CENTCOM Ortadoğu'da stratejik bombardıman uçağı sortisi gerçekleştirdi

Ortadoğu semalarında F-35 ve F-18 savaş uçaklarının eşlik ettiği bir B-52 bombardıman uçağı (CENTCOM)
Ortadoğu semalarında F-35 ve F-18 savaş uçaklarının eşlik ettiği bir B-52 bombardıman uçağı (CENTCOM)
TT

CENTCOM Ortadoğu'da stratejik bombardıman uçağı sortisi gerçekleştirdi

Ortadoğu semalarında F-35 ve F-18 savaş uçaklarının eşlik ettiği bir B-52 bombardıman uçağı (CENTCOM)
Ortadoğu semalarında F-35 ve F-18 savaş uçaklarının eşlik ettiği bir B-52 bombardıman uçağı (CENTCOM)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) müttefikleri ve bölgesel ortaklarıyla askeri iş birliğini geliştirme ve bölgede hızlı konuşlanma kabiliyetlerini sergileme çabalarının bir parçası olarak Ortadoğu'da bir stratejik bombardıman uçağı sortisi gerçekleştirdiğini duyurdu.

Birleşik Krallık'taki RAF Fairford'dan havalanan bir B-52 Stratofortress stratejik bombardıman uçağı, CENTCOM sorumluluk alanına girmeden önce Avrupa hava sahasından geçti.

Misyon, havadan havaya yakıt ikmali ve bölgedeki ortak kuvvetlerle ortak eğitimi de içeriyordu.

CENTCOM'dan yapılan açıklamada, bu sortilerin ortak savunma kabiliyetlerini geliştirmeyi ve ABD'nin Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarı destekleme konusundaki kararlılığını göstermeyi amaçladığı belirtildi. Bu misyonlar aynı zamanda ABD kuvvetlerinin hızlı bir şekilde konuşlanma ve bölgedeki herhangi bir tehdit ya da güvenlik gelişmesine etkili bir şekilde yanıt verme kabiliyetini de vurguluyor.

Bu faaliyet, İran ve İsrail'in nisan ve ekim aylarındaki karşılıklı saldırıların ardından üçüncü bir karşılıklı saldırı konusunda tehdit ve uyarılarda bulundukları bir döneme denk geldi.

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurma tehdidi, ABD Başkanı Donald Trump'ın ocak ayında göreve gelmesiyle tırmanışa geçti.

Hem İsrail hem de ABD'nin İran'ın nükleer silah yapmasına izin vermeyeceklerini taahhüt etmeleri gerilimin tırmanma potansiyelini arttırıyor.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar geçen hafta yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer silah geliştirmesini önlemek için ‘askeri seçeneğin’ gerekli olabileceğini belirterek, İsrail'in Tahran üzerindeki baskıyı arttırmak için Trump'ın desteğini aradığını kaydetti.

Daha önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile düzenlediği ortak basın toplantısında, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İran'a ‘güçlü bir darbe’ indirdiğini söyledi.

Diğer yandan Trump, İsrail'in İran'ı bombalama ihtimalini gündeme getirdi, ancak İran'la nükleer silah geliştirmesini engelleyecek bir anlaşmadan yana olduğunu söyledi. Yaptırımlar yoluyla ‘maksimum baskı’ politikasını yeniden uygulamaya koydu ve Tahran'ın petrol satışları üzerindeki vidaları sıktı.

İran Dini Lideri Ali Hamaney 7 Şubat'ta yaptığı açıklamada, ABD ile görüşmelerin ‘ihtiyatlı, akıllıca ya da onurlu’ olmadığını belirtti. Hamaney’in bu ifadeleri, İran siyasi çevrelerinde Trump ile doğrudan görüşmelerin yasaklanması talimatı olarak yorumlandı.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından hazırlanan bir rapora göre, İran'ın uranyum zenginleştirme programı, nükleer silah yaratma olasılığına yaklaşan seviyelere ulaştı.

Tahran'ın nükleer programının barışçıl olduğu iddiasına rağmen, ABD istihbarat kurumları, İran'ın ‘istediği takdirde kendisini nükleer silah üretmeye yaklaştıracak faaliyetlerde bulunduğunu’ değerlendiriyor.

ABD istihbarat kurumları, İsrail'in İran'ın zayıf durumundan faydalanarak bu yılın ilk yarısında İran'ın nükleer tesislerine yönelik büyük saldırılar düzenlemeyi düşündüğü konusunda uyarıda bulundu.

Tahran, bölgesel nüfuzundaki gerilemeler ve ekonomi konusunda artan iç hoşnutsuzluk nedeniyle Trump'la müzakere seçeneğiyle karşı karşıya. Trump, İran'ın askeri gücündeki düşüşün onu zayıf bir savunma pozisyonuna soktuğuna ve bunun da askeri gerilim yerine müzakere masasına başvurma olasılığını arttırdığına inanıyor.

Rusya dün, Tahran ile Washington arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu ifade ederek, Tahran'ın nükleer programı konusundaki anlaşmazlığa barışçıl bir çözüm bulunması için mümkün olan her türlü çabayı göstermeye kararlı olduğunu vurguladı.



Myanmar cuntası seçim tarihini açıkladı

Myanmar askeri lideri Min Aung Hlaing (sağda) Myanmar'ın Naypyidaw kentindeki havalimanından Çin'e hareket etmeden önce bir askeri yetkiliyle tokalaşıyor (AP)
Myanmar askeri lideri Min Aung Hlaing (sağda) Myanmar'ın Naypyidaw kentindeki havalimanından Çin'e hareket etmeden önce bir askeri yetkiliyle tokalaşıyor (AP)
TT

Myanmar cuntası seçim tarihini açıkladı

Myanmar askeri lideri Min Aung Hlaing (sağda) Myanmar'ın Naypyidaw kentindeki havalimanından Çin'e hareket etmeden önce bir askeri yetkiliyle tokalaşıyor (AP)
Myanmar askeri lideri Min Aung Hlaing (sağda) Myanmar'ın Naypyidaw kentindeki havalimanından Çin'e hareket etmeden önce bir askeri yetkiliyle tokalaşıyor (AP)

Myanmar, ordunun Şubat 2021'de darbeyle iktidarı ele geçirip ülkeyi sert bir iç savaşa sürüklemesinden bu yana ilk seçimini yapmaya hazırlanıyor.

Devletin işlettiği Global New Light of Myanmar gazetesine göre, Ang San Su Çi'nin seçilmiş hükümetine karşı darbeyi yöneten Kıdemli General Min Aung Hlaing, seçimlerin Aralık 2025 veya en geç Ocak 2026'da yapılacağını duyurdu.

Myanmar'ın kalan birkaç müttefikinden biri olan Belarus'ta konuşan Kyi, 53 siyasi partinin seçimlere katılmak üzere listelerini sunduğunu söyledi.

Ancak kesin bir tarih verilmedi ve savaş alanında artan kayıplarla karşı karşıya kalan cunta, seçim planlarını defalarca erteledi.

Duyuru, Myanmar ordusunun kontrolü sağlamak için mücadele ettiği, demokrasi yanlısı savaşçıların ve etnik milislerin silahlı direnişinin ülke genelinde sertleştiği bir dönemde geldi.
 

csdfvgthy
Rakhine Eyaleti'nin batısındaki Ramree Adası'nda bir adam, Myanmar ordusu tarafından gerçekleştirildiğinden şüphelenilen hava saldırısının isabet ettiği yerde, yanan bir evin yanında duruyor (AFP)

Cuntanın direniş güçleri karşısında zemin kaybetmesi, muhalefet liderlerinin hapse atılması ve ülkenin büyük bölümünün askeri kontrolün dışında kalması nedeniyle planlanan oylama şimdiden bir saçmalık olarak görülmeye başlandı.

Su Çi'nin hükümetinin devrilmesinden 4 yıl sonra ordu savunmaya geçmiş durumda. Muhalif güçlerin önemli şehirleri ve askeri üsleri ele geçirmesiyle birlikte ordunun Myanmar topraklarının yarısından azını kontrol ettiğine inanılıyor. Bu ortamda ülke çapında seçim düzenlemek neredeyse imkansız görünüyor.

Cunta şimdiden oylamanın sadece kendi kontrolündeki bölgelerde yapılacağının sinyallerini verdi. Ekimde ordu seçmen listelerini derlemek için kısmi bir nüfus sayımı girişiminde bulundu ancak 330 ilçenin sadece 145'inde veri toplayabildi. Cunta bir raporunda, etnik milisler ve demokrasi yanlısı güçlerin kontrolündeki birçok bölgeye erişilemediğini itiraf etti.

Genel seçim planı büyük ölçüde ordunun iktidarını meşrulaştırma girişimi olarak görülüyor. Aralarında 79 yaşındaki Su Çi'nin de bulunduğu Myanmar'ın muhalefet liderlerinin çoğu, hak örgütlerinin siyasi amaçlı yargılamalar diye nitelendirdiği davaların ardından halen cezaevinde bulunuyor. Cuntanın bağımsız medyayı da baskı altına alması adil bir seçim ihtimalini daha da zorlaştırıyor.

Devrik milletvekilleri ve aktivistlerin oluşturduğu gölge bir yönetim olan Ulusal Birlik Hükümeti (NUG), ordunun seçim planlarını reddetti ve oylamayı şiddet içermeyen yollarla engelleme sözü verdi.

Independent Türkçe