Esed sonrası Suriye: Son 100 güne bir bakış

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Esed sonrası Suriye: Son 100 güne bir bakış

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Hayed Hayed

Şara’nın girişimlerinin hızı ve ortaya çıkardığı sonuçlar farklı tepkilere yol açtı.

Suriye'de geçici hükümetin ilk üç aylık dönemi sona ererken, ülke kritik bir dönüm noktasında bulunuyor. Ahmed eş-Şara liderliğindeki geçici hükümet, ülkeyi siyasi bir geçiş sürecine yönlendirmek için bir dizi adım attı, ancak çabaları eleştiri ve incelemeden kaçamadı.

Geçişin zor olacağı elbette bekleniyordu, ancak geçici hükümetin somut iyileştirmeler yapamaması yenilenen huzursuzluklara yol açmış olabilir. Suriye'nin geleceği, Şara’nın bu krizleri ne kadar etkili yöneteceğine bağlı. Ülkeyi istikrara ve refaha kavuşturmak için önündeki en iyi fırsat, hukukun üstünlüğünü savunan ve Suriye halkının beklentilerini karşılayan şeffaf, kapsayıcı ve katılımcı bir hükümet kurmak olabilir.

Siyasi geçişe doğru tartışmalı bir süreç

Şara'nın konuşması birçok Suriyelinin umutlarına dokundu ve daha parlak bir geleceğe dair özlemlerini tazeledi. İktidara geldiği günden bu yana eylemleri, kamuoyunu rahatlatmak ve tartışmalı geçmişiyle ilgili endişeleri gidermeye yönelik açık bir çaba kapsamında, yasal ve usul kurallarına uyma konusunda bilinçli bir gayrete işaret etti. Bu bağlamda attığı en dikkat çekici adımlardan biri, tek taraflı bir otorite kurmak yerine, Esed rejimini deviren devrimci güçler üzerinden meşruiyet elde etme yoluna gitmesi oldu. Şara, düzenli bir geçişin temellerini oluşturma çabalarının bir parçası olarak, bir diyalog konferansı düzenlemek üzere bir komite kurma girişiminde bulundu ve böylece geniş çaplı bir ulusal tartışmanın kapısını açtı. Ayrıca, hazırlandıktan sonra yeni bir yasama organı ve geçiş hükümeti için yasal dayanak teşkil edecek bir anayasa bildirgesi hazırlamak üzere ikinci bir komiteyi görevlendirdi.

Geçici hükümetin yapısı ve performansına yönelik eleştiriler giderek yaygınlaşıyor ve yoğunlaşıyor. Bu eleştirilerin başında Heyet Tahrir el-Şam'a bağlı isimlerin devlet kurumları üzerindeki hakimiyeti geliyor

Ancak bu girişimlerin hızı, uygulanma biçimi ve ortaya çıkardığı sonuçlar farklı tepkilere yol açtı. Bazıları bunları tarihi başarılar olarak değerlendiriyor ve kurumsal istikrarın sağlanması için hızlı hareket edilmesi gerektiğini savunuyor. Ancak bazıları bu süreci aceleci, yüzeysel ve anlamlı bir siyasi dönüşüm sağlamaktan ziyade Şara'nın otoritesini pekiştirmeye yönelik olarak görüyor. Özellikle Ulusal Diyalog Konferansı, aceleyle düzenlendiği gerekçesiyle sert eleştirilere maruz kalmıştı. Acele edilmesi sürecin içerikten ziyade görünüşe öncelik verdiğine dair şüpheler uyandırdı.

Öte yandan Anayasa Bildirgesi de Suriye halkının bazı kesimlerinde kaygılara yol açtı. Çünkü net hesap verebilirlik mekanizmaları veya yürütme, yasama ve yargı organları arasında bir denge ve denetim temeli olmaksızın başkana geniş yetkiler veriyor. Eleştirenler, bu yönetişim sorunlarının yanı sıra bildirgenin Suriye'nin çeşitli toplumsal ve siyasal tablosunun gerçekliğini yansıtmadığını da savunuyor. Ancak Şara taraftarları, bunun aksine, düzenli ve etkili bir geçişi sağlamak için başkanlık yetkilerinin geniş tutulmasının gerekli olduğunu savunuyorlar. Şara'nın siyasi hamlelerine yönelik desteğin veya muhalefetin kesin düzeyini ölçmek zor olsa da, çabalarının pek çok kişinin umduğu birliği sağlamadığı aşikar.

Gergin yönetim

Eleştiriler hükümetin yapısıyla sınırlı kalmıyor, hükümetin kötü performansına da değiniyor. Birçok Suriyeli, özellikle de daha önce rejimin kontrolü altında olan bölgelerde yaşayanlar için öncelik siyasi temsil değil, hükümetin temel hizmetleri sağlayamaması. Ülkenin dört bir yanından gelen tanıklıklar, su ve elektrik gibi hayati hizmetlerin, Esed yönetiminin son yıllarına kıyasla iyileşmek yerine daha da kötüleştiğini gösteriyor.

Suriye lirasının dolara karşı geçici olarak değer kazanmasıyla birlikte ilk iyileştirmeler, satın alma gücünün artmasına katkıda bulundu.Ekonomik iyimserlikle ihtiyatın bir arada olduğu bir hava yaydı

Sınırlı kaynaklar, devam eden yaptırımlar ve uluslararası desteğin yokluğu hükümetin bu zorluklarla başa çıkma kabiliyetini sınırlamış olsa da, yerine getirilmeyen vaatler halkın hayal kırıklığını daha da artırdı. Zira yetkililer, maaşlarda yüzde 400 artış ve elektrik kesintisi sorununa hızlı çözüm gibi önemli iyileştirmeler vaat etmişti. Ancak bu yüksek beklentiler karşılanmayınca genel hayal kırıklığı daha da arttı.

Memnuniyetsizlik piramidinin tepesinde, on binlerce kamu sektörü çalışanını etkileyen toplu işten çıkarmalar yer alıyor. Bazı işten çıkarmalar - kurumlardaki idari personelin yolsuzluğu, devamsızlık veya fazla personel bulunması gibi - gerekçelerle haklı görülebilirken, bu sorunun ölçeği ve yaşanma hızı, pek çok insanı alternatif bir iş veya mali yardımdan mahrum bıraktı. Öte yandan, kamu kurumlarındaki yeniden yapılandırma, temel bürokratik hizmetlerin askıya alınmasına yol açarak günlük yaşamı daha da zorlaştırdı. Geçici hükümet yakın zamanda işten çıkarılan bazı çalışanları yeniden işe alırken, bazı devlet kurumlarını da yeniden faaliyete geçirdi. Bu önlemler, vatandaşların kaygılarının etkili ve kapsamlı bir şekilde giderilmesinde henüz yetersiz kaldılar.

İlk kazanımlar mali çalkantılarla yok oldu

Esed'in devrilmesinden hemen sonra geçici hükümet, özellikle ticaret ve yakıt tedarikinde mütevazı ekonomik kazanımlar elde etti. Yetkililer, birçok ithalat kısıtlamasını hızla kaldırdı ve gümrük vergilerini düşürdü, bunun sonucunda daha uygun fiyatlarla daha fazla yabancı mal akışı sağlandı. Ülkeyi yıllardır etkisi altına alan yakıt sıkıntısı krizinde de, benzin ve dizel yakıtın daha bulunabilir hale gelmesiyle birlikte nispeten bir rahatlama görüldü. Akaryakıt fiyatları, daha önce uygulanan sübvansiyonlu fiyatlara göre yüksek seyretse de, uzun süredir akaryakıt arzının ana kaynağı olan karaborsa fiyatlarının önemli ölçüde altında kaldı.

Bu ilk iyileşmeler ve Suriye Lirası'nın dolara karşı geçici olarak değer kazanması, satın alma gücünün artmasına ve bir miktar temkinli ekonomik iyimserliğin oluşmasına katkıda bulundu.

Ancak bu kazanımlar kısa sürede kayboldu ve asıl sorun hükümetin döviz kurunu istikrara kavuşturamamasıydı, bu da birkaç gün içinde yüzde 30'un üzerine çıkan aşırı bir oynaklığa yol açtı. Döviz kurundaki dalgalanma piyasaları olumsuz etkileyerek yaygın bir belirsizlik ortamı yarattı.

Esed rejiminin devrilmesinin üzerinden 100 gün geçmesine rağmen Suriye hâlâ bir dönüm noktasında. Şara, ülkeyi istikrar ve refaha yönlendirmekte önemli bir rol oynuyor

Krizin temelinde, Merkez Bankası'nın uyguladığı kısıtlayıcı politikalarla daha da kötüleşen Suriye Lirası likiditesindeki ciddi sıkıntı yer alıyor. Bu kısıtlamalar işletmeler ve yardım kuruluşları için de geçerli olduğundan, bunların faaliyetleri ciddi şekilde aksadı. Maaş ödemelerinin gecikmesi ve toplu işten çıkarmaların yanı sıra, bu önlemler birçok Suriyeliyi tasarruflarını harcamak veya borç batağına düşmek zorunda bıraktı.

Uluslararası yaptırımlar gibi dış etkenlerin ve Esed rejiminden miras kalan mali çöküşün bunda önemli bir rolü bulunsa da, birçok Suriyeli, geçici hükümeti krizi etkili bir şekilde yönetememekten sorumlu tutuyor.

Artan şiddet ve istikrarsızlık

Güvenlik durumu da ekonomiden daha iyi değil. Suriye'deki güvenlik durumu başlangıçta istikrarlı görünse de, daha sonra önemli ölçüde kötüleşti. Başlangıçta yaygın huzursuzluğun önlenmesinde ordu ve güvenlik güçleri içindeki disiplinin önemi büyüktü. Ancak geçici hükümet güçlerine yönelik saldırılar arttı. Karşılıklı şiddet ve insan hakları ihlallerinin yanı sıra adam kaçırma ve soygun gibi suç faaliyetlerinde önemli bir artış olduğu bildiriliyor.

Bu zorluklar, eski rejimin güvenlik yapılarının toptan dağıtılması, geçici hükümetin, daha önce Esed'in kontrolü altında olan bölgelerde kontrolünü güçlendirememesi ve ekonomik sıkıntıların giderek artması da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerden kaynaklanıyor. Eski rejim yetkililerinden anlamlı bir biçimde hesap sorulmaması ve adalet sürecinin gecikmesi durumu daha da kötüleştirdi. Bu da hukukun üstünlüğünü ve daha geniş anlamda istikrarı sağlama çabasını zayıflattı. Lazkiye'de son dönemde yaşanan ve koordineli saldırılarda 13'ten fazla güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği gerginlik, yeni yönetimin güvenlik alanında karşılaştığı en ciddi meydan okumayı temsil etti. Hükümet askeri isyanı hızla bastırsa da, insan hakları ihlallerini ele alma ve daha fazla huzursuzluğu önleme becerisi konusunda endişeler devam ediyor.

Esed rejiminin devrilmesinin üzerinden 100 gün geçmesine rağmen Suriye hâlâ bir dönüm noktasında. Şara ülkeyi istikrar ve refaha yönlendirmekte önemli bir rol oynuyor, ancak bunu başarabilmesi, vaatlerini kapsayıcı ve katılımcı bir şekilde yerine getirmesine bağlı. Bu vaatler yerine getirilmezse, ayrışmalar derinleşecek, gerginlikler tırmanacak ve Suriye belki de bir kez daha şiddetli karışıklıklarla karşı karşıya kalacaktır.

Ancak şunu da açıkça belirtmek gerekir ki, ne Şara ne de herhangi bir lider tek başına tüm bunları başaramaz. Suriye'ye iç içe geçmiş krizleri aşabilmesi için adil bir şans tanınmasında bölgesel ve uluslararası desteğin önemi büyüktür. Suriye'nin yeniden inşası için yaptırımların kaldırılması ve insani yardımlar dışında yardımların sunulması elzem olacaktır.

Kısacası, Suriye'nin geleceği belirsizdir ve şimdi yapılacak tercihler yalnızca Suriye'nin gidişatını değil, aynı zamanda daha geniş ölçüde bölgenin istikrarını da belirleyecektir.



Trump'ın gümrük vergileri yürürlüğe girerken küresel piyasalarda panik yaşanıyor

Pekin'de bir borsa aracılık ofisinin camından içerideki hisse senedi panosu gözüküyor. (Reuters)
Pekin'de bir borsa aracılık ofisinin camından içerideki hisse senedi panosu gözüküyor. (Reuters)
TT

Trump'ın gümrük vergileri yürürlüğe girerken küresel piyasalarda panik yaşanıyor

Pekin'de bir borsa aracılık ofisinin camından içerideki hisse senedi panosu gözüküyor. (Reuters)
Pekin'de bir borsa aracılık ofisinin camından içerideki hisse senedi panosu gözüküyor. (Reuters)

Küresel piyasalar, ABD'nin Çin'den ithal edilen mallara uyguladığı yüzde 104'lük vergi başta olmak üzere yeni gümrük vergileri paketinin yürürlüğe girmesiyle bugün kayıplarını derinleştirerek piyasalarda büyük bir satış dalgasına yol açtı ve küresel resesyon korkularını arttırdı. Japonya'nın Nikkei 225 Endeksi, ABD Başkanı Donald Trump liderliğindeki ticaret savaşında artan gerilimden büyük ölçüde etkilenerek yüzde 3,9 düşüşle 31.714,03 puandan kapandı.

Asya piyasalarının çoğundaki önemli düşüşe rağmen, Çin piyasaları, piyasayı desteklemek için kamu iktisadi teşebbüslerini hisse senedi almaya çağıran düzenleyici otoritelerin açık müdahalesinin ardından bu eğilimi tersine çevirdi. Şarku’l Avsat’ın AP'den aktardığına göre bunun sonucunda Şanghay Bileşik Endeksi yüzde 1,3 artışla 3.186,81 puana, Hong Kong Hang Seng Endeksi ise yüzde 0,4 artışla 20.205,04 puana yükseldi.

Avrupa piyasaları düşüyor... Tayvan Asya'daki kayıplara öncülük ediyor

Diğer taraftan Avrupa piyasaları keskin bir düşüş yaşadı. Alman DAX Endeksi yüzde 2,1 kayıpla 19.857,36 puana, Fransız CAC 40 Endeksi benzer bir oranda düşüşle 6.949,92 puana, İngiliz FTSE 100 Endeksi ise yüzde 2 düşüşle 7.753,42 puana geriledi.

Asya'da Tayvan, ana endeksi Taiex'in yüzde 5,8 düşmesiyle en kötü etkilenen ülke oldu. Başta yüzde 3,8 düşen TSMC ve hisseleri Tayvan piyasasında izin verilen maksimum günlük limit olan yüzde 10 düşen Hon Hai Precision Industry (Foxconn) olmak üzere büyük teknoloji şirketleri ağır kayıplar yaşadı.

Güney Kore'de KOSPI yüzde 1,7 düşerken, hükümet etkilenen otomobil sektörüne destek sağlayacağını açıkladı. Avustralya'da S&P/ASX 200 yüzde 1,8 düşüşle 7.375,00 puana gerilerken, Yeni Zelanda, Tayland ve Hindistan piyasaları da benzer düşüşler kaydetti; Hindistan'da Sensex, merkez bankasının faiz oranlarını düşürmesinin ardından yüzde 0,5 değer kaybetti.

Wall Street endişe sinyalleri veriyor

ABD göstergeleri de bundan nasibini aldı. S&P 500 ve Dow Jones vadeli endeksleri dün ABD piyasalarının keskin kayıplara tanık olduğu şiddetli bir seansın ardından sırasıyla yüzde 0,7 ve yüzde 0,5 düştü; özellikle S&P 500 endeksi sabahki yüzde 4,1'e varan büyük kazançlarını sildikten sonra yüzde 1,6 düştü. Nasdaq Endeksi yüzde 2,1 değer kaybetti ve endeksler resmi olarak ayı piyasası bölgesine girmeye yaklaştı.

Yatırımcılar ABD yönetiminin hamlelerini beklerken, müzakere edilmiş bir çözüme ulaşılabileceğine dair umutlar devam ediyor. Trump, Güney Kore Geçici Devlet Başkanı’yla yaptığı ve ‘her iki ülke için de harika bir anlaşmaya’ kapı açtığını söylediği telefon görüşmesinin ardından ilerleme kaydedildiği sinyali verdi. Japonya Başbakanı Şigeru İşiba, Washington ile doğrudan görüşmelere hazırlık amacıyla bir ticaret müzakerecisinin atandığını duyurdu.

Çin'in tehditleri ise devam ediyor. Pekin ‘sonuna kadar savaşmaya’ hazır olduğunu ilan etti ve Trump'ın gümrük vergilerini arttırmasının ardından misilleme önlemleri almakla tehdit etti.

Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt yeni gümrük vergilerinin istisnasız olarak gece yarısı yürürlüğe girdiğini doğruladı. ABD Ticaret Temsilcisi Jameson Greer, 50'den fazla ülkenin ticaret açığını azaltmak için alternatif çözümleri görüşmek üzere Washington ile iletişime geçtiğini kaydetti.

Bu gelişmeler emtia ve döviz piyasalarında keskin dalgalanmalarla aynı zamana denk geldi. ABD petrolünün varil fiyatı 1,82 dolar düşerek 57,76 dolara, Brent ham petrolü ise 1,81 dolar düşerek 61,01 dolara geriledi. Dolar 145,09 yen seviyesine gerilerken, euro 1,1060 dolar seviyesine yükseldi.

Altın güçlü bir şekilde yükselerek fiyatını 71 dolar artırdı ve ons başına 3 bin 61 dolara ulaştı. Kuşkusuz bu, küresel kaygıların ortasında yatırımcıların güvenli limanlara olan talebinin arttığının açık bir işareti.