ABD-Rusya yakınlaşması: Putin uzun vadeli stratejisinin karşılığını alıyor

Ukrayna, Rus birliklerinin ilerleyişini durdurmaya çalışıyor (AP)
Ukrayna, Rus birliklerinin ilerleyişini durdurmaya çalışıyor (AP)
TT

ABD-Rusya yakınlaşması: Putin uzun vadeli stratejisinin karşılığını alıyor

Ukrayna, Rus birliklerinin ilerleyişini durdurmaya çalışıyor (AP)
Ukrayna, Rus birliklerinin ilerleyişini durdurmaya çalışıyor (AP)

ABD’nin, Ukrayna savaşını bitirmeye yönelik hamleleri doğrultusunda Rusya’yla yakınlaşmasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir döneme girildi.

New York Times (NYT), son dönemde iki ülke arasındaki yakınlaşmayla, Moskova’nın Washington karşıtı propagandasını değiştirmeye başladığını yazıyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, yaklaşık bir ay önce devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, ABD’yi “kolektif Batı’nın başındaki bencil ve baskıcı” bir yönetim diye nitelemişti.

Son dönemde ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki olumlu hava, Lavrov’un söylemlerine de yansıdı. Bakan, pazar günkü açıklamasında ABD’ye dair şunları söyledi:

Sömürgecilik, savaşlar, haçlı seferleri, Kırım Savaşı, Napolyon, I. Dünya Savaşı, Hitler ve dahası… Tarihe dönüp baktığımızda Amerikalıların bırakın kışkırtıcı davranmayı, herhangi bir tahrik edici rolü bile olmadığını görüyoruz.

NYT, Kremlin’in yeni söyleminde “ABD’nin o kadar da kötü” olmadığına dair bir imaj çizildiğine dikkat çekiyor. Moskova’nın kurduğu siyasi anlatıda, ABD’ye biçilen bu rolün artık Avrupa’yı nitelemek için kullanıldığına işaret ediliyor.

Trump’ın, 12 Şubat’ta Putin’le yaptığı telefon görüşmesi sadece Ukrayna savaşının değil, ABD-Rusya ilişkilerinin de gidişatını değiştirecek bir mihenk taşıydı.

Wall Street Journal (WSJ), Putin’in danışmanlarının da son haftalarda Beyaz Saray'dan gelen “ani ton değişikliği karşısında şaşırdığını” yazıyor.

Rus tarihçi Sergey Radçenko, ikili ilişkilerdeki değişime dair şu yorumları paylaşıyor:

Daha önce böyle bir şey görmemiştik. Sadece siyasi açıdan değil, değerler bakımından da bir değişim var.

Analizde, Putin’in Ukrayna'yı zayıf bir devlete dönüştürüp Batı'nın desteğiyle yeniden silahlanmasını engellemeyi ve NATO’yu Doğu Avrupa'dan tamamen çıkarmayı hedeflediği yorumu yapılıyor. Putin’in kademeli olarak küresel düzeni yeniden şekillendirmeyi uzun süredir planladığı ve şimdi bunun karşılığını almaya başlayabileceği değerlendirmesi paylaşılıyor.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (BMGK) 24 Şubat’ta düzenlenen oylamada ABD ve Rusya, Ukrayna’daki savaşa son verilmesini talep eden tasarıya dair ret oyu kullanmıştı.

Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, 28 Şubat’ta Beyaz Saray’da bir araya gelmiş, toplantıda iki lider arasında hararetli tartışmalar yaşanmıştı. Bu nedenle Washington ve Kiev arasında nadir toprak elementlerine dair maden anlaşması da imzalanamamıştı. Zorlu görüşmenin ardından ABD, Ukrayna’ya tüm askeri desteğin durdurulduğunu açıklamıştı. 

Diğer yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, nadir toprak elementi alanında ABD’yle ortak çalışmaya hazır olduklarını söylemişti.

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal



700 ABD'li diplomat kalkınma ajansının lağvedilmesi nedeniyle Dışişleri Bakanı'nı protesto etti

USAID yardımı Kiev'de (Arşiv- Reuters)
USAID yardımı Kiev'de (Arşiv- Reuters)
TT

700 ABD'li diplomat kalkınma ajansının lağvedilmesi nedeniyle Dışişleri Bakanı'nı protesto etti

USAID yardımı Kiev'de (Arşiv- Reuters)
USAID yardımı Kiev'de (Arşiv- Reuters)

Yüzlerce Dışişleri Bakanlığı ve USAID diplomatı, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya bir mektup yazarak ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nın (USAID) lağvedilmesini protesto etti. Diplomatlar, ajansın yokluğunun ABD liderliğini ve güvenliğini zayıflattığını, Çin ve Rusya tarafından doldurulacak bir boşluk bıraktığını belirtti.

Bakanlığın, diplomatların politikalarla ilgili endişelerini anonim olarak ifade etmelerine olanak tanıyan dahili “muhalefet kanalı” aracılığıyla gönderilmesi beklenen mektupta diplomatlar, Trump yönetiminin 20 Ocak'ta neredeyse tüm dış yardımları dondurmasının, yurtdışındaki ABD diplomatlarının ve askerlerinin güvenliğini tehdit ettiğini ve ABD yardımlarına bel bağlayan milyonlarca insanın hayatını riske attığını ifade ettiler.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan ABD'li bir yetkili, 700'den fazla diplomatın mektubu imzaladığını söyledi. Bir kopyası Reuters tarafından görülen mektupta, “Dış yardım ve destek sözleşmelerinin ciddi bir inceleme yapılmaksızın dondurulması ve feshedilmesi kararı, kilit müttefiklerimizle olan ortaklıklarımızı zayıflatmakta, güveni aşındırmakta ve düşmanların nüfuzlarını genişletmeleri için fırsatlar yaratmaktadır” denildi.

Cumhuriyetçi Başkan, “Önce Amerika” gündeminin bir parçası olarak 20 Ocak'ta göreve döndüğünde tüm dış yardımlar için 90 günlük bir moratoryum emri vermişti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu emir USAID'in dünya çapındaki operasyonlarını durdurdu, hayat kurtaran gıda ve tıbbi yardımların sağlanmasını baltaladı ve küresel insani yardım çabalarını kaosa sürükledi.