Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC



Netanyahu, Smotrich ve Ben-Gvir'i Gazze'deki ateşkes görüşmeleri için acil toplantıya çağırdı

Sağdan sola: Bezalel Smotrich, Benjamin Netanyahu ve Itamar Ben-Gvir (İsrail medyası)
Sağdan sola: Bezalel Smotrich, Benjamin Netanyahu ve Itamar Ben-Gvir (İsrail medyası)
TT

Netanyahu, Smotrich ve Ben-Gvir'i Gazze'deki ateşkes görüşmeleri için acil toplantıya çağırdı

Sağdan sola: Bezalel Smotrich, Benjamin Netanyahu ve Itamar Ben-Gvir (İsrail medyası)
Sağdan sola: Bezalel Smotrich, Benjamin Netanyahu ve Itamar Ben-Gvir (İsrail medyası)

İsrail Kanal 12 ve kamu yayıncısı Kan'a göre İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varılması için devam eden çabaların ortasında Başbakan Binyamin Netanyahu ile acil olarak görüşmeye çağrıldı.

İki aşırı sağcı bakan, Gazze'de devam eden savaş sırasında Filistinli Hamas hareketiyle varılan önceki iki ateşkes anlaşmasına karşı çıktılar ve gerçekleşebilecek diğer anlaşmaları da engelleyeceklerini açıkladılar. Ayrıca savaşı sona erdirecek ve Hamas'ı Filistin topraklarında iktidarda bırakacak herhangi bir anlaşmaya varılması halinde hükümeti devirmekle tehdit ettiler.

İsrail Yayın Kurumu'na (IBC) göre Times of Israel dün Netanyahu'nun Hamas ile yeni bir ateşkes anlaşması imzalanması halinde, Ben-Gvir'in aşırı milliyetçi Yahudi Gücü (Otzma Yehudit) partisinin hükümetten çekilmesini beklediğini bildirdi.

Yayın kuruluşuna göre Ben-Gvir'in olası çekilmesi karşısında koalisyonunu istikrara kavuşturmak isteyen Netanyahu, Dini Siyonizm Partisi Başkanı Smotrich'i anlaşmanın Hamas'ı Gazze'de iktidarda tutmayacağı konusunda ikna etmeye çalışıyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Ben-Gvir ocak ayında Hamas'la yapılan son ateşkes anlaşmasını protesto etmek için hükümetten çekildi. Askeri operasyonların yeniden başlamasının ardından ise mart ayında geri döndü.