Trump ve Musk, medyanın aralarını açmaya çalıştığını iddia etti

Trump ve Musk, Fox News sunucusu Sean Hannity'ye medya kuruluşlarının aralarını açmaya çalıştığına inandığını söyledi (FOX)
Trump ve Musk, Fox News sunucusu Sean Hannity'ye medya kuruluşlarının aralarını açmaya çalıştığına inandığını söyledi (FOX)
TT

Trump ve Musk, medyanın aralarını açmaya çalıştığını iddia etti

Trump ve Musk, Fox News sunucusu Sean Hannity'ye medya kuruluşlarının aralarını açmaya çalıştığına inandığını söyledi (FOX)
Trump ve Musk, Fox News sunucusu Sean Hannity'ye medya kuruluşlarının aralarını açmaya çalıştığına inandığını söyledi (FOX)

ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk, Fox News sunucusu Sean Hannity'ye medya kuruluşlarının aralarını açmaya çalıştığına inandığını söyledi.

Hükümet Verimliliği Bakanlığı diye adlandırılan ve federal işgücünde kapsamlı işten çıkarmalara öncülük eden dünyanın en zengin kişisi ve Trump, salı günü kanalda yayımlanacak röportaj için geçen hafta Hannity'yle bir araya geldi.

Ön gösterimde Hannity, medyanın (yani The New York Times, The Washington Post ve gece yarısı şov programlarının) "ikisinin birbirinizden nefret etmeye başlamasını istediğini" söylüyor.

Boşanmanızı istiyorlar. Ve örneğin 'Başkan Elon Musk' gibi ifadeler kullanıyorlar. Bunu size yaptıklarını biliyor musunuz değil mi?

Trump, ilişkileri hakkındaki spekülasyonların Tesla CEO'sunun kendisini aramasına yol açtığını açıkladı.

"Aslında Elon beni aradı. 'Bizi ayırmaya çalıştıklarını biliyorsun' dedi" diye anlattı.

Ben de 'Kesinlikle' dedim.

Bir dakikalık ön gösterimde çoğunlukla Trump konuşurken Musk da Başkan'ın dediklerine başını salladı. Trump, milyarderden "Başkan Musk" diye bahseden medya haberlerinden söz ettiğinde Musk güldü.

Trump, "Bu çok açık. Bu konuda çok kötüler" dedi.

Eskiden bu işte iyi olduklarını düşünürdüm. Aslında bu işte kötüler çünkü bu işte iyi olsalardı asla başkan olamazdım. Ne öğrendim biliyor musun Elon, insanlar akıllı. Anlıyorlar. Evet, anlıyorlar, bize neler olduğunu gerçekten görüyorlar.

Musk kısa süre önce X'te Trump'ı "herhangi bir heteroseksüel erkeğin sevebileceği kadar" sevdiğini paylaşmıştı.

Ancak yorumcular iki milyarder arasındaki yakın dostluğun eninde sonunda biteceğini düşünüyor.

Politico'nun kıdemli siyasi köşe yazarı Jonathan Martin bu ay, "Trump Show tek kişilik bir gösteri" diye yazdı.

Ve başka kimseye yer yok, en azından daha zengin ve (neredeyse) benzer bir ilgi açlığına sahip birine.

Musk geçen hafta Oval Ofis'te, SpaceX ve Tesla CEO'suna daha da fazla güç veren bir kararnamenin imzalanmasına tanıklık etmesi için 4 yaşındaki oğlunu getirdiği son derece tuhaf bir basın toplantısında ilgi odağıydı.

sacdfrg
Musk ve 4 yaşındaki oğlu, Oval Ofis'teki son derece tuhaf basın toplantısında ilgi odağıydı (Reuters)

MSNBC sunucusu Lawrence O'Donnell, Trump'la bu görüntü üzerinden dalga geçti ve "daha önce hiç görmediğimiz türden bir başkanlık itaatkarlığı resmi" sunduğunu iddia etti.

Görüntüyü "Bir ABD başkanının şimdiye kadar bir kamera tarafından yaratılmış en güçsüz hali" diye nitelendiren Last Word sunucusu, Musk'ın oğlunu omuzlarında tuttuğu, Trump'ın masasında somurtarak oturduğu, yardımcıları Stephen Miller ve Will Scharf'ın ise kenarda durduğu bir fotoğrafa işaret etti.

İşte orada. Bu karede Elon Musk tek kelime etmeden dünyaya Donald Trump'ın kendisinin patronum olmadığını anlatmak için elinden geleni yapıyor. Donald Trump o karedeki diğer yetişkinlerin, Stephen Miller ve Will Scharf'ın patronu.

Röportajın tamamı 18 Şubat'ta yayımlanacak.

Independent Türkçe



Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC