İsrail'in Netzarim ekseninden çekilmesi ne anlama geliyor?

TT

İsrail'in Netzarim ekseninden çekilmesi ne anlama geliyor?

İsrail'in Netzarim ekseninden çekilmesi ne anlama geliyor?

İsrailli bir subay Gazze Şeridi'ni ikiye bölen Netzarim ekseninden çekilmeye başlarken askerlerine “Bugün siyasi liderliğin emriyle çekiliyoruz ama buraya geri döneceğiz, Hamas hazırlanıyor ve biz de hazırlanıyoruz, onlara hiçbir şey bırakmayacağız” dedi.

İsrail sosyal ağlarında dolaşan bir videoda, ordunun Pazar sabahı eksenden çekilmeden saatler önce eksende inşa ettiği her şeyi yıktığı, eşyaları ve binaları yaktığı görülüyor.

Netzarim'den çekilme, İsrail ile Hamas arasında Mısır, Katar ve ABD'nin desteklediği ateşkes anlaşmasının, İsrail'in anlaşmanın uygulanmaya başlamasından üç hafta sonra çekilmesini içeren ve iki taraf arasındaki esir değişimini tamamlayan düzenlemeleri çerçevesinde gerçekleşti.

zxscdfg
Hamas, Deir el-Belah’ta İsrailli tutukluların teslimi için platformda “Biz seliz… Biz ertesi günüz” yazılı pankart açtı (AFP)

Hamas liderlerinden Sami Ebu Zuhri'ye göre Hamas çekilmeyi “bir yenilgi ilanı ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun hedeflerine ulaşamaması ya da Gazze topraklarında kalamaması” olarak gördü.

Hamas'ın değerlendirmeleri ve İsrail'in tehditleri, eksenin kaderinin endişe konusu olmaya devam edeceğini ve eksenden çekilmeye devam etme sorununun ateşkes anlaşmasının ve mevcut müzakere yolunun hayatta kalmasına bağlı olduğunu gösteriyor.

Netzarim'in önemi nedir?

Netzarim koridorunun önemi, 1993 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü ve İsrail arasında ilk anlaşmayla sonuçlanan Oslo müzakerelerine kadar uzanmaktadır. O dönemde bu eksen, “barış sürecini” başlatmak için sarf edilen çabaları neredeyse başarısızlığa uğratmış ve her iki tarafın liderleri ve bu müzakereleri destekleyenler tarafından örülen yüksek umutlara rağmen, bu eksen kurban edilecek kadar büyük bir önem taşıyor gibi görünmüştür.

İsrail, Gazze Şeridi'nin tamamını boşaltmayı ve buradaki mevcut tüm yerleşimleri (21 yerleşim) boşaltmayı ve yıkmayı kabul ederken, Netzarim ekseninden çekilmeyi reddetti, bu da Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın İsrail'in buna bağlılığını merak etmesine ve bunun arkasındaki sırrı anlamaya çalışmasına ve bu uzlaşmazlığın arkasında ciddi stratejik siyasi hedefler olduğundan şüphelenmesine neden oldu.

Sonunda arabulucular, İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamından çekileceği, ancak eksen üzerindeki güvenlik kontrolünü sürdüreceği, Filistin Yönetimi'nin ise tıpkı Batı Şeria'daki 'B Bölgesi' gibi burayı idari ve sivil olarak yöneteceği bir anlaşmaya varmayı başardılar.

Netzarim'deki yerleşim tamamen güvenlik amaçlı olup, Filistinlilerin yoğun olarak yaşadığı bir bölgede yer aldığı için İsrail'in buradaki varlığı bir tehdit oluşturmaktadır ve 1972 yılında General Şaron'un girişimiyle “Beş Parmak Planı” olarak bilinen planın bir parçası olarak kurulmuştur.

Bu, işgal kontrol sürecini kolaylaştırmak için Gazze Şeridi'nin İsrail eksenleri tarafından kesilen dört bölgeye bölünmesi anlamına geliyor. Yerleşimin kurulmasından üç yıl sonra Siyonist bir dini hareket bir sinagog inşa etti, ancak burada kalan ailelerin sayısı 60'ı geçmedi.

Çeşitli eksenlerden birçok silahlı saldırıya maruz kalan koridor  Muhammed el-Durrah adlı çocuk babasının kucağındayken öldürüldüğü olayla hafızalara kazındı.

Nitzarim isminin kökeni nedir?

Nitzarim ekseninin adı, aşırı sağcı general Rehavam Zeevi tarafından, Gazze'nin doğusundaki İsrail kontrolündeki bölgeden batıda Akdeniz'e kadar Gazze Şeridi'ni çaprazlama ikiye böldüğü için Gazze limanının doğrudan güvenlik denetimini sağlamak amacıyla, eksene bitişik Filistin mülteci kampının adına atıfla “ Nusseyrat ” kelimesinin İbranice tercümesi olarak seçildi.

Her ne kadar Şaron başbakan olduğunda buraya Tel Aviv'le aynı önemi vermiş ve 2003'te “Netzarim'in kaderi Tel Aviv'in kaderi gibidir” demiş olsa da 2005'teki ayrılık planının bir parçası olarak buradan tamamen çekilmeyi ve Filistinlilere devretmeyi kabul etti.

xzcsdvfg
İsrailli yerleşimciler Ağustos 2005'te Gazze'deki Netzarim yerleşiminden ayrılırken dzüzenledikleri yürüyüş (AP)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırısının ardından İsrail Netzarim'i yeniden işgal etti ve üzerine 20 büyük askeri üs ve çok sayıda askeri noktalar inşa etti.

İsrail Netzarim'e binalar, altyapı, yollar ve gözlem kuleleri inşa ederek uzun yıllar boyunca burayı terk etmeyeceğini açıkça ortaya koymuştu. Başbakan Netanyahu burayı “İsrail'in Gazze'deki güvenliğinin en önemli ayağı” olarak nitelendirmişti.



Riyad ve Washington’dan Ortadoğu’da ve dünyada barış ve güvenliğin tesisi için çalışma vurgusu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katıldıktan sonra tokalaştılar (EPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katıldıktan sonra tokalaştılar (EPA)
TT

Riyad ve Washington’dan Ortadoğu’da ve dünyada barış ve güvenliğin tesisi için çalışma vurgusu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katıldıktan sonra tokalaştılar (EPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katıldıktan sonra tokalaştılar (EPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile ABD Başkanı Donald Trump dün Riyad'dan yatırım, siyasi ve güvenlik gibi çeşitli konularda mesajlar gönderdi.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman “Riyad ve Washington arasındaki ortak çalışmaların ekonomik iş birliğiyle sınırlı olmadığını, Ortadoğu’da ve dünyada güvenlik, istikrar ve barışın tesis edilmesine kadar uzandığını’ söyledi. ABD Başkanı Trump ise bölge liderlerinin bu fırsatı değerlendirebilmeleri halinde Ortadoğu'yu ‘harika bir şafağın’ beklediğini söylerken, Suudi Arabistan'ı ‘dünyanın kalbi’ olarak nitelendirdi.

Veliaht Prens'in konuşması

ABD Başkanı Donald Trump'ın dün Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında düzenlenen Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nun açılış konuşmasını yapan Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan ve ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin 90 yılı aşkın bir süredir enerjiden bilgi ve inovasyona kadar uzanan derin bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı. Veliaht Prens, ülkesinin ABD'nin bölgedeki en büyük ekonomik ortağı olduğuna ve ‘ortak yatırımların’ iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin en önemli ayaklarından biri olduğuna dikkati çekti.

5y6u7ı8
Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Trump Yatırım Forumu katılımcılarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi (SPA)

İki ülke arasındaki ortaklık fırsatlarının büyüklüğünün 600 milyar dolar olduğunu ve Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nda açıklanan anlaşmaların 300 milyar doları bulduğunu söyleyen Veliaht Prens, Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun (PIF) küresel yatırımlarının yüzde 40'ının ABD'ye gittiğini belirtirken, bin 300 ABD şirketinin ülkesinde yatırım yaptığın altını çizdi.

Suudi Arabistan 2030 Vizyonunun ‘ekonomiyi çeşitlendirmeyi ve özel sektörü güçlendirmeyi’ amaçlayan benzeri görülmemiş bir ekonomik dönüşümü gerçekleştirebildiğini söyleyen Veliaht Prens, Riyad ve Washington arasındaki ortak eylemin sadece ekonomik iş birliğiyle sınırlı olmadığını, bölgede ve dünyada güvenlik, istikrar ve barışın tesis edilmesini de kapsadığını vurguladı.

Trump'ın konuşması

Öte yandan Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile birlikte Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katılan ABD Başkanı Donald Trump, bölge liderlerinin bu fırsatı değerlendirmeleri, anlaşmazlıkları bir kenara bırakmaları ve ortak çıkarlara odaklanmaları halinde Ortadoğu'yu ‘harika bir şafağın’ beklediğini söyledi. Suudi Arabistan'ı ‘dünyanın kalbi ve merkezi’ olarak nitelendiren Trump, ABD ekonomisinin Suudi Arabistan dışında dünyanın en iyi ekonomisi olduğuna dikkati çekti.

ABD’nin Suudi Arabistan'daki ‘müttefiklerini ve dostlarını’ savunmak için askeri güç kullanmaktan çekinmeyeceğini ifade eden Trump, Suudi Arabistan'ın Ukrayna'daki savaşı durdurmaya yönelik müzakerelerdeki rolünü takdir ettiğini belirterek “Suudi Arabistan Veliaht Prensi güçlü müttefiklerimizin en iyi temsilcisidir” dedi. Trump, Riyad'ın tüm dünya için bir iş merkezi olma yolunda ilerlediğini de sözlerine ekledi.

Gazze halkının daha iyi bir geleceği hak ettiğini söyleyen ABD Başkanı, ülkesinin oradaki korkunç savaşı durdurmak için çalıştığını vurguladı.

“Eğer o dönemde başkan ben olsaydım, Ukrayna'daki savaş ve 7 Ekim saldırısı olmazdı” sözlerini yineleyen Trump, bu savaşları durdurmak için çalıştığını belirterek, Batı'yı ‘durdurulamaz başka bir savaşa sürüklenmemeleri’ konusunda uyardı.

İran ve Hizbullah'ın politikalarının kurbanı olduğunu düşündüğü Lübnan hakkında da konuşan Trump, Lübnan'ın komşularıyla birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmesine ve ekonomik kalkınmasına yardımcı olmaya hazır olduğunu ifade etti. Trump, Lübnan'ın yeni yöneticilerinin ‘profesyonel olduğunu ve ülkeleri için en iyisini istediklerini’ duyduğunu belirtti.

Konuşmasında İran'a da bir mesaj gönderen ve İran'ın uzatılan ‘zeytin dalını’ reddetmesi halinde yaptırımlar yoluyla İran'ın karşısına çıkacağını söyleyen Trump, İran'la bir anlaşma yapmak istediğini ve İran’ın nükleer silah elde etmesine asla izin vermeyeceklerini vurguladı.

Trump, Yemen'deki Husilerle ilgili olarak ise eski ABD Başkanı Joe Biden'ın Husileri terör örgütleri listesinden çıkarma kararını eleştirdi. Trump, ABD güçlerinin Husilere karşı bin 100'den fazla saldırı düzenlediğini ve örgütün Kızıldeniz'de hiçbir ABD gemisini yeniden hedef almayacağını söyledi.

Sekiz yıl önceki ziyareti sırasında Kral Selman'ın gösterdiği misafirperverliği unutmadığını söyleyerek övgüde bulunan ABD Başkanı, bu bağlamda Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğini de takdir etti. Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi'ne izleyicilerin önünde geceleri uyuyup uyumadığını sorarken, Suudi Arabistan ekonomisinin pek çok yönünün petrolden daha üstün hale gelmesinden duyduğu şaşkınlığı dile getirdi ve Suudi Arabistan'ın son 8 yılda kendisini eleştirenlerin yanıldığını kanıtladığını ifade etti.

Suudi Arabistan'da gördüğü ‘mimari dehanın’ dünyanın başka hiçbir yerinde görmediğini belirten Trump, Riyad'ın dünyanın yüksek teknoloji başkenti haline geldiğini kaydetti. Suudi Arabistan'ın Dünya Kupası'na ve diğer turnuvalara ev sahipliği yapmasının harika olacağını söyleyen ABD Başkanı, “Ortadoğu'nun geleceği buradan başlıyor” diyerek bu bölgedeki dönüşümün inanılmaz olduğunu vurguladı.

Bölgenin ‘halkı sayesinde’ gelişmesinden övgüyle söz eden ve Suudi Arabistan'ın geleceğe bakarken, gelenek ve göreneklerini korumasına duyduğu hayranlığı dile getiren ABD Başkanı, iki ülke arasındaki ortaklığın güçlü kalmaya devam edeceğini ve yönetiminin bunu güçlendirmek için adımlar attığını söyledi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katılmadan önce ABD Başkanı Donald Trump'a eşlik ederek forum sergisini gezdirdi. İki lidere PIF'in başlıca projeleri hakkında bilgi verildi.

Tur kapsamında ayrıca 2034 yılında FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak stadyumlar gezildi ve Kral Selman Parkı ve Kızıl Deniz Projesi hakkında bir sunum yapıldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Trump ve Muhammed bin Selman, Saudi Aramco Yönetim Kurulu Başkanı Emin Hasan en-Nasır’dan bir brifing, Diriyah Company Group CEO'su Jerry Inzerillo’dan bir açıklama ve Kral Salman Parkı ve Kızıl Deniz Projesi hakkında yapılan bir sunumu dinlediler.