İsrail, ABD-İran anlaşmasını göz ardı etmiyor

Paris ve Tel Aviv, Tahran'ın nükleer silah sahibi olmasını engelleme konusunda anlaştı

Barrot, Brüksel'deki NATO dışişleri bakanları toplantısı sırasında Alman mevkidaşı Annalena Baerbock ile konuşuyor (AFP)
Barrot, Brüksel'deki NATO dışişleri bakanları toplantısı sırasında Alman mevkidaşı Annalena Baerbock ile konuşuyor (AFP)
TT

İsrail, ABD-İran anlaşmasını göz ardı etmiyor

Barrot, Brüksel'deki NATO dışişleri bakanları toplantısı sırasında Alman mevkidaşı Annalena Baerbock ile konuşuyor (AFP)
Barrot, Brüksel'deki NATO dışişleri bakanları toplantısı sırasında Alman mevkidaşı Annalena Baerbock ile konuşuyor (AFP)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, ABD ve İran'ın, İran'ı nükleer silah üretmekten caydıracak diplomatik bir çözüme ulaşma ihtimalini göz ardı etmezken, Fransız mevkidaşı Jean-Noel Barrot “böyle bir diplomatik yaklaşım için fırsat penceresinin kapanmakta olduğu” uyarısında bulundu.

İki bakan Paris'te, ABD Başkanı Donald Trump'ın iki ay içinde nükleer program konusunda bir anlaşmaya varılmaması halinde İran'ı vurmakla tehdit etmesinin ardından İran'ın nükleer dosyasındaki gelişmeleri ele aldı.

ABD ve İran dolaylı müzakereler için masaya otururken ABD, B-2 stratejik bombardıman uçakları ve bir savaş filosuna sahip ikinci bir uçak gemisi de dâhil olmak üzere bölgeye takviye güç gönderdi.

Şarku’l Avsat’ın Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan aktardığı açıklamaya göre iki bakan İran'ın nükleer silah elde etmesini istemediklerini vurgulayarak, İran'ın “bölgesel ve uluslararası istikrarı tehdit eden” eylemlerinden duydukları endişeyi dile getirdiler.

Saar gazetecilere yaptığı açıklamada, İranlıların “ABD ile dolaylı müzakerelere hazır olduklarını açıkça belirttiklerini ve bu tür müzakerelerin başlaması halinde şaşırmayacaklarını” söyledi. Barrot, Fransa'nın İran'ın nükleer programına kalıcı ve doğrulanabilir kısıtlamalar getiren bir anlaşmaya varılması konusundaki kararlılığını yineledi.

Üç Avrupalı gücün (Fransa, İngiltere ve Almanya) dışişleri bakanları, ABD'nin İran'a yönelik tehditleri ve bölgedeki askeri varlığını arttırmasının ardından, ABD'nin İran nükleer dosyasına ilişkin planlarını öğrenmek üzere bugün (Cuma) Brüksel'de ABD'li mevkidaşları Marco Rubio ile istişarelerde bulunuyor.



ABD’de tutuklanan Filistinli aktivist Halil’in eşi: Bizi susturamayacaklar

Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
TT

ABD’de tutuklanan Filistinli aktivist Halil’in eşi: Bizi susturamayacaklar

Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)
Protestocular, Mahmud Halil'in serbest bırakılması için New York'ta eylem düzenlemişti (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin’e destek protestolarına öncülük eden aktivist Mahmud Halil’in tutuklanmasının yankıları sürüyor.

Filistinli öğrencinin eşi Noor Abdalla, Guardian’da kaleme aldığı yazıda Halil’in, İsrail’in Gazze’de işlediği suçlarla ilgili gerçekleri dile getirdiği için cezalandırıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Seni susturmaya çalışıyorlar. Filistin'de yaşanan vahşete karşı sesini yükseltmeye cesaret eden herkesi susturmaya çalışıyorlar. Ama başarısız olacaklar. Biz susturulmayacağız. Daha da büyük bir kararlılıkla devam edeceğiz ve bu gücü, Filistin özgür olana kadar çocuklarımıza ve onların çocuklarına aktaracağız.

New York’ta diş hekimliği yapan ABD vatandaşı Abdalla, eşi martta gözaltı merkezine gönderildiğinde 8 aylık hamileydi. “Oğlumuza senin cesur davranışını anlatacağım” diyen Abdalla, eşinin haksız yere tutuklandığını belirterek yazısına şöyle devam ediyor: 

Ruhunun sarsılmaz olduğunu, seni yenemeyeceklerini ve bu durumdan her zamankinden daha güçlü çıkacağını biliyorum. Nihayet serbest bırakıldığında ellerini havaya kaldırıp ‘Filistin’e özgürlük’ diye bağıracağından şüphem yok.

Aktivist öğrencinin avukatı Amy Greer, eşi de ABD’li olan Halil'in "yeşil kartlı daimi ikametgah sahibi" olarak ABD'de bulunduğunu hatırlatmış, buna rağmen Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) yetkilileri tarafından tutuklandığını ve yeşil kartının iptal edildiğini bildirmişti.

New York’ta 8 Mart’ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. 

ABD Başkanı Donald Trump, Halil’in “Hamas destekçisi” olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı.

Louisiana’da salı günü gerçekleştirilen duruşmada Halil’in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde “tek bir belge bile ulaşmadığını” söyledi. Yargıç Jamee Comans da öğrencinin sınır dışı edilmesi talebini gerekçelendirecek delillerin 24 saat içinde mahkemeye sunulmasını istemişti. Yargıç, Trump yönetiminin delil sunmaması ya da sağlanan belgelerin sınır dışı talebini gerekçelendirmemesi halinde davayı cuma günü düşüreceğini bildirmişti.

30 yaşındaki Filistinli öğrenci, Louisiana eyaletindeki gözaltı tesisinden Guardian’a gönderdiği mektupta, hakkındaki suçlamaları reddetmiş ve siyasi düşünceleri nedeniyle hedef alındığını belirmişti.

Trump, ülkede İsrail karşıtı protestolara katılan yabancı öğrencileri sınır dışı edecek kararnameyi ocak ayında imzalamıştı. Böylelikle, Gazze savaşı sürerken ABD’de patlak veren Filistin’e destek protestolarına katılan öğrencilerin vizelerinin iptal edilmesinin önü açılmıştı.

Ayrıca Tufts Üniversitesi’nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Louisiana'daki bir gözaltı tesisine götürülen Öztürk, tekrar Vermont’ta yargılanacak.

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024’te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times’ın paylaştığı verilere göre, temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel