine karşı pozisyon almasının bir örneği olarak gösterdi. Beyaz Saray, Trump tarafından imzalanan kararnamenin Afrika ülkesindeki insan hakları sorunlarını ele alacağını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göreTrump göreve geldikten kısa bir süre sonra, Güney Afrika'ya yönelik fonları kesmekle tehdit etmişti.



Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
TT

Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)

Amerikan vatandaşı Joseph Tater, yaklaşık bir yıl boyunca hapishanede ve psikiyatri hastanesinde tutulduktan sonra Rusya'dan ayrıldı.

46 yaşındaki Tater, ağustos ayında Moskova'da otel çalışanlarına kötü muamele ve ardından bir polis memuruna saldırı suçlamasıyla tutuklandı.

Nisan ayında mahkeme, Tater'in yargılanmaya uygun olmadığına karar verdi ve onu “tıbbi nitelikteki zorlayıcı tedbirler” yani zorunlu psikiyatrik tedaviye sevk etti.

Rus yetkililer, Tater'i kararın açıklanmasından önce bir gözaltı merkezinden psikiyatri koğuşuna nakletmişti. TASS'ın o zamanki haberine göre, bir sağlık heyeti Tater'in “gerginlik, dürtüsellik, hayali düşünceler ve davranışlar” sergilediğini belirtmişti.

Rus resmi haber ajansları, Tater'in eylül ayında yapılan duruşmada ABD vatandaşlığından vazgeçmek istediğini ve CIA'nın kendisini takip ettiğini söylediğini bildirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre kolluk kuvvetleri, “yargı kararıyla psikiyatri hastanesinde tutulan ABD vatandaşı Tater'in Moskova'daki klinikten çıkmasına izin verildiğini ve Rusya topraklarını terk ettiğini” bildirdi.

Rusya, son yıllarda casusluk, Rus ordusunu eleştirmek, hırsızlık ve ailevi anlaşmazlıklar gibi çeşitli suçlamalarla çok sayıda ABD vatandaşını tutukladı. Bu durum, Washington'un Moskova'yı “rehine alma” ve bunları takas işlemlerinde kullanma niyetinde olduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı.

ABD ve Rusya çifte vatandaşı olan Ksenia Karelina, nisan ayında, Ukrayna'yı destekleyen bir hayır kurumuna yaklaşık 50 dolar bağışladığı için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Buna karşılık Washington, Rus-Alman vatandaşı Arthur Petrov'u serbest bıraktı. Petrov, ABD yapımı elektronik cihazları Rus ordusuyla iş yapan şirketlere yasadışı olarak ihraç etmekle suçlanıyordu.