Washington, Uluslararası Kalkınma Ajansı'ndaki gizli belgelerin imha edilmesini istiyor

Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)
Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)
TT

Washington, Uluslararası Kalkınma Ajansı'ndaki gizli belgelerin imha edilmesini istiyor

Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)
Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)

Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) çalışanlarının, bazıları gizli olan kurum içi belgeleri imha etmeleri için bir e-posta emri alması, Başkan Donald Trump yönetimi ve milyarder Elon Musk'ın Devlet Verimliliği Departmanı'nın (DGE), ABD'nin yurtdışındaki yardımlarını azaltma çabalarının bir parçası olarak, hassas kayıtları nasıl ele aldığına dair yeni soruları gündeme getirdi.

Ajansın genel sekreter vekili Erika Carr'dan gelen mesaj, gizli kasaların ve çalışanların belge dosyalarının boşaltılması çağrısında bulunduğu için ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarına sızdırıldı. Carr şöyle yazmış: “Önce mümkün olduğunca çok sayıda belgeyi imha edin ve yakma torbalarını imha makinesi bozulduğunda ya da ara vermek zorunda kaldığınızda kullanmak üzere saklayın.”

Emir, Başkan Trump ve üst düzey yardımcıları tarafından son iki ay içinde ajansın sözleşmelerinin büyük çoğunluğunun iptal edilmesi, bin 600'den fazla pozisyonun feshedilmesi ve yaklaşık 10 bin çalışanın neredeyse tamamının idari izne çıkarılması da dahil olmak üzere, ajansı tasfiye etmek için atılan bir dizi hızlı adımın ardından geldi.

Kayıt Yönetimi

ABD hükümet yetkililerinin belgeleri imha etmeden önce Kayıtlar İdaresi'nden onay almasını gerektiren 1950 tarihli Federal Kayıtlar Yasası uyarınca, Carr'ın ya da başka bir yetkilinin belgeleri imha etmek için Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi'nden izin alıp almadığı belli değil.

İmha edilen belgeler, Trump yönetimi ve ajans aleyhine açılan, toplu işten çıkarmalar ve çalışanların ani transferleri, ajansın hızla tasfiye edilmesi ve neredeyse tüm dış yardım fonlarının dondurulmasıyla ilgili çok sayıda davayla ilgili olabilir.

Musk önderliğindeki kampanya, ABD'nin küresel etkisini arttırdığı ve dünya çapında istikrarı desteklediği gerekçesiyle, ABD'nin onlarca yıllık geleneği olan beslenme ve tıbbi bakım programları ile yurt dışındaki diğer yardımları finanse etme geleneğini destekleyenler arasında yaygın protestolara yol açtı. Musk ve diğer yönetim yetkilileri ajansı marjinalleştirilmesi ya da lağvedilmesi gereken bir “suç örgütü” olarak tanımladılar, ancak ajansın herhangi bir suç faaliyetine ilişkin ayrıntı vermediler.

Kayıt Kanunları

Senatörlüğü sırasında ABD'nin dış yardımlarını destekleyen Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ajansın programlarının iptal edilmesini selamladı ve bu programların ABD çıkarlarını ilerletmede başarısız olduğunu söyledi.

Rubio geçen ay ajansın başına geçti ve Dışişleri Bakanlığı'ndan Pete Marrocco'nun günlük operasyonları denetleyeceğini açıkladı. Marrocco, Musk'ın ekibindeki genç çalışanlarla birlikte dış yardım fonlarının ödenmesini durdurmak, sözleşmeleri iptal etmek ve binlerce çalışanı işten çıkarmak ya da izin vermek için çalıştı.

Bu çabalar Kongre'de hemen endişeye yol açtı ve milletvekilleri Trump yönetimine, hükümet bilgilerinin yok edilmesini yasaklayan yasalara uyma yükümlülüğünü hatırlatmak için adımlar attı.

Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin en üst düzey Demokrat üyesi Gregory Meeks, yönetimin hükümet belgelerinin ve diğer materyallerin kullanımını düzenleyen Federal Kayıtlar Yasası'na uymuyor gibi göründüğünü söyledi. Yaptığı açıklamada, “USAID belgelerini ve personel dosyalarını rastgele parçalamak ve yakmak, kurum yasadışı bir şekilde tasfiye edilirken yanlış yapıldığına dair kanıtlardan kurtulmanın harika bir yolu gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Bir Senato Dış İlişkiler Komitesi yardımcısı, Demokrat üyelerin “kayıt yasalarına uyum” konusunda ayrıntılar için Dışişleri Bakanlığı ve USAID'e ulaştıklarını söyledi.

Yargısal Zorluklar

Yönetimin ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nı (USAID) hedef alması, mahkemelerde birçok kez itiraz konusu oldu. Salı gecesi itibariyle iki grup, hakimlerin ajanstaki belgelerin daha fazla imha edilmesini önlemesi için mahkemeye başvuruda bulundular ve ajansın kayıt tutma gerekliliklerine uymadığını savundular. Savunma avukatları başvurularında, yetkililerin hiçbir kişisel kaydı imha etmediğini ve kurumun Ronald Reagan Binası'ndaki merkezinde davacıya ve mahkemeye bilgi vermeden başka hiçbir belgeyi imha etmeyeceğini savundu.

Profesyonel diplomatları temsil eden bir sendika ve davacılardan biri olan ABD Dış Hizmetler Birliği yaptığı açıklamada “USAID'in, USAID çalışanlarının işten çıkarılması ve uzaklaştırılmasıyla ilgili devam eden bir davayla ilgili olabilecek gizli ve hassas belgeleri imha etmeye yönlendirildiğine dair haberlerden derin endişe duyduğunu” belirtti. Kayıtların uygunsuz bir şekilde imha edilmesine karışan çalışanları yasal tehlike altında bulabilecekleri konusunda uyardı.



Guterres, BM'yi mali açıdan ‘daha verimli’ hale getirecek bir girişim başlattı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, UN80 girişimini tanıtırken (DPA)
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, UN80 girişimini tanıtırken (DPA)
TT

Guterres, BM'yi mali açıdan ‘daha verimli’ hale getirecek bir girişim başlattı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, UN80 girişimini tanıtırken (DPA)
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, UN80 girişimini tanıtırken (DPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın politikalarıyla daha da kötüleşen kronik mali güçlüklerin ortasında uluslararası örgütü ‘daha verimli’ hale getirmeyi amaçlayan bir iç inceleme başlattı.

Bu yıl örgütün kuruluşunun 80’inci yıldönümü münasebetiyle UN80 girişimini tanıtan Guterres, “Kaynaklar her düzeyde azalıyor ve bu uzun süredir böyle. En az yedi yıldır BM bir likidite kriziyle karşı karşıya. Çünkü tüm üye devletler katkı paylarını tam olarak ödemiyor ve birçoğu da zamanında ödeme yapmıyor” dedi.

BM'ye göre, uluslararası örgütün düzenli bütçesine en büyük katkıyı yapan ABD'nin (Genel Kurul tarafından belirlenen paya göre yüzde 22) ocak ayı sonu itibariyle birikmiş 1,5 milyar dolar borcu vardı. Bu, BM'nin 2025 yılı düzenli bütçesinin toplam değeri olan 3,72 milyar dolar ile karşılaştırıldığında önemli bir miktar. Örgütün bütçesine en fazla katkıda bulunan ikinci ülke olan Çin (yüzde 20), aralık ayı sonu itibariyle 2024 yılı katkı payını ödememişti.

BM'nin kronik mali sıkıntılarına bir de Trump yönetiminin, BM'nin birçok insani yardım kuruluşu için kritik öneme sahip olan ABD dış yardımlarının büyük kısmını iptal etmesi eklendi. BM ayrıca, Donald Trump'ın görevdeki ilk döneminde olduğu gibi, ABD'nin bütçeye yaptığı katkıyı askıya alma tehlikesiyle de karşı karşıya.

Üst düzey bir BM yetkilisi, UN80 girişiminin ABD'nin baskısına bir yanıt olmadığını vurgulayarak, böyle bir kuruluş için düzenli incelemenin gerekli olduğunu belirtti. “Mevcut koşullar sürece bir derece aciliyet katıyor” diyen yetkili, Guterres'in girişimi ile Trump'ın Elon Musk yönetiminde bazı ABD federal kurumlarını lağvetmek üzere kurduğu Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) arasında bir karşılaştırma yapılmasını reddetti.

UN80 girişimi hakkında Guterres, “DOGE'ninkilerden tamamen farklı prosedürler, yöntemler ve hedeflerden bahsediyoruz” dedi ve söz konusu girişimin halihazırda devam etmekte olan reformların ‘yoğunlaştırılması’ ile ilgili olduğunu vurguladı. Örneğin maliyetlerin azaltılması bağlamında Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun (UNFPA) bazı faaliyetleri New York'taki mevcut merkezlerinden çok daha ucuz olan Kenya'nın başkenti Nairobi’ye taşınıyor.

Guterres, “BM hiçbir zaman bugün olduğundan daha gerekli olmamıştı. BM bütçeleri sadece bir muhasebe cetvelindeki rakamlar değil, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insan için bir ölüm kalım meselesidir” ifadelerini kullandı.

Guterres, ‘21. yüzyıla uygun olarak daha güçlü ve daha etkili’ bir BM çağrısında bulundu. Dün başlatılan iç çalışma grubu, harcamaların rasyonelleştirilebileceği ve verimlilik sağlanabileceği alanları ve yolları belirlemekle görevli olacak.