Güney Kore'de obruğa düşen motosiklet sürücüsü ölü bulunduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5125805-g%C3%BCney-korede-obru%C4%9Fa-d%C3%BC%C5%9Fen-motosiklet-s%C3%BCr%C3%BCc%C3%BCs%C3%BC-%C3%B6l%C3%BC-bulundu
Güney Kore'de obruğa düşen motosiklet sürücüsü ölü bulundu
Seul'de oluşan obruk (Reuters)
Pazartesi günü Seul'de 20 metre genişliğindeki obruğa düşen motosiklet sürücüsü yaklaşık 18 saat süren arama kurtarma çalışmalarının ardından ölü bulundu.
İtfaiye kurtarma yetkilisi Kim Chang-seob, Park soyadlı 33 yaşındaki adamın, inşaat halindeki metro tünelinde çöken obruğun merkezinden 50 metre uzaklıkta, yüzeyden yaklaşık 20 metre aşağıda bulunduğunu açıkladı.
Acil durum yetkilileri motosikletlinin kask ve motosiklet botlarıyla bulunduğunu söyledi. Japon yapımı motosikleti ve cep telefonu da obruktan çıkarıldı. Kurtarma ekipleri onu yerel saatle sabah 11 civarında buldu. Gangdong-gu İtfaiye Departmanı salı günü yaptığı brifingde "Nabzı atmıyordu ve bilinci yerinde değildi" dedi.
Ekipler, kurbanın yerini tespit edebilmek için suyu pompayla çıkarmak ve toprağı kazmanın yanı sıra inşaat ekipmanlarının ve enkazın yanından geçmek zorunda kaldı. 6 şeritli yolun çökme nedeni araştırılıyor.
Olay, Seul'un doğusundaki bir ilkokulun yakınındaki kavşakta saat 6.29'da meydana geldi ve henüz kurtarılamayan motosiklet sürücüsünü yuttu.
Çökmeden hemen önce yoldan geçen Karnaval model beyaz bir araba hasar gördü. Sürücünün 48 yaşındaki Heo Mo olduğu belirlendi ve yaralanarak hastaneye kaldırıldı.
Araç içi kamera görüntüleri, arka tekerlekleri çukurdan kıl payı kurtulurken aracın şiddetle zıpladığını, ardından motosikletin ve sürücüsünün boşluğa yuvarlandığını gösteriyor.
Polis ve itfaiye ekipleri yoldaki çukura kırık ana su borusunun yol açmış olabileceğini düşünüyor.
Kurtarma çalışmaları yerel saatle 12.36'da tamamlandı.
Gece boyunca devam eden arama çalışmaları sırasında kurtarma ekipleri sabaha karşı 1.37 sularında kayıp motorcuya ait olduğu düşünülen bir cep telefonu buldu. Korea JoongAng Daily'nin haberine göre, motosikleti yaklaşık iki saat sonra yerin yaklaşık 30 metre altında bulundu.
Yonhap Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, yetkililer bu sabah saat 7 civarında ağır ekipman kullanarak arama çalışmalarına yeniden başladı.
Genişliği 18 metre, uzunluğu 20 metre ve derinliği 30 metre olduğu tahmin edilen obruğun daha da çökmesi bekleniyor. Akış zayıflamış olsa da kırık borudan hâlâ su çıkıyor. Daha önce Seul Belediye Başkanı Oh Se-hoon, 6 şeritli yoldaki obruğun giderek büyüdüğünü belirterek güvenlik önlemlerinin alınması çağrısında bulunmuştu.
"Lütfen toprak çökmesi nedeniyle can kaybı yaşanmaması ve kurtarma çalışmaları sırasında bölgenin güvenliğinin sağlanması için elinizden geleni yapın" demişti.
Pazartesi günü Gangdong-gu Ofisi de güvenlik bilgilendirme metni yayımlayarak yolculara "trafik bilgilerini önceden kontrol etmelerini ve servis yolunu kullanmalarını" tavsiye etmiş ve Gildong Ekolojik Parkı'ndan Daemyeong İlkokulu girişine kadar "kavşaklar arasında her iki yönde de tam trafik kontrolü" olduğunu eklemişti.
Yakınlardaki benzin istasyonunu işleten bölge sakini ilk olarak saat 10.00 sularında yol kenarındaki rögarın hafifçe çöktüğünü görmüş ve saat 10.30 sularında bölge yetkililerine şikayette bulunmuştu.
Chosun Biz'in bölge yetkililerine dayandırdığı haberine göre, acil onarım öğleden sonra 1.30 ve 2 civarında gerçekleştirilirken, ek onarım öğleden sonra 3'te yapıldı.
Yetkililer, obruğun onarımın tamamlanmasından yaklaşık bir ila bir buçuk saat sonra oluştuğunu söyledi.
Bölge sakini "Şubat sonundan beri öncü işaretler vardı. Benzin istasyonunun zemini çatlamaya ve çökmeye başlamıştı" dedi ve ekledi:
Seul Şehir yönetimine şikayette bulundum ve bir hafta önce güvenlik incelemesi yapıldı.
BBC'nin haberine göre, Seul şehir yönetimine sunulan rapora göre, son 10 yılda şehirde yaklaşık 223 obruk oluştu.
Gazze bir yandan küresel ilgi azalırken ciddi bir açlık kriziyle karşı karşıyahttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5130910-gazze-bir-yandan-k%C3%BCresel-ilgi-azal%C4%B1rken-ciddi-bir-a%C3%A7l%C4%B1k-kriziyle-kar%C5%9F%C4%B1-kar%C5%9F%C4%B1ya
İsrail ordusunun ağır bombardımanlarının ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bazı mahalleler için tahliye emri vermesini ardından evlerinden kaçmaya çalışan Filistinliler, 18 Mart 2025 (Reuters)
Gazze bir yandan küresel ilgi azalırken ciddi bir açlık kriziyle karşı karşıya
İsrail ordusunun ağır bombardımanlarının ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bazı mahalleler için tahliye emri vermesini ardından evlerinden kaçmaya çalışan Filistinliler, 18 Mart 2025 (Reuters)
Salim er-Reyyis
İsrail hükümeti, mart ayının başlarından bu yana Gazze Şeridi'ne açılan tüm sınır kapılarını kapatma kararı alarak insani yardım kamyonlarının ve yakıt tankerlerinin girişini tamamen engelledi. Ocak ayı ortalarında ateşkes anlaşması çerçevesinde imzalanan insani yardım protokolüne göre Gazze Şeridi'ne günde 600 kamyon insani yardım ve 50 tanker yakıt girişine izin verilmesi gerekiyordu. Ancak, anlaşmanın uygulanmasının ilk aşamasında ikinci aşamanın uygulanması için arabuluculuk yapan Mısır, Katar ve ABD’nin himayesinde Hamas ile müzakere masasına oturmayı erteleyen İsrail, ateşkesin ilk aşamansıın sona ermesinin hemen ardından ikinci bir emre kadar Gazze Şeridi’ne açılan tüm sınır kapılarını kapatma kararı aldı.
İnsani yardımların, temel gıda maddelerinin, sebzelerin, dondurulmuş etin, yakıtın ve tıbbi malzemelerin girişinin engellendiği bir ayı aşkın süre boyunca kriz daha da kötüleşti. Kötüleşen kriz, Gazze Şeridi'nde bir buçuk yıldan fazla bir süredir herhangi bir çözüm olmaksızın açlık, hastalık, öldürülme, tutuklanma ve yerinden edilme tehlikeleriyle karşı karşıya kalan 2,4 milyondan fazla insan için hayatın tüm yönlerini etkiledi. İsrail'in bombardımanları ve saldırıları altında günlük yaşamlarını sürdürmeye çalışan Gazzeliler, her gün yıkımların ve ölümlerin devam ettiği Gazze Şeridi’nde sınır kapılarının kapatılmasının etkisi nedeniyle insani bir felaket, yaklaşan bir kıtlık ve hastalıkların yayılması tehlikesiyle karşı karşıyalar.
İsrail'in sınır kapılarını kapattığını duyurmasının hemen ardından, tüccarlar ve satıcılar tarafından her türlü mal ve ürünün fiyatları kademeli olarak yükseltilmeye başladı. Bu durum, halen bazı gelir kaynaklarına sahip olan küçük bir grup insanın, kapanmanın uzun süre devam edeceğinden korkusuyla ürünleri satın alıp stoklamasına neden oldu.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yaşayan Mesud Selman, 7 Ekim 2023'te başlayan yok etme savaşı sırasında İsrail tarafından sınır kapılarının kapatılması krizinin ilk kez yaşanmadığını söyledi. Sınır kapılarının birçok kez kapatıldığını ifade eden Selman, “Haftalar süren her kapanışta, temel ürünlerin azalması ve fiyatların yükselmesi nedeniyle Gazzeliler, bu fiyatlardan alışveriş yapmak ve yaklaşık iki ay yetecek kadar satın almak zorunda kaldı” dedi.
Selman, sözlerini şöyle sürdürdü:
Sınır kapılarının kapatılmasının hemen ardından fiyatlar yükseldi, ben de bu fiyatlardan satın almak zorunda kaldım. Ancak dondurulmuş sebze ve et alamadım. Çünkü elektriğimiz ya da buzdolabımız yok ve onları nerede muhafaza edebilirim ki?
Gazze'deki Filistin Hükümeti Basın Ofisi'nin açıkladığı verilere göre İsrail ordusu 18 Mart'ta askeri saldırılarına yeniden başlamadan önce Gazze sakinlerinin yüzde 70'inden fazlası gelir kaynaklarını ve evlerini kaybetmiş ve yerlerinden edilmişti.
Savaş ve savaşın son bir buçuk yılda yol açtığı felaketler ve krizler sonucunda Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 80'i, İsrail'in yardım kamyonlarının girişine izin verdiği her an kendilerine gıda kolileri gönderen uluslararası yardım kuruluşlarına ve kurumlarına bağımlı hale geldi. Ancak sınır kapılarının sürekli kapalı olması nedeniyle depolanmış gıda miktarında sıkıntı yaşanıyor. Bu da birçok gıda dağıtım merkezini yerlerinden edilenlere sağladıkları günlük öğün sayısını azaltmaya zorlarken, bazıları da kapılarını kapatmak ve temel insani yardım hizmetlerini durdurmak zorunda kaldı.
Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 80'i, İsrail'in yardım kamyonlarının girişine izin verdiği her an kendilerine gıda kolileri gönderen uluslararası yardım kuruluşlarına ve kurumlarına bağımlı hale geldi.
Han Yunus'un batısındaki Mevasi bölgesine göç eden Fevziye Abdurrahman, kendisi ve çocuklarının her gün et ya da tavuk ve bir sebzeyle pişirilmiş pirinçten oluşan bir ana öğün aldıklarını, ancak sınır kapılarının kapatılmasıyla birlikte günlük öğünlerindeki et ve tavuk miktarının marketlerde bulunan ürünler tükenene kadar azaldığını ve en sonunda tamamen yok olduğunu söyledi. Al Majalla’ya konuşan Abdurrahman, “Her geçen gün sebze ve pirinç miktarı da azaldı. Artık ne beni ne de çocuklarımı doyuruyor. Doymadığımız zamanlar oluyor” ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi, Han Yunus'un batısındaki Mawasi bölgesinde çiftçiler tarafından yetiştirilen az miktardaki sebze ile yetinmeye çalışıyor, ancak herkes yeterli miktarda sebze satın alamıyor. Halen bulunabilen bazı sebzelerden satın almak için pazara giden Abdurrahman, “Domates, salatalık, patlıcan, kabak ve yeşil sebzelerden almak için pazara gittim, ancak fiyatlar çok yüksek. Hiçbir gelir kaynağım olmadığı, kocam vefat ettiği ve sadece hayırsever insanlardan ve derneklerden gelen yardımlarla geçindiğim için bu fiyatları karşılayamıyorum” dedi.
Yükselen yakıt fiyatları
Sınır kapılarının kapatılmasıyla başta yemek pişirmek için kullanılan tüp gaz olmak üzere çeşitli yakıt türlerinin girişinin engellenmesi Gazzelilerin günlük yaşamlarını çeşitli yönlerden etkileyen belki de en önemli ikinci konu. Bir litre benzinin fiyatı karaborsada yaklaşık 15 dolardan 90 ila 100 dolara yükseldi. Yakıt fiyatlarındaki artış, nüfusun yüzde 90'ından fazlasını etkileyen ciddi bir su krizine de yol açtı. Bu da elektrik jeneratörlerini yüksek fiyatlı yakıtlarla çalıştırmak zorunda olmaları ve mevcut istikrarsız mali durumları için çok pahalı olan bu yakıtları satın alamayıp su için ödeme yapamamalarından kaynaklanıyor.
Savaşın başlarından bu yana tek gelir kaynağını kaybeden Gazze şehrinden Beşir Sem’an, Al Majalla’ya ailesiyle birlikte gıda kolileri ve bir miktar nakit yardımla yaşadıklarını anlattı. Banyo, bulaşık, çamaşır yıkama ya da tuvalet gibi günlük kullanım ya da içme suyu için artık su satın alamayan Sem’an, bir bardak suyun yaklaşık 25 dolardan 100 doların üzerine çıktığını söyledi.
Yakıt krizi, özellikle de yemek pişirme için kullanılan tüp gaz, halk lokantalarının ve hayırseverler tarafından açılan yiyecek tezgahlarının çalışmalarını durdurmasına ve mart ayı sonlarında gaz ve un stoklarının tükenmesinin ardından Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından sübvanse edilen 25 fırının çalışmalarını askıya alınmasına neden oldu. WFP tarafından sübvanse edilen tek bir somun ekmek yaklaşık 60 sente, 25 kilogramlık bir çuval un ise 6 dolara satılıyordu. Ancak fırınların kapatılması ve faaliyetlerinin durdurulmasının ardından un fiyatı çuval başına 50 doların üzerine çıktı.
Yakıt yasağı krizinin yol açtığı felaketlerin ardı arkası kesilmiyor. Yakıt sıkıntısı nedeniyle sokakları açma ve molozları kaldırma çalışmaları da durdu. Bu da yüzlerce sokakta atıkların birikmesine, sivrisinek ve zararlı böceklerin yanında hastalıkların yayılmasına sebep oldu. Ulaşım ve iletişim sektörü, yüksek fiyatlar ve miktarların azlığı nedeniyle neredeyse durma noktasına geldi. Bir yerden başka bir yere ulaşım aracı bulmak zorlaştı. Bulunsa bile fahiş fiyatlar ulaşım ve iletişim alanlarını felç etti.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, sınır kapılarının kapatılması ve yakıt girişinin engellenmesinin Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerindeki hastanelerde jeneratörlerin ve İsrail’in devam eden bombardımanları nedeniyle ölüleri ve yaralıları taşıyan ambulansların çalışmasını etkileyeceğine dair uyardı. Sağlık Bakanlığı Hastaneler Genel Müdürü Dr. Muhammed Zakut, bakanlığın tıbbi malzeme stokunun ve onlarca kalem tıbbi temel malzemenin azaldığı uyarısında bulundu. Bunun iki nedeni olduğuna dikkati çeken Zakut, bunlardan birincisinin sınır kapılarının kapatılmaya devam etmesi nedeniyle tıbbi malzeme taşıyan kamyonların girişinin engellenmesi, ikincisinin ise İsrail ordusunun tıbbi malzeme ve ilaç depolarını hedef almaya devam etmesi olduğunu söyledi. İsrail ordusu son olarak Refah kentinde yer alan Suudi Arabistan Kültür ve Miras Merkezi’ne bağlı olan ve tıbbi malzeme stokunun bulunduğu bir depoyu hedef almıştı.
Depolarda ve antrepolarda ilaçların yüzde 37'sinin stokları sıfırlanırken hastanelerde doktorların ameliyatlar, yoğun bakım ve acil servisler için daha önce görülmemiş düzeylerde ilaç tüketmek zorunda kalıyor.
Sağlık Bakanlığı depolarda ve antrepolarda ilaçların yüzde 37'sinin stoklarının sıfırlandığını ve hastanelerde doktorların ameliyatlar, yoğun bakım ve acil servisler için daha önce görülmemiş düzeylerde ilaç tüketmek zorunda kaldıklarını açıkladı.
Kanser hastaları ve kan hastalıkları için kullanılan ilaçların yüzde 54'ünün stoku tamamen tükenirken hastaların hayatları tehlikede. Bu durum doktorların hasta tedavilerini yarıda kesmek zorunda kalmalarına neden oluyor.
İsrail'in Gazze'deki Şucaiyye Mallesi’nde bir eve düzenlediği saldırının ardından yıkılan evlerin arasında kalan Filistinliler, 9 Nisan 2025 (Reuters)
İsrail ordusunun sınır kapılarını kapalı tutmaya devam etmesinin ve gıda ve tıbbi malzemelerin girişini engellemesinin, Gazzeliler arasında, özellikle de çocuklar arasında yetersiz beslenmenin bir sonucu olarak anemi, gıda ve sağlık felaketi ve yakında bir kıtlığa yol açacağını söyleyen Zakut, “Yakıt krizi, suların kesilmesi, çöplerin sokaklarda birikmesi ve haşerelerin yayılması, tüm bunlar cilt ve akciğer hastalıklarının yayılabileceğine dair uyarı niteliğinde. Bu yüzden İsrail'in sağlık sistemini hedef almayı bırakması ve Gazze’ye tıbbi malzeme sağlanması için uluslararası eylem talep ettik ve talep etmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.