İsrail, İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için ‘diplomasiyi’ göz ardı etmiyor

Saar: Fransa ile ortak hedefimiz İran'ın nükleer silah geliştirmesini engellemek

 İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bugün Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile görüştükten sonra İsrail Büyükelçiliği’nde bir konuşma yaptı. (AP)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bugün Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile görüştükten sonra İsrail Büyükelçiliği’nde bir konuşma yaptı. (AP)
TT

İsrail, İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için ‘diplomasiyi’ göz ardı etmiyor

 İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bugün Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile görüştükten sonra İsrail Büyükelçiliği’nde bir konuşma yaptı. (AP)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bugün Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile görüştükten sonra İsrail Büyükelçiliği’nde bir konuşma yaptı. (AP)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için diplomatik yolları dışlamadığını belirterek, Tahran ile ABD arasında dolaylı görüşmelerin yapılabileceğine dair işaretler olduğunu söyledi.

Saar, “Bildiğiniz gibi İranlılarla görüşmeler yapmıyoruz, ancak onlar ABD ile dolaylı görüşmeler yapma isteklerini açıkça belirttiler... Bu müzakereler başlarsa hiç şaşırmam” ifadelerini kullandı.

Fransa'ya yaptığı ziyaret sırasında konuşan Saar, Tel Aviv ve Paris'in ortak hedefinin ‘İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek’ olduğunu ifade etti.

“İran'ın nükleer silah üretmesini engelleme hedefi Fransa ve İsrail için ortak bir hedeftir” diyen Saar, görüştüğü Fransız mevkidaşı Jean-Noel Barrot'u Fransız tarafıyla ‘diyaloğu’ sürdürmek üzere İsrail’e davet ettiğini kaydetti.

Saar şubat ayı sonunda yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer silah geliştirmesini önlemek için ‘askeri seçeneğin’ gerekli olabileceğini belirterek, İsrail'in Tahran üzerindeki baskıyı arttırmak amacıyla ABD Başkanı Donald Trump'ın desteğini aradığına işaret etti.

İran ile İsrail arasındaki söz düellosu, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Washington'un desteğiyle İran'ın nükleer tesislerini vurmakla tehdit etmesinin ardından tırmanmıştı.

Fransa, Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot aracılığıyla, çatışma riskinin yüksek olduğu ve İran'ın nükleer programı konusunda yeni bir anlaşmaya varma şansının azaldığı konusunda uyarıda bulundu.

Barrot, “Başarısızlık durumunda askeri bir çatışma neredeyse kaçınılmaz görünüyor” dedi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya'dan bakanlar bu hafta Brüksel'de yapılacak bir bakanlar toplantısında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile İran konusunu görüşmeyi umuyor.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, İran'ın nükleer programı nedeniyle Washington ile Tahran arasında gerilim artar ve ABD'nin Husilere yönelik saldırıları devam ederken, Ortadoğu'ya bir uçak gemisi ve bir savaş uçağı filosu da dâhil olmak üzere ilave takviye kuvvet gönderilmesi talimatı verdi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Michael Erik Kurilla bu hafta İsrail'i ziyaret ederek Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ile görüştü. İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre Kurilla salı günü İsrail'e geldi ve Zamir ile ‘operasyonel ve stratejik konuları görüşmek üzere’ üst düzey İsrailli askeri komutanların katıldığı bir toplantı gerçekleştirdi.



Trump’ın Panama Kanalı hayali suya mı düşüyor?

Panama Kanalı tartışmasında ABD'nin elini güçlendirecek anlaşmanın 2 Nisan'da imzalanması bekleniyordu (Reuters)
Panama Kanalı tartışmasında ABD'nin elini güçlendirecek anlaşmanın 2 Nisan'da imzalanması bekleniyordu (Reuters)
TT

Trump’ın Panama Kanalı hayali suya mı düşüyor?

Panama Kanalı tartışmasında ABD'nin elini güçlendirecek anlaşmanın 2 Nisan'da imzalanması bekleniyordu (Reuters)
Panama Kanalı tartışmasında ABD'nin elini güçlendirecek anlaşmanın 2 Nisan'da imzalanması bekleniyordu (Reuters)

Panama Kanalı'ndaki iki limanın ABD’ye satılmasına ilişkin görüşmeler tıkandı. 

Hong Kong merkezli CK Hutchison Holdings, Panama Kanalı’nın iki yakasındaki stratejik limanlara ait hisselerini, Amerikan varlık yönetim şirketi BlackRock liderliğindeki konsorsiyuma 22,8 milyar dolar karşılığında satmayı 4 Mart’ta kabul etmişti.

Ancak Wall Street Journal’ın (WSJ) aktardığına göre CK Hutchison Holdings’in, limanlarla ilgili Panama yönetimine 300 milyon dolara yakın borcu var.  

Panama Sayıştay Başkanı Anel Flores, pazartesi günü yaptığı açıklamada borç nedeniyle şirket hakkında hukuki soruşturma başlatılacağını duyurdu. 

Flores, holdingin limanları işleten birimi Panama Ports'un, 2021’de Panama Denizcilik İdaresi’yle 25 yıllık sözleşmesini uzatırken gerekli izinleri almadığını söyledi. Ayrıca şirketin, Panama hükümetine ödediği miktarı azaltmak için vergiden muaf taşeronlar kullandığını ve kârının yüzde 10'unu hükümetle paylaşmadığını belirtti.

Panama’daki kanalların denetimi Panama Denizcilik İdaresi tarafından gerçekleştiriliyor. WSJ’nin aktardığına göre sözleşmelerin iptal edilmesi de söz konusu olabilir. Kimliğinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan Panamalı bir yetkili, hukuki sürecin 6 ay ila bir yıl sürebileceğini ve anlaşmanın tamamlanmayabileceğini söylüyor. 

WSJ ve New York Times (NYT), BlackRock ve Hutchison’ın yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor. 

Diğer yandan BlackRock CEO’su Larry Fink, pazartesi günkü açıklamasında ABD’nin getirdiği gümrük vergileri nedeniyle Çin’le başlayan ticaret savaşının anlaşmaya olumsuz yansıyabileceğini belirtmişti.

Adının açıklanmaması şartıyla WSJ’ye konuşan kaynaklar, Çin’in limanları satın alması için bazı şirketlerle görüşmeye başladığını söylüyor. Cosco Shipping Lines ve China Merchants gibi devlet destekli denizcilik devlerinin, BlackRock anlaşmasının başarısız olması halinde bazı limanları devralmak için Hutchison’la “gayrıresmi görüşmeler” yürüttüğü de belirtiliyor.

Johns Hopkins Üniversitesi’nden Latin Amerika uzmanı Benjamin Gedan da NYT’ye şu değerlendirmeyi yapıyor: 

Bu işi ne kadar uzatırsanız, Çin'in sürece dahil olması için o kadar büyük fırsat doğar.

ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldiği gibi Panama Kanalı’nın Çin tarafından kontrol edildiğini öne sürerek, ABD’nin kanalın denetimini geri alması çağrısında bulunmuştu. 4 Mart’ta Kongre’deki konuşmasında Cumhuriyetçi lider, anlaşmanın bir zafer olduğunu savunarak “Yönetimim Panama Kanalı’nı geri alacak, bunu yapmaya başladık bile” demişti.

Pekin yönetiminden yapılan açıklamadaysa limanların satılmasına ilişkin anlaşma “Çin halkına ihanet” diye nitelenmişti.

Trump, 2 Nisan’da açıkladığı gümrük vergileriyle tartışma yaratmıştı. ABD’nin Çin’e uyguladığı toplam vergi oranı yüzde 54’e çıkmıştı. Bunun ardından Çin yüzde 34 oranında misilleme vergi getirmiş, Trump da Çin’e uygulanan vergi oranını tekrar artırarak yüzde 104’e yükseltmişti. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times