Kaynaklar: Hamas, birçok liderinin öldürülmesinin ardından ‘casusları’ idam etti

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, esir teslim törenlerinin İsrail'in kullandığı bir güvenlik boşluğu olduğunu söyledi

Yaklaşık on yıl önce Gazze'ye giren İsrailli esir Avera Mengistu, Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında Refah'taki teslim platformunda (Reuters)
Yaklaşık on yıl önce Gazze'ye giren İsrailli esir Avera Mengistu, Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında Refah'taki teslim platformunda (Reuters)
TT

Kaynaklar: Hamas, birçok liderinin öldürülmesinin ardından ‘casusları’ idam etti

Yaklaşık on yıl önce Gazze'ye giren İsrailli esir Avera Mengistu, Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında Refah'taki teslim platformunda (Reuters)
Yaklaşık on yıl önce Gazze'ye giren İsrailli esir Avera Mengistu, Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında Refah'taki teslim platformunda (Reuters)

İsrail'in 18 Mart'ta Gazze Şeridi'nde savaşı yeniden başlatmasından bu yana Hamas, çeşitli düzeylerdeki liderlerinin öldürülmesiyle büyük darbe aldı.

Şarku’l Avsat'a isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan Hamas kaynaklarına göre, Hamas, hareketin ve diğer grupların liderlerinin bombalandığı ve suikasta uğradığı bölgelerden gözaltına aldığı bazı kişiler için ‘devrim mahkemeleri’ olarak nitelendirdiği mahkemeler kurdu. Kaynaklar, “Casusluktan suçlu bulunanlardan bazıları çoktan idam edildi, diğerleri ise halen soruşturuluyor” dedi.

Kaynaklar infazlardan etkilenenlerin sayısını açıklamadı, ancak Hamas'ın ‘siyasi, askeri ve idari düzeyde suikastlardan etkilendiğini ve vefat sayılarının artmasından bu yana daha sıkı güvenlik önlemleri alındığını’ doğruladı.

Çeşitli liderler

İsrail'in yoğun saldırıları dün şafak vaktine kadar durmadı ve özellikle önde gelen isimlere odaklanmaya devam etti. En son hedef, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de Ard Halava bölgesindeki bir kampta bulunan çadırına bir İsrail uçağı tarafından atılan füze ile öldürülen Hamas Sözcüsü Abdullatif el-Kanu oldu.

devfev
Hamas Sözcüsü Abdullatif el-Kanu (Arşiv)

Şarku’l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, İsrail'in aynı zamanda Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın istihbarat servisi liderlerinden Eşref el-Garbavi'yi Gazze şehrinin kuzeyindeki Ard eş-Şanti bölgesinde bir apartman dairesinde kendisini ve ailesini hedef alan bir saldırıda öldürdüğünü doğruladı.

Aynı kaynaklara göre İsrail, Kassam Tugayları istihbarat servisi ile Gazze'deki Hamas hükümetinin iç güvenlik servisinin çalışmalarını koordine etmekten sorumlu Ahmed el-Kayali'yi Gazze şehrinin en-Nasr mahallesindeki bir apartman dairesinde hedef alan bir saldırıda öldürdü.

İsrail'in saldırılarına yeniden başlamasından bu yana, hareketin siyasi bürosunun beş üyesinin suikasta uğradığı yoğun saldırılar durmadı. Muhammed el-Cemasi, Yaser Harb ve İsam ed-Dalis savaşın yeniden başladığı ilk gece ayrı ayrı operasyonlarda öldürüldü. Daha sonra Salah el-Berdevil ve İsmail Berhum iki ayrı operasyonda öldürüldü. Kassam Tugayları'nın Gazze Tugayı Komutan Yardımcısı Ahmed Şemali ve üst düzey istihbarat komutanlarından Usame Tabbaş da ilk gece Şucaiyye Taburu Komutanı Cemil el-Vadiye, saha komutanları ve diğer hükümet yetkilileriyle birlikte suikasta uğradı.

Kolay erişim

Hamas'tan çok sayıda isme ulaşılması, savaşın ilk raundu boyunca bu sayıya ulaşmakta zorlanan İsrail'in elindeki bilgileri nasıl güncellediği konusunda soru işaretleri yarattı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Gazze Şeridi'ndeki saha kaynakları, İsrail'in ‘58 günlük kırılgan ateşkes sırasında birçok faktörden faydalandığını ve hedef bankasını güncelleyerek bu hedeflere, özellikle de savaş sırasında bazıları birçok suikast girişiminden kurtulan saha komutanlarına ulaşmayı başardığını’ tahmin ediyor.

Kaynaklara göre, ‘İsrail ateşkes sırasında istihbarat çalışmalarını yoğunlaştırdı ve aranan kişileri takip etmek, bölgeleri ve buralardan çıkan sesleri belirlemek için belirli aralıklardaki aramaları dinlemek ve bunları önceki yıllarda dinlenen kayıtlarla karşılaştırarak o bölgelerde kimlerin olduğunu bulmaya çalışmak için yapay zekâ sistemleri ve diğerleriyle çalışan casus uçakları uçurdu.’

Kaynaklar, suikast operasyonlarında İsrail'e yardımcı olan şeyin insansız hava araçları (İHA) tarafından çeşitli küçük casus cihazların atılmasının yanı sıra savaş sırasında Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine yapılan saldırılar sırasında İsrail kara kuvvetleri tarafından çok sayıda casus cihaz ve kameranın yerleştirilmesi olduğunu açıkladı.

‘Esir teslim törenleri, güvenlik boşluğu oluşturuyor’

Kaynaklar, ‘İsrailli esirlerin teslimi sırasındaki törenlerin, İsrail'in Filistinli gruplardan direnişçileri ve saha komutanlarını izlemek için kullandığı bir güvenlik boşluğu işlevi gördüğüne’ dikkat çekti.

Kaynaklar, “İsrail esir teslim törenlerine katılan araçları takip etti ve son günlerde onlara yoğun bir şekilde saldırdı” dedi.

İsrail kaynakları, törenlere katılan 100'den fazla aracın yanı sıra 7 Ekim 2023 saldırılarına katılmış olabilecek bazı araçların da saldırıya uğradığını tahmin ediyor.

Hamas kaynakları, esir teslim sürecine katılan Kassam Tugayları'ndan bazı saha komutanlarının hedef alındığını doğrulayarak, Şucaiyye Taburu Komutanı Cemil el-Vadiye'nin öldürüldüğünü bildirdi.

fvgbt
Kızılhaç ekiplerine teslim edilmek üzere Kassam Tugayları savaşçılarının ortasında platformda bekleyen üç esir (AFP)

Kaynaklar, ‘bazı askeri figürlerin de bir sonraki aşamaya hazırlık için safları yeniden düzenleme girişimlerinin bir parçası olarak hareketleri sırasında izlendiğini, siyasi büro liderleri ve diğer figürlerin ise yoğun faaliyetleri izlendikten sonra suikasta uğradıklarını’ açıkladı.

Seçenek yok

Kaynaklar, ateşkes sırasında İsrail istihbaratının yoğun çabalarından ötürü güvenlik talimatları verilmesine rağmen ‘uyarıların yeterli olmadığına’ dikkat çekti.

Kaynaklar, uyarıların etkisiz kalmasının nedenlerinden birinin ‘Gazze Şeridi'ndeki koşulların gerçekliği ve Hamas ile diğer Filistinli grupların liderlerinin İsrail istihbaratının gözlerinden uzakta saklanabilecekleri yerlerin olmaması’ olduğunu kabul etti.

Kaynaklar, ‘Hamas ve Kassam Tugayları liderlerinden bazılarının göç bölgelerindeki çadırlarda suikasta uğradığını, bunun da onlar için seçeneklerin azlığını gösterdiğini, bazılarının aileleriyle birlikte hedef alındıkları evlerine döndüğünü, bazılarının ise kendilerine ait olmayan apartman dairelerine sığındıktan sonra aileleriyle birlikte şehit edildiğini’ hatırlattı.

Kaynaklar ayrıca, ‘Filistinli grupların, liderlerin herhangi bir savaşı yönetmesi için bir yer olarak hizmet eden tünellerin büyük bölümünü kaybettiğini’ doğruladı.



Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
TT

Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)

ABD Kongresi'ndeki Cumhuriyetçiler dün, Donald Trump'ın kampının prestijli eğitim kurumuna yönelik son saldırısında, eşitlik yasalarını ihlal etmekle suçladıkları Harvard Üniversitesi hakkında soruşturma başlattıklarını duyurdular.

Trump yönetimi birkaç haftadır, Gazze Şeridi'ndeki savaşa karşı öğrenci hareketleri sırasında antisemitizmin tırmanmasına izin vermekle suçlanan bazı Amerikan üniversiteleriyle mali bir çatışmaya girmiş bulunuyor. Trump yönetiminin hedef aldığı üniversiteler arasında, ABD hükümetinin taleplerini reddetmesinin ardından 2.2 milyar dolarlık hibesi dondurulan Harvard Üniversitesi de bulunuyor. Trump, “nefret ve aptallık” yaymakla suçladığı Harvard Üniversitesi'ne tanınan vergi muafiyetini iptal ederek daha da ileri gitmekle tehdit ediyor.

“Harvard'ın bir utanç kaynağı olduğunu düşünüyorum. Bence yaptıkları şey bir rezalet,” diyen Trump, dün Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘avukatlar tarafından ele alınan’ davayla ilgisini küçümsedi.

Cumhuriyetçi yetkililer, bir meclis soruşturması başlatıldığını duyurdukları mektuplarında, üniversite yönetimine, özellikle ırk temelinde ayrımcılık olmak üzere “medeni haklar yasalarına uyumsuzluğunu” izleyeceklerini bildirdiler. Temsilciler Meclisi Soruşturma Komitesi Başkanı James Comer ve Cumhuriyetçi Temsilci Elise Stefanik, “Harvard Üniversitesi, sizin talimatınızla, Harvard'ı yasalara uygun hale getirmeyi amaçlayan federal yetkililer tarafından önerilen makul bir uzlaşma anlaşmasını değerlendirmeyi reddettiği ölçüde yasadışı ayrımcılığı önleyemiyor ya da önlemek istemiyor gibi görünüyor” diye yazdı. Üniversite Başkanı Alan Garber'a hitaben “Hiçbir kurumun yasaları çiğneme hakkı yoktur” ifadelerini kullandılar.

Bu tehdit, çarşamba günü Trump yönetimi tarafından yapılan ve üniversitenin kabul, işe alım ve siyasi yönelim alanlarında incelemeye tabi tutulmayı kabul etmemesi halinde, yabancı öğrenci kabulünü engellemeyi düşünen bir başka tehdidin ardından geldi. Birçok profesör ve öğrenci, üniversitenin Trump yönetiminin taleplerini reddetmesini nadir görülen bir direniş işareti olarak memnuniyetle karşılarken, New York'taki Columbia Üniversitesi Cumhuriyetçilerin baskısı altında reformları kabul etti.

Araştırmacı Avi Steinberg, Harvard Üniversitesi personeli ve öğrencilerinin dün Boston yakınlarındaki Cambridge'de bulunan kampüste, Trump yönetimine karşı gösteri düzenlediklerini söyledi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Steinberg, “Harvard'ın öğrencilerine ve öğretim üyelerine verdiği sözleri yerine getirmesini, kampüsteki her öğrenciyi korumasını, öğretim üyelerini ve özellikle de ifade özgürlüğünü korumasını istiyorlar” ifadelerini kullandı.

30 bin öğrencili kurum yıllardır Şangay Dünya Üniversiteleri Sıralamasında en üst sıralarda yer alıyor. Diğer üniversitelerde olduğu gibi, bu üniversite de yıllardır büyük ölçüde sol görüşlü olduklarını düşündükleri Amerikan üniversitelerine karşı saldırıya geçen muhafazakarların hedefindeydi.

Bu saldırı, Filistin halkına destek ve Gazze'deki savaşa karşı düzenlenen öğrenci protestoları sırasında yoğunlaşmış ve üniversite kampüslerinde Yahudi öğrencilerin korunmamasına yönelik yaygın eleştirilere yol açmıştır.