Çin’in Panama Kanalı ikilemi: Şi Cinping ne yapacak?

Hong Konglu firmanın Amerikan şirketlerle yapacağı liman sözleşmesi Pekin’i kızdırdı

Panama Kanalı tartışmasında ABD'nin elini güçlendirecek anlaşmanın 2 Nisan'da imzalanması planlanıyor (Reuters)
Panama Kanalı tartışmasında ABD'nin elini güçlendirecek anlaşmanın 2 Nisan'da imzalanması planlanıyor (Reuters)
TT

Çin’in Panama Kanalı ikilemi: Şi Cinping ne yapacak?

Panama Kanalı tartışmasında ABD'nin elini güçlendirecek anlaşmanın 2 Nisan'da imzalanması planlanıyor (Reuters)
Panama Kanalı tartışmasında ABD'nin elini güçlendirecek anlaşmanın 2 Nisan'da imzalanması planlanıyor (Reuters)

Panama Kanalı’ndaki iki limanın ABD’ye satılmasına ilişkin görüşmeler, Çin yönetimini zor duruma soktu.

Hong Kong merkezli CK Hutchison Holdings, Panama Kanalı’nın iki yakasındaki stratejik limanlara ait hisselerini, Amerikan varlık yönetim şirketi BlackRock liderliğindeki konsorsiyuma 22,8 milyar dolar karşılığında satmayı 4 Mart’ta kabul etmişti.

Anlaşma, Panama Kanalı limanlarının yanı sıra 23 ülkedeki 43 limanı da kapsıyor. Hong Konglu milyarder iş insanı Li Ka-shing tarafından kurulan CK Hutchison, Çin hükümetinin sermayesine ortak olmadığı bir şirket fakat Hong Kong’da yer alması nedeniyle Çin mali yasaları altında faaliyet gösteriyor.

Wall Street Journal (WSJ), Hong Konglu holdingin anlaşmayı yapmadan önce Pekin yönetimine danışmamasının Çin lideri Şi Cinping’i “öfkelendirdiğini” yazıyor.  

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan kaynaklar, Şi’nin Panama Kanalı’yla ilgili tartışmayı önceden ABD Başkanı Donald Trump’a karşı bir koz olarak kullanmayı planladığını söylüyor.

Trump, göreve geldiği gibi Panama Kanalı’nın Çin tarafından kontrol edildiğini öne sürerek, ABD’nin kanalın denetimini geri alması çağrısında bulunmuştu. 4 Mart’ta Kongre’deki konuşmasında Cumhuriyetçi lider, anlaşmanın bir zafer olduğunu savunarak “Yönetimim Panama Kanalı’nı geri alacak, bunu yapmaya başladık bile” demişti.

Pekin yönetiminden geçen hafta yapılan açıklamadaysa gelişmeler “Çin halkına ihanet” diye nitelenmişti.

Bloomberg’ün aktardığına göre Şi, Devlet Piyasa Düzenleme İdaresi ve Ticaret Bakanlığı’na muhtemel karşı stratejilerin belirlenmesi için anlaşmayı inceleme talimatı verdi.

WSJ, anlaşma henüz imzalanmasa da kanaldaki limanların satılmasının Çin’i ikileme sokacağına dikkat çekiyor. Hong Konglu firmanın Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) çıkarlarına ters hareket etmesine karşı verilen sert yanıtın, Şi’nin “güçlü lider” imajının korunması için kaçınılmaz olduğu yazılıyor. Öte yandan Pekin, anlaşmayı doğrudan engellemek için agresif adımlar atarsa Washington’la halihazırda gergin olan ilişkileri daha da kötü hale getirebilir.

Trump, Çin’e yönelik gümrük vergilerini iki kez artırarak “ticaret savaşının” fitilini ateşlemişti. WSJ, Pekin’in misillemelerinde “ölçülü davranarak gerilimi kontrol altında tutma isteğini gösterdiğini” belirtiyor.

Hong Kong’un Pekin yönetimine yakın gazetelerinden Ta Kung Pao’da salı günü yayımlanan analizde, anlaşmanın tamamlanması durumunda Panama Kanalı’nın “siyasallaşacağı”, Çin gemilerine kısıtlamalar, ek ücretler ve yaptırımlar getirilebileceği ifade edilmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Bloomberg



İran UAEK'ya nükleer tesislerine yönelik tehdidi kınama çağrısında bulundu

Grossi 14 Kasım'da Tahran'da Arakçi ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)
Grossi 14 Kasım'da Tahran'da Arakçi ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

İran UAEK'ya nükleer tesislerine yönelik tehdidi kınama çağrısında bulundu

Grossi 14 Kasım'da Tahran'da Arakçi ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)
Grossi 14 Kasım'da Tahran'da Arakçi ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nı (UAEA) nükleer tesislerine yönelik saldırı tehditleri konusunda net bir tutum almaya çağırdı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi ile yaptığı telefon görüşmesinde Tahran'ın nükleer programını korumak için gerekli tüm önlemleri almaktan çekinmeyeceğini söyledi.

Fars haber ajansının bildirdiğine göre Arakçi, Grossi'nin iki taraf arasında çözüm bekleyen konuları görüşmek üzere İran'ı ziyaret etme talebini kabul etti.

Grossi ve Arakçi, düzenlemeleri tamamlamadan önce ziyaretin ayrıntılarını görüşmek üzere anlaştı.

Grossi yaklaşık iki hafta önce İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Gharibabadi ile beyan edilmemiş sahalardaki uranyum izlerine ilişkin açık soruşturma hakkında görüşmelerde bulundu.

xcdvfgthy
Grossi, 17 Mart'ta Viyana'da gerçekleştirdikleri görüşmeler sırasında Kazım Garibabadi'yi dinliyor ( UAEK)

Grossi daha sonra Bloomberg'e yaptığı açıklamada Garibabadi ile görüşmelerinde ilerleme kaydedemediğini, İranlı yetkililerle görüşmelere devam etmek üzere yakında Tahran'a dönmeyi planladığını söyledi.

Grossi “Kritik bir kavşak noktasındayız.Henüz olmak istediğimiz yerde değiliz.

Birbiriyle bağlantılı iki sorunla karşı karşıyayız: Bir yanda geçmişle ilgili çözülmemiş sorular, diğer yanda ise gelecek için sürdürülebilir bir anlaşmaya varma olasılığı" şeklinde konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump, nükleer programı konusunda Washington ile bir anlaşmaya varmaması halinde İran'ı bombalamakla tehdit etti.

Rusya, İran'ın nükleer altyapısına yönelik saldırıların “feci” sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu.

İran liderinin danışmanlarından Ali Laricani, ülkesinin nükleer silah sahibi olmak istemediğini, ancak saldırıya uğraması halinde bunu yapmaktan başka çaresi kalmayacağını söyledi.

Laricani devlet televizyonuna verdiği mülakatta Amerikalılara hitaben “Bir noktada, eğer kendiniz ya da İsrail aracılığıyla bombalamayı seçerseniz, İran'ı nükleer dosyasıyla ilgili farklı bir karar vermeye zorlayacaksınız” dedi.

Grossi Şubat ayında yaptığı açıklamada Tahran'ın uranyum zenginleştirmeyi silah düzeyine yaklaştıracak şekilde hızlandırmaya devam etmesi nedeniyle İran'ın nükleer programını engelleyecek bir anlaşma için zamanın daraldığını söyledi.

Grossi'nin ekibi İran'ın hızlandırılmış nükleer programını ortaya koyan kapsamlı bir rapor üzerinde çalışıyor. Avrupalı güçler Snapback mekanizmasına başvurma tehdidinde bulundu. İlgili bir bağlamda, UAEA müfettişleri İran'ın son yıllardaki ihlallerini izleyen kapsamlı bir rapor üzerinde çalışıyor.

Tahran henüz beyan edilmemiş sahalarda keşfedilen uranyum parçacıkları için ikna edici teknik açıklamalar sunmadı. Kapsamlı raporun en geç Mayıs ayı sonunda açıklanması bekleniyor.